13

28.3K 2.2K 1.3K
                                    

Anahtarın kilide oturma sesini işittiğimde gözlerimi açarak doğruldum ve Arslan'ı doğrama fikirlerimi ikinci plana attım.

Elinde verdiğim siparişlerle içeri girdi.

Bağlı bileklerimi ona doğru uzattım. İpler kesiyor ve canımı yakıyordu. Bir serbest kalsam bunun intikamını alacaktım.

"Bekle önce yiyeceğini hazırlayayım." Bana göz ucuyla bakarak konuştu ve poşetleri boşaltmaya koyuldu.

"Hayır!" Dedim çemkirerek. "Çok acıyor." O kadar da acımıyordu ama bilmesine gerek yoktu.

Cümlemin sonuna koymaya çalıştığım duygu sömürüsü umurunda değildi ve poşetlerle uğraşmaya devam etti.

Sesli bir şekilde ofladım. Madem o canımı yakıyordu, ben de onu telaşlandıracağına emin olacağım hamleyi oynayacaktım.

"Bilgisayarın sen yokken bipledi." Gerçekten de ötüp ötüp susmuştu ve geçen sefer bu sesi duyunca telaşlanmıştı.

Yeşil gözleri kocamam açıldı. Dudaklarından bir küfür döküldü ama duyamadım.

"Dur!" Yanıma gelerek beni kucağına aldı ve diğer odaya neredeyse fırlatırcasına attı.

"Ses çıkarma, odadan da çıkma." Ardından bağırmak istedim ama dünkü bombadan sonra bu teslimat ve kamera işini ciddiye almam gerektiğini anlamıştım.

Arslan konuşmaya başladı ama yine karşıdan bir tepki yoktu. Ekrana bakmak istiyordum, hem de deli gibi. Bundan nefret ederdi ve çok riskliydi.

Şu an savunmasızdı hem canını sıkacak hem de tehlikeli olmayan bir plana ihtiyacım vardı.

Gözlerimi yumarak düşündüm. Omzumda oturan ve hakimiyeti eline almak için zaman kollayan Loki yine göründü ve kulağıma fikrini fısıldadı. Gözlerim tekrardan aralandığında onun sinsi gülüşü dudaklarımda can bulmuştu.

Kapıyı sessizce açarak Arslan'a baktım. Ekrandan ses gelmiyordu ama bir şey duyuyormuş gibi başıyla onaylıyordu karşı tarafı.

Gözleri beni bulmadı ama gördüğünü kasılan çenesinden anlıyordum. Yere eğildim ve kameranın alanına girmemeye çalışarak oturdum.

Gözlerim üzerindeyken sırıtıyordum. Şu an bile rahatsızdı ve yüksek ihtimalle aklında tonla küfür geçiyordu. Oysaki birkaç saniye sonra bu haline dönebilmek için yalvaracaktı.

Ellerimi yere dayayarak dizlerim üzerinde durdum ve bir kedi gibi ileri doğru adım attım.

"Evet." Seslice onayladı karşı tarafı. Bu benim için bir uyarıydı ama pes etmeyecektim. Dizlerimin üzerinde adım atarak bilgisayarın altına girdim.

Ellerim hala bağlı olduğu için oldukça zordu ama ses çıkarmamayı başarmıştım.

Gözleri bir an için aşağı, bana kaydı. Dudaklarımı kıpırdatarak sıçtın dedim.

Ellerimi tek bacağına koydum. Öylece duruyordum ama Arslan oturuşunu dikleştirdi. Ellerim hareketlenerek bacağını okşadı. Yüzünü ifadesiz tutmaya çalışıyordu ama yarısı masanın üzerinde duran elini yumruk yaptığını görebiliyordum.

İyice sokularak başımı bacağına yasladım. Gülmemek için dudaklarımı birbine bastırıyordum. Elim daha da yukarı çıkarak fermuarını buldu. Bunu filmlerde görür ve her zaman bir fantazi olarak denemek isterdim ama onun yerinde olacağımı varsaymıştım.

Ne kadar zamanım olduğunu bilmediğim için oyalanmadan düğmesini de açtım ve dün üzerinde otururken büyük olduğunu anladığım aletini dışarı çıkardım.

Onun boyutlarında birinin küçük olmasını beklemiyordum ama penisi karşımda dururken gözlerim kocaman açıldı. Bu kadar da büyük olmasını beklememiştim.

"Hayır, yapmadım." Derken özellikle yapma kısmına baskı yaparak konuştu ama umurumda değildi. Madem bir yarıştaydık madem ne yolluyor ne kaçmama izin veriyor ne de altına alıyordu o zaman derdini de çekecekti.

Penisini boydan boya yaladığımda kesik bir nefes aldı.

İlk defa birini ağzıma aldığım için profesyonel değildim ama penisimin üzerinde gezinen kızları taklit ederek başını ağzıma aldım. Dişlerden hoşlanmadığımı hatırlayarak dişlerimi geriye çekmeye çalıştım ama hem dişlerim hem de onun için yer yoktu. Ayrıca ağzıma sığamayacak kadar büyüktü ama yine de vazgeçmeyecek denedim. Zaten isteğim şey iyi yapmak değil, önemli toplantısını bölecek kadar canını sıkmaktı.

Kötü tekniğime rağmen ağzımın ıslanmasından hoşuna gittiği belli oluyordu. Ellerinden biri masadan uzaklaşarak saçımı buldu.

"Buradayım." Bir saniye bile kalamadan tekrardan kaldırdı ellerini. Kameraya özellikle gösteriyordu. Karışısında kim varsa Arslan'a güvenmediği belliydi.

Başımı kaldırarak ona baktım ama yeşil gözleri de elleri gibi kameraya dönüktü.

Bir anda öne doğru eğilerek masadaki kağıda uzandı ve ani hareketi yüzünden alabileceğimden çok daha fazlasını ağzıma aldım. Neredeyse kusacaktım, devasaydı piç.

Ağzımdan çıkararak soluklandım. Yukarıda bir şeyler not alırken boşta kalan elini tekrardan aşağı indirdi ve yine saçlarımdan tuttu.

Beni tekrardan kendine yönlendirerek yalamam için kafamı bastırdı. Kulağımda dün söylediği bunu yapamam sözü dolanıyordu.

İstediğim şey hoşuna gitmesi değil, rahatsız olmasıydı. Şimdiden kalkmıştı ve onu indiren kişi ben olmayacaktım.

Saçımdaki elini çektim ve son bir defa penisine uzanarak ufak bir öpücük kondurdum ve geri çekildim. Tek başına bitebilirdi sonuçta bana bir fahişe ile sevişmediğini söylemişti.

Eğlendim.

Bölüm mü istiyorsunuz? O zaman buraları yorumlayın anam.

-Lisa

Rehine - BxBWhere stories live. Discover now