03.08.2020
29.bölümün kapak resmini nasıl buldunuz? Güzel mi? Ben bunu görünce çok beğendim de hemen kullanmak istedim 😍
Bakıştıkları için yanlarına kimin geldiğini ikiside fark etmemişlerdi. Hermione kakarlıydı artık. Draco'dan kanıt bekleyecek. Şimdiye kadar ona çok şans vermişti. Hep korkak gibi davranmıştı. Bunun artık değişmesi gerekiyordu. Hamileliği ilerledikçe ve burda kaldıkça, çocukları tehlikede olacak. Böyle bir yerde ve Voldemort'un emirleri altında büyümelerini istemiyordu. Artık tüm kartlar Draco'nun elindeydi.
- Umarım eşini dans etmeye davet etmemde sakınca yoktur, Draco ?
Hermione başını sağa dönderdiğinde, yanında Theodore Nott'un olduğunu fark etti. Yanlarına sessizce geldiklerinden dolayı, geldiğini duymamıştı.
- Bir sakıncası yok tabii, değil mi Draco? sordu Hermione eşinin gözlerinin içine bakarak.
Draco hem Theodore'a hemde Hermione'ye baktı. Biraz hava alması gerekiyordu. Burda boğuluyor gibi bir hissi vardı. Hermione kanıtla demişti. Peki nasıl? Onu rahat bırakarak mı yoksa kıskanarak mı? Bilmiyordu. Kıskanç bir adam olduğunu da göstermek istemiyordu. Zaten öylede değildi. Böyle resepsiyonlarda eşler dans ederdi fakat diğerleriyle de dans ederlerdi. Bu gayet normal bir şeydi sonuçta. Hatta etrafına baktı, annesinin yanına biri gelmişti. Dans etmek için teklifte bulunuyordu. Theodore kötü bir şey yapmıyordu şuan. Her şey normal diye avutuyordu kendisini şuan Draco.
- Hiç bir sakıncası yok Theodore söyledi Malfoy varisi Nott varisine bakarak ve gülümseyerek.
Ve daha fazla beklemeden, Draco oradan ayrılmıştı. Biraz hava alması gerekiyordu. Salonda bulunan bir balkona doğru ilerledi ve oraya doğru giderken içki dağıtan ev cinden bir bardak almıştı. Onun için temiz hava şarttı şuan...
Hermione, Theodore Nott ile dans pistinde kalmıştı. Bir daha ki müzik çalmaya başlamıştı bile. Karşında duranı pek fazla tanımıyordu. Ne yapacağını da bilmiyordu... Theodore daha fazla beklemeden genç kızın beline kolunu sardı ve ona yaklaştırdı. Aralarında çok az bir mesafe vardı. Hermione rahatsız olsa bile, Theodore Nott'un diğer elini tuttu ve böylece dans etmeye başladılar.
(Shawn Mendes'in Imagination şarkısını çok seviyorum 😍 bundan dolayı hikayede kullanmak istedim ☺️)
🎶 Durduğum yerden sana ne kadar güzel olduğunu söylemek istiyorum.
Beni ne olabilirdik diye düşündürüyorsun çünkü 🎶
- Fazla vaktimiz yok Hermione.
Genç kız bunu hiç beklemiyordu. Hemde hiç. Nasıl vaktileri yoktu? Hem neden "Hermione" diyordu? Aralarında belirli bir samimiyetlik yoktu. Birbirlerini pekte tanımıyorlardı.
- Anlamıyorum.
- Anka burada. Senin için.
Hermione duyduklarına inanamıyordu. Anka burada. Harry ve Ron ile genelde Hermione zümrüdüankadan bahsecidence anka derlerdi. Theodore Nott'un bunun bilmesine çok şaşırmıştı. Ankara burada derken tam olarak ne delek istiyirdu ki? Kimler geldi? Harry? Ron? Remus? Diğerleri? Gercekten buradalar mı? Voldemort'un geleceğini biliyorlardır. Neden bu riski göze alıyorlar? Hayır... Harry... Gelmemesi lazım. Peki Theodore neden bunu söylüyor ki? Ya yalansa? Ya tuzağa sürüklemeye çalışıyorsa? Hiç bir şeyden emin değil şuan, kalbi hızlı atıyordu...
- Size güvenmem için bana bir neden verin açıkladı Hermione, Theodore'a bakarak.
- Bana güvenmen lazım Hermione. Senin tarafındayım. Senin iyiliğini istiyorum. Hatta Hogwarts'ta sana kötü davranışlarımdan dolayı özür dilerim, geç olduğunun farkındayım ama sana yardım etmek istiyorum.
- Ne zaman ankaya girdiniz?
- Birkaç ay önce.
- Ya beni dolandırmaya çalışıyorsanız?
- Dolandırmıyorum.
Theodore Nott o esnada Hermione'yi döndermişti, dans etmeye devam ediyorlardı. Her şeye rağmen görünüşlere önem vermek lazımdı.
🎶 İstemeye devam ediyorum bunu bilmiyorsun ama doğru. Sana söylemek istediklerimi söyleyemiyorum...
Bu tipik bir aşk 🎶
Theodore tekrar Hermione'ye yapışmıştı. Bakışmaya devam ediyorlardı. Hiç bir şey yokmuş gibi devam etmeleri şarttı... Genç oğlan gözlerini birkaç saniyeliğine kapattı ve tekrar açtı. Açınca gözlerinin rengi değişmişti. Açık ve parlayan bir kahvere gine dönüşmüştü. Hermione bunu birkaç yerde görmüştü. Ne olduğunu çok iyi biliyordu..
- Siz... şaşırdı Hermione Granger.
- Şşşşş.. Burda olan kimsenin bundan haberi yok.
- Voldemort'un sizin gibilere takıntısı var. Onları kullanmak istediğini duydum... Kendinizi riske atıyorsunuz.
- Hermione... Sen daha önemlisin..
Hermione'nin aniden yanakları kızardı. Neden kızardı ki? Anlam vetemiyordu buna. Bunu neden özel olarak algılıyordu ki? Sen daha önemlisin derken kehanetten bahsediyordur. Ama bu kızarmalar neyin nesi? Belki de uzun zamandır iltifat almadığı içindir. Uzun zamandır kimse ona önem vermedi..
- Sizli bizli konuşmakta istemiyorum ama rahatsız oluyorsan diye devam etti Theodore.
- Rahatsız olmuyorum... Açıkçası bende sizli bizli konuşmayı pek sevmiyorum.
Theodore buna sadece gülümsedi.
- Kimler geldi? sordu Hermione. Kimler burada? Umarım Harry gelmemiştir... fısıldadı Hermione Theodore'un kulağına.
- Ne yazık ki geldi. Karanlık Lord'un gelmesini bekliyor. O geldiğinde herkes burada olacak, zindanlar serbest olur.
- Zindanlar mı? Annem, babam...
- Onlarsız gitmeyeceğini bildiği için ilk operasyon kurtarması onlar için olacak.
- Buna gerçekten çok sevindim... söyledi Hermione, gözlerinden yaş akacaktı ki kendini tuttu.
🎶 Daha fazla bekleyemem, beklemeyeceğim, sana bizi birlikte gördüğümde sonsuza dek nasıl hissettiğimi söylemeliyim 🎶
- Hiç bir şey yokmuş gibi devam et. Fazla dikkat çekme.
- Zor olacak gibi.. Zaten ister istemez dikkat çekiyorum. Ve şimdi sen öyle söyleyince, Draco'yu aniden önümde hayal ettim..
- Draco mu? şaşırdı eski Slytherin öğrencisi.
- Oda dikkat çekme diye tembehliyor da... Bu arada oda bizimle gelecek değil mi? sordu Hermione.
- Planda yeri yok Hermione diye cevap verdi Theodore.
- Fakat...
- Lütfen zorluk çıkartma. Seni burdan benim çıkartmam gerekecek. Draco'yu senden mümkün olduğunca uzak tutmam lazım ve bana bu konuda yardımcı olursan çok sevinirim.
- Draco'yu öylece bırakamam...
- Bırakmak zorundasın. Hermione... O bir korkak. Bizi takip etmez..
- Zorla götürelim.
- Elimizde olan tek planı riske atarız. Draco Malfoy için bunu göze alamam.
- Karnımda olan bebeklerimin babası o..
🎶 Rüyalarımda benimlesin. Olmak istediğimiz her şey olabiliriz. Ve burdan bi yerde kim bilir belki bu gece ilk öpüştüğümüz zaman olur. Ya da bu sadece ben ve hayalimdir 🎶
- Öyle diye hayatın ona bağlı demekte değil. Hayat sürprizlerle dolu Hermione söyledi Theodore genç kızın sözünü keserek.
Theodore bunu söyleyince Hermione yere bakıyordu ama yavaşça başını kaldırdı ve dans ettiği adamın gözlerine baktı. Nott varisinin gözleri parlıyordu. Hermione bunu çok iyi görebiliyordu. Theodore kendinden çok emindi.
- Daha gençsin, zekisin ve bu savaşta önemli bir role sahipsin. Eğer Draco'yu peşine alırsan, o seni tüketecek ve sende olan tüm potansiyel yok olacak. Draco Malfoy, Hermione Granger olmanı engelliyor şuan diyerek sözlerine devam etti Theodore Nott.
- Draco'yu bazı şeylere zorluyorlar...
- Hermione, bu hayatta herkes belirli seçimler yapıyor. Draco'nun tamamen özgür olduğunu demiyorum ama buna müsaade edende o. Ben istedim diye bütün bunlardan koptum.
- Senin çok sağlam bir nedenin vardı. Ne olduğun. Seçimini yapman kolay olmuştur.
- Draco'nun da çok sağlam bir nedeni var şuan.
- Bebekler... diyebildi sadece Hermione.
🎶 Ellerimiz nazikçe iç içe geçiyor
Tanımlayamadığım bir his 🎶
İçeri Draco Malfoy girmişti. Hermione'yi gözden arıyordu. Bu şarkıdan ve danstan sonra, Voldemort giriş yapacaktı. Derhal Hermione'yi yanına alması gerekiyordu. Eğer aklında bir şey varsa, onu tutmak istiyordu.
- Evet. Hermione, hissediyorum. Kokuyu alıyorum. Aranızda olan mesafeyi. Bu malikanede olmaktan dolayı korktuğunu da kokluyorum.
- Her şey artık o kadar yorucu ki Theodore.. Özgür olamam, istediğimi yapamaman, asasız olmam...
- Bu akşamdan sonra özgür olacaksın. Sana söz veriyorum söyledi Theodore, Hermione'nin kulağına dogru eğilerek. Hem bebeklerini düşün. Onlar böyle bir yerde yaşamayı hak etmiyorlar. Burası karanlık sanatları barındıran bir yer. Onlara daha huzurlu bir yer lazım. Harry'nin yanı gibi. Anka'nın yanı. Ve benim koruma altımda olacaksınız. Anka'ya hizmet eden bir kurtadam süründe yer alıyorum.
- Ben ne diyeceğimi bilemiyorum...
- Harry, bebeklerin ve senin için her şeyi düşündü. Ilk önce sizin güvenliğiniz..
🎶 Bunca zamanı yalnız geçirdik,böyle güzel bir şeye ait olacağımızı düşünemeyerek
Kahrolası derecede güzel 🎶
- Ilk önce kehanet yani...
- Hayır. Ilk önce sizin güvenliğiniz Hermione. Sonra kehanet. Bu arada bununla ilgili bir gelişme var gibi.
- Gerçekten mi ? sordu Hermione umut dolu bakışlarıyla.
- “Altın Çağ döneminden kalan güçler zaman ile onlara verilecek”. Bir kehanette zaman kelimenin geçmesi basit bir anlama sahip değildir diye fısıldadı Theodore. Altın Çağ'ın dönemine gidilmesi lazım ve bunun için güçlü bir zaman döndürücüye gerek duyulacak. Ailem asırlardır bunlarla ilgileniyor... diye devam ediyordu Theo fakat Draco'nun geldiğini görünce susmaya karar verdi.
Hermione, Theo'nun aniden sessiz olmasına anlam veremedi. Genç adamın baktığı yere doğru kendiside baktı ve Draco Malfoy'un emin adımlarla geldiğini oda gördü. Sakin olması gerekiyordu şuan. Bunları hiç duymamış gibi yapması lazımdı. Şarkıda zaten yavaş yavaş bitiyordu. Theodore bedenini Hermione'nin bedenine biraz mesefa koydu. Genç kızın sağ elini hâlâ tutuyordu. Draco'nun daha çok yaklaştığını gören Theo, Hermione'nin eline bir buse kondurdu.
- Bu dans için teşekkür ederim söyledi Theodore. Ah, Draco buradasın. Eşin çok iyi bir dansçı. Onunla tekrar dans etmek isterim, eğer yine bir sakıncası yoksa.
Draco, Theodore Nott'a baktı ve gülümsedi.
- Biraz dinlenmesi gerekiyor Theo.
- Elbette diyerek gülümsedi kurtadam.
Hermione sadece ikisine bakıyordu. Ikisinin de sahte gülümsemelerini Hermione fark ediyordu. Theodore Nott, Draco'ya hiç güvenmiyordu. Ona korkak demişti. Onun için planı riske atmayacağını itiraf etmişti.. Peki ya Draco? Theodore Nott'un bir ajan olduğunu bilmiyor, bu sahte gülümsede neyin nesi? Kıskançlık mı? Yok olmaz.. Draco böyle bir hissi belli etmez diye biliyordu.
- Tekrar görüşmek dileğiyle Hermione dedi Theodore çiftten uzaklaşmadan önce.
Hermione ve Draco, Theodore'un uzaklaşmasını seyrettiler. Aralarında bir sessizlik oluşmuştu ve bunu bozmaya karar veren Hermione oldu.
- Biraz otursam iyi olur Draco. Ayaklarım ağrımaya başladı da.
- Tabii. İçecek standında boş sandalyeler var dedi Draco kolunu Hermione'ye uzatarak.
Genç kız fazla düşünmeden Draco'nun uzattığı kolu tuttu ve beraber içecek standına doğru yürüdüler.
Hermione'nin aklında artık kehanet vardı. Demek ki zaman kelimesi bu manaya geliyordu. Altın Çağ dönemine gidilmesi gerekiyor.. Peki ne zaman? Şimdi mi? Hayır şimdi olmaz, kendisi şuan hamile. Bebekler doğduktan sonra da olmaz. Onları riske atmak istemiyor... Daha küçükler diye. Hem bu malikaneden çıkmaları gerekiyor yoksa bu hiç gerçekleşmez. Hermione'ye göre zaman döndürücüyü ancak çocuklar büyüdüklerinde ve kendilerini koruyabildiklerinde kullanmaları gerekecek. Belli ki Voldemort birkaç yıl daha büyü dünyasının yöneticisi olacak.. Daha çok karanlık günler görecekler... Zümrüdüanka Yoldaşlığı kolaylıkla Voldemort'u deviremezdi. Yeterince gücü yoktu buna. Ve Voldemort'un artık ülke dışında bile ölümyiyenleri vardı, onu takip eden insanlar vardı. Onlar Voldemort'a ekstra bir güç veriyordu. Beklemeleri gerekiyordu. Başka seçenekleri yoktu. Sadece beklemek. Bebeklerin doğması, büyümesi ve genç büyücüler olmaları gerekiyordu.
Hermione, Draco ile içecek standına gelmişti. Tam oturacaktı ki salonun kapıları aniden açıldı. Herkes bunu fark etmişti. Fark ettikleri için herkes açılan kapılara baktı. Genel belliydi. Herkes onu bekliyordu. Karanlık Lord'u bekliyorlardı ve artık o buradaydı. Nagini onu yanında takip ediyordu. Sağında kalıyordu. Hermione bu yılanı her gördüğünde, tüyleri diken diken oluyordu. Hiç bir zaman yılanları sevmemişti. Korkusu vardı. Voldemort'un solunda Bellatrix Lestrange vardı. Bu kadından nefret ediyordu... Draco daha fazla beklemeden Hermione'nin kolunu tuttu. Yanında kalmasını istiyordu. Ne olur ne olmaz diye. Hermione'nin işi belli olmaz diye düşünüyordu. İçinde ki dişi aslan hiç rahat ve uslu durmuyordu. Sürekli Hermione'yi tehlikeye atıyordu.
- Dişi aslanını sessize al Hermione... diye fısıldadı Malfoy varisi genç kızın kulağına.
Hermione, Draco'ya hak veriyordu. Sakin olması şarttı ve hiç bir şekilde Karanlık Lord'u kışkırtmaması gerektiğini de anlamıştı. Huyuna gitmesi gerekiyordu. Fakat bunun zor olacağını da biliyordu. Bunu yapabilecek mi? Bilmiyor. Onu bu akşam rahat bırakmayacağını çok iyi biliyordu. Peki Harry ve Ron neden burdalar? Bu riski almamaları gerekiyor... Çok tehlikeli.. Çoğu ölümyiyen burada. Her şey belli olursa Zümrüdüanka Yoldaşlığı bu akşam yok olur... Hermione bunu kesinlikle istemiyordu. Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın sonunu getirmek istemiyordu. Theodore Nott salonun diğer tarafında ayakta duruyordu fakat tam onun karşındaydı. Hermione fark etmişti. Theodore ona bakıyordu, onu gözetliyordu.
Voldemort sonunda salonda bulunan özel koltuğun yanına gelmişti. Ve daha fazla beklemeden hemen oturdu.
- Değerli takipçilerim, ölümyiyenlerim diyerek Karanlık Lord sözlerine başladı. Bugün çok özel bir gün yaşıyoruz. Amerika'da yaşayan safkan büyücüler bana hizmet etmek için yemin edecekler. Yemin ettikten sonra onlara karanlık işareti verilecek dedi Voldemort sırıtarak.
Birkaç büyücü sıraya geçti. Bu resepsiyonun özel davetlileri olarak katılmışlardı. Hepsi teker teker yemin ediyordu ve karanlık işaret kollarında oluşmaya başlıyordu. Hermione bu zamanı cok uzun buluyordu. O öyle hissediyordu... Ve gerçekten uzamasını çok arzu ediyordu çünkü şuan Harry ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı annesini ve babasını kurtarıyordur... Tek istediği onların burdan çıkması. Artık güvenli bir yerde olmaları çünkü onlar bütün bu kötülükleri hak etmiyorlar.
- Hermione...
Draco'nun sesiydi bu. Yine dalmıştı. Yine düşüncelerine dalmıştı... Herkes Hermione'ye bakıyordu. Neden bakıyorlar ki? Ne yaptı yine? Yoksa sesli bir şekilde mi bütün bunları düşündü diye telaşlanmaya başladı Hermione Granger.
- Bizi çağırıyor söyledi sadece Draco, Hermione'nin daldığını ve bundan dolayı böyle davrandığını anlayarak.
Draco bundan sonra hemen bir adım attı ve Hermione onu takip etmek zorunda kaldı. Herkesin onlara bakmasını istemiyordu. Voldemort'un karşısına gelince, Draco efendim diyerek eğilmişti. Fakat Hermione dim dik duruyordu. Voldemort'un karşısında eğilmek istemiyordu. Bunu yapmayacaktı. Karanlık Lord ona bakıyordu. Özellikle karnına.
- Sizi iyi gördüm bayan Granger. Ya da bayan Malfoy mu desem? sordu Voldemort sırıtarak.
- Evet iyim, merak ettiğiniz için de teşekkür ederim, beni çok duygulandırdınız.
Bunu duyan Draco Malfoy hemen Hermione'ye baktı. Hermione, Karanlık Lord'u provoke ediyor... Sonra efendisine baktı. Sinirli gözükmüyordu, hâlâ sırıtıyordu.
- Bebekler nasıl?
- Iyiler.
Soru ve cevaplar çok kısaydı.
- Onları birkaç ay sonra istiyorum. Kehanet ne durumda? Yeni gelişmeler var mı?
Hermione bu soruyu tabii kide bekliyordu. Ne diyeceğini de çok iyi biliyordu.
- Var.
Voldemort'un yüzünde olan gülümseme aniden yok olmuştu. Ciddi bir yüz ifadesi vardı artık.
- Konuş.
Hermione, konuşması gerektiğini biliyordu. Konuşmasa, Voldemort zihnine girer ve her şeyi öğrenir. Planı. Zümrüdüanka Yoldaşlığı. Theodore Nott'un iki sırrını...
Bu bölümün sonuna da geldiiiiik ☺️
Full bilgilendirici bir bölüm oldu. Theodore Nott'a önemli bir rol vermeye karar verdim 😊 hiç aklımda yoktu ama güzel olacak, eminim 💕ve Theo hakkında öğrendiklerimiz 😍 kendisi bir kurtadam ve zümrüdüanka'da görev alıyor, kocamaaan kalp ❤️ Theodore'un yeni rolünü nasıl buluyorsunuz?
Plan hakkında ne düşünüyorsunuz? Hermione'nin annesini ve babasını kurtarmak ilk operasyon olacak. Sonra Hermione. Görülen o ki, Draco bu planda yer almıyor. Neler olacak kim biliiiir 😳😍
Kehanet için yeni gelişmeler de var ⏱️ Kehaneti unutmadım tabii ki ve hikayenin ilk bölümlerini de unutmadım, merak etmeyin. Sadece sabır diyorum. Her şey yavaş yavaş oturuyor ve çözülüyor ☺️ kehanet'e gelince.. Zaman döndürücüye ihtiyaç olduğunu ve bununla Hogwarts Kurucuların zamanına gidilmesi gerektiğini Theodore açıkladı. Görelim, bakalım 😍😍
Bir sonra ki bölüm için tahminleri almak istiyorum 🤗
Yorumlarınızı bekliyorum ❤️