Seven Deadly Sin' • got7 *

• XL •

" Ona anne dedim. Annem olmuştu. Onu dünyadaki her şeyden daha çok seviyordum. Bakıcılarımdan birini bana vururken gördüğünde, kadını azarlayıp, bütün bakıcılarımı anında kovdu. Morluklarıma merhem sürüp ben uyuyana kadar başımda bekledi."

Taehyung güleç bir sesle konuştu. "Tam bir melek."

Mark yutkunup devam etti. Taehyung'ın dinliyor olduğunu bilmek güzeldi.

" Sonra bir gün beni yanına çağırdı. Bir oyun oynayacağımızı söyledi. Çok heyecanlanmıştım, hemen kabul ettim. Kucağına oturmamı istedi. Dediğini yaptım. Ardından bacaklarımı aralamamı istedi. Sorgulamadım. Bacaklarımın arasına dokunduğundaysa sesimi çıkaramadım. "

Boğazı düğüm düğüm olmuştu.

Taehyung nefesini tuttu.

Mark devam etti.
" Bana tecavüz etti. Hiçbir tepki gösterememiştim. Ne olduğunu da anlamamıştım zaten. Tek hatırladığım, ne kadar pis hissettiğimdi. Oyunumuz bittikten sonra beni yıkamasını istedim. Yıkadı. Ve sonra ertesi gün aynı oyunu tekrar oynadık. Beni her seferinde yıkıyordu ama ben temiz hissetmiyordum. Bunun bir oyun değil de aldığım en kötü ceza olduğunu anlamam uzun sürmedi. Bir kaç gün sonra durması için yalvardım. Ağladım. Umursamadı."

Ne Taehyung ne de Mark gözlerinden dökülen yaşların farkına varmışlardı.

" Bir süre bu devam etti ve ben her seferinde hüngür hüngür ağladım. Kimseye söyleyemezdim.
Kendi başıma bir çözüm yolu bulmaya çalıştım. Bir sonraki oyun vaktimiz geldiğinde ona vurdum ve kaçmaya çalıştım. Çok çelimsizdim. Beni yakalayıp, çatı katındaki boş odalardan birine kilitledi. Öyle çok bağırmış ve ağlamıştım ki sesim kısılmıştı. Bütün gün orda kaldım. Ne yemek ne de su verdi. "

" Akşam, babam eve geldiğinde benim nerede olduğumu hiçbir zaman sormazdı. Geceyi o odada aç bir şekilde geçirdim. Korkudan altıma işedim ve kustum. Kapıyı ne kadar yumruklarsam yumruklayayım kimse gelmedi.
Ertesi gün 'annem' geldi. Beni odadan çıkarıp yıkadı, doyurdu ve oyun oynamak isteyip istemediğimi sordu."

Taehyung sessiz bir hıçkırık kopardı. Mark'ın sesi titriyordu.

" Oynadık. O günden sonra ona direndiğim her seferde beni o odaya kitleleyerek aç bıraktı. Bazen üç gün üst üste kaldığım oluyordu. Açlıktan ölmemem için arada ekmek bazen de bir bardak su veriyor, ama ben iflah olana dek orada tutuyordu. Açlığın beni terbiye edeceğinden emindi. Ne kadar acıktığımı söyleyerek ağladığım zaman bana, incilden oburluğun en büyük günahlardan biri olduğuyla ilgili şeyler okurdu.
Bir ara öyle zayıflamıştım ki yatarken kemiklerim canımı acıtıyordu."

Yoğun bir nefes verdi.

" Babamın umarsızlığı sayesinde bütün bunları yapmakta özgürdü."

" Benden çocukluğumu çaldı. Benden çok şeyi çaldı. Ve hâlâ babamın karısı, kardeşlerimin annesi. Babam, onun bana yaptıklarını, hiçbir zaman öğrenmedi. Ona anlatamayacağımı zaten biliyordu. Kimseye de anlatamadım."
Sen dışında, hiç kimseye...

Birasından bir yudum daha alarak zar zor yutkundu. Elinin tersiyle göz yaşlarını sildi.

" Her yemek yediğimde, seviştiğimde, nefes aldığımda aklıma o geliyor. Ve ben bu yüzden hiç doyamıyorum. Daima açım. İçimde daima bir boşluk var ve büyüyor. Her daim büyüyor. Ben o boşluğun içine düşüyorum Taehyung. "

Taehyung ıslak gözlerini ovuşturdu.

" Şimdi anlıyorum. Sen beni tutmuştun. Sen, ben bunu çok sonradan fark etmiş olsam da, kurtuluştun benim için. Seninleyken, aklıma o gelmiyordu."

Taehyung'ın göğsü sarsıldı. Birbirlerini göremiyorlardı ancak ikisi de bir diğerinin ağladığını biliyordu.

" Senden özür dilemeyeceğim, sadece bilmeni istiyorum. Benim için çok daha fazlasısın. Çok daha fazlası."

Ardından var gücüyle ayağa kalktı ve ilerleyip, merdivenlerden indi. Taehyung'sa bulunduğu pozisyonda bir süre daha kaldı.

Mark.

Taehyung.

Merhabaa.

RESMEN 40. BÖLÜME VARMIŞ BULUNUYORUZ. DAHA ÖNCE HİÇBİR KİTABIMDA BU KADAR İLERLEMEMİŞTİM. ŞİMDİYE DEK OKUYAN, YORUM YAPAN, OY VEREN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. HER TÜRDEN DESTEĞİNİZ ÇOK ÖNEMLİ. DAHA DA BÜYÜMEK DİLEĞİYLE..♡

Mark'ın hikayesini öğrendiniz.
Ne düşünüyorsunuz?

Taehyung'ı seviyor musunuz?

Bölümü nasıl buldunuz?

Fikirlerinizi bekliyorum.

Sizi seviyorum.

Vale!