Kalbim Senin (Tamamlandı)

By serabss

1.1M 44.4K 5.6K

"Neden böyle bir şey yaptın Yiğit abi ?" "Senin için Derin. " "İyi de neden? Neden benim için hayatını mahvet... More

Tanıtım
1 . BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
ALINTI
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
ALINTI
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
FİNAL

26. BÖLÜM

19.2K 688 152
By serabss

Sürprizzzzzzz

Biliyorum sınır koymuştum ama işte dayanamayıp yayınladım. Ama bunun başka bir sebebi de siz bu kitapta Derin ve Yiğiti okumak istiyorsunuz bunu biliyorum. Bu yüzden de bu bölümde daha çok Zeynep ve onun evliliği geçtiği için bende yayınlamak istedim. Ve bir şey daha var ki belik siz olayın bu kadar çabuk gelişmesini tuhaf bulabilirsiniz ama Zeynepin olayını bir önce bitirmek istediğim için böyle oldu bu yüzden kusura bakmayın. ve hepinize keyifli okumalar.

Zeynep'ten

İki gündür olduğu gibi bu gün de güne gözlerimi rüyamda duyduğum bebek sesi ile açtığımda yine kan ter içinde kalmıştım.  Yine rüyamda bir bebek yattığı beşiğin içinde ağlarken ben ona bakmayıp ordan gidince bir anda bebeğin sesi kesiliyor arkamı dönüp baktığımda ise beşiği kanlar içinde görüyordum ve iki gündür aynı rüyayı görmek zaten bozuk olan psikolojimi daha berbat bir hale getirmişti. 

Yavaşça yatağımdan kalkıp odamdaki banyoya girdiğimde yüzüme bir kaç defa su çarptıktan sonra biraz kendime geldiğimde aynadaki görüntüme baktığım zaman iki günde resmen çöktüğümü görüyordum. Evet iki gün oluyordu hamile olduğumu öğreneli ve benim bu bebeği doğurmam imkansız olduğu için ilk öğrendiğim gün bir arkadaşım aracılığıyla özel bir hastaneden randevu almıştım bu gün için ama işte iki gündür gördüğüm rüyalar yüzünden vicdan azabı çekiyordum. 

Ellerimi yavaşça karnıma koyduğum zaman gözyaşlarım benden bağımsız akmaya başladığında tişörtümü kaldırıp sanki onu daha iyi hissedebilecekmiş gibi ellerimi karnımın üstünde birleştirip  beni duyacak gibi onunla konuşmaya başladım.

"Biliyorum bana kızgınsın ama lütfen anla beni ben yapamam bunu doğuramam seni.  Hem diyelim ki doğurdum seni o zaman her şey daha zor olur.  Babasız büyümek zorunda kalırsın gerçi sadece babasız olsan yine iyi ama bütün ailem dışlar beni dayıların yüzüne bile bakmaz deden anneannen bütün bunlara ne sen dayanabilirsin ne de ben bu yüzden bunu yapmak zorundayım lütfen anla beni biliyorum sende gitmek istemiyorsun bunu rüyalarıma gelmenden anlayabiliyorum lütfen anla beni"

Kelimeler boğazımda düğümlenip artık konuşamadığım zaman susup sanki onu son defa okşamak istercesine ellerimle onu okşadıktan sonra zorda olsa ellerimi çekip odama girdiğim zaman üstümü değişip aşağı indim. Mutfağa geldiğim zaman annem sofrayı hazırlamıştı. 

"Günaydın anne"

"Günaydın kızım. Nasıl oldun iyi misin biraz daha "

Annemin sorusu ile gözlerim yine dolunca hızla arkamı dönüp sofraya yardım etmeye başladığımda aileme yalan söylediğim için vicdanım sızlıyordu. İki gündür odadan çıkmayıp aileme hasta olduğumu söylemiştim. 

"Günaydın güzel bayanlar "

"Günaydın hayatım"

"Günaydın baba"

"Nasıl oldun kızım iyileştin mi biraz?"

"Evet daha iyiyim "

Hep beraber sofraya oturduğumuzda kahvaltımızı etmeye başladığımız zaman annem yemeğini yiyip çamaşırları makineye atmak için kalkarken babam da dükkana gitmek için evden çıktığında ben de sofrayı toplayıp bulaşıkları da yıkadıktan sonra saate baktığımda ona geldiğini görünce on buçuk da randevum olduğu için odama gittiğimde kapıyı açtığım zaman annemin yatağımda oturmuş ağladığını görünce şaşkınca yanına ilerlediğim zaman elinde test çubuğunu görünce o an anladım olanları ve içimden kendime binlerce kez lanet ettim.  Çünkü ben o gün bütün testleri attığımı sanıyordum. 

"Neden?"

Annemin sorusu ile başımı önüme eğip bi şey söylemediğim zaman annem daha da sinirlenip oturduğu yerden kalkıp kollarımı tuttuğunda da yine susutum.

"Neden diyorum sana neden böyle bir şey yaptın nasıl bu duruma geldin Zeynep? Bunu  bize nasıl yaptın? Konuş Zeynep konuş yoksa kafayı yiyeceğim"

"Anne inan ki isteyerek olmadı"

"Zeynep ne demek isteyerek olmadı? Ben senin bana bu testin yanlış olduğunu söylemeni beklerken sen gelmiş bana ne söylüyorsun bu doğru mu yani sen hamile misin"

"Evet"

"Zeynep sen ne yapıtın? Bunu bize nasıl yaptın?"

"Anne yalvarırım dinle, bende iki gün önce öğrendim bu gün de gidip aldıracaktım"

"Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Aldırmak da ne demek oluyor sen nasıl kıyarsın masum bir bebeğe?"

"Anne başka bir yolu yok mecburum buna hem babam öğrenirse-"

"Kes sesini, şimdi sana tek bir soru soracağım bu bebeğin babası kim?"

"Anne lütfen"

"Sana bir soru sordum ZEYNEP"

"Serkan"

"Hangi Serkan ?"

"Serkan Balcı"

"Sakın bana bunun düşündüğüm kişi olduğunu söyleme"

Cevap verecek yüzüm olmadığı için susunca annem bi an yerinde sendelediği zaman onu tutacağım esnada buna izin vermeyip kendini çektiğinde onun gözlerine baktığımda bir anda yüzüme gelen tokat ile başım yana düşerken tuttuğum yaşlar artık bağımsızlığını ilan etmişti. 

"Allah seni bildiği gibi yapsın Zeynep nasıl yaptın bunu? O adam abine yengene neler yaptı, sen nasıl yaptın bunu onlara?"

"BEN ÇOK MU İSTERDİM BÖYLE OLMASINI? AMA OLDU İŞTE HEM SEN BENİM NELER YAŞADIĞIMI NERDEN BİLİYORSUN DA GELMİŞ BANA BUNLARI SORUYORSUN? AMA DUR BEN ANLATAYIM SANA BEN NEDEN BU HALDEYİM BİLİYOR MUSUN SENİN OĞLUN VE GELİNİN YÜZÜNDEN"

"Sen neler söylediğinin farkında mısın?"

"EVET FARKINDAYIM ANLATAYIM SENDE DİNLE VE SENDE FARKINA VAR. SERKAN BENİM PEŞİME ABİMDEN İNTİKAM ALMAK İÇİN DÜŞMÜŞ ÖNCE BENİMLE SEVGİLİ OLDU BANA YAKIN DAVRANDI. BEN DAHA ONUN NE OLDUĞUNU BİLE BİLMEZKEN ONUN KİM OLDUĞUNU BİLE BİLMEZKEN BENİM DUYGULARIMLA OYNAYIP BENİ BİR KENARA ATTI SEN BİLİYOR MUSUN BUNLARI?"

"Sen-"

"Ben ya ben iki gündür Allaha canımı alması için dua ederken tüm bunlar benim başıma bir suçum yokken gelmişken sen gelip de bana burada bağıramazsın. Tamam benim de suçum var onunla birlikte olmam gerekirdi ama işte bir anlık boşluğuma geldi."

Artık güçsüz kaldığımda ağlamakdan da gözlerim kararmaya başladığında kendimi boşluğa bıraktığım zaman son hatırladığım şey annemin çığlıydı.

*****

Yavaş yavaş gözlerim açtığım zaman karşılaştığım hastane odası ile en son olanlar aklıma geldiğinde neden burada olduğumu anlamıştım. Kafamı çevirip yan tarafa baktığım zaman annemin koltukta uyduğunu gördüm.  Ses çıkarmayıp pencereye baktığımda akşam olduğun gördüm. Odanın kapısı açıldığında babam içeri girdiğinde annem uyanmıştı. 

"Selda yarın sabah altıya bilet aldım ona göre hazırlanın"

Babam yüzüme bile bakmayıp odadan çıktığında annemin her şeyi anlatmış olduğunu anladığımda artık her şey için çok geç olmuştu. Bundan sonra olacakları kestiremiyordum.

*******

Derin'den 

Karşımızda ki görüntüye Yiğit gibi bende şaşkınca baktığım zaman Kerem bey hiç bir şey söylemeyip içeri girdi. Arkasından Selda Hanım en son da Zeynep içeri girdiğinde kapıyı kapatacakken Eymen abilerin geldiğini görünce onları da içeriye aldıktan sonra kapıyı kapattığımda işin ne kadar ciddi olduğunu anlamıştım.  Herkes içeri geçtikten sonra bende yavaşça içeri girip bir koltuğa oturduğumda ortamda ölüm sessizliği hakimken bu duruma daha fazla dayanamamış olmalı ki Yiğit konuşmaya başladı.

"Baba neler oluyor?"

"Bende bu soruyu bekliyordum Yiğit biliyor musun?"

"Ne diyorsun baba anlamıyorum"

"Diyorum ki sen nasıl abisin lan kardeşin senin intikamın yüzünden ne hallere gelmiş haberin var mı senin?"

"Baba sen neler söylüyorsun?"

"Diyorum ki kardeşini o Serkan şerefsizi aklına girip kirlettiği zaman neredeydin lan?"

Kerem baba sözünü bitirdiğinde herkes duyduğu ile şaşkınca öylece kalırken Yiğit'in boynundaki damarlar sinirden belirginleşirken Eymen abi ise oturduğu yerden kalkıp o da babasının karşısına geçmişti. 

"Yiğit ne diyor lan babam ne demek oluyor bunlar?"

"Senin kardeşin karısının intikamını alırken Serkan da kendi intikamını almış ve kız kardeşine el uzatmış hatta el uzatmakla kalmamış kız kardeşini hamile bırakmış gözün aydın Yiğit dayı oluyorsun."

Bu sözlerin ardından ben dahil herkes Zeynebe baktığında Zeynep başını önüne eğmiş ağlıyordu. Bu durumu önceden biliyordum evet ama hamile olduğundan benim de yeni haberim olmasına rağmen kimseyi umursamayıp gidip Zeynebe sarılıp ona bir nebze de olsa destek olmaya çalıştım.

******

Yiğit duyduğu şeylerin kötü bir kabus olması için dua ederken Serkanı eline geçtiği yerde öldürmek için and içiyordu.  Bu sırada da ondan bir farkı olmayan Eymen Serkan dan önce hıncını Yiğitten hıncını almak için kimse ne olduğunu anlamadan yumruğunu Yiğitin yüzüne indirmişti.

"Bak lan bak. Bak da gör maarifetlerini"

Eymen Yiğitin kafasını tutup Zeynebe doğru çevirdiğinde Yiğit kardeşinin yıkılmış görüntüsünü görünce içinden kendisine lanet etmişti. Hızla abisinin elini itip konuşmaya başladı.

"Ne demeye çalışıyorsun abi sen, ben mi istedim böyle olmasını bunu yapacağı aklımın ucundan bile geçmedi. "

"Geçecekti, yaptığın her şeyin sonuçların düşünüp öyle yapacaktın. "

Kerem bey oğullarının karşısında daha fazla birbirine düşmesine izin vermeyip söze girdi.

"İkinizde kesin sesinizi olan olmuş bunda sonra size düşen o şerefsizi bulmak  olacak. "

"Evet haklısın baba onu bulup kardeşime yaptıklarının hepsinin hesabını soracağım ona."

"Öyle bir şey olmayacak Yiğit, Serkanı bulacaksınız evet ama dövmek için değil Zeyneple evlendirmek için."

"Baba sen neler söylüyorsun?"

"Son sözüm bu Yiğit. Şimdi abinle beraber gidip o şerefsizi bulun ve yarın akşam ailesini alıp buraya gelmesini söyleyin."

Yiğit yine itiraz edecekken Kerem bey kimsenin bi şey söylemesini istemediği için odasına gittiğinde Selda hanım da onun arkasından gitti. Salonda diğerleri kalınca Yiğit zorda olsa yavaş adımlara Derine sarılı bir şekilde ağlayan Zeynebin yanına yaklaştı. Derine ordan kalkmasını işaret edince Derin kalktığı zaman Yiğit kardeşinin yanına oturup ona sıkıca sarıldığında Zeynep daha çok ağlamaya başlamıştı.

"Özür dilerim, özür dilerim biliyorum buna hakkım yok ama lütfen affet beni ben bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim. Lütfen affet. " 

"Abi lütfen konuşma böyle zaten utanıyorum daha fazla utandırma "

"Şşşh deme böyle sen utanacak bir şey yapmadın sana bu şerefsizliği yapan utansın."

Yiğit daha fazla konuşamayacağını anlayınca Zeynebin başına bir öpücük kondurup evden çıktığında Eymen de Zeynebe sıkıca sarılıp alnına öpücük kondurduktan sonra Yiğitin peşinden çıkmıştı.  Dışarıya çıktığında Yiğitin deli dana gibi bahçede dolandığını görünce gidip elin omzuna koyarak kendisine bakmasını sağladıktan sonra konuştu.

"Tamam sakin ol şimdi gidip o şerefsizi bulacağız şu an için tek amacımız o ben merkezden arkadaşları arayıp bulmaların isteyecem bir kaç dakikaya kalmaz  elimizde olur. "

Eymen telefonunu çıkarıp arkadaşını arayıp gerekli tüm bilgileri verdikten sonra arkadaşı bulunca ona mesaj atacağını söyledikten sonra telefonun cebine koyup Yiğite söyledikten sonra Yiğitin arabasına binip sahile gittiklerinde ikisi de konuşmadan öylece oturuyorlardı. 

Aradan geçen yarım saatin sonuda mesaj geldiğinde Eymen mesajdaki adrese baktığında buranın şehrin dışındaki otel olduğunu görünce hemen Yiğite de adresi  söyledi.  Yiğit hızla arabayı gidecekleri yere doğru sürmeye başladığında ikisi de sabrının son demlerindeydi. 

Yaklaşık yarım saat sonra otele geldikleri zaman hemen arabadan inip resepsiyona doğru ilerleyip Serkanın oda numarasını sordular. Vakit kaybetmeden yukarı odanın önüne geldiklerinde Yiğit kapıya yumrukların indirmeye başladığında Serkan ise  kimin böyle alacaklı gibi kapıyı çaldığını merak edip kapıyı açtı.  Karşısında Yiğiti görmeyi hiç beklemezken yüzüne inen yumruk onu gerçek hayata döndürmüştü. 

"Ne oluyor lan?"

"Kes sesini lan şerefsiz. Ulan sen adam mısın? Lan sen ne hakla benimle olan derdine gidip kardeşimi karıştırırsın lan sen? Bu defa öldüreceğim seni."

Yiğit ikinci yumruğu Serkanın yüzüne indirdiğinde Eymen Yiğiti Serkanın üstünden çekmişti.

"Abi bırak Allah aşkına bırak da öldüreyim bunu dünya bir pislikten kurtulsun."

"Yiğit şu an ben de en az senin kadar sinirliyim ama olmaz bu defa olmaz."

Eymen Serkanı yerden kaldırıp onu yatağın üstüne oturttuktan sonra kendisi de karşısına geçtiğinde Yiğit ise abisinin arkasında duruyordu.

"Bak delikanlı şimdi söyleyeceklerimi kulakların açıp iyice dinle, şimdi buradan berber çıkıyoruz ve sizin eve gidiyoruz anne ve babana durumu anlatıyorsun diyorsun ki ben bunların kızını köpek gibi seviyorum ve evlenmek istiyorum-"

"Allah Allah altı üstü bir kere birlikte olduğum kız için hayatımı karartamam kimse kusura bakmasın hem zorla olan bir şey değildi kardeşiniz de istedi isterseniz  ona sorun."

"Lan bak senin gebertirim düzgün konuş."

Yiğit Serkanın üstüne giderken Eymen buna engel olup kardeşini sakinleştirdikten sonra yine ve son kez Serkanla adam gibi konuşmaya başladı.

"Şu an seni dövmemek için kendimi zor tutuyorum bu yüzden şansını zorlama o yüzden dediklerimi yapman senin için daha iyi."

"Boşa yormayın çenenizi evlenmem."

Eymenin artık sabrı taştığında Serkanın yüzüne yumruk atıp onun yere düşmesini sağladıktan sonra yakasında tutup konuştu.

"LAN BAK DELİRTME BENİ, ULAN KIZI HAMİLE BIRAKMIŞSIN LAN HAMİLE. "

"NE?"

"Yaa kalırsın öyle, bu yüzden en geç yarına kadar süre ya aileni alıp yarın akşam bize Zeynebi istemeye gelirsiniz ya da sen iğne deliğine bile girsen gelir seni bulur kafana sıkarım."

Eymen Serkanın yakasını bırakıp kapıya doğru ilerlemeye başladığında bi şey unutunca geri dönüp son sözünü de söyledikten kardeşiyle beraber çıkmıştı ordan.

"Bu arada ailen de dahil Zeynebin hamile olduğundan kimsenin haberi olmayacak yoksa yiğenim babasız kalır demem öldürürüm seni."

Yiğit ve Eymen otelden çıktıktan sonra beraber arabaya binip eve doğru gitmeye başladıklarında evin önüne geldiklerinde Eymen arabadan inerken Yiğitin inmediğini görünce ona baktığında Yiğit konuşmuştu.

"Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var abi sen git ben sonra gelirim."

"Sen bilirsin koçum ama çok geç kalma."

"Tamam."

Eymen içeri girdikten sonra Yiğit arabayı sahile doğru sürdükten sonra sahile geldiğinde arabadan inmeyip öylece otururken içinde tutuğu bütün sinirini önündeki direksiyondan çıkartmak ister gibi üst üst yumruklarını indirmeye başladı.

"ALLAH BENİ KAHRETSİN. HER ŞEY BENİM YÜZÜMDEN OLDU. O DAHA KENDİSİ KÜÇÜK ONU SEVMEYEN BİR ADAM İLE EVLİLİK, BİR DE BEBEK . BÜTÜN BUNLAR BENİM YÜZÜMDEN. ALLAH BENİM BELAMI VERSİN"

Biraz sinirleri yatıştıktan sonra gözyaşlarını sildikten sonra öylece durup denizi izlemeye başlamıştı kafasında milyonlarca düşünceyle birlikte orada öylece otururken zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişti ta ki telefonu çalıncaya kadar. Baktığı zaman Derin in aradığın görünce telefonu sessize aldıktan sonra saate baktığında yedi olduğun görünce arabayı çalıştırıp eve doğru sürmeye başladı. Evin önüne geldiğinde derin bir nefes alıp arabadan indikten sonra kapıyı çaldığında bir kaç dakika sonra kapı açıldığında onu karşısında gören Derin hızla sarılmıştı boynuna.

"Yiğit çok merak ettim seni, aradım açmadın çok korktum."

"Kafam dağılsın diye sahile gitmiştim."

Derin Yiğitten ayrıldıktan sonra yanağına öpücük kondurup geri çekildiğinde Yiğit de içeri girmişti. Üstünü çıkardıktan sonra Derinle birlikte mutfağa girdiğinde masada sadece annesi ve babası vardı. Onlara afiyet olsun deyip yerine oturduğunda Derin ona yemek koymuştu. 

"Abimler nerde?"

"Asya ablanın biraz sancısı olunca Eymen abi önce doktora götürdü ardından eve götürdü dinlenmesi için "

"İyi mi yengem şimdi?"

"İyi iyi az önce konuştum.  Küçük yaramaz halasına üzülmüş biraz ama iyiymiş."

"Çok şükür."

Yiğit yemeğini yemeye başlarken babası sofradan kalkıp odasına gidince annesi de babasıyla birlikte gitmişti. Masada ikisi tek kalınca Yiğit asıl merak ettiği kişiyi sormuştu.

"Zeynep nasıl?"

"Nasıl olsun ki zorla bir iki lokma bir şey yedirdim şimdi de uyuyor."

"Hepsi benim yüzümden. "

"Hayır. Tek suçlu benim ben en başında Serkan ile evlenseydim bunların hiçbiri olmayacaktı. "

Derin ağlamaya başlayınca Yiğit Derin in de artık sinirlerinin bozulduğunu anlayınca onu kollarının arasına çekip sarılmıştı.

"Şşşşh Derin sakın olanlar için kendini suçlama o şerefsizin böyle bir şey yapacağını kimse tahmin etmezdi"

"Ama Yiğit-"

"Derin lütfen konuşmayalım bunları."

"Tamam."

Yiğit yemeğini yedikten sonra Zeynebe bakmak için çıkarken Derin de mutfağı toparlamıştı. Yiğit Zeynebin odasına geldiğinde kapıyı çalıp beklediği zaman ses gelmeyince onun uyduğunu düşünerek tam gideceği esnada vazgeçip kapıyı yavaşça açarak içeriye girdi. Eğer Zeynebi görmese içi rahat etmezdi çünkü. Yatağın yanına yaklaştığında Zeynebin uyuduğunu görünce başucuna oturup saçlarını okşamaya başladığında bir yandan da özür diliyordu.

"Özür dilerim meleğim. Hepsi benim yüzümden oldu lütfen affet beni"

Yiğit bir süre Zeynebi izledikten sonra tam odana çıkmak için kalktığı esnada kolunu tutan Zeynebin eli ile kafasın çevirip ona baktığında Zeynep yaşlı gözlerle ona bakıyordu. 

"Abi bu gece yanımda uyur musun?"

"Uyurum tabi meleğim sen yeter ki iste"

Zeynep abisine gülümseyip yatakta yana kayarak abisine yer açıktan sonra Yiğit gidip uzanmış ve Zeynebi kolları arasına alıp sımsıkı sarılmıştı. 

Derin mutfakta işi bitince Yiğiti merak ederek odaya çıktığında orada olmadığını görünce onun Zeynebin odasında olacağını tahmin ederek yavaşca Zeynebin odasının kapısını açtıktan sonra iki kardeşin birbirine sıkıca sarılmış bir şekilde uyuduğunu görünce gülümseyip yanı yavaşlıkla kapıyı kapatıp oda kendi odasına geçtiğinde yarın çok zor bir günün onları beklediğini bildiği için o da yatağına uzanmıştı.

******

Salondaki herkes gergin bir şekilde birazdan gelecek olan misafirleri beklerken aslında hiçbiri bu evliliğin olmasını istemiyordu ama işte hayatta her şey bizim istediğimiz şekilde ilerlemiyor bu yüzden de bu evliliğin gerçekleşmesi gerekiyordu.  Herkes kafasındaki farklı düşünceler ile boğuşurken Asya bir anda inleyince Eymen hemen yanında oturan karısında dönmüştü. 

"Noldu Asya sancın mı var yine?"

"Hayır haylaz oğlun tekme atıyor."

Eymen bu duruma gülümseyip elini Asyanın karına koyduğunda oğlu sanki babasını hissetmiş gibi yine tekme atınca ikisi birlikte gülmüştü. Onlar böyle çocuklarının tekmesini hissedip gülerken Zeynep de onlara baktığı için istemsiz bir şekilde onun da eli karına gittiğinde daha iki gün önce aldırmak zorunda kaldığı bebeğinin ne zaman tekme atacağını merak etmeye başlamıştı.
Herhalde annelik böyle bir şeydi.

Bir süre eli karnında öylece durduktan sonra kapı çaldığında gergin bir şekilde yerinden kalktığında onunla beraber Derin ve Yiğit de kalkıp kapıya doğru ilerlemişlerdi kapının önüne gelip derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı açtığında karışısında Serkan anne ve babası bir de küçük kardeşini görümüştü. Hoşgeldiniz deyip içeri buyur ettiğinde onlar içeri girerken Serkan elindeki çiçek ve çikolatayı Zeynebe uzatmıştı daha doğrusu atmıştı desek daha doğru olurdu. Zeynep elindeki çiçeği ve çikolatayı vestiyere koyduktan sonra kapıyı kapatıp içeri geçerek bir köşede oturmuştu.

"Hoşgeldiniz Salih bey nasılsınız?"

"Hoşbulduk Kerem bey iyiyiz sizler nasılsınız?"

"Bu günümüze şükür ediyoruz işte."

Konuşma bir süre daha böyle havadan sudan konuşarak geçerken Selda hanım da Serkanın annesi ile bir kaç kelam etmişti ama kadının bu durumu istemediği o kadar belliydi ki konuşurken bile sanki sözleri ve bakışlarıyla Selda hanımı dövecekti. Selda hanım kadının konuşmak istemediğini anlayınca daha fazla üstüne gitmeyerek susup yanında oturan Zeynebe kahveleri yapmasını işaret verdikten sonra Zeynep ve Derin mutfağa doğru ilerlerken Serkan geldiğinden beri yaptığı şeyi yaparak Derini izlemeye devam etmişti mutfağa gidene kadar.

Derin ve Zeynep kahveleri yaptıktan sonra mutfaktan çıktıkları zaman Zeynep kahveleri dağıtmaya başladığında Derin de Yiğitin yanına oturdu. Yiğit Derinin ellerini tutunca Derin şaşkınca Yiğite bakıp ellerini çekmek istediğinde Yiğit öldürcü gözler ile Serkana bakarken buna engel olmuştu. 

"Eee Kerem bey yavaş yavaş sadede gelmek istiyorum. Bizim oğlan sizin kızı deli gibi seviyor nasıl oldu hangi ara oldu inanın ki bende bilmiyorum ve şaşkınım üstelik önceden yaşananlar da ortadayken ama işte gençleri anlamak zor iş. Neyse sözün kısası Allah'ın emri peygamberin kavli ile kızınız Zeynebi oğlum Serkana istiyoruz."

"Valla Salih bey ne denir ki gençler birbirlerin görmüşler beğenmişler bize de bu saatten sonra evet demekten başka çare kalmıyor ne diyelim Allah hayırlı uğurlu etsin."

"Amin."

Bu sözlerden sonra her şey sanki hızlandırılmış gibi bir anda olup biterken Zeynep elindeki alyansa bakıyordu. Artık her şeyin sonu gelmişti belki de ömrü boyunca onu sevmeyen bir adamla evli olacaktı fakat bundan daha kötü bir şey vardı ki onu sevmeyen ama yengesini seven adamla evli olacak olması.

"Kerem bey ben diyorum ki bu işi fazla uzatmayalım  bir ay sonrası için düğünü yapalım."

"Olur yapalım zaten bu işler bekletmeye gelmez."

Serkan ve ailesi bir süre daha oturduktan sonra kalkıp evlerine gittiklerinde onlardan beş dakika sonra da Eymen eşini alıp evine gitmişti. Evde kalan aile üyelerinde herkes kendi odasına çekilirken Derin de mutfağı topladıktan sonra o da odaya Yiğitin yanına gitmişti. 

Odaya geldiğinde ilk önce üstünü değişip dişlerini fırçaladıktan sonra yatakta uzananan Yiğitin yanına o da uzanmıştı. Yiğit yanına uzanan Derini kollarının arasına aldıktan sonra bir süre öylece sarılı kalırken Derin Yiğitin konuşmaya ihtiyaç duyacağını düşünerek onunla konuşmaya başladı.

"Hayatım nasıl hissediyorsun kendini sonuçta kısa bir süre sonra hem dayı hem amca olacaksın."

"Bilmiyorum bir yanım dayı olacağım için havalara uçarken diğer yanım yiğenimin babasının o şerefsiz olacağını hatırladıkça deliye dönüyorum. Sonra bir de kardeşim geliyor aklıma onun istemediği bir evlilik gerçekleştirecek olması geliyor aklıma daha çok sinir oluyorum. Yani anlayacağın ne yapacağımı ne hissedeceğimi bilmiyorum."

"Seni anlayabiliyorum Yiğit ve keşke elimden gelen bir şey olsa da sana yardım edebilsem inan seni böyle gördükçe bende çok üzülüyorum."

"Derin sen iyiki benim yanımdasın senin varlığın bile beni mutlu etmeye yeterken sakın bana bir yararın yokmuş gibi düşünme. Sen yanımda ol ben bütün zorlukları bir şekilde atlatırım."

"Ben senin yanıdayım Yiğit her zaman"

"Biliyorum"

"Uyuyalım mı artık çok uykum var benim bi de yarın erken saatte dersim var""

"Uyuyalım meleğim iyi uykular"

"Sanada"

*******

Bir ay sonra

Zeynep aynadaki görüntüsünü izlerken üstündeki gelinliğin normalde onu mutlu etmesi gerekirken bu gün onu tam aksine daha da mutsuz ediyordu. Her genç kızın hayali olan şey Zeynep için bir kabusa dönüşmüştü. Tabi bunda Serkanın konuşmalarının etkisi çok büyüktü çünkü bu geçen zaman da ne kadar bir araya gelseler hep Zeynebi aşağlamış sürekli ağlamasına neden olmuştu.

Aslında Zeynebi asıl üzen bu hakaretler değildi. Onu asıl üzen şey sürekli bebeği hakkında onu sevmeyeceğine ona sevgi göstermeyeceğine dair konuşmasıydı ki bu Zeynebi her şeyden çok yaralamıştı. O bütün bunlara bebeği için katlanırken onun bunları söylemesi Zeynebin işinin ne kadar zor olduğunu gösteriyordu.

"Hazır mısın Zeynep?"

"Hazırım Derin"

"Tamam o zaman ben çıkıyorum salona gideceğim birazdan gelirsiniz sizde"

"Tamam"

Derin odadan çıkıp devletlilerin yanına ilerlerken Yiğitte onun yanına gelince beraber salona girip gelen misafirlere tek tek hoşgeldiniz deyip masaları dolaşmışlardı. Bir süre sonra Zeynep ve Serkan kol kola salona girince onlarda yerlerine oturup izlemişlerdi.  Onlar yerlerin oturduktan sonra gelen nikah memuru nikahı kıydıktan sonra misafirler kalkıp oyun oynarken düğün devam etmiş en sonunda da bitmişti. Herkes gittikten sonra sadece iki aile kalınca Zeynep ailesine sıkıca sarıldıktan sonra Serkanla beraber arabaya bindiğinde her şey bitmişti artık. 

Zeynep gittikten sonra herkes evine dağılırken eve yorgun argın gelen aile üyeleri de odalarına gidip uyumuşlardı ama hepsini aklının bir köşesinde Zeynep vardı. 

*****

Derin sabah çalan alarm ile gözlerini açtığında önce alarmı kapatmış sonra da yerinden kalkmak istediğinde belindeki kollar buna engel olmuştu. Çünkü Yiğit her sabah olduğu gibi bu sabah Derine sıkıca sarılmıştı. Yiğitin kollarını çözüp kalkmak istediğinde Yiğit buna engel olmuştu.

"Yiğit bırakır mısın kalkmam lazım."

"Hayır bırakamam ben seninle biraz daha uyumak istiyorum."

"Yiğit biliyorsun ki annenler burada ayıp olacak onlara."

"Hiç bir şey de olmaz biz evliyiz ve her evli çift gibi bizim de geç uyanma hakkımız var."

"O nasıl laf öyle ya evli çiftler geç mi uyanıyor?"

"Evet. "

"Allah allah benim niye bundan haberim yok"

"Çünkü biz daha o aşamaya gelmedik de ondan "

"Yaa Yiğit ne diyorsun sen ne aşaması?"

Yiğit Derinin tatlı sesi ile gözlerin açtıktan sonra Derini tek hamlede altına alarak o daha ne olduğunu anlamadan dudaklarından sabah öpücüğünü aldıktan sonra konuşmuştu.

"Şimdi hayatım biz seninle bir kere birlikte olduk onun sabahında da bir sürü olay olduğu için sen bilmiyorsun ama bak şimdi senin bu zeki ve yakışıklı kocan seni hemen aydınlatacak. Bak hayatım evli insanlar bizim yaptığımız şeyi yaptıkları için yorgun-"

Yiğit sözünü tamalamadan Derin onun ne demek istediğin anlayınca elleriyle dudaklarını kapatıp buna engel olmuştu. Zaten utanıyordu bir de Yiğitin ağzından duyup daha fazla utanmasına gerek yoktu. 

"Arsızsın Yiğit arsız. Çekil üstümden aşağı inip kahvaltı hazırlayacağım."

Yiğit gülerek Derinin üstünden kalktıktan sonra Derin hızla ona bakmadan odadan çıkıp mutfağa inmiş kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. Kahvaltı hazırladıktan sonra Selda hanım ve Kerem bey gelip sofraya oturduklarında Yiğit de gelip oturmuştu sofraya ve hep beraber kahvaltı etmeye başlamışlardı.

"Yiğit hadi oğlum çabuk ye de bizi havaalanına bırak "

"Ne diyorsun baba sen."

"Bizi havaalanına bırak diyorum."

"Baba bilmem biliyor musun ama daha düğün biteli iki gün oluyor."

"Biliyorum oğlum. Ama yeter bu kadar zaten yedi düvene yeterince rezil olduk ben daha fazla kaldıramıyorum olanları insanların ağzı torba değil ki büzesin herkes senin olayından sonra bu olanlara anlam veremiyor ve arkamızdan konuşup duruyor."

"Baba sen ne bakıyorsun millete konuşur konuşur susarlar"

"Oğlum sen daha gençsin bu olanların bir baba için ne kadar zor olduğunu bilemezsin o yüzden bizim gitmemiz daha iyi."

"Baba ama-"

"Yiğit hadi ye yemeğini birazdan abinler de gelir"

"Abimin haberi var mıydı?"

"Hayır ona da biraz önce haber verdim"

Yiğit ne dese babasına fayda etmeyeceğini bildiği için susup yemeğini yedikten sonra abisi de gelince beraber anne babalarını götürüp havaalanına bıraktıktan sonra Eymen evine giderken Yiğit de evine gelmişti.  Gün boyu Derinle beraber vakit geçirmişti akşam olduğunda televizyonun karşısına geçtiklerinde ikiside birbirine sarılmıştı. İzledikleri dizi bitince beraber odaya çıkıp uyumuşlardı.

Evet bölüm bitti inşallah beğenirsiniz.

Arkadaşlar bu arada ikinci bir kitap yazıyorum ve sizden ona da bir göz atmanızı rica ediyorum inanın beni çok mutlu edersiniz sizleri orada da görmek istiyorum ve sizi seviyorum

Sevgiyle kalın

Sınır: 120 oy 50 yorum

Continue Reading

You'll Also Like

17.5K 1.5K 23
Eski adı ; okumak isteyen genç bir kız ve genç bir aşiret ağası dilan ın ailesi dilanın okumasını istemediğin den dolayı dilanın evden kaçıp Baykan...
5.5M 186K 99
Basit bir TikTok akımı en fazla ne sonuçlar doğurabilir ki ?
4.4M 329K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...
3.5M 77.6K 29
Gökalp mahallesinde sonsuz aşkın ateşiyle kavrulan iki ayrı ruh... Almina, geçmişi acılarla dolu küçük bir kadındı. Bir gün ansızın yaşadığı şehir o...