28.Bölüm

137 17 2
                                    

"Evet şimdiki durağımız ise tada tatam" Karşımda gördüğüm kafe ile gözlerim yuvalarından fırladı "Oha oğlum burası çok güzell" Arkamdan kulağıma doğru eğildi ve fısıldadı "Burası benim gizli tapınağım Liva Bulut gününe eklemek istedim ama sorun olur mu" Kafamı geriye atıp çenesini öptüm "Saçma saçma konuşma bir Liva Bulut demek Savaş Kara demek ha o ha o ne fark eder" Gülümseyip kolunu omzuma attı. Kafenin girişi kompile mat siyahtı ve çok güzel duruyordu içeriye girdiğimizde ise açık kalan ağzım daha da açıldı kafenin duvarları ful kitaplıktı ve hepsi tıka basa doluydu kitapların olduğu raflar gri iken geri kalan yerler yine siyahtı ve dekorasyonu ağaç kabukları ve gövdelerinden oluşan masaları etrafta duran bir kaç ayna tamamlıyordu. Savaş hızla en köşede kimsenin görmediği masaya ilerlede ve önce beni oturtup hızla yanıma oturdu "İnsanlardan kaçmak istediğimde hep buraya gelir burda saatlerce otururum" Gülümseyip masaya kollarımı koyup üstüne kafamı koydum ve ona doğru yatırıp kocaman gülümsedim daha ne olduğunu anlamadan öptü beni "Bakma öyle şaşkın şaşkın gülümsemenden öpmeye bayılıyorum" Bu gün ki enerjisi beni normal enerjimden daha çok enerjik yapmaya zorluyordu. "Hoşgeldin Savaşcığım" Karşımıza gelen kız kafamı kaldırmama sebeb oldu "Herzamankinden mi olsun tatlım" Kaşlarımı çattım ve Savaşa döndüm o sırada oda bana döndü "Ne istersin sevgilim buranın limonlu pastası çok güzel istermisin" Kafamı salladım gülümseyerek Savaş gözlerini bir saniye bile yüzümden ayırmadan konuştu "Bize lütfen 2 limonlu pasta ve bir tane şekersiz bir tanede az şekerli az sütlü kahve" Kız yanımızdan ayrılırken Savaşa daha çok yaklaşıp sırtımı göğsüne yasladım ve omzumdan sarkıttı eliyle oynamaya başladım tam o sırada gözüme çarpan şiir kitabı ile hemen harekete geçip aldım ve tekrar aynı pozisyona döndüm."Rast gele bir sayfa açacağım ve o benden sana gelicek" Gülüp saçımı öptü. Rast gele açtığım sayfada kısa bir şiir duruyordu hızla okumaya başladım.      
"Kalbimi verebilseydim ellerine ve hissedebilseydin aşkımı
Korkardın gücünden
Tüm yağmurlar üzerine yağsın isterdin
Kalbimin ateşinden dünya yanıp da kül olmasın diye" Kollarını omuzlarımdan sarkıtıp kitabı aldı elimden ve alnıma bir öpücük kondurdu "Ozaman bu da benden sana sevgilim"Gülümseyerek beklemeye başladım.
"Eğer gücüm yetseydi dünyayı durdurmaya
Sırf doya doya gülüşünü seyredebilmek için
Durdurur ve gözlerinin en derinden kaybolurdum dakikalarca..." Kafamı yukarı kaldırmamla oda aşağı eydi ben gülümsedim o tebessüm etti ve dakikalarca birbirimizi izledik en sonunda gözlerinin içi gülerek burnumun üzerini öptü ardından hızını alamayıp alnımı öptü masamıza aniden konan tabakla sıçradım "Afiyet olsun Savaşcığım" Kız bana tiksinerek bakıp ardından gitti "Ya sabır illa belamı si-" Ağzıma bastırılan elle susturuldum "Sakin sakin sana hiç yakışıyor mu" Göz devirip elini ağzımdan çektim "Silkeleyeyim dicektim yahu" Elini he he der gibi sallayıp çatalına batırdığı pastayı ağzıma sokuşturdu."Savaş sınava çok az kaldı ve ben bu aralar hiç çalışmıyorum" Dudaklarımı istemsizce büzdüm ve boş tabağıma baktım "Ozaman ben bir çalışma planı hazılıyorum ikimiz için bu gün tamam mı sanada atarım akşam" Hızla ona dönüp gülümsedim ve yanağına bir öpücük koydum ardından diğerine sonra bir daha ve birdaha yüzünde öpülmedik yer bırakmadım o ise belimden tutup gülümsedi "Böyle seni göğüs kafesime sokasım var kimseye göstermeyesim" Kahkaha atıp alnımı öptü "Ben seni sevmelere doyamaıyorum sarı fırtına." Ayağa kalktım ve elimi uzattım "Öyleyse haydi kalk bende seni bir yere götürücem" Gülüp ayağa kalktı kasaya yaklaştığımızda Savaştan hızlı davranım anında parayı uzattım zeki kızım evelallah. "Neden öyle bişey yaptın" Omuz silktim "Paranı sakla ben onları sonra yiycem" Gülüp kafasını iki yana salladı ve artık gelenek haline gelmiş şeyi yapıp belimden tutarak motora oturttu. Abimin bir arkadaşının olan poligona geldiğimizde hızla indim ve kaskımı çıkarıp dağılan saçımdaki tokayı çıkarıp saçlarımı salladım. Savaşa elimi uzatınca hızla tutum ve içeriye adımladım. "Oo kimleri görüyorum hoş geldiniz Mrs.Bulut" Toygar abiye sarıldım "Hoşbulduk Toygar Bey nasılsınız görüşmeyeli" Saçlarımı karıştıp geri çekildi bende Savaşın yanındaki yerimi aldım. "O abin olucak alçağa söyle gördüğüm yerde vurucam onu" Göz devirdim ve omzuna vurdum "Hadi ordan abim iki hafta önce seninleydi şimdi burda beni yeme" Kahkaha atıp omuz silkti "Abin tembihledi güzellik ne yapalım" Elimi salladım boşver anlamında Savaş öksürünce gülmemek için kendimi tuttum ve Savaşa dönerek konuştum "Toygar bu Savaş sevgilim olur kendisi. Savaş bu da Toygar abimin arkadaşı ve buranın sahibi" Savaş kısa bir baş selamı verirken Toygar kaşları çatık bakıyordu "Neyse siz geçin hazırlanın bende Tolgaya geldiğini haber vereyim" Kafamı sallayıp Savaşın elini daha sıkı tutup malzemelerin olduğu tarafa doğru ilerledik "Sanırım beni pek sevmedi" Elimi boşver anlamında salladım "Ben seni sevmişim yetmez mi yiğidim" Kulaklığımı takarken aynaya döndüm tam o esnada arkamdan gelip kollarını belime sardı çenesinide kafama koydu "Bir tek sen sevsen bile fazla bana" Elimi arkaya atıp saçını karıştırdım. "Şu hareketi bir tek sen yapınca seviyorum birde ben sana yapınca başkası dokununca sinirlerime hakim olamıyorum" Gülüp kafamı boynuna yasladım ve kokusunu içime çektim. "Kokun nefesim olmuş ben sen olmuşum bu derdin dermanı nedir sevgili" Gülüp alnımı öptü "Bu gün fazla romantiğiz bakıyorum da" Kollarını belimden çekmeden yürütmeye başladı "Bak bir daha bulamazsın iyi değerlendir bu günü" Ben kahkaha atarken o sırıtıyordu. "Hoşgeldin güzelim gözümüz yollarda kaldı" Kafamı yasladığım yerden kaldırıp kaşları çatık Tolgaya döndüm Toygarın kardeşiydi ve Savaşla yaşıttı."Hoşbulduk Tolga" Tolga kaşlarını dahada çatıp Savaşa döndü "Bu vatandaş kim güzellik" Bende kaşlarımı çattım Savaşında sinirlendiği kasılan vücudundan belli oluyordu. "Savaş kendisi sevgilim. Sevgilim bu da Tolga Toygar abinin kardeşi" Savaşa ölümcül bakışlar atan Tolga önüne dönüp önden yürümeye başladı bizde hemen arkasından. "Malmıdır nedir silkelicem şimdi" Bana itafen söylediği küfüre sırıttım "Savaş sen yemin ediyorum benim biriciğimsin" Omuzlarını silkip gülümsedi "Ne sandın bebeğim" Sonunda atış alanına geldiğimizde Tolga bize döndü "Buyrun ozaman siz yarışın kazananlada ben yarışayım" Gülerek yanağımdan makas alınca Savaş sert bir şekilde konuştu "Önce biz yarışalım erkek erkeğe sonra kazanan Sarışınımla yarışır" Tolga eline silahı alıp yerine geçti "Savaş dikkat et" Yanağını eğince  hızla öptüm "Oh şans öpücüğümüde aldık mükemmel" Gülüp koluna vurdum atış yerine geçerken bağırdım arkasından "Hadi aslanım sen yaparsın" Tolga bana döndüğünde ellerimi omuz hizamda kaldırıp indirdim "Valla Tolga kusura bakmican artık" Gülüp önüne döndü ve ilk atışı yaptı hanesine anında 8 puan yazılırken Savaş alayla gülüp atışını yaptı ve onunda hanesine anında 12 puan yazıldı. Bu oyun böyle devam ederken birden Tolga eliyle Savaşı durdurdu "Son atışlarımız olsun kazanan Livadan bir öpücük alsın" Savaş dişlerini sıkıp kafa salladı ve anında atışını yaptı ve yine 12 den vurdu o anda zil çalmaya başladı. Savaş alayla Tolgaya dönüp gözlüğünü ve baretini çıkardı "Sevgilimi başka insanlara iddia konusu edicek kadar alçak değilim" Yanıma gelince hızla boynuna atladım ve yanağına sayısız öpücük bıraktım. "Hadi git üstündekileri çıkar ben dışarda bekliyorum seni" Gülüp kafa salladı ve yanımdan uzaklaştı "Liva bişey konuşabilirmiyiz" Hızla Tolgaya döndüm "Seni seviyorum ben Liva belki geç ama ayrılabilirsin bu zibididen emin ol ikimiz daha mutlu oluruz" Kaşlarımı çattım "Bak ne sen bunları söyledin ne de ben duydum tamam mı" Arkamı dönmüş çıkarken kolumdan tuttu hızla kolumu kendime çektim "Bak Liva gerçekten seninle mutlu olabiliriz hem benim çok param var" Sinirle soludum "Tolga işi abartma istersen sana iyi günler dilerim" Hızla dışarı çıkıp motorun yanına yürüdüm seri adımlarla ve zıplayıp üzerine oturdum. "Sarı fırtınam yüzünden düşen küfür ediyor ne oldu" Gülümseyip omuz silktim "Aman olağan şeyler bunlar canım işte sarışın ve mavi gözlü bir insan olunca yüzünden düşenlerde üzülüyor normal olarak" Kocaman bir kahkaha attı bende onun gülümsemesine güldüm. "Böyle kurtulamazsın sarı fırtına anlatmıyorsan bende anlatmam bişey olduğunda" Sıkıntıyla iç çektim "Buklelim bişey yok sadece Tolga abuk subuk konuştu o kadar" Sinirle kaşlarını çattı "Ne dedi o yavşak" Sakinleşsin diye konuyu tiye aldım."Hayırdır Savaş Kara ne bu Bad Boy havaları hayır yani bunlar hep Aybarsın çakma hareketleri" Gülmemek için dudaklarını sıktı ve kolunu boynuma sarıp kafamı göğsüne bastırdı "Sen benimsin ulan ne demek başkası canımı sıktı" Bende onun oynuna devam ettim "Yapma aşkım lütfen onu öldürme" İkimizde kahkaha atarak ayrıldık işte hep böyleydi Savaş sinirliyken kimse ona dokunamzdı diğer insanlara çok soğuktu ama benim yanımda tam bir şapşikti. "Yemin ediyorum beni başka dünyalara götüren bir uyuşturucu gibisin" Boynuna öpücük kondurup kaskımı taktım.

Kendi Numaram ✔️Where stories live. Discover now