Chapter 23 | "Like a fairy tale."

6.9K 372 61
                                    

Bölüm şarkısı | One Direction - Steal My Girl

|| MIRANDA SKYNER ||

Ciğerlerimin dışarıya fırlamasına neden olabilecek şekilde öksürerek tavana, ardından odanın içine karışık duygularla bakındım. Aradan bir hafta geçmesine rağmen hâlâ eski düzenime, eski odama alışamamıştım. Her sabah uyandığımda ya saatin ilerlediğini farkedip Zayn'i uyandırma düşüncesiyle diğer odaya fırlıyordum, ya da her şeyi hatırlayana kadar salakça çevreme bakınıyordum... Umarım yakın zamanda Zayn'e ve evimize, ah üzgünüm yani evine alıştığım gibi eski hayatıma döndüğümü de kabullenecektim.

Yataktan sarkmış kolumu komodinin üzerindeki peçeteyi almak için kullandım. Burnumu sümkürdükten sonra peçeteyi buruşturup rastgele bir yere attıktan sonra ağrıyan kemiklerime direnerek ayağa kalkmaya çalıştım.

Günlerdir iş görüşmelerinden terli şekilde gelip yorgunluktan kendimi yatağa bırakıveriyordum. Akşamları feci derecede soğuk oluyordu. Evin ısısına yansıyordu bu durum tabiki. Ama ben doğalgazı açıp ısınacak kadar bonkör müydüm? Tabiki bencildim. Param, Zayn'in yanından ayrılırken verdiği bir miktar para ve ailemden geriye kalan birkaç milyardan ibaretti sadece. Ve sonuç ortada; Burun akıntısı, öksürük, eklem ağrılarından ölmek üzereyim.

Hayatımdaki tek sorun da bu zaten.

İnanmadınız değil mi? Ben de söylediğime bir gram inanmadım. Boşverin, hastalıktan hep bunlar.

Ayağa kalkma girişimim sonuç vermediğinde yatağın içinde kaybolan telefonumu bulmak için yatağı didik didik aradım. Bulduğumda ise buruk bir gülümseme belirdi dudaklarımda. Yine beklediğim kişi aramamıştı. Sadece, Harry'den gelen bir mesaj vardı içimi ısıtan...

"Günaydın prenses. Bugün senin günün. Umudunu kaybetme ve her zaman yanında olduğumu sakın unutma. :) -Harry"

Gözlerim yine dolmaya başlamıştı. Neden bilmiyorum. Ben... Kesinlikle Harry'nin bana mesaj atmasına sevinmiştim. Ama... Sanırım aynı şeyleri Zayn'den beklemem çok aptalcaydı. Bu isteği göz ardı etmeye çalışarak Harry'nin sevimli mesajını cevapladım.

"Unutur muyum? Sen de benim seni beklediğimi unutma ;) -Miranda"

Çok geçmeden elimdeki telefon titredi.

"Geleceğimi söyledim Miranda, fazla sabırsızsın. Uslu bir kız ol :) -Harry"

"Tamam kıvırcık. En yakın zamanda bekliyorum. Seni seviyorum xx -Miranda"

Aslında Harry'e söylemem, sormam gereken şeyler vardı. Ama hepsini beynimin söylenemeyen şeyler köşesine esir ettim.

Tüm mükemmelliğiyle hayatıma giren, seksi adamın herbir zerresi hafızamdaydı. Ne renk olduğunu tam anlayamadığım çoğunlukla elaya çalan gözlerini, sinirlendiğimde belirginleşen boynundaki kalın damarı, takım elbisesinin cebine elini daldırıp telefonunu çıkarırken gözlerinde oluşan minik merak duygusunun dışa vurumunu, tüm şehvetiyle hissettiğim sıcak ve ıslak dudaklarını o kadar özlemiştim ki... Neden beni merak etmiyordu? Evimi biliyordu. Neden yanıma uğramamıştı? Hadi onu da geçtim, bir kere olsun arayamaz mıydı? Bunları Harry'e sorabilirdim.

Ama tercihimi sormamaktan yana kullanmıştım. Sonuçta Zayn'i merak ettiğimi ona söylerse, onun gözünde daha aciz olurdum. Zaten benim için iyi bir düşüncesi var mıydı bilmiyordum. Benim adıma her şey olumsuzdu. Onu suçlayamazdım. Tam anlamıyla bela makinesine dönüşmüştüm. Aramamakla iyi yapıyordu belki de. Ama kendisi için, benim için değil.

Sesini duymaya ihtiyacım vardı. Ses tonunu özlediğimi farkettim. Çok özlemiştim. Lanet olsun. Onun beni hiç özlemediği kadar özlemiştim. Bunun düşüncesi bile yüreğimi sızlatmaya yetmişti.

Boss' Prisoner | 1DSA YAZ 2014 EN İYİ ZAYN HİKAYESİWhere stories live. Discover now