51. Bölüm

9.9K 710 379
                                    

Ben geldimmm. Bu bölümü kiwiroom ve melisasakinknks 'a ithaf ediyorumm. 😘

Multide ki şarkıyı dinleyebilirsiniz.

Hikayeye geçmeden önce oy vermeyi unutmayınn.

İyi okumalarrr ❤

Nerede olduğumu bilmiyordum. Tek hatırladığım en son şeytanla revirde olduğumdu. Şuanda ise, sarayın hiç bilmediğim bir noktasında, silik bir görüş alanıyla etrafta gözlerimi gezdiriyordum.

Ne ara giydiğimi bilmediğim beyaz elbisenin eteklerine baktım. Bu elbiseyi giymediğime o kadar emindim ki. Kaşlarımı çattım ve bir kaç adım geri gittim. Başımı önüme eğip yalın ayaklarıma baktım. Sonrada ıssız ve pencereden gelen Ay ışığının aydınlattığı koridora. Bu koridoru sarayın için görmediğime emindim. Anlam veremediğim desenler sıra sıra duvarlara oyulmuştu. Tek ışık kaynağı ise Ay değildi, duvarlara sabitlenmiş seyrek bir şekilde yanan lambalarda aydınlatmaya eşlik ediyordu.

Kaşlarımı çatıp bir süre koridorun ortasında dikildim. Buraya nasıl gelmiştim?

Derin bir nefes aldım ve yalın ayaklarımı umursamadan koridorda ilerledim. Hiçbir şey hissetmiyordum. Ne korku vardı ne de endişe. Sadece neden burada olduğumu anlamaya çalışıyordum.

Karşımda bir hareketlenme hissetmemle bakışlarımı yerden kaydırdım ve koridorun başına çevirdim. Şeytanın aşina olduğum siluetini silik bir şekilde görmemle nefesimi tuttum.

"Savaş" kısık sesimle şeytana seslenmemle hiçbir tepki vermedi. Oysa ki sesimi duymuş olması lazımdı. Bir kaç adım daha ilerledim ve ona doğru yaklaştım.

Üzerini görmemle ise yerimde dona kaldım. Tişörtünün her yerinde kan vardı, yüzünün bazı yerlerinde ise yaralar. Elleride tişörtüne bulaşan kandan nasibini almıştı.

Elimi yüzüme çıkardım ve dehşetle ağzımı kapattım. Nolmuştu ona böyle? Gözlerimi daha da aşağılara kaydırmamla parmak uçlarıyla tuttuğu bıçağı görmem bir olmuştu.

Sesli bir şekilde yutkundum. Korkuyla bakışlarımı yüzünde gezdirdim. O da bana bakıyordu ama sanki yüzümü göremiyordu.

Sakin olmaya çalışarak ona doğru biraz daha ilerledim. O da bana doğru yürümeye başladığında titrek bir nefes aldım. Karşımda duran bedenine yaklaştığımda elimi ona doğru uzattım.

Bir iki dakika sonra ise her şey kısa süre içinde gerçekleşmişti. Soğuk bir rüzgar hissetmemle başımı kaldırıp korkuyla arkamı dönmüştüm. Şeytan sanki ben burada değilmişim gibi ilerlemeye devam ediyordu. Bana dokunmamıştı bile. İçimden geçmişti...

Beni görmüyordu, duyamıyordu ve dokunamıyordu.

Olduğumuz yerde hayalet gibiydim.

Dehşete düşmüş bir halde şeytanı izlemeye başlamıştım. Koridorun diğer tarafından giren iki silüetle beraber kaşlarım daha fazla çatılmıştı.

Oraya doğru ilerleyip gelenlerin kim olduğunu anlamaya çalıştım. Gördüğüm yüzle ise gözlerimi kocaman açtım. Bu ruh koruyucusuydu...

Yanında tanımadığım bir kadınla beraber şeytana doğru ilerliyorlardı.

Yanında ki kadını sanki bir yerden hatırlıyordum. Siyah saçları beline kadar uzanıyordu. Mavi gözleri ise kararmıştı. Sinirle ve korku verici bir şekilde onlardan çokta uzak olmayan bir mesafede duran şeytana bakıyorlardı.

Dolunayın AltındaWhere stories live. Discover now