66. BÖLÜM

9.9K 262 42
                                    

Bize söylediği şekilde sandalyelere oturduk. Sandalyenin biri boş kalmıştı. Masada duran mumları yaktı. Aynayı masanın üzerine … şeklinde koydu. Mumları tek tek … şeklini elde edene kadar özenle aynanın üzerine yerleştirdi ve hepsini yaktı. Biraz evvel bir şeyler yazmış olduğu kağıdı ikiye böldü ve birini bana, birini Atakan’a verdi. Bunları o bize dediğinde; aynı anda okumamızı söyledi. Atakan’ın benden çok şey bilmesine, bu işlerle çok daha alakalı olmasına rağmen yüzündeki korku ile karışık tedirginlikten, bu ritüelden ne kadar çekindiği belli oluyordu. Onun bu tedirginlik dolu yüz ifadesine baktıkca; içimde türlü korkular filizleniyordu.

Ancak burada bırakıp gitsem bu kabuslar devam edecekti; hiçbir şeyi halledememiş olacaktım. Ne olursa olsun burada kalıp, bunu yapacaktım. O adama ve bunların sebebi olan Atakan’a güvenmekten başka elimden gelen bir şey yoktu. Adam ayağa kalktı. Işığı söndürdü. Mumlardan biraz olsun aydınlanıyordu içerisi ancak yine o zifiri karanlık etkisini tamamen kaybetmemişti. Geldi, oturdu, tabaktaki malzemelere de bir kibrit çaktı. 

Bize “Başlayın!” dedi. Başladık okumaya. Adam da gözlerini kapatıp, ezberinden bir şeyler okuyordu lakin Atakan ile adamın okuduklarını dinleyince üçümüzün okuduğu şeylerin farklı olduğunu duydum. Bunu o zaman bilmiyordum. Üzerinde de fazla durmamıştım ancak şimdi çok iyi biliyorum ki üçümüz de ayrı ayrı ritüel yapıyormuşuz. Bunun nedeni ise uğraştığımız şeylerin son derece güçlü olmasından kaynaklanıyormuş.

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang