1. Bölüm

79.9K 2.2K 1.7K
                                    

Selamlarrr bebeklerimmm 💕 💕 Bu hikaye benim ilk hikayem o yüzden şimdiden uyarmak istiyorum, baştaki cringelikleri görmezden gelin jdbdknsls

Hikayenin başını okuyupta bırakmamanızı öneririm çünkü olaylar 10. Bölümde başlıyor yani 10. bölüme kadar sabretmeniz gerekiyor bebeklerim❤

Ve başlarını düzenleyeceğim sadece başlarda cringelik var sizi temin ederim ki sonradan okumak isteyeceksiniz. Çok iddaalıyım.

Lütfen reklam yapmayınızz.

Az çok demeyelim oy vermeden geçmeyelim❤

Buraya başlama tarihlerinizi alabilir miyim?

İyi okumalarrr💕 💕

Sabah annemin öpücüğüyle ve tatlı sesiyle uyandığımı sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz...

Sabah annemin, yeni kayıt olduğum okula geç kalmam nedeniyle bağırmasıyla uyandım.

Ve bu kesinlikle çok can sıkıcı...

"Dolunay! kalk artık geç kalacaksın." Gözlerimi ovuşturup bir sağa birde sola koşuşturan anneme baktım. Anneler neden böyle?

"E hadi kızım!" Annemin tekrar bağırmasıyla yerimden sıçradım. Ayakta uyuyordum resmen...

Gözlerimi devirip tekrar başımı yastığa bastırdım "Tamam anne kalkıyorum." dedim ve yataktan sürünerek çıktım.

Elimi yüzümü yıkayıp, yeni okul formamı giydim. Evet, kesinlikle Türkiyede ki okul formaları çok çirkindi, kabul edelim. Neden dizilerdeki gibi değillerdi ki?!

Yeni okula kayıt yaptırmamın nedenine gelecek olursak... O iş biraz karışık, okuldan kavgayla atıldım desem yaşadığım durumu özetlemiş olurum heralde.

Ben annemle yaşıyorum babamı hiç görmedim sanırım ben küçükken bizi terk etmiş ve bana bir notla bir kolye bırakmış. Nottada zamanı gelince herşeyi anlayacaksın bu senin güvenliğin için, kolyeyi tak yazıyordu. O günden beri kolyemi hiç çıkarmıyorum.

Sanırım size söylemem gereken başka bir olağan dışı olay daha var, omzumda bir yara izi var, sanki biri onu oraya zorla çizmiş gibi...

Neyse bu kadar hikaye yeter artık kahvaltı yapıp hemen okula yetişmem gerekiyor. Yoksa yine okuldan atılabilirim...

"Dolunay kahvaltıya, acele et."

"Tamam geliyorum anne"

Kahvaltımıda yaptıktan sonra okula gitmek için yola çıktım.

.......

Okula vardığımda zil çoktan çalmıştı bende sınıfımı bulup hemen gitmeye çalıştım daha önceden kayıt yaptırmıştık, müdürün odasına gitmeme gerek kalmamıştı.

Kapıyı tıklattım ve içeri girdim, herkes ders işliyordu.

"Merhaba girebilir miyim?"

"Tabikide sen yeni öğrenci olmalısın, içeri gir orada durma" Çok cana yakın bir hocaya benziyordu inşallah öylede çıkardı.

İçeri girdim ve sınıfa göz gezdirdim.

"Bize kendini tanıtır mısın? Eminim herkes adını ve neden dönem ortasında geldiğini merak ediyordur." Dedi.

"Merhaba ben Dolunay Kurt , biliyorum adım tuhaf, dönem ortasında gelme sebebim" Biraz düşündüm, onlara önceki okulumda kavgaya karıştığımı söyleyemizdim herhalde."Annemin işi için geldik" dedim ve geçiştirdim.

Herkes bana bakıyordu. Sonunda hoca oturmama izin verdi. Derin bir nefes alarak sıralara doğru ilerlemeye başladım.

En arkada ki sıraya geçerek çantamı bıraktım. Yanımda bir çocuk oturuyordu.

Bir iki dakika sonra omzumda ki izin sızlamasıyla kaşlarımı çatarak bakışlarımı tahtadan çektim ve koluma baktım. İzim kızarmıştı, zaman geçtikçe de kızarmaya devam ediyordu. Bir iki saniye sonra kırmızı bir sıvının koluma doğru yol almasıyla titrek birer nefes aldım. İzim kanıyordu...

Elimi koluma çıkararak izimin üzerine koydum ve yutkundum. Korkmaya başlamıştım.

Titrek bakışlarımla yanımda oturan çocuğa baktım. O da omzunu tutmuş neler olduğuna anlam veremeyerek bana bakıyordu. Onda da aynı şey oluyordu...

Bir kaç dakika sonra zil çaldığında sınıftakilere belli etmeden ceketimi üzerime geçirdim ve yanımda ki çocuğun üzerimde ki bakışlarını aldırmadan tuvalete ilerlemeye başladım.

Tuvalete girdim. En azından içeride kimse yoktu. Lavabonun karşısına gelerek korkmuş gözlerimi aynaya diktim.

Neler oluyordu? Neden o çocukta da aynı şey olmuştu?

Başımı sallayarak saçma düşüncelerimden sıyrıldım. Soğukkanlılığımı korumam gerekiyordu. Genelde izim sadece kızarırdı. Kanaması bana da bir süpriz olmuştu.

Bakışlarımı aynadan çektim ve musluğu açtım. Ceketimi çıkardıktan sonra kan içinde kalmış koluma bakarak endişeyle dudaklarımı ısırdım.

Gözlerimi kapadım ve titrek birer nefes aldım. Sakin ol Dolunay bu sorunu çözeceksin... Sadece sakin olman gerekiyor...

Annem neler olduğunu biliyordur. Eve gidince ona anlatıp sorunun ne olduğunu bulacaktım. Sadece yanımda ki çocuğuda ikna etmem gerekiyordu. Onda da aynı şey olduysa bir nedeni vardır değil mi?

Kolumu kandan arındırdıktan sonra yüzümü yıkadım ve ceketimi belime bağlayarak tuvaletten çıktım.

Zil çoktan çaldığı için kapıyı çalarak mahçup bir şekilde hocadan özür diledim. Sonuçta ilk günümden geç kalmıştım. En azından anlayışla karşılamışlardı.

Arka tarafta ki sırama ilerledim ve sandalyemi çekerek oturdum. Yanımda ki çocuk yoktu. Onunla tanışmam gerekiyordu.

Bir kaç dakika sonra kapı çaldı. Yanımda oturan çocuk özür dileyerek içeri girdi ve başka bir sıraya oturdu. Çocuğun mavi gözleri ve parlak sarı saçları vardı.

Ders başladığından beri bakışlarını üzerimde hissediyordum. Sanırım tenefüste uzun bir konuşma yapacaktık.

Zil çaldığında sıradan kalkarak yanına gittim ve gülümsedim.

Elini bana doğru uzattı ve samimi bir sesle konuşmaya başladı. "Ben Yiğit"

"Bende Dolunay" dedim. "Tanıştığıma memnun oldum"

"Bende" Dedi ve bakışlarını benden çekerek omzunda ki ize baktı. Benim izime benziyordu sadece biraz daha farklıydı."Sanırım bunun nedenini bulmamız gerekiyor"

Sıkıntıyla iç çektim ve başımı olumlu anlamda salladım. "Bunun nedenini annemin bildiğine eminim istersen ona sorabiliriz"

Başını salladı ve konuşmaya başladı. "Pekala öyle yapalım, benim ailem burada değil onlara soramayız zaten"Dedi ve duraksadı."Biraz mesafeli dursak iyi olur aynı şeyin olmasını istemiyorum, bence sende istemiyorsundur" Dedi ve gülümsedi.

"Evet, aynı şeyin bende olmasını istemem çözüm yolu bulsak iyi olur" dedim.

Zilin çalmasıyla sırama ilerledim ve dersi dinlemeye başladım. Uzun bir gün olacaktı...

Dolunayın AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin