42. BÖLÜM

11.9K 294 147
                                    

Rüya ile gerçeği karıştırıyordum sanki. Yazı kül ile yazılmıştı. Kolyem kapalıydı. Resim sağlamdı. Peki o yazıyı oraya kim ve neden yazmıştı? Artık bu soruları sormuyordum kendime. Çünkü biliyordum. Onlar yapmıştı. Hatta ismiyle söylersem, beşinin arasından yapan ... olmalıydı kesinlikle. Bu kolyeyi hocaya götürmeye karar verdim. Cebime koydum. Babama, hocaya gitmek istediğimi söyledim. "Tamam oğlum." dedi. Benden çok o bıkmıştı ama bir şey söyleyemiyordu işte. Ne yapabilirdi ki, onlardan kime bahsedebilirdi, deli damgası yerdi belki de.

Hocanın evine gittik. Kapıyı diğerlerinde olduğu gibi genç kadın açtı. Bu genç kadın bayağı yer etmiş sanırım bende; çok ilginç bir yüzü vardı, gözleri hep yere bakıyordu. O an dikkatimi çekmişti; bu kadının gözlerini hiç görmemiştim. "Buyurun; içeri geçin." dedi. Geçtik babamla içeri. Hoca içeride oturuyordu. Hoca direkt bana bakıp "Niye daha önce getirmedin?" dedi. "Neyi hocam?" dedim. "Cebindeki lağvedilmişi." dedi. Babamla biz birbirimize baktık öyle kala kaldık. "Gel, otur karşıma." dedi.

Karşısına oturdum. "Elini uzat." dedi. Elimi uzattım, içine bakmaya başladı. Bir yandan da boynumdaki kolyeye bakıyordu. Kolyeyi açmamı söyledi. Kolyeyi açınca, resimde yazan yazıyı gördü. "Bu yazı ne demek biliyor musun?" dedi. Kafamı "Evet." anlamında salladım. "Seni neden istediklerini biliyor musun?" dedi. Yine "Evet." anlamında salladım. "Peki hiç iletişime geçmeyi denedin mi?" dedi. "Hayır." dedim.

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Where stories live. Discover now