Ada Afrodit kutsamasıyla doğmuş. Annem bunun hayatta başına gelen en kötü şeylerden biri olduğunu düşünüyor. Ama Ada durumdan gayet memnun. İpek gibi dümdüz kumral saçlarını gururla savurarak yürür, babamın kopyası yeşil gözlerini süzerek bakıp oğlanlara (ve hatta kızlara, nimfalara ve satirlere) kalp krizi geçirtir. Hatları annemi andırır. Uzun boylu ve atletiktir. Makyaj yapmayı çok sever ve bu konuda çok yetenekli. Denek olarak da genelde beni kullanıyor. (Bu arada makyaj bana çok yakışıyor.)

Bazen kampta antrenman yaparken elbise giyer, bazen okula pijamayla gider, bazense aile buluşmalarına koca koca çirkin kazakların altına yırtık kotlarla katılır. Kimse ona ne yapacağını söyleyemez, o ne derse o olur.

Dans eder, hatta bu onun için bir tutku. Bazen kampta, antrenmanların arasında birisi Ada dans etsin diye müzik açar, hep beraber oturup onu izlerler. Babamın onu ne kadar kıskandığından bahsetmiş miydim? ("Hey! Orada aylaklık yapanlar! Herkes işinin başına! Ada Lace, hemen kulübene!" - Percy Jackson, sıradan bir günde, Büyük Ev'den deli gibi antrenman sahasına koşarken bağırıyor.)

(İtici) güzelliğinin ve (iğrenç) çekiciliğinin aksine, Ada onunla ilişki kurmak isteyen herkesten kaçar. O kadar özgür ruhludur ki, kendiyle ilgili bir konuda hiç kimseye söz hakkı vermez. Özgüven dedin mi akla onun adı gelir. Kibirlidir, burnundan kıl aldırmaz.

Bir diğer tutkusu, dövüş sanatları. Bulabildiği her kursa gider, kendini her konuda geliştirmeye çalışır. Kitap okumayı çok sever, özellikle aşk romanları. Ama bir yerde sarılan, öpüşen bir çift görse hemen göz devirip oradan ayrılır. İronik birisi.

Afrodit ve Demeter çocuklarıyla kurdukları iğrenç bir dedikodu grupları var. Onların diline düşmek istemezsiniz. Kampın divaları gibi dolaşıp herkesi yargılarlar.

Kabul etmekten nefret ettiğim bir diğer konu, Ada Lace'in güçleri. İçimizde en güçlüsü o. Deprem yaratır, inanabiliyor musunuz? Onu kızdırmak istemezsiniz. Ayağını yere vurur ve bam! Yer yarılır, siz de içine düşersiniz. Mutsuz son.

Ada Brook'tan iki yaş küçük. Lise son sınıfta. Derslerine pek özen göstermez ama sınav haftalarında iyi çalışır. Herhalde annemin ikinci bir akademik fiyaskoyu kaldıramayacağını düşündüğünden, şimdiye kadar hiç sınıfta kalmadı. Ama sık sık disiplinlik olur çünkü ona laf atan çocukları talan etmeyi sever. Ona bu konuda saygı duyuyoruz.

Ada ile aramızda sadece bir yaş var, ama bana velet demeyi seviyor. Ben en küçükleriyim. Şimdi gösterinin yıldızını sahneye alalım. Karşınızda... Ben! Axel Jackson. Teşekkürler, teşekkürler! Çiçekleri eve yollayın.

Size öncelikle fiziksel özelliklerimden bahsetmek istiyorum. Çünkü içimizde ebeveynlerimize en çok benzeyen benim. Babamın saçlarını ve annemin gözlerini almışım. Bana bakan biri onların çocuğu olduğumu hemen anlayabiliyor, çünkü ikisini de epey andırıyormuşum.

Boyum oldukça uzundur. Büyükannem Sally de hep ne kadar yakışıklı olduğumdan bahseder durur, övünmek gibi olmasın. Sağ bacağımda Empire State binasına benzeyen bir doğum lekem var. Annem bunun tanrılardan bir hediye olduğunu söylüyor. Yani... Vere vere bunu mu vermişler hediye olarak?

Benden öncekiler bütün güzel özellikleri almış, bana da düşünmek kalmış. Yanlış anlaşılmasın, zeki olmayı seviyorum. Ama insan, kardeşleri antrenman alanında şov yaparken kenarda oturup beklemek istemiyor. Bari atlarla konuşabilseydim değil mi? Ama nerde!

Ben genelde günü kurtaran kişiyim. Brook ve Ada başlarını belaya sokar, ben de gider sorunu çözerim. Sonra onları toparlayıp eve getirir, anneme olanları uygun bir dille anlatır, kardeşlerimin kıçlarını kurtarırım.

Üç kardeş arasında disleksisi olan tek çocuk olduğum halde, okulda en başarılı olan benim. Hatta biraz inek bile sayılırım. Şaşırdınız mı? Hayır tabii ki. Onur öğrencisiyim ve daha şimdiden üniversitelerden mektup almaya başladım. Henüz mesleğime karar vermedim ama sanırım makinelerle çalışmak istiyorum. Hephaistos çocukları beni bu konuda güzel eğitti.

Söylemeyi unutmadan, tek yeteneğim düşünmek değil tabii. Apollon kutsanmışı olarak (kendisi babamı pek severmiş) mükemmel bir müzik kulağına ve enstrüman yeteneğine sahibim. Apollon çocuklarıyla kurduğumuz bir müzik grubumuz var, şu aralar baterideyim.

Kampta hoşlandığım biri var. Sanırım o da benden hoşlanıyor ama ikimiz de oldukça utangacız. Bir sonraki görüşmemizde ona açılmayı planlıyorum. Umarım heyecandan ölmem. Ada'dan biraz tavsiye alsam fena olmaz. Benimle acayip dalga geçecek.

Okul dışında genelde arkadaşlarımla basketbol oynarım, bazen derslerden sonra okul havuzunda takılırız. Su güçlerim olmayabilir ama yüzmede iyiyimdir. Okul yüzme takımına girmem için çok ısrar ettiler de, haksız rekabet olmasın diye kabul etmedim. ("Tabii tabii, hatta müdür, takıma girmeyi kabul etmesi için Axel'in ayaklarına kapandı. Gözlerimle gördüm. Haha. Rüyanda görürsün velet." - Ada Lace, galiba dövüşmek istiyor.)

Arkadaş çevrem geniştir. Herkesle anlaşabilirim. Şakacıyımdır da. Yani ailenin espri rezervini ben karşılıyorum, espri zeka işi sonuçta.

Zaten tahmin etmişsinizdir, anneciğimin favorisiyim. ("Öyle söyleme Axel! Hepiniz benim favorimsiniz!" - Annabeth Chase, aynı bilgiyi çocuklarına her gün hatırlatmaktan bıkmış halde.)

Ee, sanırım şimdilik bu kadar. Babam çağırıyor, akşam yemeği vakti. Bu akşam Brook da evde, genelde "iş toplantısında" olurdu. Ada deli gibi bağırarak şarkı söylüyor, kafam çatlayacak. Annem de bugün son projesini tamamlamış, o yüzden çok keyifli görünüyor. Gideyim de mutlu aileme katılayım.

Axel Jackson gururla sundu! Hoşçakalın!

Yıllar Sonra》Percy Jackson TrashWhere stories live. Discover now