95. BÖLÜM

8.1K 202 96
                                    

“Nerelere baktıysam da oğlumu bulamadım.” dedi. Ancak bu olayların üzerinden bir hayli zaman geçmişti: Bir gün güneş battıktan sonra, kendi kendime oturmuş, gaz lambasının ışığında düşünürken kapı çaldı. Açmamla hayrete düşmem bir oldu. Oğlum karşımda bana bakıyordu. Hem de hiçbir anormallik yoktu. Gözlerine baktım… Evet; bu yavrumun gözleriydi. Sarıldım ona ancak o bana sarılmıyordu. Aceleci bir tavrı vardı ‘Gitmem gerek baba.’ dedi sadece. ‘Dur!’ dedim. Aylardır hep bu anı beklemiştim. Hazırlıklıydım. Omuzlarından tutup, okumaya başladım. Birden oğlumun arkasından göründüler.” dedi.

Oğlumu alamadım ama onlardan da ben bir şey aldım: o gece ‘gelinim’ dediğimi aldım.” diyordu. “Peki, oğlunuz hala onlarla mı?” dedim. “Bilmiyorum oğlum ancak hislerim bana onlarla olduğunu, hala hayatta olduğunu söylüyor.” dedi. “Hocam, Atakan’ın durumu ne olacak?” dedim. “Önce mührü bozacağız. Eğer bozamazsak ilelebet rahat bırakmazlar.” dedi. “Nasıl bozacağız hocam?” dedim. “Bozacağız inşallah oğlum.” dedi ve gerekli malzemeleri söyledi.

Bu malzemelerin bir kısmı ormandan getirilecekti. “Ben giderim hocam. Toplar gelirim gerekli şeyleri.” dedim. Zaten sabah güneş ışığında bir şey olmaz diye düşünüyordum. “Hayır oğlum! Tek başına gitme; beraber gidelim.” dedi. “Hocam yalnız gideyim. Zaten bugün çok yoruldunuz. Siz istirahat edin.” dedim. Atakan’a da “Gel sen de istersen. Hava alırsın, kendine gelirsin.” dedim. O şaşkınlığı üzerinden atmış olsa da yine de bir tuhaflık vardı ama kafasını sallayarak gelmek istediğini belirtti.

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Where stories live. Discover now