13.Bölüm

213 22 2
                                    

Teyzemler mutfağa geçmeden önce Pınar teyze bana döndü "Savaş ve Poyraz Savaşın odasında" Kafamı sallayıp gülümsedim. "Bana bak Liva o kadar yakınlık yok" Elimle ufak işareti yaptım "Küçük bir sarılma olsun bari zaten dövdün" Derin bir nefes verdi "Allahım neden ya neden" Tam kapının önüne gelmiştik ki içerden konuşma sesleri geliyordu içeri girecek olan Alpin kolundan tutup fısıldadım "Sakın ses yapma dinlicem" Aynı benim gibi fısıldadı "Asla değişmiyorsun ya bayılıyorum sana" Göz kırpıp sırıttım ve dinlemeye başladım. "Bak Poyra git ve Livaya bak iyimi diye ben iyiyim" "Savaş seni birde ben dövücem ama yeter be yeter bir sus" Bir çarpma sesi geldi "Savaş Allah belamı versin ki seni çocukluğunda yaptığım gibi camdan aşağı sarkıtırım" "Poyraz bana bak senden tek bir şey istiyorum bak geleli yarım saati geçti hala odasının ışığı yanmadı-" Devam edicekken birden benim ikizim kapıyı açtı ve ben kapıya yaslı olduğum için pat diye yere düştüm gözlerimi açtığımda tam yüzü dağılmış olan Savaşın ayağının dibinde olduğumu anladım. Kocaman sırıttım "Poyrazı zorlama diye sana bir adet sarı ajan getirdim kardeşim" Ben hala yerde yatarken Savaş ve Alp birbirine sarılıp sırtlarını sıvazladılar. "Poyrazz satışa geldim beni kaldırsana" Poyraz gülüp kaldırdı ve kolunu omzuma attı."Ne anlattın çocuğa Savaşın yüzünü dağıttıktan sonra sarılıyor" Kocaman sırıttım ve onun gibi Alplere bakarak fısıltıyla konuştum "Benden ne uçan ne kaçan kurtulabilir başkan" Savaşla Alp ayrılınca Savaş Alpin omzuna kolunu atıp bana baktı kaşında küçük bir yara bandı vardı hafif elmacık kemiği mordu ve dudağı patlamıştı uzun bir sessizlik olumca konuyu dağıtmak adına konuştum Savaşın yatağına oturup. "Valla Alp brawo sevgilimi modifiyeli şahine çevirmişsin parçalar bir türlü uymuyor" Sırtımı yatak başlığına yaslayıp yastığını kucağıma aldım ve kollarımı yastığa sardım. Poyrazda benim hemen dibime yan oturup sırtını duvara yasladı. "Yok bal böceği bu zaten diğuştan modifiyeli" Yumruk tokuşturup kahkaha attık "Bu ne iğrenç espiri seviyesi.Savaş kardeşim sen bu sarışına aşık olduğuna emin misin be" Savaş bir an düşünür gibi yapınca hemen cırladım "Öyle mi Savaş bey tamam kalk Poyraz biz boncuk yengeme gidelim bu pisliklerle kalmayalım" Poyraz anında kalktı "Bana uyar hadi gidelim" Kolumdan çekiştirince ne olduğunu alamadan kalktım Savaş anında önümde durdu "Hop hop nereye küçük hanım ve şerefsiz bey" Poyraz hafifçe Savaşı itti bakın altını çiziyorum hafifçe "Sevgilime gidiyorum kardeşimle hem sen zaten onu sevdiğine eminde değilsin" Böyle söyleyincede bir kötü oldum lan kolumu kendime çekip ellerimi belime koydum "Poyraz sussana sen kalbimi acıttın" Savaş kollarını bana sarıp saçımı öpünce Alp bir öksürük krizine girdi hemen ondan ayrılıp konuştum "Ozaman şöyle yapalım herkes sevgilisini alsın bizim mahallenin girişindeki Kamil amcanın yerine gelsin" Savaş kolumu tuttup sırıtarak konuştu "Ozaman ben sevgilimi aldım ve gidiyorum bay" Hızla odadan çıkıp bana döndü ve yanağımı öptü ardından hızla aşağı inmeye başladı bende gülerek peşinden indim "Anne biz dışarı çıkıyoruz haberin olsun" Pınar teyze mutfaktan kafasını uzatıp konuştu "Tamam kuzum dikkat edin" Hemen arkasından da teyzem kafasını çıkardı "Geç kalmayın sarışınım" Elimle okey işareti yaptım ve kafamı salladım biz çıkana kadar Poyraz ve Alpte inmişlerdi aşağıya. Hep beraber evden çıktık Poyraz arabasına ilerlerken Alpte Azranın evine ilerlemeye başladı tabi bizi uyarmayıda ihmal etmiyordu "Bana bakın valla fazla temas yok" Göz devirip Savaşın elini tuttum "Yeterli mi sevgili ikizciğim" Elini eh gibi sallayıp gülerek uzaklaştı bizde el ele mahallenin girişine ilerlemeye başladık. Tam gelmiştik ki Savaş birden beni bir yere çekip sırtımı duvara yasladı ve fısıltıyla konuştu "Diyor ki model cennet dudaklarınmış öpte öleyim" Gülümsedim kocaman ben hala daha gülümserken birden öptü."Gülümsenmenden öpmekte ayrı güzel oluyor be güzelim" Parmaklarımın ucuna çıkıp hiç beklemediği birşeyi yapıp alnını öptüm "Şimdi namusumsun Savaş Kara" Kahkaha atıp oda benim alnımı öptü "İşte şimdi birbirimiziniz Liva Bulut" Kollarımı beline sarınca oda bana sarıldı ve dükkana öyle girip büyük bir masaya oturduk yan yana kolu hala bana dolalıydı bende kafamı omzuna koymuştum "Allahım seviyoruz be" Bu çocuk benim yanımda bir tuhaf oluyordu ama ben ona bayılıyordum. "Savaş biliyormusun ben ne fark ettim" Merakla bana baktı "Sen bizden başka herkese soğuk ve korkutucusun böyle yumruğun havada geziyorsun.Sonra sadece bana karşı beş yaşında bir çocuğa dönüşüyorsun ya sen adam dövüp sonra gelip benimle kaydıraktan kayıyorsun" Saçımı öpüp konuştu "Çünkü diğer insanlar sevdiklerime zarar vericek diye çok korkuyorum sana gelincede sen okadar masumsun ki senin yanında sanki özümü buluyorum koşuyorum kaçıyorum iddalara en sakin günümüzde bile en az 10 defa içten kahkaha atıyorum şimdi geçen seneki ben çıkıp gelse benim senin yanında bu kadar güldüğümü yaptıklarımı görse şaşar kalır" Yanağını öpüp konuştum "Yalan sevmem biliyorsun o yüzden geçen seneki ben gelse mal yine aynı der geri dönerdi tabi tek fark daha mutlu ve aşık birisi olarak çünkü zaten senin gülümsemeni gören herkes aşık olur" Sonra birden kıskançlık damarım attı ve gülen sevgilimin ağzına vurdum. Şaşkınca bana bakarken ben tatlı tatlı ona baktım "Bana bak kimsenin yanında güleyim deme"  Dudaklarını birbirine bastırıp kafasını yere eğip gülünce hızla yanağını öptüm. "Ya ben çok temas yok demedim mi" Karşıma oturan Alp ve Azraya baktım" Azra pijamalarıyla karşımda oturuyordu kaşlarımı çatıp gözlerimle hayırdır diye sordum biricik kankime "Bakma öyle sevgili ikizin yatağımdan kaldırdı bende üşendim zaten beğenen beğenmiş" Alp hızla Azraya sarılınca cırladım "Temas yok Alp temaz yok" Alp gözlerini devirdi "İyi sarılabilirisiniz ama çok nadir" Elimi alnıma vurdum biraz hızlı vurmuş olucam ki yüksek bir ses çıktı ve bir kaç kafa bana döndü "Acaba senin canına kastın mı var sarı fırtınam" Omuz silkip bana bakanlardan saklanmak için Savaşın omzuna kafamı koydum "Nefret ediyorum ya dikkat çekmekten" Alp benim halime gülerken Azra kafasını masaya koydu ve tam o sırada diğer silahşörlerde geldi Deniz tüm enerjisi ile Azranın yanına oturup yanağını öptü banada öpücük attı. "Eee ne yiyoruz" Saat nerdeyse 12 'ye geliyordu ve biz mal gibi yemek yiycektik gerçi yemek yemenin saati olmazdı ama. Lahmacunumdan yrken aklıma gelen şeyle hemen ağzımdakini bitrip konuştum "Boncuk sende geliyorsun dimi cumartesi" Kafasını salladı teyzem bizi nedimesi olarak seçmişti. Muhabet sohbet devam ederken şöyle bir masaya baktım ve Allaha dua ettim bu kadar iyi güzel insanı hayatıma soktuğu için gerçekten çok mutlu ve huzurluydum şuan.

✨Oy vermeyi unutmayınnn 😃🤚

Kendi Numaram ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin