GÖKYÜZÜNDEKİ TEK YILDIZ

By kafamdakikelimeler

4.5K 2.1K 1.7K

Ölenler vardı can yakıcı birde yaşayan yıkıcı kişiler... Hepsinin alnında aynı kader yazılıydı, babalarından... More

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
DUYURU🍀
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20. BÖLÜM

TANITIM

661 179 201
By kafamdakikelimeler

Merhaba arkadaşlar, bu benim ilk kitabım olduğu için yanlışlarım, betimleme vb. hatalarım olabilir. İlk bölüme göre yargılamamanızı öneririm🍁

***

"Ağzındaki bandı çıkarıcam.Sakın ses çıkarma yoksa olacaklara karışmam."Hızlıca kafamı salladım. Tanımadığım adam bandı çıkarırken bana üzgün gözlerle bakıyordu. Bu işte yeni olduğu belliydi.

" Babanla konuşacaksın ağzından yanlış bir şey kaçırmayacağına inanıyoruz." Arkamdan gelen sese başımı ne kadar çevirmek istesemde bağlı olduğum sandalye buna izin vermiyordu.

"Hayat! Kızım." Bandı çıkaran adamın elindeki telefona baktığımda karşımda endişeli olan babamı gördüm. Bende endişeliydim ama bu adamlara bunu belli etmek istemiyordum. Bu benim acizliğim demekti. Ben babamın kızıydım aciz olamazdım.

"Baba ben iyiyim. Sizi hep sevdiğimi unutma." Kendi aklımca babama bir şifre vermeye çalışmış 'hep' demiştim bu buraya üçüncü kaçırılmam falan olmuştu anlayacağını düşünüyordum.

"Evet, Yalın Bey seni biraz kızından uzaklaştıralım."

...

Abimin zorla getirdiği psikiyastrimin önünde ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Bunun benim için daha iyi olacağını düşünüyorlardı ama aynı şeyleri tekrar tekrar anlatmak daha çok canımı yakıyordu.

"Peki tatlım ilaçlarını kullanıyor musun?"Selda Abla ile aynı sitede oturuyorduk. Onunla bunları konuşmak hoş gelmiyordu eminim anlattıklarım karşısında susması için yeterince para almıştı.

"Hayır, kullanmıyorum çünkü onlar beni daha çok kötü yapıyor." Selda ablanın kızgın bakışları vardı üstümde ama aynı zamanda sanki beni anlıyor gibiydi.

"Tatlım onların seni daha kötü yaptığını sanıyorsun ama onlar aslında seni iyileştiriyor. Hem zaten dozu en az ilacı kullanıyorsun. Lütfen ilaçlarını kullan."

Yüzümdeki buruk tebessümle başımı salladım.

...

Kaçarak yaşamak zordu hele ki kimden kaçtığını bilmiyorsan ne arkadaş edinebiliyordun ne de etrafındaki eski yeni bütün insanlara güvenebiliyordun. Duygular karışıktı. Bağıra bağıra ağlamak istiyordu kız aynı zamanda kahkahalarla gülmek de geliyordu içinden. Hayatında çok sevdiği iki erkekten biri onu korumak için ölmüş diğeri ise onu korumak zorunda hissediyordu bunun vicdan azabını artık aşamıyordu intihar etmeyi düşündüğü günden beri psikiyatriye gönderilmeye başlamıştı. Kalbi acıyordu kızın ama mecazi anlamda değil gerçekten kalbinin olduğu yer sızlıyor canı çok yanıyordu...

Asansör zemin katta durduğunda derin bir nefes çekti içine saçına taktığı gözlüğü gözlerine indirdi ve saçlarını düzelterek dışarı çıktı. Otoparkta onu bekleyen Hasan'ın yanına doğru ilerlemeye başladı .Hasan yıllardır onların yanında çalışıyordu şoför olarak, çok küçükken babası ona yardım etmişti. Şu an kızın şoförlüğünü yapıyordu.

"Hayat Hanım abiniz acil yanına çağırdı."

***

"Abicim beni çağırmışsın?" diyerek odaya girdim.

"Evet Hayat otur konuşacaklarımız var." masasının karşısındaki sandalyeye oturdum. Burası ölmeden önce babamın odasıydı. Ne kadar zaman geçsede onun kokusu bulunduğu her yerdeydi. Bir kızın babasının olması farklıydı. Ben hiç bir zaman babamla arkadaş gibi olamamıştım ama bir babam vardı o yemekte baş köşede oturan kişi vardı. Varlığı bile yeter dediğim kişi vardı.

"Hayat beni dinlemiyor musun?" Abimin sesiyle gözlerimi abime çevirdim.

"Anlamadım abi. Tekrar söyler misin?"

"İstersen başka yerde konuşalım anlatacaklarım önemli."

"Gerek yok abi konuşalım burda."

"Pekala. Beş kişiden şüpheleniyoruz. Bu sayı sana fazla gelebilir ama inan yüzlerce kişi içinden bu beş kişi fazlasıyla az. Onu yakalamamıza çok az kaldı. Aynı zamanda onun seni yakalamasına da." Bunlar şu ana kadar aldığım güzel haberdi aslında elimizde isimler vardı artık. Ama abimin hali bu işten pek ümitli değil gibiydi.

"Bunu bana anlatmazsın sen normalde. Benim ne yapmam gerek."

"Bunu senden almak istemiyorum ama... Ama özgürlüğünü kısıtlayacaksın ne kadar sürer bilmiyorum ama evden çıkmanı istemiyorum artık. Ne için olursa olsun." Zor bir istekti ama ortada başaramayacağım hiç bir şey yoktu. Bunu kendim için, ailem için yapacaktım.

"Peki abi sen?"

"Ben kendimi korurum beni düşünme." Sinirlenmeye başlıyordum. Herkes benim hayatımı düşünüyordu ama ben kimsenin hayatını düşünemiyordum. Güçsüz durumda olmak kadar sinir bozucu bir şey yoktu.

"Babamda aynı şeyi söylüyordu.Beni düşünme, ben kendimi korurum,önceliğim sizsiniz... Peki ne oldu? Hani babam nerde? Madem kendini korurdu niye koruyamadı? Şimdi sende aynı şeyi yapıyorsun. Bencilce gelecek ama seni de kaybetmek istemiyorum. Lütfen bu söylediklerimi ciddiye al.Lütfen."Abim yüzüme bakamıyordu. İkimizde biliyorduk ki bu savaşın bitmesi demek birinden birinin ölmesi demekti.

"Hadi eve gidelim. Uzatalım ayaklarımızı film izleyelim."

"O kadın evde olduğu sürece rahatça film izleyemeyiz."

"Hayat abartıyorsun. Kadın bizim yanımızda olmak istiyor." Abimin bu kadar iyi niyetli davranması beni deli ediyordu. Yıllar önce bizi bırakıp, yıllarca hiç arayıp sormamış birinin bir anda yanımızda olmak istemesi bana hiç doğru ve samimi gelmiyordu.

"Peki. Bir şey demiyorum." Konuyu uzatmak istememiştim. Zaten başımızda yeterince dert varken birde bunu dert edinmek istemiyordum.

***

"Ya hayır ya o çok sıkıcı izlemek istemiyorum."

"Bende senin aşk filmlerini izlemek istemiyorum." Abimle koltukta oturmuş yaklaşık bir saattir ne izleyeceğimiz konusunda tartışıyorduk. Diğer koltukta oturan annem bir anda ayağa kalktı.

"Aaa yeter artık. Sıkıldım vallahi kavganızdan. Verin bakayım şu kumandayı."Bir ucundan benim diğer ucundan abimin tuttuğu kumandayı aldı elimizden. Merakla ne açacağını beklerken friendsin birinci bölümünü açtı.

"Nerden biliyorsun?"dedim şaşkınlıkla.

"Neyi?"

"Friendsin en sevdiğim dizilerden biri olduğunu." liseye giderken ne zaman üzgün olsam açar friends ya da how ı meet your mother izlerdim. Eskisi kadar izleyemesem de açar izlerim arada.

"Gerçekten mi? Bende buna bayılırım . Tek sevdiğim yabancı dizi diyebilirim."İnanamıyordum bu kadınla hiç ortak noktam olacağını düşünmezdim.

"Eee bayanlar o zaman bunu izliyoruz." Sanki anlaşmışız gibi ikimizde aynı anda 'evet' diye bağırdık.

***

İki bölüm izlemiştik. Gülmekten karnıma ağrılar girmişti. Babam öldükten sonra ilk defa bu kadar çok gülmüştüm. Yatağımda uzanmış tavanı izliyordum. Kapımın çalınmasıyla yatakta toparlandım.

"Gir." Annem kapıyı açıp kafasını uzattı. "Müsait misin?"

"Evet." dememle içeriye girdi elindeki iki fincan kahveyi dökmemeye dikkat ederek ayağıyla kapıyı kapattı. Yatağımın yanına gelerek elindeki kahvelerden birini bana uzattı."Teşekkür ederim." Gülümseyerek karşıma oturdu.

"Konuşalım istedim .Sormak istediğin şeyler var biliyorum. Belki benden nefret ediyorsun, belki kendine yediremiyorsun bana tekrar anne demeyi bana tekrar güvenmeyi." Gözünden akan yaşları sildi usulca. "Sen hiç bir zaman abin gibi olmadın. Tam baban gibiydin. Babasının küçük kopyası derdim sana belki hatırlarsın. O zamandan belliydi bu kadar güzel olacağın . O zamandan belliydi bu kadar kindar olacağın."Elini kalbime koydu. "Beni affedemezsin sen bilirim. Küçüklüğünden beri o güvenin gitti mi gelmez geri. Sizden beni affetmenizi beklemiyorum ben de sizin yerinizde olsam affedemezdim."

"Niye geldin? Ne güzel unutmuştuk biz seni. Niye hatırlattın kendini? Yine gitmek için mi? Sende affedemezdin demek kendini,evet affetme zaten. Benim o kapının önünde ayaklarına kapanıp anne gitme dediğim zamanı unutma olur mu? Babamın yıkılışını unutma. Okulda anneler gününde yanımda duran bakıcıları unutma. En çok da neyi unutma biliyor musun? Küçükken her doğum günümde senin gelmeni beklememi. Şu kapı her çaldığında sen geldin diye açardım hep her zamanda hayal kırıklığı ile kapanırdı. Peki mutlu muydun? Söylesene mutlu muydun? " eliyle gözyaşlarımı silmeye yeltenince anladım ağladığımı. En çok yokluğuna alıştığımız insanlar yakardı canımızı. Zaten gidişine alışasaya kadar yanmıştı yanacağı kadar.

"Mutlu değildim. Kaçtım hep. Buraya dönmek istedim ama biliyordum affetmezdiniz istemezdiniz beni. O yüzden gelmedim hiç İstanbul'a."

"Şimdi ne değişti?"

"O gitti."

"O dediğin kişi var ya seni kendi gözünden sakınırdı. O dediğin kişi gittiğin için kendini suçladı günlerdir odadan çıkmadı. O dediğin kişi bizi bile suçladı senin gitmenle. Tek suçlu neredeymiş peki? Geziyormuş. Sırf buraya gelmemek için onu istemeyiz diye geziyormuş. Sen o zaman şu kapıdan girseydin. Kucağına atlayacak bir kızın vardı ama şu an sadece ister bir tanıdık de ister bir akraba. Ama asla ve asla kızım deme. Senin kızın gittiğin gün o kapının önünde öldü. Sadece o mu her doğum gününde seni beklerken üflediği mumlar son nefesi oldu. "

Tam bir şey söyleyecekken durdurdum onu, artık ne duyulacak cümle kalmıştı ne de kırılacak kalp. Bir insanın kalbi ne kadar kırılabilirse o kadar kırılmıştı kalbim. Bir insan ne kadar ölebilirse o kadar ölmüştüm.

"Uyumak istiyorum. İyi geceler." Açıkça kovmuştum onu. Altımdaki yorganı kaldırırken o da ayağa kalktı.

"İyi geceler babasının küçük kopyası."

Continue Reading

You'll Also Like

742K 46.3K 50
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
441K 29K 25
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...
130K 8.3K 30
Savcı ve asker hikayesidir aynı zamanda bir gerçek aile hikayesidir kitabıma bir şans verin lütfen
ASYA By Su

ChickLit

297K 16.8K 34
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Bölümleri yazdıkça atacağım. "Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzakla...