18.Bölüm

160 20 2
                                    

Hızla yerimden kalktım donmuş gibiydi bütün vücudum "Aybars Savaş orda"Elimle gösterdiğim yer benim içimi acıtıyor bir parçasını söküp götürüyordu. Benden önce davranan abimin hemen oeşinden çıkıp yerde yatan ve üzeri kan olan sevgilimin yanına koştum hemen. "Aybars ne olmuş ona niye yerde yatıyor"Gözlerim yüzünden artık önümü göremen olmuştum elimin tersi ile göz yaşlarımı silip yanına yaklaştım ve o anda dizlerim beni taşımayı bıraktı. Elini tuttum sımsıkı "Abi uyandır onu lütfen uyandır" Ben hıçkıra hıçkıra ağlarken abim bütün soğuk kanlılığı ile ambulansı aradı ardından yanıma gelip yüzümü kendisine çevirdi "Bana bak sakin ol tamam mı şimdi bana telefonunu ver" Arka cebimdeki telefonumu ona verip hızla Savaşa döndüm ve saçlarını okşadım anında bir mırıltı duydum "Liva gözlerini kapat bakma" Yanağına doğru ufak bir öpücük bıraktım "Savaş lütfen aç gözlerini lütfen" Ve mırıltılar kesildi nefesi yavaşladı o sırada acı çığlıklarıma siren sesleri katıldı ben olayları idrak edene kadar hastaneye gelmiştik Savaş acil ameliyata alınırken zaten hastanede olan annem ve Selma teyze çoktan yanımıza gelmişti teselli etmeye uğraşıyorlardı. Bir süre sonra koridorda Pınar teyzenin haykırışları yükseldi işte ozaman olayı idrak ettim durmadan akan göz yaşlarım yer çekimine ayak uydurup daha hızlı düşmeye başladılar gözlerimden. Yerimden kalkıp bayılmak üzere olan Pınar teyzeye yer verdim  ve yüzlerine bile bakmadan herkesten en uzak köşeye geçip yere çöktüm dizlerimi kendime çekip kafamı yasladım ve sessizce ağlamaya başladım. Herşey benim yüzümden olmuştu benim için oraya gelmişti benim yüzümden tek gitmek zorunda kalmıştı gelmeseydi böyle olmicaktı ya da ben ona git demeseydim.Özür dilerim sevgilim canını yaktığım için özür dilerim. Saçım okşanınca kafamı kaldırdım belki bunlar rüyadır diye ama karşımda Poyrazı görünce gözlerimi yere diktim "Yüzüme neden bakmıyorsun bal böceği" Ağlamamak için gözlerimi yumdum ve omuz silktim ardından titreyen sesimle konuştum "Bakamam ki. Herşey benim yüzümden olmuşken ben sizin yüzünüze bakamam.Benim için geldi ben dedim ona gidebilirsim diye ben yaptım ben ben be.." Poyraz kollarını bana sardı "Evet herşeyi ona sen yaptın onu daha iyi bir insan yaptın insanları dinlemeyi öğrettin benimle barıstırdın onu mutlu ettin ya ona aşkı tatdırdın" Kafamı iki yana sallayıp kendimi geri çektim ve hızla ayağa kalktım hızla koridordan geçip adımı seslenenlere aldırmadan bahçeye çıktım ve önüme gelen rast gele bir çardağa oturdum ve tuttuğum ağlamamı serbest bıraktım. "Benim yüzümden" Elimi hızla yanıma vurdum sonra bir daha ardından bir daha daha elimi yukarda biri tutana kadar vurdum."Bana bak Liva bana bak dedim" Kafamı kaldırıp Aybars ve yanındaki Azraya baktım. "Kızım bu elinin hali ne"Elimi hızla elinden kurtardım "Sarışın sen çok kötüsün evet ama burda kendini hırpalaman kötü olan herkesi daha kötü yapıyor Pınar teyze Savaşı bekliyor sonra dönüp herkese seni soruyor. Alpi Annem ve Sevgi teyze teselli etmeye çalışıyor o ise senin yanına beni gönderiyor kendisini ağlarken görme diye Poyraz kardeşine üzülüyor annesine üzülüyor sonra kız kardeşimi istiyorum diye Denize yakınıyor. Ya Savaş orda canı ile savaşırken sen onu tek bırakıyorsun eğer senin sevgin bu kadarsa tamam ben Aybars abiyi alır giderim" Kollarımı hızla Azraya doladım "Azra ben onu çok seviyorum anlıyormusun. Ben korkuyorum ya ben ordayken kötü bir haber alırsam ya Savaş beni bırakmaya karar verirse" Azranın iç çekişini duydum ardındam da geri çekildi ve beni ayağa kaldırdı anında abim kollarını bana sardı "Güzel gözlüm senin ona onun sana ihtiyacı var ben bunu anladım bu kısa sürede ki daha neler vardır hadi gel" Göz yaşlarım durmadan akıyordu yavaş yavaş yüzüm hep ıslaktı. Koridora girdiğimiz anda Pınar teyzenin çığlığını ve diğerlerinin avutma cümlelerini duydum ve o an dünyam başıma yıkıldı. "Ab- Abi bi- bişey olmuş" Gözlerim kapanırken nefesim kesildi sadece göz yaşlarımdan farklı olarak burnumdan akan bişeyi hissettim. Başımda ki büyük ağrıyla gözlerimi açtım ve hızla doğruldum anında gözlerim kararırken umursamadım"Dur Liva sakin ol" Abime baktım "Merak etme iyi karışmış aileler sakin ol şimdi uyutuyorlar birazdan da senin için gelicek doktor" Derin bir nefes verdim yeni doğmuş bir bebek gibi rahatladım nefesimi verince "Benim için niye gelicekler ki" Omuz silkti "Bence önemli bişey yok ama bayılmadan önce burnun kanamaya başladı senin zaten panik atağın var o yüzden oluyor dimi" Kafamı salladım "Ama anlatamadım annemin falan haberi yok sana sakinleştirici verdiklerini söyledim mr falan çektiler sonuçları çıkıcaktı" Daha sözü yeni bitmişti ki doktor içeri elinde dosyalarla girdi "Uyandığına sevindim Livacığım sana bir kaç soru sormam gerekiyor" Doktor hanımın yüzünde bir durgunluk vardı annemi ziyarete geldiğim zaman bir kaç kere görmüştüm bu kadını ve her seferinde gülümsüyordu. "Abi sen annemlere falan haber verirmisin zaten eminim önemli bişey yoktur bende şu serum çıkar çıkmaz gelirim" Abim zar zor odadan çıkınca yatakta dik bir şekil aldım "Şey kötü bir durum mu var" Doktor sadece dosyaya bakıp kafa salladı "Sık sık başın ağrırmı?" Kaşlarımı çattım "Çok değil yoğun bir gün geçirirsem ya da stres yaparsam mesela sınav haftalarımda aşırı ağrır neden ki" Sayfaya bişeyler yazıp tekrar bana döndü "Peki baş dönmeleri ya da göz kararmaları" Kafamı tekrar salladım "Evet sabah kalktığımda oluyor sık sık ama bunlar aniden kalktığımdan dolayı oluyor" Doktor kafasını iki yana salladı "Bak bunu annenle konuşmalıyım" Hızla kafamı salladım "Bakın doktor hanım ben reşitim yani kendi kararlarımı verebilcek yaştayım ve durum ne olursa olsun kimseye söylemenizi istemiyorum. Şimdi lütfen söylermisiniz?" Doktor kalemini cebine koydu "Peki. Beyninde bir tümör var ve ameliyat olman lazım ama bu ameliyat da çok riskli ve sen daha çok gençsin" Kaşlarımı çattım "Anlayamadım ben her sene çekao yaptırıyorum annemin zoru ile ve hiç bir sorunum yok sonuçlar karışmıştır" Kafasını iki yana salladı "Bak seni kontrol altına almam lazım ve birine söylemeliyiz her geçen gün tümör büyüycek ve beyin kanallarına baskı yapıcak ve seni günden güne öldürücek" Kafamı iki yana salladım "Kimsenin bilmesini istemiyorum anneme bile söylemiceksiniz" Kadın bana kafa salladı "Ozaman sende tedaviyi onaylicaksın ilk 3 ay ilaç tedavisine başlicaz ardından da eğer ilaçlar etki etmezse ameliyat edicez" Kafamı salladım Doktor odadan çıkamadan önce serumu mu çıkardı ve o çıkmak için kapıyı açtığı anda gözleri dolu dolu Azra ve Deniz girdi içeri titreyen sesimle konuştum "Lütfen duymamış olun lütfen" Azra hızla yanıma gelip boynuma sarıldı onun üzerinden de Deniz. "Benim hayallerim var ben ölmek istemiyorum Deniz." Hıçkırıklarımız birbirine karışıyordu "Ya bana bişey olursa Alp ne yapıcak yada abim hepsini geçtim Savaş ne yapar" Deniz kafamı göğsüne bastırdı"Sarışınımızsın sen bizim sen çok güçlüsün hiç bişey olmicak sana tamam mı biz kız kardeşimizi kaybetmicez Savaş aşık olduğu kızı kaybetmicek Aybars abi yavru kuzusunu Alp ikizini" İksinden ayrılıp gözlerimi sildim "Kızlar bakın bunu kimse öğrensin istemiyorum tamam mı hiç kimse bu şey bizim aramızda sır olarak kalıcak yoksa size gerçekten küserim" İkiside ağlamasını tutmak için konuşmak yerine kafa salladılar ve bana sarıldılar "Hayallerim var benim ben daha psikolog olucam evlenicem çocuklarım olucak kızlar ben bunlar olmadan ölmek istemiyorum" Bir süre üçümüz birbirimize sarıldık en sonunda ben sakinleşince kafamı kaldırdım "Hepimiz iyiysek sevgilime gitmek istiyorum" Azra kafasını sallayıp ayağa kalktı "Bizde o yüzden geldik Savaş uyandı odaya alınıcaktı biz gelirken" Kafa salladım ve sevinçle el çırptım sanki az önce ölüceğini öğrenmemiş bir insan gibiydim "Bakın durumum iyi panik atak krizi geçirdiğim için burnum kanamış tamam mı" Kol kola girio odadan çıktık ve hızla Savaşın odasının önüne ilerlemeye başladık odanın önündeki Alp,Poyraz ve Aybars üçlüsü bizi görünce gülümsedi Alp hızla yanıma gelip sarıldı "Nasıl korktum biliyormusun manyak yanım" Sıkıca sarıldım ona "İyiyim be sıkma sen tatlı canını" Ondan ayrıldım içim burkulurken hemen ardından Poyraz sarıldı "Bal böceği nasıl korkuttun bilemezsin" Sırtını sıvazladım ve onun hep beklediği kelimeyi kullandım "İyiyim ben sakin olabilirsin abiciğim"Benden ayrılıp kafamı okşadı sonra Aybarsa döndü "Olum düşerken kafasını çok mu sert vurdu bu" Abim dudaklarını büzüp bilmiyorum der gibi yaptı."Hadi gir içeri annemler hep birlikte kantine gitti Savaşta uyumak için bizi kovdu birde seni göremeyince çok sinirlendi." Kafamı sallayıp odanın kapısının önüne geçtim ve derin bir nefes alıp verdikten sonra içeri girdim Savaş kafasını cam tarafına çevirmiş dışarıyı izliyordu "Az önce geldi hemşire neden bir daha geldiniz ki" Sessizce yanına yaklaşıp yanağına kocaman bir öpücük bıraktım "Bulmuşum yakışıklı bukleli hastayı bırakırmıyım" Savaş hızla bana dönüp göz devirdi "Nerdesin sen bu saate kadar ben ilk uyanınca seni görmek istiyorum belki ayrıca senin neden gözlerin kan çanağı gibi" Şirin şirin gülümseyip yatağın yanındaki tekli koltuğu yatağa yaklaştırdım ve elini tuttum sımsıkı "Biraz uçmuşum ben abimde sakinleştirici yaptırmış ondan dolayı yeni uyandım" Elini bileğimdeki siyah atele dokundurdu "Ne oldu buraya biri bişey mi yaptı" Doğrulmaya çalışca hızla omzundan bastırdım "Hayır hayır dedim ya uçmuşum diye" Gülümsedi "Ha deli sevgilimi aratmayayım dedin" Hızla kafa salladım "Çok ağladın mı" Masum sorusuna karşı gülümsedim "Çok değil ya toplasan anca Van gölüyle falan kapışır" Elimi tutup öptü "Her ne halde olursa olsun senin bahar gözlerine yağmur yağdırmayı sevmiyorum" Kafamı koluna dayadım "Nasıl bıçaklandın bakalım sen" Elini saçıma koyup okşadığı an içimdeki bütün sıkıntılar bitti ve yerlerini tarif edilemez bir huzur kapladı. "Boşver be güzelim şimdi burdayım senin yanındayım ne olduysa oldu" Birden hareketlenince ne olduğunu anlamadım ve kafamı kaldırdım yana kaymış ve bana yer açmıştı "Hadi gel beraber biraz huzur dolalım" Hızla açtığı yere yatıp kafamı göğsüne koydum "Hem iyiymişim yarın çıkabilirmişim ve zaten okadar kötü değilmiş perşembe günüde okula başlıyorum" Kollarımı belime doladım "Sen çok mu korktun sarı fırtınam" üzülmemesi için dalgaya aldım "Tabi korktum bir daha nerden bulucam hem hız seven hem motoru olan ela gözlü gamzeli, kaslı ve bukleli bir sevgili" Yavaşça kafama vurup kahkaha attı "Bende sana bişey olursa yaşayamam biliyormusun" Dudaklarımı birbirine bastırdım "Öyle deme salak bukleli hayatına devam et tekrar gül tekrar aşık ol ve tekrar mutlu ol ama benide unutma" Kafamı kaldırıp yüzüme baktı "Peki bana bişey olsa sen yapabilirmiydin" Kafamı iki yana salladım "Ama sen yap bak söz verelim birbirimize olur mu" Kafasını iki yana salladı ve kafamı tutup öptü sonra birdaha öptü ardından kafamı göğsüne bastırdı "Bu konular bir daha açılmicak ve biz birbirimizi bırakmicaz" Yapma Savaş yapma ya tedavi işe yaramazsa.Derin bir nefes alıp kafa salladım ve gözlerimi huzura kapattım.

Oy vermeyi unutmayınn 😃👍

Kendi Numaram ✔️Where stories live. Discover now