PENCEREMDEKİ ÇOCUK

De eliffdoruk

374K 17.4K 1.1K

Onu 5 yaşımdan beri tanıyordum. Birbirimizi gördüğümüz ilk andan beri kavga ediyorduk. Sanki her kavgamız da... Mais

PENCEREMDEKİ ÇOCUK
1--Bay Öküz--
2--Sıra Arkadaşım--
3--Akşam Yemeği--
4--Büyük Sorun--
5--Anlaşma--
6--Kızlar Gecesi--
7--Ben--
8--Alışveriş--
9--Balo--
10--Yalan--
11--Süpriz--
12--İstanbul--
13--Sır--
14--Cesur ama Korkak--
15--Piyenşeş Doya--
16--Plan--
17--Mahcup--
18--Leke--
19--İhanet--
20--Kahvaltı--
21--Kahvaltı 2--
23--Mesaj--
24--Gerçekler--
25--Kaybetmeyeceğim--
26--Son Dilek--
27--Yalancı Kalın Kafa--
28--Rüya--
29--Psikolog--
30--Korku--
31--Korku 2--
32--İnatlaşma--
33--İtiraf--
34--Kabus--
35--Çözüm--
36--Okul--
37--Garip--
38--Sonsuza Kadar--
39--Minik Gülümseme--
Teşekkürler
*
**
***
****
*****
******
*Özlemek*

22--Yardım--

6.3K 323 35
De eliffdoruk

"Selam cınım" tepki yok.

"Selam yakışıklı" tepki yok.

"Selam Berk" tepki yok.

"Sana diyorum gerizekalı" başını çevirip bana bakınca gülümsedim. Ama sonra tekrar önüne dönüp deftere bir şeyler karalamaya devam etti.

"Cidden mi? Ciddi ciddi trip mi atıcaksın?" Yine tepki yok.

"Berk trip atan erkek iticililiğini konuşmuştuk ve sen onlara mal demiştin" tepki yok.

"Bu durumda sende mal oluyorsun. Bil istedim."

"Bende susmanı istiyorum" bana dönüp "Bil istedim" diyerek taklidimi yaptı.

"Bak İrem'in neyin peşinde olduğunu öğrenmem gerekiyordu." Kalemi bırakıp bana döndü.

"Peki öğrendin mi?" Kaşlarımı çattım. Direk konuya girmesi şaşırtmıştı. Ben biraz daha yalvarırım sanıyordum. Kendimi toparlayıp anlatmaya başladım.

"O akşam yemeğinden sonra ailesi ile problemler yaşamış. Bu yüzden bize öfkeli ama en şaşırdığım şeyse o akşam yemeğinin İrem'in başının altından çıkması" Berk kaşlarını çatınca devam ettim. " bütün suçu benim üstüme atmak istemiş hayatımın onun gibi olmasını falan istemiş" Berk tek kaşını kaldırırken onu izledim.

"Ne varmış onun hayatında?"

"Bende aynısını sordum. Cevap olaraksa ailesinin verdiği cezaları anlattı. Anlattı anlatmasına ama ceza vermelerinin sebebinin kendisi olduğunu hala anlamış değil" Berk omuz silkip önüne döndü.

"Eee ne çözüyorsun sen?" Tepki yok.

"Matematik mi o?" Tepki yok.

"Ebene selamlarımı yolla Berk!" Yine tepki gelmeyince bende matematik soru bankamı çıkarıp çözmeye başladım. İlk iki dersimiz boştu. İki sene önce olsa çıkar bahçeye gezerdik ama şimdi oturup harıl harıl test çözüyorduk. Sınav sitresi bütün 12leri sarmıştı.

Kitabımın üstüne başka bir kitap gelince irkip geri çekildim.

"Doğa şu soruya bi baksana" Mert'e ters ters baktım.

"Sanada günaydın" gözlerini devirdi.

"Günaydın günaydın da bak hadi şuna" Mert yapamadığı soruları hep Yağmur'a gösterirdi. Yine kavga etmişlerdi ki bana soruyordu. Ellerimi göğsümde birleştirip tek kaşımı kaldırdım.

"Yine niye kavga ettiniz?" Mert bana dönüp bağdaş kurunca gülmeye başladım. Başlasın şikayetler.

"Ya bak şimdi zaten havalar soğudu bu bir, okulda bir sürü abaza var bu iki, giyme dediğim halde hala şort giyiyo bu da üç! Giyme diyip onu düşününce de ben kötü oluyorum" Yağmur da bana dönüp bağdaş kurunca tekrar gülmeye başladım.

"Bi kere havalar hala sıcak, sonra okuldaki abazalara ben yüz vermediğim sürece neyi sorun ediyor? Hem ben ona İpekle arandaki mesafeyi koru dediğim halde o koruyor mu?" Gözlerimi devirdim. Sıra Mertteydi.

"Ne yapabilirim? Aile dostumuz ve istemedende olsa yakınız. Sen ve Berk ayrılabiliyor musunuz?" Cevap vermiyordum. Bana hitap ederek konuşuyorlardı ama aslında birbirlerine söylüyorlardı. Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit hesabıydı.

"Bir kere siz kardeş gibi büyüdünüz. Hep yanyanaydınız o yüzden ayrılamıyorsunuz. Ama Mert ile İpek daha 4 yıldır tanışıyorlar." Berk'e baktığım da o da Mert ile Yağmur'u izleyip sırıtıyordu.

"Ailelerimiz yıllardır tanışıyor. Gidip kıza soğuk davransam ayıp olmaz mı?" Mert haklıydı.

"Olmaz" Yağmur da haklı sayılırdı. İpek'i tanırdım. İyi kızdı ama Mert'e karşı boş değildi. Her halinden belli oluyordu. Mert Yağmur'a döndü.

"Eğer bana biraz güvenseydin olabileceğini anlardın Yağmur" Mert son noktayıda koyup sınıftan çıktı. Her zaman böyle olurdu. İlk kızım sana söylüyorum gelinim sen işit hesabıyla kavga ederlerdi sonra içlerinden biri son noktayı koyup giderdi.

Yağmur'a aferin bakışlarımı atınca yüzü düştü.

"Ben ona güveniyorum. İpek'e güvenmiyorum" gülümsedim.

"Peki bi de şu yönden düşünelim. Annen 'sana güveniyorum ama çevrene güvenmiyorum diyince' ona ne diyordun?" İçini çekti.

"Ben gönlünü almaya gidiyim o zaman" gülümseyip başımı salladım.

"İrem böyle iyi bir arkadaşı varken, neden böyle birşey yaptı anlamıyorum" Berk'in laflarıyla gülümsemem soldu. İrem ile gayet iyi arkadaştık. Niye böyle yaptı benimde aklım almıyordu.

"Bilmem"

~~~

Hayatımda ikinci defa bu kadar sessiz bir akşam yemeği yiyordum. İrem'in yüzünden ailemle aramın bozulması en nefret ettiğim şeydi. Sessizlikten iyice sıkılmıştım.

"Ben doydum afiyet olsun" tam kalkıcaktım ki babam durdurdu. Tekrar yerime oturdum.

"Bak kızım biliyorsun asla seni üzecek bir şey yapmamayız. Biz, İrem ile hala tartıştığınızı bilmiyorduk." Gülümsedim.

"Biliyorum baba bilemezdiniz. Önemli değil üzülmeyin. Afiyet olsun size ben yukardayım." İkisi de gülümseyip başını sallayınca yukarı çıktım.

Ders çalışmak için masaya oturacağım sırada telefonum çaldı. Telefonun ekranında İrem yazısını görünce bi anlık şok yaşadım ama sonra toparlanıp telefonu açtım.

"Efendim"

"Doğa yardımına ihtiyacım var" İrem'in ağlayan sesini duyunca şaşırmadan edemedim.

"Ne oldu? Niye ağlıyorsun?" Hıçkırık sesleri kulağımda çınlarken dolabımdan hırka alıp giydim.

"Kafede bekliyorum. Lütfen gel. Sana ihtiyacım var"

"Ta-tamam bekle geliyorum" sesi cidden kötü geliyordu. Aşağı inip annemlerden izin istedim. Gelmek istediler ama onları engelleyip evden çıktım.

Kısa süre sonra kafenin önüne gelmiştim. İrem içerdeydi. Arkası dönüktü. Kapıyı açıp içeri girdim. Kafe fazla dolu değildi. Masaların arasından geçip İrem'in olduğu masaya oturdum. Makyajı akmış bir şekilde hala ağlıyordu. Zorda olsa yüz ifademi soğuk tutmaya çalışarak sakinleşmesini bekledim.

"Daha iyimisin?" Başını salladı. "Ee anlat ne oldu?" Başını kaldırıp bana baktı.

"Evden kaçtım" şaşırmış bir şekilde İrem'e bakarken gülmeye başladı. "Sabahki olay yüzünden tekrar aynı şeyleri yaşadık. Yine dövdüler" başını iki yana salladı. "Yarına izleri belli olur." Tekrar ağlamaya başlayınca içimden sarılmak geldi ama kendi mi tuttum. Bunların suçlusu kendisiydi.

"Bak özür dilerim her şey için özür dilerim. Ama kıskandım. Seni kıskandım. Ailenle arandaki bağı kıskandım. Seninde benim gibi biraz acı çekmeni istedim. Ama ailen üzerinde öyle bi etkin var ki sana güveniyorlar. Her şeyi elime yüzüme bulaştırdım." Ağlaması şiddetlenince yan masadakiler bize bakmaya başladı.

"Başka yerde konuşalım mı?" Başını sallayıp kalktı.

Beraber kafeden çıkıp Berk ile milkshake içtiğimiz parka yürüdük. Bu saatlerde park sakin olurdu. Konuşmak için güzel bir yerdi.

"Özür dilerim ben ger_" hızlı bir şekilde yürüyüp bir banka oturdum. Yaptığı o kadar şeyi bir kaç özürle unutturabilceğini sanıyorsa yanılıyordu. Yanıma oturunca ona döndüm.

"Bu yaptıklarını ben sana yapsaydım. Ne hissederdin İrem?" Başını eğince alayla gülümsedim. "İrem o kadar değiştin ki şuan yalan mısın yoksa gerçek misin bilmiyorum. Çünkü sana güvenmiyorum."

"Bak aslında okul başlayınca sizden özür dileyecektim ama Berk'e bakışlarından sonra.. Seni tanıyorum Doğa, bana yalan söyleyemezsin. Kimseye söyleyemezsin Berk'e karşı bir şeyler hissediyorsun. Okulun ilk günü bunu farkedince yine kıskançlığım beni ele geçirdi." Bir şey diyemeden sadece önüme baktım. İrem en yakın arkadaşlarımdan biriydi. O anlamayacaktı da kim anlayacaktı? "Berk'e aşıksın Doğa kabul et" başımı olumsuzca salladım.

"Berk'e aşık değilim İrem" elini omzuma koydu.

"Emin misin? Çünkü Berk'e olan bakışların öyle söylemiyor. Onu dinlerken, onunla konuşurken gözlerin ışıldıyor. Ben Berk'i kaybettim Doğa, sakın sen kaybetme. Sadece Berk'i değil hepinizi kaybettim. Özelliklede seni" İrem'e döndüm.

"İrem bizi kaybetmen de senin suçun bunun farkındasın değil mi?" Başını eğdi.

"Evet biliyorum ve o yüzden senden yardım istiyorum" kaşlarımı çatıp ona baktım. "Onları geri kazanmak istiyorum. Sizden sonra hiç arkadaşım olmadı"

"Ben sana yardımcı olamam İrem. Gidipte İrem bize böyle böyle yaptı ama olsun olur böyle şeyler affedelim diyemem. Ama şimdi kalacak bir yerin yoksa bizde kalabilirsin." Başını salladı.

"Teşekkür ederim" gülümseyip banktan kalktım. Eve doğru yürüken annemlere ne diyeceğimi düşünüyordum.

"Berk'e karşı bir şeyler hissediyorsun değil mi Doğa?" Aşıksın dediklerinde hayır değilim diyordum ama bu soru beni çıkmaza sürüklüyordu. Yalan söylediği mi anlardı. Cevap vermemeyi seçtim.

"Biliyordum. En yakın arkadaşımı tanıdığımı biliyordum." Başımı olumsuzca salladım. Şuan yaptığım şey çok saçmaydı. Düşmanımı evime götürüyordum. Onun ile hala arkadaş gibi konuşuyordum. Cidden yaptığım şey çok saçmaydı. Bir an önce eve gidip uyumak ve bugünü atlatmak istiyordum.

-----------------------------------

Umarım beğenmişsinizdir :) öncelikle bu kadar beklettiğim için özür dilerim. Aslında salı günü koyucaktım ama wattpade girip okuma sayısını takip etmeye bile vaktim olmadı.

11500 bakış sayısını görünce ne kadar sevindim bir bilseniz :D hepinize teşekkür ediyorum. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. :)

Continue lendo

Você também vai gostar

YABANİ De ᴛᴜɢ̆ʙα_

Literatura Feminina

3.5M 77K 25
• Daddy issues • || Mardin'den Kaçış Serisi: I || * Kurgu ve isimler değiştirildi. "Bazen evler, dört duvar olmaz." Kadın küçücüktü fakat adamın k...
KARMAŞIK De ✮⋆˙

Literatura Feminina

559K 35.2K 12
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı. Babası ve abisi tarafından evin hizmetlisi gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri g...
221K 9.6K 39
Twitch yayıncısı Meriç Dağdelen'in valorant oynadığı 5'li den birinin İnternetinin gitmesi üzerine 5. Kişinin kim olacağını oyun belirler. Eğlencesin...
Aşiret Paket De Zeynep.

Literatura Feminina

377K 20.7K 46
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...