14

28.2K 2K 670
                                    

Fentanyl: Narkotik analjezik; bağımlılık yapıcı ağrı kesici, uyuşturucu.

Kameranın açısında çıkarak doğruldum. Yeşil gözlerin öfkenin rengine boyandığını görebiliyordum. Çaktırmamaya çalışıyordu. Sadece bu hali bile yeterdi bana.

"Arslan!" Dedi kameranın diğer tarafında olan kişi. İlk defa konuşuyordu ve ismi söyleme şekli oldukça uyarıcıydı.

"Tamam." Dedi Arslan sertçe. Sonra kamerayı kapattı. Derin bir nefes alırken gözleri yumuldu sonra hiç acele etmeden yavaşça açıldılar ve üzerimde durdular.

Hiçbir şey söylemeden öylece baktı. Ne düşündüğünü kestiremiyordum. Ne kadar sinirli olduğu da umurumda değildi.

Parmağımla dudağımın kenarını silerken gözlerim pantolonuna girmiş yeni arkadaşımdaydı.

Arslan aramızdaki mesafeyi bir saniyede kapatırken onu sinirlendirmenin zevkiyle kıkırdıyordum.

Eli boynuma gitti ama sıkmadı, beni duvara sabitlemek için kullandı. Bir şey demek istiyordu. Konuşmak için açılıp kapanan ağzından belliydi bu ama konuşmadı.

"Kelimeleri yutma, konuş." Dedim onu zorlayarak. Diyecek bir şeyi yoktu. Her iki türlüsünü de o istememişti. Kalmamı istiyorsa karşılık verecekti. Gitmemi istiyorsa bırakacaktı.

"İstediğin bu mu?" Üzerimde olmayan eli pantolonun kemerine gitti. Hızla çekerek açarken gözleri gözlerime kilitliydi.

Yaptığım her hamleyi ona inatla yapıyordum. İradesi düşmeyecek kadar sağlam duruyordu. İstediğimi verirse yanından ayrılmazdım bunu bildiğim için gitmek istemiştim ama izin vermemişti, benden nefret edip bıraksın diye hoşuna gitmeyecek her şeyi yapmıştım ama sanırım artık hoşuna gidiyordu.

İradesini kırdığım için öfkeliydi ama nefret etmiyordu benden. Yeşil gözlerinde gördüğüm güçlü duyguya verilecek isim öfke değil, vahşi bir arzuydu.

"Gitmek istiyorum." Dedim inatla. Bu işin sonu benim için parlak değildi.

"Gidemezsin!" Neredeyse kükrercesine bağırdı. Sesine rağmen boğazımdaki eli hala sadece tutuyordu. Yine de üstünlük sağlıyor oluşundan nefret ettim.

"Düşüncen sikimde bile değil Arslan, gidiyorum." Elini vurarak ittim. Ondan uzaklaşarak arkamı döndüm. Bir saniye önce öpüyor olsa yatağa geçerdim ama şimdi sadece gitmek istiyordum.

"Dengesiz piç." Düşüncelerimi duymuş gibi eleştirdi beni. "Bunun için seni istemiyorum işte. Hastasın, düşüncelerin de bedenin gibi hasta. Kullandığın şeyler deli etmiş seni."

"Bırak gideyim lan o zaman! Uğraşma benimle amına koyayım." Öfkeyle dönerek üzerine doğru yürüdüm ve omuzlarına vurdum. Geriledi ama vuruşum üzerinde pek etkili olamadı.

"Gitmeyeceksin." Dişlerini sıkarak konuşurken bu sefer o üzerime doğru yürüdü. İnat ederek geri çekilmediğim için neredeyse burun buruna geldik. Yani teknik olarak çenesine geliyordum ama o özellikle benim için başını aşağı eğerek bakıyordu. Sırf daha baskın olduğunu kanıtlamak için kullanıyordu boyunu. Üstten bakmaktan zevk aldığına emindim.

"Gerekirse yine ellerini bağlarım, silah zoruyla tutarım ama bırakmam."

Onunla olurken zevk aldığım iki şey vardı biri üzerimde gezen elleri, ikincisi ise canını yakmamdı. İkincisini nasıl yapacağımı bilerek sertleşmiş uzvunu hedef aldım ve elimden gelen en ağır şekilde vurdum.

Acıyla inleyişini duyarken bir saniye geçirmeden geriye doğru koştum. Anahtarı kapıda bırakmıştı. Şimdi çıkarsam kaçabilirdim.

Daha iki adım atabilmiştim ki elini ayağımda hissettim. O kadar sertçe çekti ki sadece durmadım, aynı zamanda yeri de boyladım. Kafamı parke zemine vururken aynı anda ayağımdan çekilmeye devam ettim.

"Siktir!" Dedim inleyerek. Elim başıma giderken ayaklarımdan yukarı çıkan ellerini hissettim. Vuruşum onu düşürmüştü tabii ki o da geri durmamış beni de çekmişti yanına.

"Amına koyduğumun pezevengi!" Dedim tekrar inleyerek.

Gözlerimi açtığım anda onu üzerimde görmeyi beklemiyordum. Zaten başım döndüğü için iyice salak olmuştum. Bu halimden istifade ederek dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bir saniye bile geçmeden karşılık buldu öpücüğü.

Beni durduracak tek şeyin bu olduğunu biliyordu. Fentanyl* gibiydi it, bir parçası bile deli ediyordu beni.

Elleri belimin altına giderek kendisiyle birlikte beni de kaldırdı. Ben hala sadece onu öpmekle uğraşıyordum. Bu sefer ondan erken davranarak boynuna giren ben oldum. Onun yaptığı morluklar hala üzerimde duruyordu.

Elleri kalçamı kavrayarak beni tamamen havaya kaldırdı. Yine ona eşlik ederek bacaklarımı beline doladım.

Sırtım yatağı bulana kadar bir koala gibi tutundum ona. En çok da dudaklarımla yapıyordum bu tutunmayı.

Sonra bir anda o ses duyuldu. Önce ne olduğunu anlayamadım, sonra bunun kırılan cam olduğunu anladım. Sesler devam etti ama ne olduğunu anlayamadan Arslan'ın kolumdan tutup çekiştirmesiyle yataktan düştüm.

Camı kıran kurşun tekrardan sıkıldı. Bu sefer hedefi daha aşağı, bizdik. Az önce üzerinde olduğumuz yastık bir saniye içinde parçalanacak kadar delik deşik edildi.

Aman aman efendim nerelere geldik?

Buradan sonra biraz reklam var ama atlamayın !!

Bebeler okuyorsunuz ediyorsunuz çok sağ olun ama şu kelimelerin ardındaki yazarla da tanışın yaw. Takip edilsem çok sevinirim.

Ayrıca Rehine'ye eş zamanlı olarak Usul isimli bir kitap daha yazıyorum. İlgisini çeken herkesi bekliyorum. Tüm gün ikisine yazıyorum. Rehine'ye bölüm beklerken okursunuz.

 Rehine'ye bölüm beklerken okursunuz

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।

-Lisa

Rehine - BxBजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें