56.Bölüm

72 9 4
                                    

Omzumun dürtülmesi ile gözlerimi açtım etrafıma baktığımda odamda olduğumu fark ettim "Sarışın kalk artık çocuk ağaç oldu" Azraya baktım anlamazca elindeki kutuyu bana uzatıp sırıttı o sırada Deniz kollarımdan tutup kaldırdı "Arkadaşlar çok özür dilerim ama burda ne halt dönüyor" Odanın bir köşesinde bizden bağımsız duvara bacaklarını dayamış yatan Uzay eliyle kızları gösterip konuştu "Bu üç meleğim seni hazırlicak ve sende benim eşliğimde bir yere geliceksin" Niğda dayanamayarak kolumdan tutup yataktan aşağı çekti "Ya kalk artık zaten Savaşın kucağında da uyuya kalmışsın seni kucağında buraya taşıdı birde aşık şebek senin öküz gibi uyumanı izledi" Gözlerimi kısıp düştüğüm yerden kalktım ve söylediği sözün altında kalmamak için konuştum "Abim her sabah aynı görüntü ile uyanıyorda neyse" Tam o sırada şansıma kapı açıldı ve açılan kapı Uzayın yerdeki kafasına vurdu Uzay çığlık atarken herkes donup kalmıştı bense deli gibi anırıyordum abim Uzayı yerden kaldırıp hasar varmı diye kontrol ettikten sonra bana döndü "Bir kere benim karım çok tatlı uyuyor" Kaşlarımı kaldırdım "Seni anneme şikayet edeyimde gör gününü biricik Uzaycığına zarar verdin biz seni verdik onu aldık" Uzay abimin ensesine vurup benim yanıma kaçıp arkama saklandı "Ayrıca siz kızlar biraz safmısınız kankanıza zarar geldiğinde aynı Liva gibi anırana kadar gülmeniz gerek" Deniz bu kadar muhabetin yeterli olduğunu düşünüp erkekleri odadan kovmuştu "Hadi şu kutuyu aç vallahi meraktan çatlicam" önüme gelen saçlarımı arkaya atıp yatağımın üzerindeki kutuyu açtım içindeki bu gün denediğim kombine bakıp sırıttım ve üzerindeki beyaz gülü elime aldım. Üzerimi giyip ayağıma kazakla aynı renkte botlarımı geçirdim ve kendimi kızların eline bıraktım. Saçlarım yarım bir balık sırtı olmuştu yüzümde ise rimel,eyeliner ve pudra rengi bir ruj vardı kuruyan tırnaklarıma bakıp ayağa kalktım ve Azranın uzattığı kendi evinden getirdiğine adım kadar emin olduğum kabanı alıp odadan çıktım "Sonunda be yemin ediyorum ya üniversitede bekliyorum ya evde ya arabada kız benseni hep bekliyorum" Abimlere öpücük atıp evden çıktık yaklaşık 45 dakikalık bir araba yolculuğunun ardından küçük bir tepenin hemen aşağısında durdu araba "Evet sarı panda benden bu kadar yukarda seni bekleyen süprize koş bakalım" Yanağından makas alıp arabadan indim ve kabanı üzerime giyip elimi cebine attım yavaş yavaş tepeye tırmanmaya başladım gördüğüm şeyler karşısında dona kaldım. Çimenlerin üzerinde güzel bir sofra vardı ve küçük küçük mumlar belime sarılan kollar ve omzuma konan çeneyle baş kahramanında burda olduğunu anladım. "Bak sen medboy Savaş Korkmaz neler neler yapmış" Yanağımı öpüp gülerek konuştu "Tabi yavrum sevdiğimize kedi kesiliyoruz" Elimi arkaya atıp yanağını okşadım "Hadi yemeğimizi yiyelim daha çok büyük işlerimiz var" Elimi tutup ilerletti beni beraber oturup güneş batımını izlerken hazırladıkları şeyleri yiyorduk. "Bu yaprak sarmasını Pınar teyzemi yaptı" Kahkaha atıp kafa salladı "İşte seni bu yüzden herkesten farklı seviyorum" Ağzımdaki yaprak sarmalarını çiğnerken kaşlarımı çattım "Yani şöyle hiç düşünmüyorsun hakkımda ne düşünürler diye o an nasıl istiyorsan öyle davranıyorsun mesela şimdi o kadar makyaj yapmışsın giyinmiş süslenilmiş ama sen hala sensin burda romantik bir ortam hazırlamışsım sen yaprak sarma soruyorsun" Yanımda duran peçete ile ağzımı sildim ve yanağına kocaman bir öpücük bıraktım "Bende seni sen olduğun için seviyorum mesela başkası olsan belki sevmezdim ama neyse sen anladın" Saçıma bir öpücük koyup ayağa kalktı "Önce burayı toplayalım sonra devam edelim" Beraber sadece bezin üstündeki tabakları topladık ardından ben yerde otururken dizime yattı elim otamatikman saçına giderken sırıtıyordu "Sevdim seni bir kere başkasını sevemem deli diyorlar bana desinler değişemem desinler değişmem" Şarkısı çok hoşuma giderken ben devam ettim "Sevgi anlaşmak değildir nedensizde sevilir bazen küçük bir an için ömür bile verilir" Kapalı gözlerini açıp tam gözlerimin içine baktı hava kararırken biz öylece gökyüzünü izliyorduk. "Hadi kalk" Elini tutup kalktım Savaş elimi bırakıp bir ağaca ilerledi ardından her taraf ışıklandı etrafımda dönüp kahkaha attım "Çok büyüleyici bu" Elimden tutup beni ilerletti iki armut koltuk ve bir beyaz ekran vardı "Seninle ilk izlediğimiz film bu olsun istedim" Başımı omzuna koyup açtığı filme baktım "Five Feet Apart ben biliyorum bu filmi yani izlemedim ama Alp izlemişti bana izletmemişti" Gülüp elimi tuttu ve susmamı işaret etti. Filmin sonunda daha fazla kendimi tutamayıp bir kaç damla göz yaşı akıttım film iki hasta gencin hayatını anlatıyordu çocuğun hastalığı daha kötü olduğundan dolayı birbirlerine yakalşamıyorlar ama öylece aşk yaşıyorlardı sonunda çocuk kızı terk etmek zorunda kalıyordu. "Sümüklü sevgilim benim ağla diye  izletmedim ki" Omuz silktim ve burnumu sildim Savaş ise elindeki ıslak mendille akan rimelimi siliyordu. "Bu filmi ilk izlediğimde seninle sadece arkadaştık hatırlıyormusun Deryaları beklerken bir parka gitmiştik sen deli gibi sallanmak istiyordun ama ben asla demiştim ve sonuç olarak seninle sallanıp pamuk şeker yemiştim" Tebessüm edip kafa salladım "O günün akşamı internette gezerken gördüm ve izledim nedensizce çocuğun yerine kendimi koydum sonra bir baktım karşımda ki sensin ben bırakamadım seni" Kollarımı boynuna sardım ve sıkı bir öpücük kondurdum "Bırakmayada hiç niyetim yok" Bir süre daha orda oturduktan sonra arabaya bindik "Nereye gidiyoruz ki burası geldiğimiz yol değil" Bana dönüp gülümsedi "İnsanın sevgilisi zeki olunca yalanda söylenmiyor ki" Yavaşça ensesine vurdum "Öküzlüğü bırakta söyle bakalım" Gülümsedi "Şöyleki Alp Azraya evlenme teklifi edicek ama kızlar sana süpriz yapılıcak zannediyor" Güldüm "Ulan fırsatçı herifler bende diyorum ki Savaş bey ne kadar romantik bu gün" Arabayı kenara çekip yanağımı öptü "Fırsatçılık değil peri kızı aklımda olan bir şeydi zaten" Yüzüme üfleyerek konuşması huylandırmıştı "Hadi ya aklında başka ne var" Piç bir gülümseme sunup göz kırptı ve arabayı tekrar yola çıkarttı "Bilmek isticeğine eminsin mi" Ters bir bakış atıp konuştum "Fesat domuz" Kahkahasını duyunca sanki hiç duymamışım gibi tekrar büyülendim onun kahkahası sanki bütün şarkılara eş değerdi ya da bana öyle geliyordu. Yolculuğumuz geri kalanında o bana bulaşmış bende ona cevap vermiştim bir ormana geldiğimizde etrafıma bakıp konuştum "Savaş burda adam öldürseler kimsenin haberi olmaz burası kimin fikriydi" Kocaman sırıtıp elimi tuttu "Tabiki Poyraz ve Alpin" Göz devirdim kulağıma eğilip fısıldadı "4 adımımızdan sonra ışıklar yanıcak anında sol tarafa çekil tamam mı" 4.adımımızı attığımız gibi gerçekten de ışıklar yanmıştı Savaşın dediği gibi sol tarafa geçtiğimde Azra öylece kalmış Alp ise önünde diz çökmüştü "Sevgilim, dostum,çocukluğum belki çok erken bu yaptığımız şey ama olsun şimdi sana hayatımın sorusunu soruyorum güzel ömrünr benimle beraber iz bırakmaya varmısın" Azranın gözleri dolarken Uzay kolunu omzuma attı "Tiplere bak dünki boklar gelmiş neler yapıyor kız bunlar daha 19 yaşında" Gülüp konuştum "Maksat evlenmek değil insanlar Azranın yüzüğünü görsünde ona sataşmasın anladın" Bana dönüp şaşkınca baktı "Ulan ben bunu niye akıl edemedim ki" Gülüp mutluluktam ağlayan Azra ve ona sıkı sıkı sarılan ikizime baktım ardından kendimi tutamayıp yanlarına ilerledim dolu gözlerimle ikisinede sarıldım "Ya siz benim elimde büyüdüz oy oy tiplere bak ama yerim ki" Alp önce benim kafamdan sonrada Azranın kafasından öptü. Herkes mutlu mutlu oturmuş muhabet ederken ben kafamı Savaşın omzuna koymuş gökyüzü izliyordum "Baksana gökyüzü çok güzel değilmi" Onaylar bir kaç mırıltı çıkardı ve bir şarkı mırıldandı
"İşte gördüm gök'yüzünde
Yıldızların ardındasın" Gülümseyip kafamı Savaşa çevirdiğimde yüzümü inceledoğini gördüm yanağıma bir buse kondurup kokumu içine çekti "Özlemiş bu kalbim seninle deli olmayı" Gözlerimi kapatıp dahada sokuldum ona ve huzuruna.

~ agalar oy vermeyi unutmayınn

Kendi Numaram ✔️Where stories live. Discover now