60. Bölüm

9.4K 706 363
                                    

Ben geldimm. Okumaya başlamadan önce oy vermeyi unutmayın bebeklerim.

Multideki şarkıya bakabilirsiniz.

İyi okumalarr 🖤

Titreyen ellerimi kaldırarak gözlerimin hizasına getirdim. Kan vardı... çok fazla kan vardı. Ve iliklerime kadar işleyen keskin bir acı. Kanın uğursuz rengi beyaz elbisemin her tarafına durmaksızın yayılıyordu. Her şey çok kısa bir zaman diliminde gerçekleşmiş olmasına rağmen bana yıllar geçmiş gibi geliyordu.

Bakışlarımı zorlukla aşağı indirdiğimde acının nedenini bulmuştum. Karnımın tam sağ tarafından durmaksızın yayılan kan içimi titretmişti. Hissizleşiyordum. Öyle ki şeytanın yanıma ne zaman geldiğini algılayamamıştım. Kulaklarım çınlıyor, bedenim isyan ediyordu.

Şeytanın sesinin, zihnimin derinleriklerinde yankılanmasıyla ona sarılmak istedim. Ama yapamadım. Sesi o kadar çaresiz geliyordu ki...

Ağlıyordu...

Sesi titriyordu. Kollarını bedenime dolamış bir vaziyette bana sımsıkı sarılmıştı. Bilincim gidip geldiği için sadece bunları görebilmiştim. "Seni yalnız bırakmamalıydım..." dedi çaresizce. "Kapatma gözlerini" deyip kana bulanmış ellerini yüzüme çıkartıp yanağımı okşadı. "Lütfen..."

Onunda canı acıyordu. Bağlı olduğumuz için. Ama bunu umursamıyordu. Beni yavaş bir şekilde, zarar vermekten korkar gibi kucağına aldı. O sırada saniyelik olarak bakışlarım Ateş'in olduğu yere kaydı. Sağ elinde tuttuğu benim kanıma bulanmış olan kılıcı sıkıca kavramıştı ve ifadesiz bir şekilde bizi izliyordu. Gözlerinde kısa bir süreli olsada pişmanlık parıltısı geçmişti. Kendiyle çelişiyordu. Alp'in onu etkisiz hale getirmesine izin verdiğinde amacını bu haldeyken çözememiştim.

Teslim oluyordu...

Yutkunarak Alp'in ve Ayaz'ın kendini tutuklamasına izin verdi. Elleri arkadan bağlanmış olmasına rağmen gözlerini kırpmadan gözlerimin içine bakıyordu. Saniyelik bir bilinç kaybından sonra gözlerimi aralamak için kendimi zorladım. Tek anladığım şeytanın beni bir yere götürdüğüydü. Bir kolunu dizlerimin altından geçirmiş ve başımı göğsüne yaslamamı sağlamıştı. Her nefes alışımda karnıma keskin acılar girdiği için boğuluyormuş gibi hissediyordum.

Gözlerimi aralayıp, uzun bir uykuya dalmadan önce son kez baktım mavi gözlerine. Gözleri kızarmıştı... Göz yaşları yanağından süzülmeye devam ediyordu. Alt dudağını dişleyip tedirginlik ve hüzünle baktı karşısına. Biriyle konuşuyordu.

"Merak etmeyin..." dedi daha önce duyduğum ama tanıdık olmadığım bir kız sesi. "Onu iyileştireceğiz"

Gözlerimi kapattığımda sadece sesleri duyabiliyordum artık. Uykum vardı. "Lütfen acele edin" dedi şeytan titreyen sesiyle.

Kiminle konuştuğunu düşünemeyecek kadar yorulmuştum. Tek istediğim şeytanın kollarında derin bir uykuya dalmaktı.

Ama öyle olmadı...

Soğuk bir beden beni şeytanın sıcaklığından aldı. Artık onun değil, hakim olmadığım kokusu eşliğinde başka birinin kucağındaydım. Bu kişinin bedeni... çok soğuktu. Ben şeytanı istiyordum.

Gözlerimi açmaya çalışsamda işe yaramadı. Alnımda tüy gibi bir öpücük hissettim. "Seni seviyorum..." dedi şeytan.

Neden veda eder gibi konuşuyordu?

"Böylesi herkes için daha iyi" dedi tekrar kız. Devamını duyamadan bilincim kapanmıştı.

Biz... yaşlı kadının aylar öncesinde dediği gibi...

Dolunayın AltındaWhere stories live. Discover now