GÖKYÜZÜNDEKİ TEK YILDIZ

By kafamdakikelimeler

4.5K 2.1K 1.7K

Ölenler vardı can yakıcı birde yaşayan yıkıcı kişiler... Hepsinin alnında aynı kader yazılıydı, babalarından... More

TANITIM
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
DUYURU🍀
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20. BÖLÜM

12.BÖLÜM

176 102 178
By kafamdakikelimeler

Elimde telefon yatağa oturdum korkudan elim ayağım titriyordu.

"Annee!"

Annemin gelmesini beklerken telefonuma gelen bildirim sesi ile ekranı açıp açmamak arasında kaldım.

Gönderen:+718...

Sakın Hayat...

"Ne oldu kızım?" annemin odaya girdiğini anlamamıştım. Görmemesi için hızla telefonun ekranını kapattım. Kapıda bekleyen anneme döndüm beni görünce endişe ile yanıma geldi. Elini alnıma koydu.

"Ateşinde yok ki, ne oldu sana?" dedi yanıma oturarak.

"Bembeyaz olmuşsun."

"Yok bir şey sadece tedirgin oldum."

Dizine başımı koydum çok uykum gelmişti ama uyuyabilir miydim?

"Anne biraz daha benimle kalsan olmaz mı?"

Bir eliyle saçımı okşarken diğer eli ile yanağımı sıktı.

"Benim küçük kızım korkuyor mu bakalım tek başına yaşamaktan?"

"Bilmiyorum hiç bir zaman tek başıma kalmadım. Hep birileri vardı yanımda."

"Anne bana bir şeyler anlatır mısın? Mesela buraya ilk geldiğinde ne yaptın, nasıl hisssediyordun?"

"Uçağa ilk bindiğimde elimde bir fotoğraf vardı  abin ve senin fotoğrafın... Başka da pek bir şey almamıştım yanıma . Beni bir kaç gün idare edecek kadar para ve kıyafet. Fotoğrafa bakıp ağlayan birisi her zaman yadırganır tuhaf bakışlara maruz kalır. Baş edebilirim demiştim ilk başlarda, ne kadar zor olabilir arkanda birilerini bırakmak ama sonra anladım ki çok zormuş çok acı."

Anlatmakta zorluk çekiyordu o günlere geri gittiğini anlıyordum.

"Pansiyonun küçük bir odasında kaldım günlerce. Maria diye bir yaşlı  kadın bakıyordu. Yaşlıydı ama her şeyini kendisi yapardı. Bugün gittiğimiz pizzacı da ki işi buldu. Başta çok zorlandım hayatında hiç çalışmamış birisi için garsonluk zordu ama sonra çok sevdim. Bir sürü güzel duygu yaşadım."

"Peki anneanneme niye gitmedin?"

"Çünkü gidemedim babanla evlenmemi hiç bir zaman istemediler babanın bana yaptıklarını öğrenselerdi daha kötü şeyler olurdu."dedi.

"Tina ile garsonluk yapıyorduk sonra bana bizimle eve çıkar mısın diye sordu . Bende kabul ettim. O zamandan Türkiye'ye gelesiye kadar onlarla yaşadım..."

Annemi dinlemeye çalışıyordum ama o kadar çok uykum gelmişti ki daha fazla dayanamadım gözlerimi açık tutmaya.

***

Aşağıdan gelen kahkaha sesleri ile gözlerimi açtım ilk önce nerede olduğumu sorguladım daha sonra bir bir yaşadıklarım aklıma geldi. Tina ve Alenis gelmiş olmalıydı.  O gizli kişiden bir arama ya da bir mesaj bekledim ama yoktu. 

Yatağımdan kalkıp gri bir tişört giydim altına da siyah bir tayt. Odamdan çıkıp lavobaya geçtim elimi yüzümü yıkadıktan sonra dolapları karıştırdım ve tarağımı buldum. Bozulmuş saçlarımı açıp güzelce taradım ve ardından sımsıkı bir at kuyruğu yaptım.  Şimdi daha iyi görünüyordum.

Mutfağın kapısına yaslanıp içeriyi izlemeye başladım. Tina ve annem kahvaltı hazırlarken Alenis sandalyede oturmuş telefonu ile uğraşıyordu.

"Günaydın." dedim .

Alenis'in karşısındaki sandalyeye otururken. "Ooo uyuyan güzelimizde uyanmış sonunda." dedi.

Tina: Uğraşma Alenis." 

"Şaka yapıyorum sadece yanlış anlamadın değil mi?"

"Yok hayır eğer gerçekten arkadaş olacaksak böyle şakaları kaldırabilirim." dedim gülerek. 

"Tabii ki de öyle olacak." dedi o da benim gibi gülerek.

Masa neredeyse hazır olmuştu çayı da ben koydum. Tabağıma kızartmalardan ve pankekten koydum.

"Bak bu akçaağaç şurubu pankek ile çok güzel oluyor kesinlikle denemelisin." Tina'nın elindeki kırmızı renkteki şurubu aldım ve biraz pankekin üstüne döktüm. Aklıma gelen  Blossom ailesi ile gülümsememi durduramadım. Alenis ile göz göze gelmemizle aynı şey düşündüğümüzü anladım ikimiz de aynı anda "Riverdale!" diye bağırdık ve gülmeye başladık. 

Sohbet eşliğinde uzun bir kahvaltı yapmıştık ardından annemler bizi salona göndermiş bulaşıkları kendilerinin halledeceğini söylemişlerdi bizde Alenis ile Konuşanlar izlemeye karar verdik.

Gülmekten karnıma ağrılar girmişti. Kapının çalmasıyla kapıyı açmak için ayaklandım.

Kapıda takım elbiseli Türkiye'de ki evimizde olan korumalara benzeyen bir adam ve elinde bir kutu vardı.

"Merhaba Hayat Hanım ben Kerim burada ki korumanızım bu kutu size gönderilmiş." dedi ve elindeki kutuyu bana uzattı beklediğimden hafifti.

"Teşekkür ederim Kerim." dedim tam kapıyı kapatacakken dün gece olanlar aklıma geldi."Kerim dün gece burada mıydın?"

"Evet Hayat Hanım. Ben şurada -müştemilatı göstererek- kalacağım ve her zaman sizin bir adım ötenizde olacağım." dedi.

Kerim'in yüzüne bakakaldım. Bu o olabilir miydi? O da bana ensende olacağım demişti.

"Hayat Hanım iyi misiniz?" dedi elini önümde sallayarak.

"Evet iyiyim." dedim. "Madem dün gece buradaydın tuhaf birileri dikkatini çekti mi?"

"Hayır , sizi rahatsız eden bir şey mi oldu?" dedi.

"Yok hayır, teşekkür ederim." dedim ve kapıyı kapattım.

Merdivenlerden yukarı çıkarken annem "Kim o Hayat?" dedi.

"Kerim kargo gelmiş bana." dedim.

Hızla odama çıktım ve kapıyı kapattım. Yatağıma oturup kutuyu önüme koydum çekmeceden aldığım makasla kutuyu kestim içinden bir zarf ve pembe bir günlük çıkmıştı. Günlüğün sayfalarını çevirdim bütün sayfaları doluydu. Bu neydi böyle? Zarfı açtım dün ki yazının aynısıydı.

HAYAT...

Seni bulmayı sadece hayal ederdim önceden ama sen kendi ayaklarınla geldin bana.  Bu günlük ne diye düşünmüşsündür merakını gidereyim hemen. Bu günlük senin günahının, kötülüğünün yazılı hali. Her gece sadece bir gününü okuyacaksın. Aynı anda hepsini okumayacaksın eğer hepsini bir anda okursan Alenis için işler hiç iyiye gitmez. Bitirmeyi çok istediği yüksek lisansını bitiremez. 

Çok saçmaydı neden sadece günde bir tane okuyacaktım? Sinirle açtığım kutunun içine geri koydum günlüğü ve zarfı ardından yatağın altına koydum.

Ona ondan korkmadığımı gösterecektim.

Gönderilen:+718

Sana inanmıyorum.

Anında görmesi ile şaşkınlığıma engel olamadım.

Gönderen:+718

İnanman ya da inanmaman pek umurumda değil. Dediklerimi yapmadığın her an bir sevdiğin zarar görecek istersen deneyelim dediğimi yapma ve Alenis yüksek lisansını bitiremesin.

Görüldü atıp çıktım.  Alenis'in hayatıyla oynayamazdım ne olursa olsun. Evet inanmıyordum inanmayacaktım da ama sonucunu sevdiklerimle ödeyeceksem dediklerini yapmak zorundadım.

"Hayat!" diye bağırmasıyla Alenis'in aşağıya indim. Salonda oturuyorlardı ve kahve yapmışlardı. Bende annemin yanına oturdum ve kahvemden kocaman bir yudum aldım.

Ayaz Serin...

"Tamam Aras kapatıyorum artık." bir insan nasıl bu kadar çok konuşacak şey bulabilirdi?

"Abi dur kapatma son bir şey daha soracağım. Hayat da oraya geliyormuş Hasan Abi dedi. Bakarsın karşılaşırsınız." 

"Aras ben onlardan kaçtım buraya geldim. O kızla karşılaşmak son istediğim şey." dedim ve daha fazla bir şey söylemesine izin vermeden telefonu suratına kapattım.

Bu çocuk bazen gerçekten saçmalıyordu.

Zilin çalmasıyla kapıyı açtım sipariş ettiğim yemekler gelmişti.

Hızlıca yemeğimi yedim ardından odama geçip güzel bir duş aldım saçlarımı da kuruttuktan sonra beyaz gömleğimi ve siyah kumaş pantolonumu giydim. Siyah ceketimi de üstüme geçirdim. Kravat takmak istemiyordum bugün cüzdanımı, telefonumu ve arabanın anahtarını alıp evden çıktım.  

Yolda giderken bir çiçekçiye uğradım güzel bir orkide aldım ve şirkete doğru sürmeye devam ettim.

Şirkete gelmemle arabanın anahtarını güvenliğe bıraktım elimde orkide ile içeri girdim. Yıllardır buraya gelmiyordum bütün çalışanlar bana dönmüştü hepsinin yüzünde şaşırmış bir ifade vardı. Bana doğru gelen uzun boylu esmer kadın yanımda durdu.

"Hoşgeldiniz Ayaz Bey, ben Alya Hanım'ın yerine geldim yeni sekreterinizim." dedi başımı tamam anlamında salladım birlikte asansöre bindik ve en üst kata çıktık.

Kapının yanında Alp Eren yazan odanın kapısını çaldım ve gir komutu ile odaya girdim.

"Ooo kardeşim hoşgeldin." dedi ayağa kalkarak.

"Hoşbulduk." dedim elimdeki orkideyi masasına bırakıp. "Bunlar Hazal'a doğum için."dedim.

"Bugün yemeğe gel bize çok mutlu olacaktır. Hem bebeği de görmüş olursun."

"Güzel olur." dedim.

"Oğlum gelmeseydin ya bugün daha yeni geldin."dedi.

"Olsun işler ne alemde merak ettim."

"Güvenmiyor musun yoksa bana?"dedi.

Alp biz yokken şirkete bakan kişiydi gerçi ben hep buradaydım babam öldükten sonra Türkiye'ye gitmek zorunda kalmıştım. Ben Türkiye'ye gidince de buradaki işler Alp'e kalmıştı.

"Tabii ki de güveniyorum kardeşim benimkisi merak sadece."

"Alya niye çıktı işten?" dedim.

"Evlendi." dedi. Şaşırmıştım Alya'nın pek o taraklarda bezi yoktu. Aşk insanı değiştiriyordu.

"Yeni kızı beğenmedin mi?"

"Ne anlamda sorduğuna bağlı. Eğer iş anlamında soruyorsan bakacağız ama güzellik anlamında diyorsan hatırlamalısın ki çalışanlarıma asla o gözle bakmam."

"Aman sende buz kralı hiç mi değişmez bir insan. Hem bak bende senin gibi düşünüyordum şu an eski sekretimle evliyim ve bir çocuğum var."

"Senle ben farklı kişilikleriz."dedim.

"Sen bana kişiliği bozuk mu demeye getiriyorsun?"

"Hayır saçmalama bir iş yok mu yapacak burada?" dedim lafı çevirmek için.

Elime bir dosya uzattı "Bunu incele sana dün anlattığım alışveriş merkezi için ortaklık yapmak isteyen iç mimar şirketleri."dedi. "Bende Hazal'a akşam senin geleceğini haber vereyim?" dedi.

"Tamam."

Telefonda Hazal ile konuşurken bende dosyayı inceliyordum bu şirketlerin hepsi çok iyiydi ama yaptıkları işleri de incelemem gerekiyordu.

"Hey akşam Hazal'ın kuzeni de olacakmış sorun olur mu?" dedi.

Bu biraz canımı sıkmıştı dostlarımla yalnız kalamayacak olmak ama sonradan gelip planlarını da bozmak istemiyordum. "Hayır sorun olmaz." dedim.

Alp Hazal'a sorun etmediğimi söyleyip telefonu kapattı. "Ben odama geçiyorum şu şirketleri inceleyeceğim."

"Tamam." dedi.

"Bu arada sekreter kızın adı Begüm."

Odadan çıktım ve iki oda ötedeki odama doğru yürümeye başladım kapımın önünde masasında oturan Begüm'e döndüm. "Begüm gelir misin?" dedim.

Odam gitmeden önceki odam ile aynıydı masamın üstündeki objelerin yeri bile değişmemişti. Hoşuma gitmişti değişiklikten hoşlanmazdım.

Sandalyeme oturdum masamın karşısında ayakta bekleyen Begüm'e elimde getirdiğim dosyayı uzattım. "Burada ki bütün şirketlerin bu zamana kadar yaptıkları işlerin fotoğraflarını istiyorum senden."

"Tamam Ayaz Bey."deyip odadan çıktı. Ben de Begüm'ü beklerken telefonumu elime  aldım kendime engel olamayıp instagramdan Hayat'ın hesabına bakmaya karar verdim.

Aramaya Hayat Eroğlu yazdım. İlk çıkan sonuç zaten oydu direk girdim hesabı açıktı bugün şansım yaver gidiyordu. Takipçisi gerçekten fazlaydı. Fotoğraflarını incelemeye başladım.

@hayat_eroğlu
Saçımı beğendim ve abimden çaldığım gömleği😜

@hayat_eroğlu
Beni her yerde çekmekten ne zaman vazgeçersin tahminen@ahsenyıldız

@hayat_eroğlu
Şapkam ve ben💙


@hayat_eroğlu
Sadece heyecanlıydım

Kapımın çalması ile uygulamadan çıktım.

"Gir." dedim.

Begüm elinde dosya ile içeri girdi. "Ayaz Bey fotoğrafları bilgisayarınıza attım bu da verdiğiniz dosya" parmağındaki yüzük ile içimde kocaman bir rahatlama oldu bir de sekreter vakası ile uğraşamazdım.

"Şey Ayaz Bey eğer bir işiniz kalmadıysa ben çıkabilir miyim?" dedi.

Saate baktım mesaisinin bitimine yarım saat vardı ama benim de onunla bir işim kalmamıştı boşu boşuna onu burada tutmak hoş olmazdı.

"Tabii Begüm çıkabilirsin." dedim.

"Çok teşekkür ederim"dedi ve odadan dışarı çıktı.

Bende fotoğrafları incelemeye başladım.

***

Kapımın açılması ile bilgisayardan kafamı kaldırdım.

"Oğlum ilk günden bu ne işkoliklik."dedi içeri giren Alp.

"Şu şirketlerin yaptıkları işlere bakıyordum."dedim.

"Hadi paydos zamanı yarın devam edersin." dedi.

Sandalyenin arkasına koyduğum ceketimi giydim aldığım çiçeği elime tutuşturdu. Aşağı da birbirimizden ayrılıp arabalarımıza bindik.

***

Evin kapısını Hazal kucağında Lily ile açtı. O kadar güzel bir bebekti ki gözlerimi alamadım.

"Evine hoş geldin" dedi Hazal sarılarak.

Ev mi? Artk ev kavramım neresi içindi bilmiyorum önceden New York'u gösterirdim ama şimdi her şey değişmişti. Manevi olarak bir evimin olduğunu düşünmüyordum.

Yine de Hazal'ı üzecek bir şey söylememek adına "Hoşbuldum."dedim.

Alp kızını kucağına aldı ve hep birlikte içeri girdik.  Ellerimi yıkayıp ezbere bildiğim evin salonuna geçtim. Yerde duran Lily'i kucağıma alıp sevmeye başladım. Çocuklara karşı içimde anlamlandıramadığım bir sevgi vardı.

"Nerede anne baba? Hadi gel bakalım."dedim ve kucağımda Lily ile yemek odasına geçtim.

İçeride birisi daha vardı bu Hazal'ın kuzeni olmalıydı. Alp;

"Hazal'ın kuzeni."dedi kısaca.

"Merhaba ben Alenis."

***

Hayat Eroğlu...

Alenis ve Tina kahveleri içtikten sonra gitmişlerdi annemde bir kaç eksik için alışveriş yapmaya gitmişti çok ısrar etmişti ama bu bilinmeyen beni çok tedirgin ettiği için çıkmak istemedim. İnanmıyorum desemde içimde bir tedirginlik vardı.

Telefonumun çalması ile koltuğun üstündeki telefonumu aldım. Kayıtlı olmayan bir numara olması beni fazlası ile germişti.

"Alo."

"Merhaba Hayat ben Nejdet. Biliyorum işe başlamak için dört günün var ama yarın bir toplantıda sana ihtiyacım var kızım. Diğer mimarın acil bir işi çıktı. Zaten görüşmenin çoğunda ben konuşacam bu yüzden çok kasma kendini sana bir dosya göndereceğim onu incelemen yeterli." dedi.

Ne diyeceğimi bilemedim bu çok ani olmuştu.

Biraz sessiz.kaldıktan sonra "Tamam Nejdet Bey." dedim.

"Nejdet Bey değil kızım iş dışında amca sen bana babanın emanetisin bundan sonra.'' dedi.

"Yarın seni bir araba gönderir aldırtırım saati de mesaj olarak atacağım kesin değil. Görüşürüz kızım."

"Görüşürüz Nejdet Amca.''dedim.

***

Akşam yemeğini yemiştim ve odama çıkıp dosyayı inceledim. Çok zorlanacağımı düşünmüyordum zaten.

  Esnemem ile telefonumdan incelediğim dosyayı kapattım telefonumu şarja taktım. Pijamalarımı giymek için ayaklanmamla aklıma günlük geldi. Yatağımın altından günlüğü çıkardım ve ilk sayfasını açtım.

Sevgili günlük...

Artık dayanamıyorum bu zorbalıklara. Şiddete karşı olan herkesin bana uygulanan psikolojik şiddete karşı sessiz kalması daha çok canımı yakıyor. Her gün bu işkenceye kendi ayaklarımla yürüyerek gitmek o kadar zorki.

Acıyarak bakan insanların yüzüne bakamıyorum utancımdan. Onlarda susmak zorunda çünkü konuşurlarsa bana yapılanın belki on katı onlara yapılacak herkes korkuyor bu kızdan.

Bu sayfadaki yazı bu kadardı arka sayfaya geçtiğimde diğer bir güne geçiyordu.  Günlüğü kapatıp tekrar eski yerine koydum. Bu saçmalıktı kesinlikle. Bu zamana kadar kimseye zorbalık yapmamıştım ama bütün oklar niye beni gösteriyordu?

***

Merhaba arkadaşlar umarım bölümü beğenmişsinizdir...

Ayaz ne yapıyorsun Ayaz dediğinizi duyar gibiyim.

Dünya ne kadar küçük değil mi?

Sizce Hayat geçmişin de bir şey yaptı mı?

Hayat'ın gideceği toplantının Ayaz'la bir ilgisi var mı?

Alp ve Hazal çiftini beğendiniz mi?

Hikayeye yeni kişiler geliyor bundan memnun musunuz?

Veee en önemlisi Hayat'ı beğendiniz mi?

Siz bu zamana kadar nasıl hayal ettiniz bilmiyorum ama ben bu kızı gördüğümde kesinlikle Hayat bu olmalı dedim.

Haftaya görüşürüüz🍀


Continue Reading

You'll Also Like

368K 24.1K 26
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
114K 3.1K 46
Arkadaşı tarafından para için ihanete uğrayan bir kızzın adama mahküm edilmesi ön izleme : 3.bölüm Helin ben çok özür dilerim pişman oldum gerçektenn...
441K 29K 25
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...
1.6M 36.2K 44
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...