-15-

329 25 162
                                    

İspanya her zaman ki gibi Cava içerek churros yiyordu. Koltukta bağdaş kurmuş bir şekilde oturarak önündeki albüme bakıyordu. Babası ve kardeşleriyle çekildiği fotoğraflara bakarak mutlu oluyordu. Her zaman babasının biricik kızı olmuştu. Abilerinin aksine o hep babasını severdi. Aslında babası churros sevdiği için seviyordu. Albüm sayfalarını çevirdikçe mutlu oluyordu. Bir daha albüm sayfasını çevirdi. Karşısına çıkan resmi görünce gözünden bir kaç damla düştü. Bu sayfadan sonrası hep hüzünle doluydu.

Büyük kızgınlıkla fotoğrafı alıp ikiye yırttı. Bütün fotoğraflara aynısını yapmıştı. O ülkenin bırak yüzünü görmeyi varlığını bile bilmek istemiyordu. "BENİM YERİME ONU SEÇTİĞİNE İNANAMIYORUM!?" diye bağırdı. Sesi boş evde yankılandı. "BEN ONDAN DAHA GÜZEL DAHA AKILLIYIM! AMA O APTAL O SÜSLÜ KOKONAYI SEÇTİ!?" diye bağırarak ağlamaya başladı. Portekiz dışında onu umursayan olmaması yüzünden hep onu suçluyordu.

Birden kapının çalmasıyla irkilmişti. "Kim geldi ki bu saatte?" diye mırıldandı kendi kendine. Yavaş adımlarla kapıya doğru gitti. "Muhtemelen Portekiz'dir" diyerek kapıyı açtı.

"Mamma Mia!"

"İtali!?"

"Buona sera Madam"

"Sanada iyi akşamlar da senin ne işin var burda!?"

"Pizza almıştım"

"İyi de niye burdasın!?"

"Pizza tek yenir mi ya Spagna" diyerek içeri geçti İtalya. Ortadaki sehpaya pizzaları bırakarak "İçecek bir şeyler var mı Spagna?" diye sordu. İspanya şaşkınlıkla "Cava ve kola var" dedi. İtalya gülümseyerek "Sen ne içeceksen ondan içeceğim" diyerek pizza kutusunu açtı. İspanya gülmeye başlamıştı. İtalya anlamamış bir şekilde İspanya'ya bakarak "Komik bir şey mi dedim Spagna?" diye sordu. İspanya nefes alarak "Hayır İtali. Sadece uzun zamandır ilk defa biri beni önemsedi" diye cevapladı ve mutfağa gitti.

İspanya içeri girdiğinde yerdeki yırtılmış fotoğraflara bakan bir İtalya gördü. "SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN!?" diye bağırarak İtalya'nın yanına koştu ve elindeki fotoğrafları aldı. İtalya mutsuz bir şekilde "Pardon özel hayatına karışmamam gerekirdi" dedi. İspanya birden fazla tepki verdiğini anlayarak fotoğrafları İtalya'ya uzattı. "İstediğin kadar bakabilirsin zaten üstünden 35 yıl geçti" dedi İspanya. İtalya şaşkınlık içerisinde "35 yıl boyunca bu fotoğrafları sakladın mı!?" diye sordu. İspanya acı bir gülümsemeyle başını salladı. Koltukta ki albümü dizlerinin üstüne koyarak "300 yıldan fazla bu albüm var" dedi. İtalya gülerek "Ne güzel! Benim ailemle hiç fotoğrafım yok. Babamın girişteki dedemle olan büyük resmi saymazsak" dedi. İspanya hızla ayağa kalktı.

"Hey Spagna nereye!?"

"Hiç fotoğrafım yok demedin mi? Bende bu yüzden fotoğraf makinemi alacağım" diyerek hızla üst kata çıktı. İtalya albümü biraz karıştırınca İspanya ile Portekiz'in fotoğrafını gördü. "Spagna'yı sevmekte haklı. Onu bende sevdim" diye mırıldandı İtalya. O sırada içeri elinde fotoğraf makinesiyle İspanya geldi. Fotoğraf makinesini kaldırarak "Bugün ikimizin de albümlerine fotoğraflar ekleyeceğiz" dedi. İtalya gülmeye başladı. İspanya da onunla birlikte güldü.
.
.
.
"Kazak yeter artık çocuklar sabahtan beri koşuyor. Sen git yemek ye bende çocuklarla çiçeklerden yapayım" diyerek çocukları kendine çekti Ukranya. Kazakistan ise tekrardan kendine çekerek çocukları "Ben gayet mutluyum böyle. Sen tek başına taç yapabilirsin." dedi. İkiside çocukları çekiştiriyorlardı ki araya Gürcistan ve Azerbaycan girdi.

"Ya siz manyak mısınız acaba!? Bunlar çocuk elbise veya oyuncak değil! Ne çekiştiriyonuz çocukları!?" diye bağırmışlardı. Kazakistan ve Ukranya başka tarafa bakarak birbirlerini gösterdiler. Azerbayca elini yüzüne vurarak "Çocukların fikrini sormayı dener misiniz lütfen?" dedi. Çocuklar sadece onları izliyorlardı.

Sırlar Dünyası - YükselişWhere stories live. Discover now