"Ayak bağı oluyordun, öldürecektim ama acıdım sana. Zaten birkaç ay sonra bir yerlerde fazla dozdan geberecektin. Elimi daha fazla kana bulamak istemedim ve çekip gittim." Duygusuzca söyledi kelimeleri. Birlikte yaşadığımız hiçbir şeyin anlamı yokmuş gibi, ölüme terk edebilecekken onun için dönmemişim gibi boştu gözleri. Sadece gitmiş olsa inanırdım bu sözlere, başkası söylese, bana öyle bakmış olmasa inanırdım.

Silahı elimde döndürerek arkasını sıkıca kavradım ve dudağının üzerine gelecek şekilde sertçe vurdum. Başı yana doğru savruldu. Acıdan inletecek, dişlerini kırabilecek kadar sert bir vuruştu bu.

"Yalan söylüyorsun! Paranın yarısını bırakıp gitmişsin amına koyayım!" Beni sevdiğini düşünmüyordum ama söylediği kadar boş değildi.

"Ne duymak istiyorsun lan?" Öfkeye ayağa kalktı. Üzerime doğru geldikçe refleks olarak geri kaçtım. "Ne için geldin buraya? Kafama sıkmaya mı? Sık da kurtulayım Doruk! Zaten sıçtın her şeyin içine. Cevap istiyorum dedin, al sana cevap. İşim bitti seninle, kullandım attım. Bu canını yakıyorsa sık kafama. Yine umurumda değil havalarına gireceksen de aç ellerimi gideyim. Ayların planını dağıttın, gidip düzeltmem lazım."

"Hiçbir yere gitmiyorsun Arslan. Doğruyu söyleyeceksin." Söyledikleri gerçekler olabilirdi, olmasa bile o şimdi öyle olduğunu savunuyordu. Kafasına sıkıp siktir olup gitmem gerekirdi ama yapamadım.

"Ne önemi var Doruk? Arkada kaldın, bundan sonrasını bilmek neyi değiştirir?" Sesindeki bıkkın ton beynimdeki son ipi de kopardı ve tüm mantığım yitip gitti. Benden bıkamazdı oruspu çocuğu. İzin vermezdim buna.

"Ne önemi mi var? Kafama sıkacaktım lan! Nefretim galip gelmese, ağlaya ağlaya kafama sıkacaktım. Sen siktir olup giderken, ben ölecektim. Neden? Yalancı bir piç uğruna mı? Sen beni sikine takmıyor olabilirsin ama benim umurumda lan! Neden gittiğini öğreneceğim diye iki haftadır peşinde koşuyorum ben.

Şu hayatta bir parça önemsediğim birini buldum sandım, o hıyar da önce seviyor gibi davranarak korkuttu beni sonra da siktir olup gitti. Korktum çünkü biliyordum ki severse beni engellerdi. Uyuşturucuyu, silahları ve suçları bütün hayatımız buyken engeller siktir olur giderdi. Tam da beklediğimi yaptın Arslan. Şimdi karşıma geçmiş öğrensen ne olacak diyemezsin çünkü benim..." Dilime gelen son kelimeyi ısırarak yuttum. Bunu ona söylemeyecektim hakketmiyordu.

Arslan'ın gözleri koyulaşırken aramızdaki mesafeyi hızla kapattı. Bir an için beni uçurumdan aşağı iteceğini düşündüm ama bana doğru eğilerek dudaklarını dudaklarım ile birleştirdi. Ondan nefret ettiğimi savunsam da karşılık verdim ona. Deli gibi özlemiştim bu dudakları.

Özlemimi dindirecek kadar öptükten sonra tekrardan kaldırdım silahı ve bu sefer kafasının arkasını hedef alarak sertçe vurdum silahın arkasıyla. Dudakları dudaklarımdan ayrılırken yere yığıldı.

Ona karşı olan hislerim esirim olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Onu öpmüş olmam, yalanlarını itiraf etmezse kafasına sıkmayacağım anlamına da gelmiyordu.

Sonunda Doruk yeter be deyip Arslan'ı indiriyormuş dhejsjsk

Şunu görünce aklıma Doruk geldi. Mavi saçlı hayal edin.

 Mavi saçlı hayal edin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Lisa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


-Lisa

Rehine - BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin