79. BÖLÜM

8.6K 221 17
                                    

“*** kabilesinden oğlu! Rahat bırak beni. Suçsuz yere bu ademoğluna bulaşma. Şerrini hak edene ver.” dedim. Sadece “Katil!” diyerek fısıldıyordu. Artık ne sabrım ne vicdanım kalmıştı. Gerçekten katil olacaktım. Eğer ben katil olmasam, sonum tımarhaneydi. Sol elimdeki yakılmışları aynaya fırlatmak üzere elimi havaya kaldırdım. O anda onu öldürecek şeyi haykırdım “…”. Sol kolum hareket etmiyordu. Buz kesmiş gibiydi. Bir duvarda sıkışmıştı sanki. Bağırarak tekrar ediyordum …” 

Bana Atakan da eşlik ediyordu. Rüzgar kolumu tutuyordu sanki. Fiziki bir şey yok ama kolum hareket etmiyor. Yavaşça bu okumalar sayesinde kolumu çok az da olsa kımıldattım. Soğanların çoğu aynanın dışına dökülmüşse de bir kısmı aynanın üzerindeydi. Mumlar söndü. Aynada uzun bir yarık daha oluştu. Kolumda büyük bir ağrı vardı, kramp benzeri bir şeydi. İnanılmaz bir acı hissediyordum. Karanlıkta oturuyorduk. Gücüm tükenmiş gibiydi. Hiç konuşmadık.

O anda, evin içinde ateş yanmaya başladı. Kitap kendiliğinden alev almaya başlamıştı. Nasıl olduğunu anlamadan Atakan ceketini atıp söndürdü, yanmadan kurtardı kitabı. Nasıl oldu bu? Hepsinden de kurtulmuştuk. Kitap nasıl kendi kendine yanar ya da hangi şerli yakmıştı kitabı? Biz, boş yere savaş veriyorduk. Cinleri yenmemiz imkansızdı. İnsanların kabul etmediği, her şekle giren cinlerle, sadece sözlerle savaşmak zordu.   

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Où les histoires vivent. Découvrez maintenant