Chapter 20 | "Because, you're my drug."

9.2K 447 37
                                    

Bölüm şarkısı | Ella Henderson - Glow

|| ZAYN MALIK ||

Kolumda hissettiğim benzer acıyla göz kapaklarımı aralamaya çalıştım. Lanet olsun ki bu çok zordu, başım çatlıyordu ve çok bunalmıştım. Biri elimi tutuyordu, sımsıkı. Ve burnuma dolan iğrenç koku, bulunduğum ortamın hastane olduğunun en büyük deliliydi.

"Kendini iyi hissedince, gidebilirsiniz. Geçmiş olsun."

Kulaklarıma misafir olan bir erkek sesiydi. Bu bir doktor olmalıydı. Ah, ben burada yanıyorum kahrolası doktor bozuntusu!

"Teşekkürler."

Miranda'nın dudaklarından endişesini ele veren tonda çıkan kelimesini duyuyordum.

Elimi kavrayan minik eli beni rahat bıraktığında parmaklarımı çarşafa sildim. Ne zamandır eli elimdeydi bilmiyordum ama avcum ter içinde kalmıştı.

Biraz sonra bir kağıt havluyu alnımda hissettim, sonra boynuma kadar inip oraları dolaştı. Terden su gibi olduğuna yemin edebilirdim.

"Lütfen kendine gel, lütfen."

Gözlerimi adeta üzerimdeki ölü toprağıyla mücadele ederek aralamayı başardım. "S-su."

Diğer eliyle kendi alnını ovup gözlerini tavana sabitlemişti. Gözleri bana doğru kaymamıştı ki zaten sesimi duyacağından şüpheliydim. O kadar güçsüzdü ki...

Yanağımda hissettiğim damla ile irkildim. Tekrar Miranda'ya baktığımda ağladığını farkettim. Bu kadar endişelenmeye ne gerek vardı ki? Ben ölmezdim. Daha yapacağım, yapacağımız çok şey vardı. Bunu o bilmiyor muydu?

Ateş sanırım beyin fonksiyonlarımı etkiliyor olmalıydı ki, Zayn Malik gibi düşünemiyordum şu an.

Beni bu hâle düşüren onun da kendisi gibi işe yaramaz köpeğiydi. Kendini suçlayıp ağlaması çok normaldi. Ağlamalıydı.

Böylesi kesinlikle daha iyi. Zayn Malik'e yakışır bir düşünce sistemi!

"Miranda, su." Sesim daha güçlü çıkmıştı, gözleri benimle buluştu.

Gözyaşlarını silerken onu görmemezlikten geldim. Farketmemiş gibi gözlerimi yumdum.

Başımı kaldırıp bardağı dudaklarıma götürdü. Suyu bitirdiğimde bardağı yanımdaki masaya geri bırakırken dudaklarımı ıslattım. Başucuma oturduğunda ellerini yanaklarıma götürdü.

"İyi misin?"

"Sence?"

"Biraz kötü görünüyorsun." dedi dürüst olarak.

"Neden soruyorsun o zaman? İyi sayılırım." diyerek gözlerimi devirdim.

"Kuduz olmayan ve aşıları tam olan minik bir köpek seni nasıl bu hale soktu bir türlü anlam veremiyorum." dediğinde güldüm.

"Kısacık, otellik bir işim var." dedim net bir dille. Çoğu zaman basit rahatsızlıklar bile bu lanet şeyi tetikliyordu.

"Ah. Onun içindi demek..."

Doktor nasıl bir iğne yaptıysa artık etkisini göstermeye başlamıştı. Ateşin yavaşça bedenimi terkettiğini hissediyordum. Yine de söylediğimin aksine kötü sayılırdım.

Kapı hızla açılınca ikimizde olduğumuz yerde sıçradık. Gelen kişiyi tahmin etmek çok da zor olmasa gerekti.

"Benim küçük Zaynie'm! Ne yaptılar sana?"

Boss' Prisoner | 1DSA YAZ 2014 EN İYİ ZAYN HİKAYESİWhere stories live. Discover now