50.Bölüm

85 11 2
                                    

"Ya hayır o süsler oraya değil arkadaşlar" Elbisemin eteklerinden tutup ayağımdaki ince topuklu ayakkabılarla oraya doğru koştum "Uzay bir bakarmısın acil" Uzay ilgilendiği şeyi bırakıp yanıma geldi "Söyle başımın belası" Gülümsedim "Şu harf balonları yanlış yerde uzanamadım düzeltirmisin" Eliyle ayakkabılarımı gösterdi "Hayır bu ayakkabılarla 1.70 oldun halamı" Yüzümü buruşturup taklidini yaptım "Boş yapmada düzelt" Bana gülümseyip düzeltti biz organizasyonla ilgilenirken herkes hazırlanıyordu erkek kız karışık bir kına olucaktı bunu biraz ben ve Uzay diretmiş olabilirdik. Bütün hazırlıklar bittiğinde saat 8'e gelmiş gelinler gelin odasına geçmişti gelinler kırmızı giyerken Azra ve bende nedime olarak kırmızı giymiştim Uzayda kırmızı giymek için tutturunca oda nedime olmuştu.Siyah pantolon beyaz gömlek ve kırmızı ceketi ile odaya girdi "Yakıyorum dimi doğru söyleyin" Elimle mükemmel işareti yaptım bana papyonunu uzattı "Şunu taksana bacımcım" Gülüp papyonunu taktım ve sonunda boşalan makyaj masasına oturdun tam o anda odaya pat diye Azra daldı "Iı sen burdamıydın ya" Azraya döndüm elimdeki rujla "Bir sorun mu var Azroşum" Bana bakıp başını iki yana salladı sonra kapıdan çıktı biz anlamsızca birbirimize bakarken aniden tekrar odaya girdi "Ay evet var o kız gelmiş" Kaşlarımı çattım "Kim gelmiş" Ofladı "Kim olucak yılan,şeytanın korktuğu kız" Deryadan bahsettiğini anlayınca tekrar aynaya döndüm "Savaşla gelmiştir ne olucak" Niğda yanıma yaklaşmak için hareket yapıcakken elimle onu durdurdum ve tekrar onlara döndüm "Lütfen makyajımı bozucak kadar aptal bir insan değilim canlar" Deniz hızla bana sarıldı onun üstünden Niğda Azrada ona sarılınca hepimize Uzay sarıldı biz böyle sarılırken odanın kapısı tekrar açıldı "Kızlar artık gelin hanımların çıkması gerek" Geri çekilip önde ben ve Uzay kol kola çıktık hemen ardımızdan Azra ve sonra alkışlar eşliğinde Niğda ve Deniz. Kına yakılırken ikisinide tehdit ederek ağlatmıştık Uzayla beraber ardından ağlamamak için kendimi zor tutmuştum herkes ortada oynarken Uzayla bir kenara çökmüş sipariş verdiğimiz pizzayı yiyordum masamıza çöken Alpe güldüm "Allahını seven üzerime yemek atsın" Pizza dilimimi ona doğru uzattım "Al ye köle" Elimden alıp hayvan gibi yemeğe başladı tam o sırada gördüğüm tanıdık yüzle hızla ayağa kalktım ve Uzayıda kaldırdım bileğinden tutup o masaya doğru çekiştirmeye başladım bizi gören Burak hızla ayağa kalktı "Senin ne işin var burdan" Omuz silkti "Erkek tarafıyım" Anlamayarak kaşlarımı çattım "Ben size söylemedim mi tüj ben Savaş ve Poyrazın kuzeniyim hatta doktorumuda onlar önermişti" Dilimi dişlerimin üstünde gezdirdim "Nasıl bir oyun amk bu" Birden istemsizce çıkan küfrümle güldü "Oyun değil yahu sadece denk gelme diyelim" Aklıma gelen şeyle hızla konuştum "Sen Murat abim söylediği için aramadın beni" Uzayda hemen atladı "Savaş anlattı sana dimi" Gülümseyip kafa salladı "Biraz öyle oldu ama gerçekten iki tane daha deliyle tanışma fikri hoşuma gitmiş oda var" Uzayla aynı anda konuştuk "De siktir lo" Sonra birbirimize  bakıp hafifçe tebessüm ettik. "Burak bir bakarmısın" Sanırım annesi olan kadın ilerden sesleniyordu bize orayı gösterip ilerlemeye başladı "Adama bak ya resmen bize yalan söylemiş" Ben kendi kendime söylenirken Uzay beni aydınlattı "Bacımcım hatırlatırım herif Sosyopat yani yalan onun ikinci adı falan" Dudağımı sarkıtıp kafamı omzuna koydum oda diğer omzunu yanımızdaki duvara yasladı öylece etrafımızdakileri izlerken bir kafada benim omzuma yaslandı kim olduğuna baktığımda ise Azra olduğunu gördüm ve onun hemen yanında Alp. "Ee hadi dans edelim herkes dans ediyor" Alpin isyanı ile Azrayla birlikte sahneye geçip dans etmeye başladılar "Bacım artık gözlerini onlardan çekmelisin" Uzaya döndüm "Uzay düşünmeden edemiyorum ya seviyorum diyip canımı yakmak için elinden geleni yapıyor seven insan bunu yapar mı" Kolunu belime sarıp sahneye ilerletmeye başladı "Gel hadi bir dans edelim sonrada süper bir horon teperiz deşarj oluruz" Gülümsedim ve uzattığı eline elimi koydum diğer elimi ise omzuna koydum ve sallanmaya başladık "Hayat çok garip değil mi sencede" Uzaya anlamsızca baktım "Ben seninle tanıştığımda hayattan kopmuştum sen bir haftada beni hayata bağladın kendimi bulmamı herşeye rağmen gülüp geçmemi senin değiminle göte koymayı öğrettin ama ben seni kaç aydır toplayamıyorum sürekli ağlıyorsun" Gözlerim yeniden dolarken gülümsedim "Yo aslında sende bana hayattan vazgeçmemeyi öğrettin düştüğümde ağlamayı bilmeyi öğrettin biliyormusun ben önceden asla ağlamazdım ağlasam bile kimseye göstermezdim çocukken düşer dizlerimi parçalardım her defasında yaram ne kadar derinse okadar çok gülerek kalkardım canımın yanmasından çok korkardım ama şimdi gülemiyorum canım okadar çok yanıyorki oturup senelerce ağlamak istiyorum ama iyi oluyorum sen kızlar biricik ikizim abimler annemler hepiniz benim için uğraşırken ben ağlamaktan çekiniyorum mesela bu gün hiç ağlamadım" Belimden elini çekip burnuma vurdu "Çünkü makyajın çok güzel aptal" Gülümsedim ve burnumu çektim. "Uzay eş değiştirmeye ne dersin" Savaşın sorusu ile Uzaya kafamı olumsuzca salladım "Yok kardeşim ben eşimden memnunum" Savaş tek kaşını kaldırıp ben ne olduğunu anlamadan Uzayın elindeki elimi alıp kendine çekti ve döndürdü ardından kollarını sıkıca belime doladı Uzaya beni kurtar anlamında bakıcakken Deryadan kurtulmaya çalıştığını fark ettim."Çok güzel olmuşsun" Yüzüne bakmadım ve kendimi geri çekmeye çalıştım "Liva artık konuşalım lütfen" "İstemiyorum ya istemiyorum yeter bırak gelmiş konuşalım demek için arkadaşımdan alıyorsun ama buraya eski sevgilinle geliyorsun" Elimi kalbinin olduğu yere bastırdım "Önce git burası ile konuş karar versin sonra gel konuşalım diye beni zorla" En sonunda kendimi geri çektim ve kollarından kurtulup annemlerin masasına oturdum "Sarı kızım hadi kalkta bir şov yapalım" Dedemin uzattığı elini tutup kalktım dedem horonun başına geçerken ben hemen onun yanında benim yanımda abim onun yanında Alp,Uzay,Azra,Poyraz,Savaş,Deniz,Niğda ve bir kaç tane daha akrabalar vardı müzik başladığı anda el ele tutuşmak yerine alkışla başladık ardından el ele tutuşup devam ettik en hızlandığı yerde dedemle birlikte onlardan ayrılıp ortaya doğru ilerleyip karşılıklı alkış tutarak oynamaya başladık ardından müzik hızla kolbastıya geçerken herkes etrafımızda çember oluşturup yere çömelerek alkış tutarken ben eteğimi tutup dedeme ayak uyduruyordum ardından biz geri çıkarken Alp vr Azra karşılıklı oynamaya başladı bu döngü böyle devam ederken kına gecemiz eğlencelerle son bulmuş herkes eve dağılmıştı. Sabah uyanır uyanmaz herşeyimi hazırlayıp Azralara depar atmaya başlamıştım onunla beraber kuaföre kızların yanına geçicektik. Kuaförde gözlerimi belli edicek puslu bir göz makyajı yapılmış ardından benim isteğim üzerine bordo mat bir ruj sürülmüştü saçım çok uzun olmadığı için saç başlangıcımdan ortasına kadar bol bir örgü yapılmış ardından da salaş bir şekilde at kuyruğu yapılmıştı saçlarımda ki su dalgaları ise daha güzel olmuş elbisemi ve tek bantlı bağcıklarında püsküller olan siyah tek bantlı topuklumu giydim ve küçük siyah çantamıda alıp kızların yanına ilerledim Deniz ve Niğda beyazlar içinde adeta kuğu gibilerdi "Abimler yoldalarmış nasıl hissediyorsunuz" Deniz heyecanla cıvıldadı "Ay resmen evleniyoruz" Niğda Denizin beline sarılırken sırıttım "Peki herkes bizi hurda zannederken kaçmamız yok mu" Hepsi bana bakarken omuz silktim umursamazca "Ne gelinler kaçtı diye telaş yapsınlar istemiştim ayrıca sadece yan taraftaki çiğköfteciye geçmek istiyorum kahvaltı yapmadım ve bayılmamı istemezsiniz" Azra koluma girdim "Peki güzel kardeşim saat neredeyse 6ya geliyor biz buraya 10 da geldik sen neden şimdi söylüyorsun" Bilmem anlamında el hareketi yaptım "Canım şimdi çekti" Onlarda acıkmış olucak ki damatlar halledicek diyerek yan taraftaki çiğköfteciye giriş yapmıştık içerdeki herkes bize daha doğrusu Deniz ve Niğdaya tuhaf tuhaf bakarken ben sırıtarak konuştum "Amca bize en acilinden 4 tane hatta 5 tane dürüm ama acil olsun" Adam kafa sallarken kızlar gelinliklerle zar zor bir masaya oturmuşlardı parasını verip dürümleri aldım ve bende masaya ilerledim "Bu kimin" Azranın sorusu ile gülümsedim "3.Nedime için tabikide mazallah bir yerden duyar falan sonra başlar kafa açmaya"Oturup dürümlerimizi yerken Niğdanın ve Denizin aynı anda telefonları çalmaya başlayınca ikiside benim önüme ittiler oflayarak ikisinide açtım "Aptallar yan yanasınız biriniz kapatın" Poyraz kapatırken abim sinirle konuştu "Nerdesiniz siz kuaförde yoksunuz" Gülümsedim "Gelinlerinizi kaçırdım ve bir depoya sakladım" Abim derin bir nefes aldı "Güzelim biriciğim yavru kuzum hadi bak daha çok yolumuz var hadi" Göz devirdim "Tamam bekleyin geliyoruz" Hep beraber dışarı çıktığımızda bizi ilk gören Savaş olmuştu ve onun yanında ki yılan Savaş gözlerimin en içine bakarken bende ona baktım ve bu sefer gözlerimi kaçırmadım elimdeki dürümlere bakıp gülümsedi ona doğru ilerlerken kaşları havaya kalktı ağzı aralandı ama ben ona gitmek yerine onun hemen arkasındaki Uzaya ilerledim "Lan gardaşım bak sana ne aldım" Uzay beni baştan aşağı süzüp ıslık çaldı "Dışın her ne kadar nişantaşı olsa bile için hala benim bacım" Gülerek dürümünü uzattım. Kapıda her gelene hoş geldin demekten dilimde tüy bitmişti yüzüme doğru uzatılan ceketle yan tarafıma döndüm "Bakma öyle giymişsin kısacık şeyi titriyorsun sabahtan beri" Savaşa göz devirdim evet doğru bildiniz sevgili annem bizi uygun görmüştü. Savaş siyah boğazlı kazak siyah bir takım giymişti üstüne ve zincir kolyesi boynunda asılı duruyordu ucunda bir şekil vardı ama daha fazla dikkatini çekmemek için ceketini alıp omuzlarıma attım anında kokusu burnuma dolarken gözlerimi kapatmamak için kendimi zor tuttum. "Derya ile tekrar mı birliktesiniz" Hızla kafasını bana doğru çevirdi "Bunu nerden çıkardın" Omuz silktim "Bu kadar önemli bir günde onunlasın" Biraz eğildi ardından da fısıldadı "Neden sürekli şüphen var sana olan sevgimden" Annemin bana doğru geldiğini görünce ceketi omuzlarımdan alıp Savaşın göğsüne bastırdım "Çünkü aptal herif asla öyle davranmıyorsun" Saçlarımı savurup başımı dik tutarak anneme yürüdüm "Allahım nede güzel doğurmuşum şuna bak manken gibi" Gülümseyip koluna girdim "Bişey mi oldu" Kafasını iki yana salladı "Hayır gelinlerimiz gelicek o yüzden çağırdım seni" Hızla Uzay ve Alpin ortasına geçtim "Çok heyecanlıyım ben" Azra Uzayın ensesine vurdu "Canım arkadaşım sen evlenmiyorsun kendine gel" Alple beraber güldük "Hı sen çok biliyon hıı" Biz kendi aramıda muhabet ederken önce abim ve Poyraz geldiler ve sahnenin tam ortasında durdular onlardan hemen sonra ise babalarıyla beraber gelinlerimiz geldi ve ilk dansları başladı nikahları bir hafta önce kıyıldığı için nikah olmicaktı ikinci danslarında çiftler onlara eşlik ederken Alp annemi dansa kaldırmış Azra babasıyla dans ediyordu babam elini uzatıp konuştu "Bu güzel manken acaba benimle dans etmek ister mi" Kocaman gülümsedin ve elini tutup sahneye ilerledim babamla dans ederken dikkatimi tek başına ayrı bir masada oturan Derya ve annesi ile dans eden Savaş çekti babamla dans ederken abim annemle beraber yanımıza yaklaştılar hızla Niğdaya baktım Uzayla dans ediyordu "Acaba damat beyi kırmayıp bu güzel hanfendileri değiştirebilirmiyiz" Babam gülümseyip beni döndürerek abime doğru itti ve annemin beline sarıldı "Ee abisinin güzel kuzusu üzgün mü" Omuz silktim "Ne üzgün olucam be ne güzel evlendin işte" Bunu derken bile içim burkuluyordu "Merak etme ama bak hala evdeyim" Evet evlendikten sonra bizimle yaşıcaklardı çünkü istediklerine göre ev bulamamışlardı bu fikri ise Poyraz ortaya sunmuş Niğda ve Deniz ise anında kabul etmişlerdi "Biliyormusun gitsen çok üzülürdüm çünkü yıllarca boş olan odanın dolu olmasına okadar çok alışmıştım ki her yukarı çıktığımda seni görmeye ya da beni uyuz etmek için kapımı açık bırakıp gitmene" Saçıma bir öpücük kondurdu "Abin hep yanında minik kuzu" Kafamı göğsüne yaslicakken aniden tekrar eş değiştirdim bu sefer karşımda Alp vardı "Evin bütün erkekleriyle dans edip ikizinle etmemen hayal kırıklığı doğrusu" Gülümsedim "Bak ne öğrendim" Dikkatimi ful ona verdim "Deryanın babası onu yurt dışına yolluyormuş okutmak için Deryada aslında vedalaşmaya gelmiş ama işte aptal Savaş acelesi olduğu için buraya getirmiş" Omuz silktim ve tebessüm ettim "Bence biliyormusun Savaş Deryayı unutamadı sonuçta 1buçuk yıl dile kolay beni sadece yara bandı olarak kullandı" Alp çenesini kafama yasladı "Gerçekten böyle mi düşünüyorsun" İç çektim "Evet ama olsun en mutlu zamanlarımdı" Şarkı biterken herkes dağılmıştı "Bence böyle bir güzellik burda tek olmamalı" Ceketimin cebine elimi attıp terasın korkuluklarına sırtımı yasladım "Pardon" Karşımda tanımadığım çocuga baktım "Pardon kendimi tanıtmadım ben Yusuf Aybarsın arkadaşıyım ve sen" Uzattığı eline bakıp konuştum "Ve bende Aybarsın kardeşi" Gülümseyip sırtımı korkuluklardan çektim tam gidicekken önüme geçti "Düğünün başından beri herkesin gözü ya sende ya da gelinlerde demek ki Aybars minik kuzusunu abartmakta haklıymış" Geri çekildim "Abim umarım sinirlendiğimde de nasıl olduğumu anlatmıştır şimdi izninle aşağı inmem gerek" Yanından geçicekken tekrar durdu "Bence biraz bekleyebilirler sonuçta muhabet ediyoruz dimi" Sabır çektim ve kolumu onun elinden kurtardım "Bence konuşmamız burda bitti size iyi eğlenceler" Yanından hızla geçip salona girdim yemekler yeniyordu ama benim aptal arkadaşım ortalarda geziyordu beni görünce sırıtarak yanıma geldi "Nerdesin sen aptal kız seni arıyorum" Elimle arkamı gösterdim "Biraz hava aldım hadi gidip yemek yiyelim" Kol kola kendi masamıza oturdum karşımda ki Savaşa alttan bir bakış attığımda bana öldürücekmiş gibi bakıyordu hızla yemeğimi yerken Pınar teyze heyecanla konuştu "Kınada ki gibi bir performans varmı bu akşamda" Dedem Alpe ve abime gururla baktı "Var Pınar kızım var" Yemekler yenirken Uzay kolumu dürttü ona döndüğümde aşağıdan telefonunu uzattı anlamsızca telefonunu aldım ve gördüğüm şeyle ne yapsam şaşırdım. Savaş Uzaya beni terasta biriyle konuşurken gördüğünü ve kim olduğunu çok fena küfürlü bir şekilde anlatmıştı "Bilmiyorum de" Kafasını sallayıp aldı telefonu kafamı kaldırıp Savaşa baktım yanında ona bişeyler anlatan Deryayı dinliyormuş gibi yapıyor ama gözleri masadaki telefonuna konsantre olmuştu. Bildirim ışığı yandığı gibi eline alıp baktı ardından hırsla tekrar masaya koydu gülmemek için kendimi zor tutarken ayağa kalktım bana bakan anneme gülümseyip çantamı elime aldım "Nereye" Alpe gülümsedim "Lavobaya gidiyorum gelmek istermisin ikizim" Kaşlarını kaldırdı Azrada hızla kalktı "Bende gelicem beklermisin" Yanıma gelince beraber tuvalete ilerledik çantamı lavabonun yanına koyup popomu oraya yasladım "Evet siz bayan Bulut ne düşünüyorsunuz" Omuz silktim "Abim evden gitmiyor yakın arkadaşlarımdan birisi yengem oldu ve aynı evde yaşicak yani mutluyum" Oda kendini kapalı kabine yaslamıştı bir süre birbirimize bakıp kahkaha attık tam o sırada tuvalet kapısı hırsla açıldı ve içeri Derya girdi "Sen yaptın değil mi o afişi o panoya sen astın" Ellerimi kaldırdım ve pis pis sırıttım Azra direkt yanıma gelirken Derya karşımıza geçti "Amacın ne senin ya onu neden yaptın babam beni gönderiyor mutlumusun" Kaşlarımı kaldırıp Azraya döndüm "Duydun mu babası çok kızmış" Azrada bana döndü "Duydum duydum" Tekrar Deryaya döndüm ve bir adım yaklaşıp elimi kalbinin oraya koydum "Umarım burası bir tık acımıştır da beni anlamışsındır sen beni çok hafife aldın Derya çok ve ben hafife alınıcak birisi değilim şimdi abimin düğününü mahvetmek istemiyorum o yüzden gözüme gözükme" Çantamı alarak Azrayla kol kola ordan çıktık yemekler bitmiş herkes kendi halinde takılıyordu masaya çantamı bırakıp oturdum ve Uzaya eğilerek konuştum "Babası Deryayı gönderiyormuş" Bana bakarak gülümsedi o esnada anons yapıldı "Şimdi herkesten sahneyi boşaltmasını rica ediyorum damat beylerin gösterisini izlemek için lütfen kendinize bir eş alarak sahneye gelin ekipçe" Dedem hızla yanıma gelip elini uzattı elini tutup ayağa kalktım Poyraz ve abim tabiki eşlerini almış Alp Azrayla çıkmıştı. Alp ve dedem yan yana geçip el ele tutuştu bizde karşılarına geçtik abimler ise fikir değiştirip kenardan izlemeye karar vermişlerdi tepsilerde gelen bıçaklarla kocaman gülümsedim ve Azranın elini tutmadığım elimle bıçağı aldım ve karşılıklı horon tepmeye başladık ardından şarkı hızlandığı anda ayrılıp karşımızdaki kişi ile yani ben dedemle bıçak horonu tepmeye başladım sona yaklaşırken aynı anda yere bıçakları atıp el sıkışarak sonlandırdık. Bir alkış tufanı koparken Uzay ıslık çalarak yanımıza geldi "Kızlar tek anlamadığım şeyi sorabilirmiyim" Kafamı salladım "Lan o Allahın cezası topuklarınız nasıl kırılmadı o zıplamaya" Kahkaha attım "Sadece fizik kuralları bebeğim dengeni iki yerede eşit verirsen bisey olmaz" Uzay bilgi veren Azraya dil çıkardı. Düğün böyle eğlenceli bir şekilde geçip bitmişti abimler balayına çıkmadan hemen önce yani gece yarısına yakın kapattırdıkları mekanda sadece arkadaşlarıyla bir eğlence düzenlemişti ve biz tabiki gidiyorduk yani benim yalvarmalarım üzerine gidiyorduk konvoy eşliğinde giderken herkes korna çalıyordu ve bu bende kahkaha atma isteği uyandırıyordu abimlerin gelin arabasını gelirken Alp kullanmıştı giderken de abim ve Poyraz kullanmak istemişti bizde geldiğimiz gibi Uzayın arabasındaydık. Mekana giriş yaptığımızda Burağı görüp baş selamı verdim ve abimin bizim için herkesten uzak olarak tuttuğu masaya ilerledim. "Adama bak üşenmese adam tutup başıma dikicek" Alp bana bir bakış attı gözlerimi kapatıp konuştum "Kaç para verdi sana" Uzay kahkaha atarken Azrada kıkırdadı "Yani ikizim tabiki istediğini yapabilirsin ama kimse sana yavşamasın diye şey etti abim" Ensesine bir tane vurdum "Siktir lan ordan nerde o damat kılıklı ayı" Ayağa kalkınca Uzayda kalktı "Bu eğlenceyi kaçıramam" Alp omuz silkip Azraya sarıldı Azra bize yavru köpek bakışları atarken Uzay tekrar kahkaha attı "Ben gelince anlatırım" Uzayla beraber abimin arkadaşlarıyla oturduğu masaya ilerledim amacım asla onu rezik etmek değildi masumca gülümsedim "Abiciğim bir bakabilirmisin bana" Abim kaşlarını çatıp ayağa kalktı "Bir şey mi oldu yavru kuzu" Gülümsememi asla silmedim "Hayır annem sana bişey söylememi istedi" Yanıma gelip koluma girdi ve beni masadan biraz uzaklaştırdı "Sen Alpe paramı verdin bana bakması için" Ensesini kaşıdı "Oladabilir olmayada bilir" Kaşlarımı çattım ve bir adım attım "Aybars Bulut bu dünyada kadın dayanışması diye bir şey var ve evlendiğin kadın benim yakın arkadaşım ayağını denk alsan iyi olur" Niğda uzaktan bize bir bakış atıp ağır adımlarla yanımıza geldi "Bir sorun mu var sarışın" Omuz silktim "Kocacığınla balayında gittiğiniz yerlerden getirmesi gereken şeyleri sayıyorduk Uzayla" Uzayda gülümsedi "Aynen kızıl meleğim bir sorun yok" Abim bana bir tebessüm etti Niğda tekrar arkadaşlarının yanına dönerken bu sefer Poyraz yanıma geldi "Kardeşim bir sorun mu var" Abim ona bir gülümseme gönderdi "Bu sarı Alpe ortak para verdiğimizi öğrenmiş ve kadın dayanışması olduğunu bizim evlendiğimiz hanımlarında yakın arkadaşı olduğunu belirtiyordu" Poyraz tırsak bir bakış attı "Bal böceği şeytana uymaz" Uzala aynı anda konuştuk "Biz şeytana uymayız şeytana planımızı alatırız o bize uyar" Ardından el çakışıp kahkaha attık "Yahu sizin tanıştığınız güne tüküreyim taman ne yapıyorsan yap ama pişman olucağın bişey yapma sana güveniyorum ve Uzay Livayı ağlarken görürsem seni döverim" Uzayla kol kola girip yanlarında uzaklaşıp bar tezgahına oturduk ve sadece elma suyu içmeye başladık.

~agalar oy vermeyi unutmayınn

Kendi Numaram ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin