35.BÖLÜM: ❝İlk Adımlar❞

En başından başla
                                    

Kahveleri ve yanında yenilecek lokum ve çikolataları tabaklara koyduğumuzda önce kızlar içeri gitti ve kahveleri ikram etti. Daha sonra ise ben Çınar'a kahvesini ikram ettim ve yanına oturdum.

Çınar tedirgin bir şekilde kahveye bakarken kulağına doğru eğildim ve "Merak etme tuz katmadım." diye fısıldadım. O da bunun üzerine kahvesini içmeye başladı.

"Çok güzel olmuş. Sende çok güzel olmuşsun." Gülümseyerek ona baktım.

"Sende öylesin."

Gülümsemesi yüzünde büyüdü.

Bizim konuşmalarımızı bölen Rüzgar'ın öksürük sesiyken ona döndüm. Kahvesini almış Emin amcaya bakıyordu.

Emin amca bu bakışı fark edince gülerek, "Ziyaretimizin sebebi belli." diyerek genel konuşmayı açtı.

"Allah'ın emri, Peygamberin kavliyle Eylül kızımızı oğluma istiyorum."

Babamın gözleri dolmuştu birden. Gülümsedi bana bakarak ve başını salladı. "O zaman hayırlısıyla olsun."

Emin amca yüzükleri cebinden çıkarttı ve bizim ayağa kalkmamızı istedi. Kırmızı kurdeleyle bağlı yüzükleri önce bana sonra Çınar'a taktılar.

Rüzgar o sırada aramıza girdi ve eline makası aldı. "Ay tüh, makas kesmiyor Emin amcacığım."

Emin amca gülerek cebinden para çıkarttı ve Rüzgar'ın sırtına vurarak parayı ona verdi.

Rüzgar'ın bu halleri beni güldürürken makası tekrar eline aldı ve kurdeleyi kesti.

Herkes bizi alkışlarken bende tebessüm ederek onlara baktım.

Daha sonra ise Çınar'a döndüm. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle parmaklarımıza bakıyordu.

İkimize dair ufak bir adım atılmıştı. Ve ben çok mutluydum...

2 Ay Sonra~

"Kınayı getir Hilal teyzee, kınayı getir Hilal teyzee."

"Parmağın batır Hilal teyze. Parmağın batır Hilal teyzee."

"Bu gece Eylül üzgün Hilal teyze. Bu gece Eylül üzgün Hilal teyze."

"Eylül'ü ağlatmak için geldik biz. Beceriyoruz Hilal teyze."

Ecrin, Rana ve Kübra beni sinir etmek istercesine şarkılar söylerken bende ayağa kalkmamak için kafamı yastığa gömmüştüm.

Saat sabahın 8'iydi ve onlar erkenden gelmiş başımda bunları söylüyorlardı.

Gece stresten uyuyamamışken ve yeni yeni uyku moduna geçmişken gözlerim de açılmamak için çabalıyordu

"Eylül kalk. 12'de kuaföre gideceğiz, 6'da kına başlayacak sen hala yat. Hem daha fotoğraf çekinilecek."

"'12'ye çok var." deyip açamadığım gözlerimi daha sıkı kapatınca Ecrin başımdaki yastığı çekip kafama vurdu.

"Kına senin kınan Eylül."

"Bu yüzden de bunu benim düşünmem gerekiyor. Bir saat sonra giyinirim çıkarız. Lütfen."

"Kahvaltı edeceksin daha. Hilal teyzem o kadar hazırlamış. Hadi."

Ecrin kafama yastığı vurmaya devam ederken bu işkenceye daha fazla katlanmamak için zorda olsa kalktım. Kendimi banyoya attım ve sıcak bir duşun ardından kendime gelebildim.

Kıyafetlerimi giyinip yüzüme kremimi sürdüğümde uykum da açılmıştı. Kızlar kahvaltı sofrasında otururken yanlarına geçtim bende.

Onlar benden de heyecanlı gibilerdi. Gece hiç uyumamışlar, sabahta erkenden kalkıp eve gelmişlerdi.

Engelsiz Engeller Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin