GÖKYÜZÜNDEKİ TEK YILDIZ

By kafamdakikelimeler

4.5K 2.1K 1.7K

Ölenler vardı can yakıcı birde yaşayan yıkıcı kişiler... Hepsinin alnında aynı kader yazılıydı, babalarından... More

TANITIM
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
DUYURU🍀
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20. BÖLÜM

10.BÖLÜM

235 124 107
By kafamdakikelimeler

Merhaba arkadaşlar sınav haftam sonunda bitti zorlayıcı ama güzel bir sınav haftası geçirdim ve bekleyen kişileri daha fazla bekletmek istemedim. 

Sizden bir şey isteyeceğim bu ve bu bölümlerden sonra dizi ya da film önerisi yapalım mı?  Hem adını bile duymadığımız film ve dizileri öğrenmiş oluruz hem de sevdiğimiz dizilerin önerisini yapmış oluruz. Böyle bir şey yapan var  mı bilmiyorum  daha önce hiç görmemiştim. O zaman ilk öneri benden sizde o satıra öneri ve önerdiğim hakkında yorum yaparsanız çok sevinirim.

DİZİ: Anne with an'E'

İyi okumalar 🍀

Yazardan...

Gökyüzüne baktığımızda geçen bir uçak görünce sevinirdik küçükken ama düşünmezdik kimden ne götürüyor, kime ne getiriyor? Bir saat sonra inecek ve yeni hayatlara açacaktı kapısını. Mutlu girende olacaktı mutsuz girende.

Kız yerinde kıpırdandı heyecanla ilk defa uçağa binmiş gibi bir his vardı içinde. Yeni hayatımda ne olacak? diye geçiriyordu aklından sürekli. Yenilik demek umut demekti onun için. Zaten insanın içinde umut yoksa yenilikleri nasıl kucaklayacaktı?

Elini cama koydu bulutlara dokunuyor gibiydi pamuk gibi görüntüleri yüzündeki tebessümü arttırdı. Mutlu olmak onun için çok kolaydı. Öyle pahalı şeylere falan gerek yoktu mutlu olması için bir buluta bakması bile yeterdi. İçinde saf kötülük barındıran insanları sadece para mutlu ederdi. Bilmezlerdi bir doğa harikasına bakmanın bile insanı nasıl huzura erdirdiğini.

Koltukta yan dönerek yanında kitap okuyan annesini izlemeye başladı. Ne çok haksızlık yapmıştı. Şimdi düşünüyordu da Engin onun için sadece bir arkadaştı olmasada olurdu bir kaç hafta üzülür sonra güzel ve kötü biten bir anı olarak kalırdı yaşadıkları. Öyle olmamış mıydı zaten? Taşındıklarında bir kaç hafta üzülüp unutmamış mıydı onu? Böyle de olsa yine ne kadar çok üzülmüş, kırılmış, ruhu yorulmuştu. Ya annesi nasıl dayanmıştı bu acıya? İki çocuğunu bırakmak zorunda olması onun ruhunu ne kadar çok yıpratmıştı düşüncesi bile insana katlanılamaz bir acı veriyordu. Artık nasıl bakıyorsa kadın ona döndü gözlüklerini saçının üstüne alarak kitabın kapağını kapattı.

"Ne oldu? Sıkıldın mı?"

"Hayır, sadece düşünüyordum."dedi.

Kadın özleminden bunca sene yanıp kavrulduğu kızın önüne düşmüş bir tutam saçını kulağının arkasına koydu. "Çok düşünmek iyi değildir bazen hayatı akışına bırakmak en kolayıdır."

"Öyle ama elimde olmuyor."

"Zamanla her şey elinde olur zamanla."

Ayaz Serin...

Elinde çiçeklerle koşa koşa benden uzaklaşan salınık beline kadar gelen kumral saçlarının savruluşu kaldı önümde.

Telefonu elimde çevirdim ve Hasan Abiyi aradım.

"Efendim."

"Abi Hayat'da burada sanırım o da New York'a gidiyor. Uçak saatlerimiz aynı."

"Şaka yapıyor olmalısın Ayaz." dedi. Tam bir şey söyleyecekken Alev'in dışarı çıkmasıyla telefonu kapattım.

"Abi ablam gelmiyor diye üzülüyor musun?"

Masada oturmuş zamanın gelmesini beklerken boş durmamak için aldığımız kahveyi yudumlarken Alev'in sorusu ile geçmişten bir anı zihnimde canlandı.

"Söz ver." ablamın yatağında onun yanına yatmış küçük ellerimle yorganı boğazıma kadar çekmiş tavanı izliyordum. "Neye?"

"Büyüyünce kötü bir insan olmayacağına." dedi.

"Büyüyünce kötü bir insan olmayacağım babam gibi biri olacağım."

"Hayır,asıl babam gibi olmamalısın. O zaman ben hep senin yanında olurum."

"Birazcık." dedim işaret parmağım ve baş parmağım arasında boşluk bırakarak. Başını öne eğdi "Ben Adana'ya gitmek istemiyorum. Seninle gelsem ne olur sanki." dedi.

Gülümseyerek ona baktım bu bir mutluluk gülümsemesi kesinlikle değildi "Benimle gelmen benim için hiç sıkıntı değil hatta gelmeni senden bile çok isterim ama kimse senin benimle olmanı ve benimle kalmanı istemez izin vermezler. Uzun bir zaman herkesten uzakta ve yalnız olmak iyi olacak."

"Ne kadar uzun bir zaman?"

"Bilmiyorum."

Zaman kavramı o kadar çok farklıydı ki kimi insana bir gün bile asırlar gibi gelebilirdi.

Anonsun yapılması ile ayaklandım kardeşime belki de son kez sıkıca sarıldım. Bütün işlemleri halledip uçaktaki yerime oturdum. Yanımda yaşlı bir kadın vardı. Fazlası ile tuhaf idi. Kocaman taşlı kolyeler bileklikler takmıştı. Yüzüne uzun süre baktığınız zaman insanın içini ürpertiyordu ifadesi.

Bulutlara bakarken omzuma dokundu. Ona dönmem ile "Ben fal bakarım." dedi. Anlamayarak baktım kadının suratına. Ne alakaydı şimdi bu?

İkimizde uzun bir süre bakıştık sanırım anlamadığımı anlamış olmalıydı ki "Bakayım mı sana da?" dedi.

"İnanmıyorum."diyerek kısa kestim ve dışarı bakmaya devam ettim. "Ama bilirim hem daraldım oğlum, sıkıldım bu uçakta olmaktan. Ruhuma hiç iyi gelmiyor böyle kapalı yerler. İnanmazsanda inanma para falan istemiyorum oyalanayım sadece azıcık." Eğer baktırmazsam bu kadının beni yol boyunca rahatsız edeceği kesinleşmişti. Sırf susması için sağ elimi uzattım. El falı neydi ya kahve falı bile daha mantıklıydı.

Elimi elinin arasına alıp incelemeye başladı. O kadar ciddi duruyorduki gülmemek için kendimi kasmak zorunda kaldım. Kadın elime bakarken ben onun mimiklerine bakıyordum.

"Ayaz oğlum..."

"Bismillahirrahmanirrahim." elimi çekmeye çalışınca daha sıkı tuttu. "Korkma oğlum bilirim demiştim de mi ben sana?" dedi.

"Ayaz çok acı çekmişsin. Ruhunun her yanı yara bere içinde kalmış ama düzelecek."

"Nasıl?" dedim hızla.

"Sözümü kesme bak bakmam sonra."dedi gülerek.

"Tamam tamam."

"Bir kız var bu kız senin hayatını değiştirecek. Hemde çok derinden değiştirecek. Eski kendini unutturacak." dedi.

"Tanıyor muyum?" dedim dayanamayarak.

"Onu söyleyemem kaderine yön veremem. Sadece bir kız hayatını değiştirecek. Hihhh." dedi ve elimi bıraktı aniden. "Ne oldu şimdi?"

"Bakmam bakmam çok kötü çok."dedi.

"Ne çok kötü?"

"Sorma soru bana söylemem. Şimdi sessiz ol uyuyacağım." dedi. 

Adımı ben söylemeden bilmiş olmasaydı asla inanmazdım ama o bilmişti. Şimdi ben sonunun kötü biteceğine bile bile nasıl birine güvenebilirdim?  Ölüm müydü acaba büyük ihtimalle...

Ölüm bir çok şeyi nasıl bu kadar çok değiştirebiliyordu ? O öldü... cümlesi kadar acı veren başka cümle çıkmazdı. Boğazda bir düğüm oluşurdu ilk önce inanamamanın verdiği şaşkınlıkla konuşamama, zihin dururdu cümle kuramazdı. Bu kadar mıydı? Seninle yaşayacağımız zaman bu kadarcık mıydı? düşüncesi.  Kaç yaşımda olursam olayım kabullenemeyecektim babamı kaybettiğimi. Evet dört dörtlük bir adam değildi bana çok kötü bir gelecek de bırakmış olabilirdi. Geriye kalan ailem benimle onun yüzünden konuşmasada ben onu hep özleyecektim. Gözlerim onun varlığını arayacaktı. Bulutların üstünde iken kendime söz verdim kimseye karşı bir şey hissetmeyecektim başka bir ölümü kaldırabilecek kadar güçlü değildi yüreğim.

"İyi misin?"  dalmış olacaktım ki ses beni korkuttu. Teyzeye döndüm yüzündeki küçük bir tebessüm ile bana bakıyordu. "Söylediklerimden mi korkuyorsun?" 

"Hayır... Aslında doğruyu söylemek gerekirse düşüncelere boğulmadım değil." 

"Bizler yani fal bakan insanlar güzel bir şey söylediğinde o fala gözü kapalı inanılır ama kötü bir şey söylediğimizde inanılmaz. Böyle komik halimiz işte." 

"Konu inanmak ya da inanmamak değil benim için sen hiç çok yakınını kaybettin mi?"

"Kaybettim... Herkes gibi bende yakınlarımı kaybettim. Zamanı gelip gidende oldu zamansız gidende.  Ailem en çok canımı yakan oldu ve kocam." dedi.

"Nasıl başarıyorsun bu kadar güçlü kalmayı?"

"Güçlü mü? Öyle mi düşünüyorsun gerçekten. Ben kendime kesinlikle güçlü demezdim. Zaman her şeyin ilacıdır. Benim de iyileşmem zaman aldı yeri geldi saatlerce ağlattı... Yara bantlarıyla sardım her bir yanını kalbimin, yara bandı çok sağlam değildir.  Acılar sızdı sızıyor dört bir yanından ama mühim olan onu tekrar tekrar sarabilmekte. İşte o zaman güçlü oluyorsun." 

"Bak Ayaz eğer güzel bir duygu yaşamak istiyorsan aşık ol. Aşkını bul o öyle bir histir ki sonu hep ölüm gibi bir kötü olay ile bitse bile yaşadıkların o kadar özel o kadar güzeldir ki bunu yaşamadan ölmeni istemem."  Kafam fazlasıyla çok karışmıştı yeni bir karar aldım. Kapımı yarım bir şekilde açık bırakacak o geleseye kadar bekleyecek ve onu içeri alacaktım ama gelmesi içinde  bir şey yapmayacaktım. 

Su gibi akan zaman her zamanki gibi akıp geçmiş uçak inişe geçmişti. Elindeki kağıdı bana uzattı "Al bunu burada benim adresim ve numaram yazılı. Seninle muhabbet etmek güzeldi. Karşılıklı birer kahve içmek isterim. Nermin benim adım."

"Tamam Nermin Teyze mutlaka kahve içmeye uğrayacağım." dedim ve uçakta ayaklanan herkes gibi inmek için ayaklandım. 

Hayat Eroğlu...

Uçaktan inmiş valizlerimizi almış kalabalıkta güçlükle ilerliyorduk. Valizimin başkasının valizine takılmasıyla elimden kaydı sinirle ofladım. Valizimin kolunu tutup kaldırdım. Benim gibi valizini tutan kişiye dönmemle "Yok artık."dedim. Karşımdaki kişi de benim gibi şaşırmışa benziyordu. Delirmiş gibi davrandığım zamanlarda beni sakinleştirmeye çalışan kişiydi. "Tesadüf diye buna derim." dedi gülerek."İyi görünüyorsun." 

"Ah evet iyiyim sadece büyük bir ruhsal patlamaydı deli değilim." dedim gülerek.

"Deli olduğunu düşünmemiştim.İyi olmana sevindim görüşürüz." 

"Teşekkür ederim görüşürüz." dedim ve annemle yürümeye devam ettik .

"Evli." anlamayarak anneme döndüm. "Anlamadım." dedim.

"Yakışıklıydı hem kahraman kişilikli ama yüzük vardı. Umarım ondan dünyada bir kaç tane daha vardır sende yararlanırsın ."dedi.

"Anne delirdin mi? Adamın yüzüğüne mi baktın? " dedim inanamayarak . 

"Ne var kızımıza şöyle eli yüzü düzgün birini de bulamayacak mıyım?" dedi. Söylediklerine gülmeden edemedim. Hem kahraman kişilikli neydi ya? Deliren kişinin ben değil annem olduğunun düşünülmesi gerekiyordu bence.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir

Sizce falcı kadının dediği kadın tanıdık birisi mi yoksa yeni tanışacağı birisi mi?




Continue Reading

You'll Also Like

1.6M 36K 44
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...
738K 46K 50
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
157K 1.3K 11
Aile baskısı olan bir genç ne kadar cesaretli olabilir? Hayallerini yaşamak sadece rüya mı? Belki de elinden tutacak bir ele ihtiyacı vardır. O el s...
3.5M 77.1K 25
• Daddy issues • || Mardin'den Kaçış Serisi: I || * Kurgu ve isimler değiştirildi. "Bazen evler, dört duvar olmaz." Kadın küçücüktü fakat adamın k...