Cam kenarındaki sırama oturmuş, hep yaptığım gibi kitabımı okurken yanıma Çınar oturdu.
Yanımda yayılarak oturan Çınara şaşkınca baktım. Notlar için mi gelmişti acaba?
"Daha not çıkarmadım. Çıkarayım atarım. "
"Onun için gelmemiştim. "
Anladım dercesine kafamı salladım.
"Haaa."
Onun için gelmediyse neden gelmişti ki?
"Neden geldin ki o zaman? "
"O kadar kişi içinde yalnız olmaktan sıkılmışsındır. "
"Haaa."
Beni mi düşünmüştü yani? Gerçekten mi?
"Ne? "
Gülümsedi.
"Alem adamsın Umut ya. "
Öyle miydim? Kesin şu an çok tuhaf davranıyordum. Ne yapacağımı şaşırmam normaldi ama. Ayrıca parfümü acayip güzel kokuyordu. Aşırı baharatlı değildi, hafif odunsuluk vardı.
"Parfümün güzelmiş. "
Lakostunu tutup koklamaya çalıştı. Kahkaha attım.
"Oğlum senin burnun alışmıştır, alamazsın öyle kokuyu. "
"Doğru." Dedi ve güldü. Sonra da ayağa kalktı.
"Kantine iniyorum gelecek misin? "
"Olur.Bekle paramı alayım. "
Hızla çantamın ön gözünden parayı aldım ve beraber kantine indik.