-7-

442 26 131
                                    

"BU KADIN BENİ DELİ EDECEK!!"

Şanghay'ın sinirli hali normal halinden daha korkutucuydu. Çin tek başına Şanghay'ı sakinleştirebilmekte tereddüte düşüyordu. Rusya geç kalmıştı. Hem de baya geç kalmıştı. Çin eğer yanında Almanya olmasaydı Şanghay ve Avrupa Birliğini ayıramazdı. Rusya'ya çok kızgındı. Her zaman yanında olan Rusya şuan yoktu. Ve Şanghay kafayı yiyordu. Çin ne yapacağını bilmiyordu. Şuan oturup ağlasa Şanghay hemen dururdu belki ama kendi gururunu düşünüyordu.

"Şanghay sakin olsan biraz?"

"Nasıl sakin olayım?"

"Gel otur nolduğunu söyle"

"O Avrupa denen köpek Türkiye ile hiçbir anlaşmama izin vermiyor ayrıca herkesin iç işine karışmaya çalışıyor"

"Bunu biliyoruz her seferinde aynı şeyi yapıyor sen niye bu sefer bu kadar kızdın?"

"O kadın bu sefer çok büyük haddini aştı!"

"Ne yaptı ki?"

"Bayan BM'ye götüreceğim kağıtların üstüne kahve döktü"

"Yenilerini hazırlamana yardım ederim. Çince yazılacakları ben yazarım merak etme"

"SORUN BU DEĞİL!?"

Çin bu sefer gerçekten çok fazla korkmuştu. Şanghay'ın en son böyle sinirlendiğini gördüğünde Rusya çoktan kendi ülkesine uçmuştu. Şanghay sinirliyken çok korkutucuydu. Amerika bile belli etmemeye çalışsa da Şanghay'ı her gördüğünde korkuyor ve titriyordu.

Çin şuan hiçbir şey yapamıyordu. Rusya'nın bile zor durduğu birlik şuan çok kızgındı.

...

Kapıyı açan Rusya'nın dibinden bir sandalye uçmuştu. Rusya hiçbir şey anlamamış bir şekilde kapıda duruyordu. Demin dibinden sandalye geçmişti oda felaket haldeydi. Sandalyeler kırılmış ve kağıtlar yırtılmış bir şekilde yerdeydi. Bu gece eve gidemeyeceklerini anlamıştı Rusya.

Rusya'nın aklına ok gibi giren bir soru girmişti. Çin nerdeydi!?

"KİTAY NERDE!?"

"Burdayım Rusya"

Dolaptan gelen sesle biraz olsun rahatlamıştı Rusya. Dolaba gidip Çin'i dolaptan çıkardı. Çin'in korkudan oraya saklandığı belliydi. Rusya korkuyor olsa da şuan cesur kalması gerekiyordu. Sakince Şanghay'ın yanına gitti.

"Yoldaş biraz sakin ol o Avrupa Köpeğini boşver. Ben ve Kitay sana yardım ederiz ayrıca Kazak salağını da çağırırım"

Şanghay sakinleşmeye başlamıştı. Zaten sinirden ve o kadar ortalığı dağıttıktan sonra yorulmuştu.

"Çok ayıp Rusya. Ben hiç sana kim olduğunu söylüyor muyum?"

Gelen sesle herkes kapıya bakmıştı. Kapıda Kazakistan duruyordu. Şanghay ve Çin de bıkkın bir ifade oluşmuştu. Kazakistan her zaman ki gibi geç gelmişti. Bugün sadece dördü olacaktı. Diğer türk devletleri yerine Kazakistan katılmıştı.

"Lan salak demin bana Rusya demedin mi?"

"O senin adın değil ki senin adın Ayı"

"Ulan kazak bu sefer seni kurtaracak Türkiye ya da Türkmenistan da yok şimdi yedim seni"

"Aaa imdat bir ayı beni yemeye çalışıyor"

İkisi dağınık olan odanın içinde koşuşturuyorlardı. Şanghay en sonunda ellerini birbirine vurdu.

Sırlar Dünyası - YükselişWhere stories live. Discover now