GÖKYÜZÜNDEKİ TEK YILDIZ

By kafamdakikelimeler

4.5K 2.1K 1.7K

Ölenler vardı can yakıcı birde yaşayan yıkıcı kişiler... Hepsinin alnında aynı kader yazılıydı, babalarından... More

TANITIM
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
DUYURU🍀
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20. BÖLÜM

15.BÖLÜM

120 40 152
By kafamdakikelimeler

Öyle anlar vardı ki kelimeler boğazına düğümlenir tek kelime söyleyemezsin. Şu an tam olarak bu durumdaydım. Nefes alırken bile o nefes ciğerime takılıyordu. Ayaz kolumdan tutmasa belki de çoktan yeri boylamıştım. Sıkıca bağlandığı sandalyede gülerek bakması iyice sinirimi bozmaya başlamıştı. Kilitlenmiş bakışların ardından kolumu Ayaz'ın ellerinden kurtardım. Her an düşebilirmişim gibi bana bakıyordu. Bu sefer öyle olmayacaktı bu sefer güçlü duracaktım.

Yavaşça Engin'e doğru ilerledim. Tam önünde durduğum zaman gözlerinin içine baktım bir yanlışlık olduğuna inanmak istiyordum ve gözlerinde bir iz aradım ama o bana gülerek bakmaktan başka bir şey yapmıyordu. Elimin yanağıyla buluştuğu an gülen yüzü düştü başının yana savrulmasıyla. Düşünmeden yapılan hareketler , söylenen sözler pişmanlık yaratsa da sonradan, şu anki rahatlığım hepsine bedeldi.

Yanıma gelen Ayaz'dan güç alıyor gibiydim. Elimin sızısı, yanağında oluşan iz o tokatı gerçekten attığımın kanıtıydı. Tam karşısına konulan sandalyeye oturdum yanıma da Ayaz oturdu. Her an bayılacakmışım gibi temkinle bana bakıyordu ama ben iyiydim olayın şokunu atlatmıştım en azından.

Küçükken çimenlere uzanıp hayaller kurduğum insan mıydı karşımdaki?

"Bu kadar çok korkacağınızı sanmazdım."

"Bu kadar çabuk yakalanacağını sanır mıydın?"dedim hızlıca.

"Ayaz olmasaydı şu an yatağında dizlerini kendine çekmiş ağlıyor olurdun." dedi. Bu kadar acımasız nasıl oluyordu? Şundan bir ay önceki Engin ile karşımdaki Engin arasında çok fark vardı.

"En azından hayal kırıklığına uğramamış olurdum."dedim.

Ayaz;

"Söyle bakalım Engin Bey sen bu işin içinden tek başına kalkamazsın. Kime çalışıyorsun?"dedi.

"Beni öldürecek olsanda sana bunu söylemeyeceğim." dedi pis pis sırıtarak.

Yanına giden Ayaz yumruğunu yüzüne geçirdi sandalye o güce dayanamayıp yere düşerken refleksle yüzümü kapattım. Engin'in bağırmasıyla iki elim daha olsa onunla da kulaklarımı kapatırdım. Sesler kesilince elimi çektim sandalye eski halini almış, Engin'in yüzünden kanlar akıyordu.

Ayakta duran Ayaz ilk önce Engin'in kulağına eğildi ve bir şeyler söyledi. Ortamda başka bir ses olmamasına rağmen ne söylediğini duyamamıştım ama Engin'in yüz ifadesinden onun için hiç hoş şeyler söylemediği kesindi. Geri ayağa kalkan Ayaz "Beni anladığını düşünüyorum ama eğer söylememekte ısrar edersen emin ol durmam Aral!" dedi.

"Hadi gidelim Hayat." Hızla ayağa kalkıp Engin'e bir daha hiç bakmadan deponun kapısından çıktım eğer baksaydım dayanamazdım. Ne yapmış olursa olsun çocukluk anılarının hatırına dayanamazdım. Kapı arkamızdan kapandıktan sonra Ayaz'a döndüm. "Onu öldürecek misin?" dedim.

Beni duymamış gibi ilerlemeye devam etti. Öldürecekti işte! Biliyordum böyle olacağını.

Korumanın kucağındaki Yıldız'ı aldım ve çoktan arabaya binen Ayaz'ın yanına oturdum. Yıldız'ı Ayaz'dan olabildiğince uzak tutmaya çalışıyordum.

"Sana dedim."

"Başka kime demiş olabilirsin zaten Hayat?"dedi bıkkınca.

"O zaman bana cevap ver! Öldürecek misin onu?"

"Ne diye düşünüyorsun halen daha onu? Orada o kadar insanın canını tehlikeye attı. Belki de vurulan bile oldu her şeyi geç Defne'yi düşün Hayat o küçücük çocuğun nasıl korktuğunu hatırla ve şimdi de bana bu adam yaşamayı hakediyor mu? Yoksa sen onu seviyor musun?"

"Evet seviyorum çünkü o benim arkadaşım ben gözümü açtığım zaman yanımda Engin vardı düştüğüm zaman beni hep o kaldırırdı. Evet ona çok kızgınım ama emin ol bir şey var. Bir insan bu kadar çabuk değişmez."

"İnsanlar değişebilir Hayat ya da sana gösterdiği yüzü sahte olan yüzüydü gerçek yüzü belki de bu."

"Sanmıyorum." dedim. Kucağıma kıvrılan Yıldız'ı seviyordum bir yandan, uzun süren sessizlik beni rahatsız etmeye başlamıştı.

"Öldürmek yerine onu polise verebilirsin."

"Oradan bakınca adam öldürmeye meraklı birine mi benziyorum?"

"Evet!"dedim ona dönerek. Dişlerini o kadar çok sıkmıştı ki kırılabilirdi."Zaten suçu başkasına yıkmayacak mısın?Bu yüzden rahatsın bu kadar. Ona acı çektireceksin ardından öldürüp suçu para karşılığında belki de masum paraya ihtiyacı olan birine atacaksın" dedim.

"Ne yapacağım ben şimdi? Sen çözdün bütün senaryoyu. Arkamda delil bırakmamam lazım mecbur seni de göndereceğim Engin'in yanına."demesiyle oturduğum yerde gergince kıpırdandım ve korkuyla ona bakmaya başladım. Ciddi miydi bu?

Gülmeye başlamasıyla rahat bir nefes verdim. Az kalsın Engin'den önce ben gidecektim.

"Kızım sen yanlış mesleği seçmişsin senin dedektif falan olman lazımdı bu hayal gücüyle. Çok film izlemişsin gerçeğe dön biraz." dedi gülmeye devam ederek.

"Benim bildiğim mafyalar böyle yapar." dedim. Tanıdığım çok mafya varmış gibi. Babam vardı önceden bir kaç defa şahit olmuştum para karşılığı suçu başkasına attığına her mafyayı öyle sanıyordum.

"Oradan bakınca mafya adamlarına mı benziyorum?"

"Evet!" lafı hiç dolandırmamıştım.

"Değilim, olmamaya çalışıyorum en azından"dedi.

"Ailen istemiyor sanırım." dedim. Beni hiç ama hiç ilgilendirmiyordu ama bu yolu sessiz bir şekilde geçirmek de istemiyordum. Zaten anlatmak istemezse de zorlamazdım.

"İstememek değil aslında yapmadığım bir şeyi yaptığımı düşündükleri için."

"Anladım. O gün lavaboda gördüğüm kişi kimdi bilmiyorum ama ablası ile konuşuyordu ve gelmesi gerektiğini söylüyordu." dedim bunu söylemek ne kadar doğruydu? Belki de her şeyi berbat edecekti.

"Kardeşim, Aylin'den bahsediyorsun. İçlerinde bana inanan tek kişi." dedi. Soracağım bir çok soru vardı ama bana niye anlatacaktı ki? Bir kaç kez karşılaşmamız onun hayatı ile ilgili soru soracak konumu bana vermezdi. Bunlar özel konulardı ve öyle kalmalıydı.

"Sen niye geldin buraya?"dedi kısa bir an yüzüme bakarken saçları alnına düşmüştü tek eliyle saçını düzeltti hızlıca ve geri direksiyonu tuttu. İyice ona doğru döndüm Yıldız'ı rahatsız etmemeye çalışarak.

"Kaçtım."dedim yola bakıyordum ama yol yerine geçmişten yaşanmışlıklar düşüyordu zihnime. "İnsanlardan, geçmişten kaçtım ama en önemlisi de kendimden kaçtım."

"İnsanlardan ve kendinden kaçabilirsin ama geçmişten asla. Geçmiş senin peşini bırakmayan ruhundur, geçmiş senin geleceğindir. Geçmişten ne kaçabilirsin ne de silebilirsin onu, her zaman bir yerlerde sana kendini hatırlatmayı bekler."

"Haklısın."dedim. Daha fazla konuşmak isterdim ama çok az tanıdığım bir insan ile ne konuşurdum, ne sorardım bilmiyordum. Yabancıydım her zaman yeni bir insanla tanışmaya,sohbet etmeye ve arkadaş olmaya. İlk adımı karşı taraftan bekleyen kişiydim. Utangaç bir insan değildim ama korkardım hayatıma yeni insanları almaya. Herkese bir gün gidecek gözüyle bakmaktan bir türlü kurtulamamıştım.

Uykumun gelmesiyle gözlerime daha fazla direnemedim.

***

"Hayat!" omzuma dokunulmasıyla gözlerimi açtım. Tam gerinecekken kucağımdaki Yıldız ile bundan vazgeçtim.

"Geldik." dedi Ayaz. Dışarıya baktığımda evimin önündeydik. Ona evimin adresini verdiğimi hatırlamıyordum. Havada iyice kararmıştı.

"Evimin adresini söylememiştim?" dedim sorarcasına.

"Söylemedin zaten iş dosyandan öğrendim sen uyuyakalınca."dedi. Anladım anlamında başımı salladım.

"Getirdiğin ve yaptığın her şey için teşekkür ederim."dedim. "Görüşürüz." tam kapıdan çıkacaktım ki. "Hayat! Dur bekle." dedi.

Açtığım kapıyı geri kapattım arkaya uzandı ve kocaman bir poşeti bana doğru uzattı. Poşeti açtığımda içinde Yıldız için bir sürü şey vardı ama en çok beğendiğim Yıldız yazılı mavi minderdi orta boydu ve tam Yıldız 'a göreydi. Bir sürü kuru mama, yaş mama vardı ve daha bir sürü ihtiyacı olan malzemeler. Bu kadar masraf yapması beni ona karşı mahcup hissettirmişti. Zaten bugün çok fazla şey yapmıştı.

"Bunlar çok güzel. Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum bugün o kadar çok şey yaptınki." dedim.

Gülerek "İşte artık bana diklenmezsin umarım."dedi. "Söz veremem iş benim için farklı." dedim bende gülerek.

"O zaman bir kahve sözünü alırım."

"Bak o olur."dedim ve "Görüşürüz." diyerek arabadan zor da olsa çıktım. Bahçeden içeri girdikten sonra bahçe kapısını kapatmadan Ayaz'a dönüp poşet olan elimle el salladım o da gülerek karşılık verdi ve hızla uzaklaştı. Bahçede Kerim'i göremeyince çok da umursamadım. Elerim dolu olduğu için ayağımla kapıyı çaldım.

Kapıyı Alenis'in açmasıyla yüzümdeki gülümsemeyi arttırdım.

Alenis buradaki tek arkadaşımdı Hazal'da vardı ama daha onunla arkadaş olduğumuzu sanmıyordum.

"Sonunda be kızım nerede kaldın?" dedi.

İçeri girer girmez Yıldız'ı yere bıraktım o çoktan evi gezmeye başlamışken bizde salona doğru yürüdük.

"Arkadaşımın yanındaydım."dedim

Annem bana şüpheli bir şekilde baktı. "Arkadaşım mı? Ne çabuk arkadaş edindin." Bu duruma pek inanmışa benzemiyordu. Ben olsam onun yerinde bende inanmazdım haklıydı inanmamakta.

"Türkiye'den bir arkadaşım ile karşılaştık."

İmalı bakışları altında eziliyordum ilk önce Tina'ya sonra da Alenis'e baktım. İkiside televizyona bakıyordu. Anneme daha fazla sorgulamaması için kaş göz hareketleri yapmaya çalıştım. İmalı bakışlarının yerine anlamsız bakışlar alırken aynı zamanda halime gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi. Daha fazla komik bir surat ifadesi yapmayı bırakıp bende televizyonu seyretmeye başladım.

"Off! Benim karnım çok acıktı."dedim.  Beni duymuşta o da acıktığını söylemeye gelmiş gibi Yıldız salona girip koltukta yanıma çıktı.

"Çocuğum benim sende mi acıktın?" dedim karnını okşayarak.

Annem;

"Bu kedinin burada ne işi var?" dedi.

"Yolda bulduk bende yanıma aldım. Hem sen gidince bana arkadaş olur."

Yıldız'ı kucağıma alıp mutfağa gidecektim ki "İkinizde karnınızı doyurmadan önce onu temizleyeceksin Hayat." emirin büyük yerden gelmesi ile mutfağa gitmekten vazgeçip Ayaz'ın verdiği poşete baktım. İçinden küçük bir şampuan bulunca mutluluktan havaya uçacaktım. Resmen her şeyi düşünmüştü yoksa nasıl yıkardım?

Yıldız'ı yekrar kucağıma alıp banyoya çıktım Alenis de geldi yardıma. Alenis'in kucağına Yıldız'ı bıraktım dolaptan bir tane havlu çıkardım.

Yıldız'ı lavobaya koydu bende yavaşça suyu açtım. Korkuyla çırpınan Yıldız yüzünden üstüm hep su olmuştu zor da olsa zapt edip şampuanı döken Alenis sayesinde tek elimle kediyi tutup diğer elimle tüylerine güzelce şampuanı yediriyordum.

Telefonumun çalması ile "Cebimden alır mısın?" dedim.

"Numara kayıtlı değil?"dedi. Ardından açıp kulağıma koydu.

"Alo, Kimsiniz?"

"Ayaz ben Hayat."Ayaz numaramı nereden bulmuştu? Bu çocuk FBI de falan çalışıyor olmalıydı.

"Ee... Şey ben şeyden aramıştım." Yıldız'ın miyavlaması ile "Kediyi merak etmiştim."dedi.
 
"Kediyi mi merak ettin?"dedim inanamayarak.

"Evet ya şey beraber bulduk ya yani sen buldun da sonuçta ikimiz brlikteyken bulmuştun. Neyse iyiyse kapatayım ben görüşürüz."dedi ben tam görüşürüz diyecektim ki telefonun yüzüme kapanması ile kalakaldım. Alenis omzumdan telefonu aldı ve dolabın önüne koydu. Bir yandan köpükleri durularken bir yandan da Ayaz'ı düşünüyordum. Niye böyle bir şey yapmıştı? Kedilerden hiç hoşlanıyor gibide değildi ki. Acaba benimle konuşmak için öyle yapmış olabilir miydi? Yok canım iyice saçmalıyordum. Açlıktan beynime kan gitmiyordu sanırım. Ayaz niye benimle konuşmak isteyecekti?

Havluyu güzelce sardıktan sonra odama geçtim ve  yatağın üstüne bıraktım. Yatağın üstünde havlu ile oynarken kurutma makinesini en düşük ayarında çalıştırdım korkutmamaya çalışarak bir elimle sevip bir elimle kurutma makinesini tutuyordum. İyice kuruduğundan emin olduktan sonra kapatıp telefonumu çıkardım cebimden. Yıldız'ın bir sürü fotoğrafını çektim ve içlerinden en iyi olanı Ayaz'a attım.

Gönderilen:Ayaz

Biz banyomuzu olduk artık temiziz.

Yazıp bildirim sesini açtım ve Yıldız'ı kucağıma alıp aşağıya indim. Poşetten yemek kabını ve mamasını alıp mutfaktaki masanın yanına koydum. Kendime dolaptan bir kaç şey baktım ama karnımı doyuracak atıştırmalık bulamayınca geri kapattım.

Geri salona geçtiğimde Tina ve Alenis gitmişti. Muhtemelen ben yukarıda Yıldız'ın fotoğrafını çekerken çok oyalanmıştım. Televizyon seyreden annemin yanına kıvrıldım. Hemen saçlarımı okşamaya başlaması ile gülümsemeden edemedim. Önceden annem yokken en çok özendiğim şeylerdendi bunlar beraber bir şeyler seyretmek ve saçımı okşaması. Neler hissettirdiğini merak ederdim? Aslında ne komikti değil mi? Ne kadar normaldi. Ama bazı şeyleri kaybetmeden onun ne kadar güzel olduğu ne kadar çok rahatlattığı anlaşılmazdı. Değer bilmek için ilk önce onu kaybetmek gerekiyordu. Geri kazanınca da kaybetme korkusu sarıyordu insanın içini. Ya tekrar giderse diye. Gider miydi gerçekten tekrar?

"Anne! Bir daha bizi bırakıp gider misin?" dedim.  Saçımı okşayan eli duraksadı ilk önce yersiz bir soruydu kabul ama aklımı kurcalamıştı.

"Gitmem... Artık gitmem için bir sebep yok. Hem sizi bir daha bırakabileceğimi sanmıyorum."dedi. Cevabının beni mutlu etmesi gerekiyordu. Doğruyu söylemek gerekirse hiç ama hiç mutlu olmamamıştım. Bir şeyler eksikti. Gerçi benim hayatımda bir şeyler ne zaman tam olmuştu ki her zaman içimde bir şeylerin eksikliğini hissetmiştim. Şimdi neyi yadırgıyordum? Bu benim alışık olduğum bir durumdu öyle de olması gerekiyordu ya.

İyiden iyiye uykumun gelmesi ile kalktım kıvrıldığım yerden. Anneme iyi geceler deyip Yıldız'ın minderini koydum ardından odama çıkıp pijamalarımı giydim. Tam yatağa uzanmıştım yorgunlukla ki telefonumun sesi ile doğrulup kalktım. Telefonumu aldığımda Ayaz'dan mesaj geldiğini düşünüyordum ama bu Ayaz değil aksine mesaj atmasını en son isteyeceğim insan bile değildi.

Gönderen:Bilinmeyen Numara

Aaaa olmuyor ki böyle Hayat. Hani yatmadan okuyacaktın.

Cevap yazmadan çıktım. Perdeyi kapatacakken bahçedeki Kerim ve yanındaki adamı farkettim. Bu adam kesin oydu bilinmeyen numara. Gözükmemek için camın kenarında durdum cam açık olmadığı için ne konuştuklarını duyamıyordum ama önemli bir şey konuştukları surat ifadesinden belliydi. Adamın arkası dönüktü ama Kerim net bir şekilde gözüküyordu. Hadi dön bir kere cama doğru diye kendi kendime mırıldanırken Kerim ile göz göze geldik. Hemen kenara çekildim ama geç kalmıştım görmüştü beni tekrar dışarıya baktığımda ikiside görünürde yoktu. Sinirle perdeyi çektim tekrar mesaj sesi ile telefonuma baktım.

Gönderen:Bilinmeyen Numara
Çok ayıp gözetlemek hiç yakışmıyor sana

Görüldü atıp çıkacakken tekrar mesaj geldi.

Gönderen:Bilinmeyen Numara
Böyle de hiç eğlenceli olmuyor arada cevap ver

Yine hiç bir şey yazmadan çıktım telefonumu şarja takıp yatağıma kıvrıldım. İnada bindirmiştim işi  okumayacaktım. Sanki bir şey yapabilecekti de benimle uğraşan delinin tekiydi. Lisede yaşanmış bir olayı halen daha sürdürmek komik ve çocukça olmaya başlamıştı.

***

Merhabaaa

Umarım bölümü beğenmişsinizdir

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın 💙

Sizce Ayaz neden Hayat'ı aradı?

Diğer bölümde kimin anlatımından olsun istersiniz?

Sizce bilinmeyen tabıdık biri mi? Yoksa yeni biri mi geliyor?

Normalde pazar atacaktım ama bitirmişken daha fazla bekletmek istemedim

Hepinizi çok seviyorum 💙 Diğer bölümde görüşmek üzere

Belki diğer bölüm 3k oluruz çok az kaldı çünküüü


Continue Reading

You'll Also Like

114K 3.1K 46
Arkadaşı tarafından para için ihanete uğrayan bir kızzın adama mahküm edilmesi ön izleme : 3.bölüm Helin ben çok özür dilerim pişman oldum gerçektenn...
716K 31.9K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
ASYA By Su

ChickLit

296K 16.8K 34
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Bölümleri yazdıkça atacağım. "Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzakla...
440K 29K 25
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...