BABAMIN GÜNAHI

By bk4988

30.9K 1K 180

Zeynep, gecenin bir yarısı Gözde'nin yardımıyla annesini aramış korktuğu gibi babası çıkmıştı telefona. Konu... More

1 - "İlk aşk"
2 - "Heyecan"
3 - "Emanet" - (kurt'a, kuzu'yu...)
4 - "Yemek"
5 - "Seni seviyorum"
6 - "Korku"
7 - "Acı"
8 - "Hayalet"
9 - "Düş, Kalk ve Yürü!"
10 - "Yeni Baştan!"
11 - "Kan!"
12 - "Soğuk müjde"
13 - "Karanlığım!"
14 - "Kaçış" - (mektup)
15 - "Yeni insanlar"
16 - "Güven"- (Son yaprak)
17 - "Yemin"
18 - "Telefon"
19 - "Polis" - (Yargı)
20 - "Sır"
21 - "Tesadüf"
22 - "Kaderimdeki ev"
23 - "Öğretmen"
24 - "Cinsiyet"
25 - "Yabancı"
26 - "İftira"
27 - "Kocacığım"
28 - "Kâbus"
29 - "Ayrılık"
30 - "Akraba"
31 - "Önyargı"
32 - "Masumiyet"
33 - "Evlilik"
34 - "Hortlayan korku" - (Sıradaki kurban)
35 - "Karanlık pencere"
37- "Nikah" - (Çağlar)
38 - "O benim" - (ölü yada diri)
39 - "Gazete"
40 - "Tarık"
41 . Bölüm - "Beyaz atlı prens ile kırmızı başlıklı kız"
42 . Bölüm - "Biz!"
43 - "Doğum"
44.- Küçük Hayaller
45 - "ACI" 2
DUYURU

36 - "Veda" - (Mektup 2)

483 21 2
By bk4988

Fedakar! Feda etmek, veda etmek...
Önce iki kişi kurtarmak zorundaydım şimdi ise üç oldu. Nasıl yapmalıyım hiç kimseden dilenmeden, kimseye muhtaç olmadan... Akşama doğru henüz güneşin batımına iki saat kala annemi aradım. Gelmek istediğimi söyledim anlamıştı. Sevindi mutlu oldu. Telefonu kapatınca alışkanlık haline getirdiğim birşey yaptım. Yatağımın solundaki ikinci çekmeceden kalem ve defter çıkarıp baştaki sayfaya söylemek istediklerimi yazıp kopardım. Önceki yaptığım gibi yine hiç birşey almadan odamın kapısını açtım. Sonkez odama, yatağıma ve yatağın üzerine bıraktığım mektuba bakıp kapıyı kapattım. Salona geçip etrafa baktım. Her zaman ki gibi Filiz apla mutfak ile yemek masası arasında tencere, tava taşıyordu. Başka kimse görünmüyordu. İşime geldi desem yeridir. Evin kapısına yöneldiğim sırada Filiz aplanin sesini işittim.

"Kızım bu halde nereye gidiyorsun?" Yönümü Filiz aplaya döndüm. Bahane bulmaktan başka birşey yapamazdım.

"Sıkıldım biraz hava alacağım."

"Tamam üşütme sakın!" Diye tembihledi Filiz apla. Gülümseyerek yanıtladım onu.

"Tamam, üşütmem! Bu arada Gözde ve diğerleri nerede?"

"Gözde kız yine alışverişe çıktı. Ali ve Tarık'ta okuldalar."

"Onlara.." dedim gözümden bir damla yaş yerle buluşurken "Onları çok sevdiğimi söyle!"

"E akşam onlar gelince kendin söyle kızım." Diye haklı bir çıkış yaptı. Anlık bir fikirle atıldım. Yalan söylemek tabiki his birşey değil fakat mecburdum. Durdurulması istemiyordum.

"Onlar gelince ben uyumuş olurum."

"He iyi o vakit söylerim." Dedi Filiz apla elini sallarken. Başımı salladım. kapıdan dışarı adımımı attım. Nereye gittiğimi bildiğimden ayaklarım ileriye adım atmakta zorlanıyordu.. Geri dönemezdim onlar için onların iyiliği için yanacaksa biri bu sorumluluğu üstlenen ben olmalıydım.

Yazardan

Ali ve Tarık okuldaki etütleri bitince eve dönüşlerinde Gözde'de kafede buluştuğu arkadaşı ile vedalaşıp yola çıktı. Üç arkadas evin kapısında bir araya gelip beraber girdiler. Filiz hanımın hazırladığı akşam yemeği için masaya Gözde ve Tarık otururken Ali masadaki o eksiği farketti.

"Zeynep nerede?"
Soru Ali'den gelirken Gözde omuz silkti. Hala kızgındı Zeynep'e.

"Dur ben şunu bir çağırayım." Ali, Zeynep'in odasına girdi. Oda boştu. Ali tekrar salona döndüğünde kaşları çatık masaya ilerledi.

"Zeynep'i gören oldu mu?" Diyen Ali'yi Gözde yemeğine devam ederken yanıtladı

"Bakıcısı mıyım?" Diye omuz silkti. Ali, Gözde'nin sözlerine şaşırdı. Olay çıkarmak istemiyordu hele ki durumları bilmeden birşey söylemekten kaçınıyordu. Ve tabi birde Tarık vardı. Yemeğine devam etse de endişeliydi. Filiz aklına yeni düşmüş gibi atıldı.

"Bir saat kadar önce hava almak için çıktı, görmediniz mi?" Ali'nin kaşları daha da çatıldı. Tarık yemeği bırakıp Filiz hanıma baktı. Ali endişeyle konuştu.

"Yok apla, şimdi geldik dışarıdan."

Tarık ayağa kalkıp odasına gitti. Sanki kötü birşey duymaktan kaçıyor gibiydi. Ali tekrar dışarı çıktı, etrafa baktı. Gözde halen bitmemiş olan yemeğine devam ediyordu. Ama içi içini yiyordu. Ali içeri girdi. Evin altını üstüne getirdi bulamadı. Tekrar salona döndü

"Filiz apla bu kız çıkarken birşey söylemedi mi?" Filiz düşündü gözlerini kıstı.

"Ha dur! Şey dedi, Sizi çok sevdiğini söylememi istedi. Şaşırdım aslında niye böyle birşey söylediği için, kendin şöyle dedim onlar gelinceye kadar uyurum..." Diye devam ediyordu ki Gözde umrunda olmadan ağzından bir "Hıh!" kelimesi çıktı. Bencilce devam edeceği sırada Filiz hanım aklına birsey gelmiş gibi konuşmasına devam etti.

"Bide oğlum kız ağlıyordu sanki!" Ali ellerini saçına götürürken Gözde çatılmış kaşlarıyla söyleyeceği herşeyi yuttu bir anda aklına Zeynep'in annesinin sözleri gelince hızla masadan kalkıp Zeynep'in odasına koştu. Ardından Ali Gözde'ye seslendi

"Yine neler oluyor Gözde?" Merdivenlerde onları dinleyen Tarık aşağı indi. Korktuğu gibi olmuştu yine, gitmişti Zeynep avuçlarından ucmustu. Gözde Zeynep'in odasına attığı ilk adimla yatağın üzerindeki kağıt gözüne çarptı.

"Yapma lütfen Zeynep!" Gözde çaresizce yalvarirken Ali Gözde'nin sözlerine anlam veremiyor. Gozdeyi sorguluyordu.

"Ne yapmış Zeynep?" Ali Gözde'nin arkasından konuşsada Gözde Ali'yi duymuyordu. Gözde kağıdı alıp açtı seslice okudu.
"Sizinle yüzyüze veda etmek isterdim. Biliyorsunuz ki gitmek istesem izin vermeyecektiniz. Gözde, eğer gitmeme sebep olanın sen olduğu sanıyorsan yanılıyorsun. Bu evlilikte cevabım her ne kadar beni acıtacak olsada evet olacaktı. Bana verdigin sözü hatırlıyormusun?" Zeynep'in yazdığı mektubun ortası ıslandığı için devamı şöyleydi; "seni kurban olmaktan kurtarıyorum. Hoşçakalın sizi seviyorum Zeynep!"
Gözde korku, kendisine duyduğu öfke ile yatağın üzerine oturdu bacakları onu tutamayacak kadar güçsüzleşmişti.

"Ne yaptım ben!?" dedi Gözde kardeşi gibi gördüğü kızı incitmişti kırmıştı ve sevmediği bir adamla evlenmek zorunda bırakmıştı.
Ali kalkan kaşlarını yeniden çattı. Gözde'ye ilerleyip kolundan tuttu.

"Zeynep kiminle evlenecek?" Gözde aklını dolduran suçluluk duygusuyla gözlerinden yaşlar hızla akıyordu. Ali, Gözde'nin kolunu daha sıkı tutup sarstı. "Gözde..."

"B-bilmiyorum. Babasının arkadaşı ile evlenecekti. Oda babasının kefaret parasını ödeyecekti." Ali kasılan bedeni ile öfkeyle başına vurdu. Tarık yumruk yaptığı elini öfkeye bulanmış gözleri Gözde'yi izlerken çok sert bir şekilde kapıya vurdu.

"Babasının arkadaşıyla mı?" dedi Tarık dişlerini sıkarken.

"Şimdi nerede?" Soru Ali'den gelmişti. Ali'yi yanıtlayan ise Gözde olmuştu.

"Evine bakalım yoksa cezaevine gideriz."

"Koş abi koş!" Tarık önde Ali arkada ve en arkada Gözde arabaya ilerlediler. Zeynep'in evine giden yolu daha önce Gözde gittiği için Ali'ye tarif ediyordu.

"Dur burası!" Ali arabayı anı bir frenle durdururken Tarık kapıyı açıp hızla indi

"Hangi ev?"

"Şu bebek mavisi olan!"

"Kaçıncı kat kızım, tek tek sordurtma!"

"İkinci kat!" Tarık aldığı cevapla koşup eve çıktı. Kapıyı çaldı ziline bastı evden sadece sessizliğin sesi geliyordu. Ali ve Gözde merdivenleri çıkarlarken Tarık yere bir tekme savurdu.

"Siktigimin dünyası! Şimdi ne yapacağız?"

"Yokmu abi!" Tarık elini saçının arasından geçirdi.

"Yok kapı duvar!"

"Ya Avusturya'ya yola çıkarılarsa..." Gözde'nin sessiz mırıldanmasına Ali ve Tarık çatık kasları ile atıldı.

"Ne Avusturalya'sı Gözde daha anlatacağın şeyler varsa şimdi söyle. Bu daha yenimi söylenir!"

"Dur abi.." Dedi Tarık gözlerini kısıp Gözde'ye baktığında "Avusturalya ne alaka?" Gözde korkuyla gözlerini kaldırdı.

"Evlenecek olduğu adam orada yaşıyor ve dahası adamın karısı iki ay önce falan vefat etmiş!"

"Senin yapacağın işin...." Tarık basamakları hızlı hızlı inip arabaya koştu. Gözde ve Ali Tarık'ın hızına yetişemiyorlardı. Gözde'den gereken bilgileri alan Tarık Ali ile birlikte yola devam ettiler sıradaki durakları Zeynep'in babasının yattığı cezaeviydi.
İki arkadaş cezaevi müdürünün yanına gelip konuştular. Sami'nin kefaretinin ödendiğini ve yarım saat öncesine kadar çıktığını öğrendiler. Artık ellerinde tutacak hiçbir şeyleri kalmamıştı. Ali ve Tarık'ın havaalanını arayıp bilgi edinmekten başka çareleri yoktu. Aradılar hepsini tek tek aradılar sorun çıktığı yerde gidip yüzyüze konustular.

Bilet almak aklına gelmeyen bu adam daha yeni farketti uçarak gideceğini nikahımız burada olacaktı. Önce Nazım gidip istek yapacak bu sırada benim pasaport ve vize işlemlerinde sorun çıkmadan yapılacaktı. Ama tilkilik yapıp bir kaç gün burada benimle beraber kalmaya karar verdi. Öyle bir konuşuyorumki sanki sevdiğim adamla evleniyorum ve çok mutlu havası veriyorum değilmi? Benim sadece bedenim ona ait olacak geriye kalan ruhum ve kalbim burada toprağın altında kalacak. Babam çıktı bunun için mutluyum. Annem, kardeşim, babam yanımda beraberiz. Müstakbel kocam, Nazım'ın Türkiye'deki evinde kalıyoruz. Gözde, Ali ve Tarık'ın evine çok yakın onbeş dakika yürüme mesafesinde. Ali, Tarık ve Gözde'yi kısa bir süre içerisinde tanıdım ve bundan çok memnunum. Ailem kadar yakın oldular bana, onları düşündükçe kalbimin kırık yerlerinden kan sızıyor sanki. Oturduğum koltuktan kalkıp salonun kapısına ilerledim. Kapıyı açtım karşımdan Nazım geldi gözlerimin içine baktı. Gülümsedi. Ciddi tavrımla geri çekildim, girmesine izin verdim.

"Biraz konuşalım mı?" Diye ısrarcı ses tonuyla koltuğa geçip sağ elini koltuğun üzerine yerleştirip oturdu. Bense karşısına geçip ayakta konuşacağı şeyi bekledim. "Otursana!" Dedi sol eli ile bacağının yanını gösterirken..

"Teşekkürler iyiyim böyle!" Başını
yana yatırdı.

"Bana Nazım diyebilirsin!" Dudaklarımı birbirine bastırdım kollarımı göğsümde birlestirdim.

"Sanırım isim hayvan bitki oynamak için durdurmadın beni!?" Elini koltuğun üzerinden çekti bacak bacak üstüne atıp sırtını tamamen koltuğa yasladı.

"Güzel..! Seninle iyi anlaşacağız!" Ayağa kalktı. Göğsümde birleştirdiğim kolumun bağını çözdüm. Kemerinden tutarak pantolonunu yukarı çekiştirdi. Ellerini arkasında birleştirip önümde durdu. Elini omzuma koydu. Sıktı. Dişlerimi birbirine bastırdım dayanamayacaktım bir adım geri gittim.

"Sen çok şanslısın ve bir o kadar güzelsin!" Dedi tekrar omzunu sıkarken. Omzunu geriye asıldım elinden kurtuldum. Elleri boşta kalınca yumruk yapıp kendine çekti. "Seni anlıyorum fakat sende beni anlamalısın. Bugün dokunmama izin vermiyorsun yarın bu hakkını elinden alacağım." Kin ve nefretle gülümsedim tiksintiyle baktım.

"O zaman ne olur bilemem ama babamın kefaretini ödedin diye şimdi bana istediğin şeyi yapmaya hakkın yok. Nazım..." Nazım gerinerek kapıya gidiyordu ki ağzımdan çıkan son kelime ile arkasını dönüp baktı. "amca!"

B.S.

❣️❣️❣️

Continue Reading

You'll Also Like

860K 38.4K 20
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
202K 10K 21
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
371K 24K 24
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
YUVA By _twclr

Teen Fiction

922K 44.5K 50
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...