5. bölüm

20.1K 1.1K 134
                                    

"Yiğit uyan artık!" koltukta uzanan Yiğiti ittirmeye çalışıyordum ama başarılı olamıyordum. Öküz çok ağırdı!

"Uykum var." Dedi ve kafasını tekrar yastığa koydu.

"Kalk işte televizyon izleyeceğim, koltuğa yayılmışsın." Tüm gücümle tekrar ittirmeye çalıştım. Yerinden milim oynamıyordu.

"Kalkmıyorum git başka koltukta otur." Dedi.

"Offf! Anne Yiğit koltuktan kalkmıyor." Biliyorum küçük çocuklar gibiydim, anneme şikayet etmekte neydi?! Bugün çok garip davranıyordum kesinlikle.

"Kızım misafire böyle davranılır mı? Ayıp oluyor ama" Annemin uyarı içeren sözleriyle ofladım ve diğer koltuğa kendimi attım. Canım sıkılıyordu.

Bugün okula gitmedik Yiğit annesinden izin aldı ve sonuç bu, koltukta uyudu bir türlüde kalkmıyor.

"Çocuklar kalkın hadi kahvaltıya." Annemin sesini duyduğum zaman ayağa kalktım ve mutfağa ilerledim. Ama bir şey gözüme takıldı,'Yiğit'. Hala daha koltukta uzanıyordu.

"Anne Yiğit hala daha uyuyor." dedim ve sırıtarak mutfağa yöneldim.

"Kalktım Gülay teyzeciğim geliyorum." dediğinde sırıtmam yüzümden silindi. Ne ara kalkmıştı bu çocuk?

Annem ellerinizi yıkayıp gelin dedikten sonra banyoya doğru yol almaya başladım. Yiğitte arkamdan geliyordu.

"Yiğit sen bekle ilk ben yıkayacağım." dedim arkamdan bana pis bakışlar atan Yiğite. Onu biraz kızdırmaktan zarar gelmezdi heralde.

"Ben zaten "ilk ben yıkayacağım" diye bir şey demedim al banyo senin olsun, ben diğerine gidiyorum."

"Dur oraya ben gidiyorum sen diğerine git." dedim önüne geçerek.

"Dolunay noluyor sabahları hep böyle misin sen?" Sabahları nasıl olduğumu bir bilsen... Yataktan sürünerek kalkıyorum.

"Normalde değilim ama bugün seni sinir etme isteği var içimde." doğruydu onu sinir etmek eğlenceli geliyordu.

Ellerimi yıkadıktan sonra mutfağa geçtim kahvaltıya oturduğumuzda kimseden çıt çıkmıyordu.

Akşam nereye gideceğimizi çok merak ediyordum annem her şeyi anlayacağımızı söylüyordu. Bende yumurtadan bir parça alırken sormaya karar verdim.

"Anne akşam nereye gidiyoruz?" dedim.

"Ormana" Dedi. Bir iki saniye durdum ne dediğini anlamak için sonra gözlerimi dehşetle açtım. Orman demişti, doğru duymuştum dimi?

"Yok artık! Anne gece yarısı ormanda ne yapacağız.Kurtlar falan vardır şimdi, bizi öldürmek mi istiyorsun?  Hadi öyle bir düşüncen var neden böyle bir yol seçtin? Ben pencereden atlardım sen zahmet etmeseydin, kurtlar tarafından paramparça edilmektense..." korkudan saçmalamaya başlamıştım, ya annem bir deliyse? Ya da başka bir canlı annemin kılığına girdiyse? Tamam bu biraz saçma oldu...

Annem saçmalamam ve çok hızlı konuşmam sebebiyle bana şaşırarak baktı. "Kızım ne diyorsun sen? ne öldürmesi iki dakikada kafanda senaryo kurdun. Zamanı gelince anlarsın."

Şu zamanı gelince anlarsın cümlesini dilimizden kaldırabilir miydik acaba?

"Anne kaç gündür aynısını diyorsun"
Sesimi biraz yükseltmiştim ama bir yandanda haklıydım ne zamandır aynı şeyleri diyor.

İştahımın kaçmasıyla "Ben doydum size afiyet olsun" dedim ve masadan kalkıp odama yol almaya başladım. Akşama kadarda odamdan çıkmadım...

Akşam, Saat; 20.00

"Hadi çocuklar hazır mısınız?"
 
Ben hazırım dedim ve aşağı indim Yiğitte hazırlanmış kapıda bekliyordu.

"Evet artık çıkabiliriz." Annemin söylediği sözler üzerine ona baygın gözlerle baktım ve elimi omzuma koydum. İzim çok fazla yanıyordu.

"Anne omzum yanıyor." dedim.

Yiğit benimde dedikten sonra annem normal dedi. Gözlerimi devirdim. Bu kadının rahatlığını anlamıyorum sonuçta anlamdıramadığım derecede tuhaf şeyler oluyordu. Annem kadar rahat olsam yeterdi...

Araba çalıştığında başımı cama yasladım ve gözlerimi kapattım.

4 saat sonra

Şu anda ne yapıyoruz diye sorarsanız, hemen cevaplayayım, saçma bir şekilde ormanın içine girdik ve gece yarısını bekliyoruz.

Herhalde bir 15 dk falan kaldı ve ben sıkılmış bir şekilde ağacın altında dizlerimi kendime çekmiş bir vaziyette oturuyorum.

Ama Yiğit tuhaf hareketler yapıyor, etrafta dolaşıp duruyor ve bir şeyler sayıklıyor annem ise sanki bir şeyler arıyormuş gibi etrafa bakıyor.Bugün neden bu kadar tuhaf olmak zorunda?

"Yiğit sen iyi misin? Çok terlemişsin." Onun için endişeleniyordum, hiç iyi gözükmüyordu.

Cevap vermeyince daha da endişelendim. Bir iki dakika sonra pekte uzak olmayan bir yerden kurt uluması geldi. Ama ben demiştim, bu ormanda kurt var diye. Ayı bile olabilir...

"Anne neler oluyor" Annemde cevap vermedi.

Oturduğum yerden kalkıp etrafa bakınmaya başladım, keşke bakmaz olaydım. Etrafımızda 5 tane normal boyutlarından daha büyük kurdun olduğunu gördüm, annem onlarla normalmiş gibi konuşmaya çalışıyordu. Rüyamı görüyordum yoksa bu beynimin bana bir oyunu muydu?

"Anne ne yapıyorsun?! Onlar kurt, vahşi hayvan!" dedim ve onu çekiştirmeye başladım.
 
Yiğite bakmak için başımı yana çevirdim. Hiç iyi gözükmüyordu dizlerinin üzerinde, başını ellerinin arasına almış bir vaziyette yerde duruyordu ve sanki acı çekiyormuş gibi bir hali vardı. Anneme döndüğümdeyse hala daha kurtlara bakıyordu. Bizi yemeye gelmiş olabilirler miydi?

Sanırım aklımı kaçıracağım lütfen bunlar bir rüya olsun.  Daha fazla dayanamayarak yere diz çöktüm gözlerim kapanmamak için savaş veriyordu.
 
En son hatırladığım Yiğit'in mavi gözleri yerine sarı olan gözleri...

Dolunayın AltındaWhere stories live. Discover now