Kalbim Senin (Tamamlandı)

Oleh serabss

1.1M 44.4K 5.6K

"Neden böyle bir şey yaptın Yiğit abi ?" "Senin için Derin. " "İyi de neden? Neden benim için hayatını mahvet... Lebih Banyak

Tanıtım
1 . BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
ALINTI
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
ALINTI
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
FİNAL

20. BÖLÜM

24K 968 117
Oleh serabss

Derin yeni güne gözlerini yavaş yavaş açarken kollarının arasında olduğu bedene biraz daha sokuldu. Beline sarılan kolların üstüne ellerini koyup öylece durdu. Bundan iki ay önce bu kolların arasında olmak ona dünyanın en güzel şeyinin olacağını söyleselerdi güler geçerdi. Ama şimdi bu kolların arasında olmak onu hem güvende hissetiriyordu hemde huzur veriyordu. 

Dayanamayarak arkasını dönüp Yiğiti incelemeye başladı. Elleri ondan bağımsız yüzünde gezintiye çıkmışken bir anda parmakları dudaklarının üstünde durdu. Dün olanlar aklına gelince kızardı. Zeynep odaya biraz daha geç girmiş olsaydı bu dudaklar kendisini öpecekti. Ama asıl tuhaf olan ise şu an bile yanında yatan bu adamı deli gibi öpmek istemesiydi. Duygularının gittiği yönü hemen toparlayarak Yiğitin yanağına masum bir öpücük kondurup yerinden kalktı.

Zaten dün gece beraber uyumuşlardı. Bide güne Yiğitin kollarında uyanıp daha fazla utanmak istemediği için banyoya gidip işlerini hallettikten sonra kahvaltı hazırlamak için aşağı inmişti. Hızla ne yapacağını düşünürken Yiğit ve onun menemene olan sevdası aklına gelince onu yapmaya başladı. Yaklaşık yarım saat  sonra her şey hazır olunca herkes gelip  sofraya otururken bir tek Yiğit kalmıştı o da birazdan gelirdi.

"Allahım menemen kokusu mu o? Hemde sucuklu ve Kaşarlı ."

"Sana da Günaydın oğlum."

"Günaydın canım ailem ama biliyorsunuz ki menemen görünce dayanamıyorum. Hem kim yaptı bu güzel menemeni? "

"Derin ."

Yiğit annesinden duyduğu şey ile masaya oturmadan önce Derinin yanağına öpücük kondurup yerine geçmişti. Bu harekete Derin gibi evdekileri de şaşırtırken herkes bu gün Yiğitte olan mutluluğu fark etmişti.

"Hayırdır oğlum pek bir mutlusun?"

"Aşk olsun Anne menemen var nasıl mutlu olmam. "

"Eh hadi bakalım. "

Yiğit daha fazla konuşmayıp ekmeğinden bir parça kesip menemeni yedi. Sanki bu gün daha bir güzel olmuştu. Onun iştahla yemesi üzerine menemeni pek sevmeyen diğer aile üyeleride bir lokma aldı. Ancak ağızlarına gelen tatla zar zor yutkunup konuşmuştu Selda Hanım.

"Allahım bu ne kadar tuzlu olmuş böyle. Derin sen sanki bu gün biraz fazla tuz atmışsın. "

"Yok anne gayet güzel ."

"Oğlum belli ki sen daha uyanmamışsın. Hem yemesene valla bütün gün su iç iç ölürsün. "

"Aaa anne senin bunu daha iyi bilmen gerekir. Ne demişler kocasını çok seven yemeği tuzlu yaparmış. "

Zeynebin söyledikleri ile Derin kızarırken Yiğit gülüyordu. Artık ikisi de aralarında bir şeyler olduğunu biliyordu da bakalım ilk kim itiraf edecekti.

"Kız sen sus bakayım. Hem hadi çabuk yiyin ben dün söylemeyi unuttum pazarda Lemanı gördüm yarın birkaç komşu ile bize gelecekler. O yüzden temizlik yapılacak. "

"Anne valla bu gün pazar ben bir yere gitmem bütün gün evdeyim."

"Öyle mi Yiğit efendi belli ki sen benim terliklerimin tadını unutmuşsun istersen hemen hatırlatayım. "

"Yok annecim ne gereği var biz zaten babamla birazdan çıkacağız değil mi Babacım. "

"Tabi oğlum tabi. Hatta hemen çıkalım biz. "

Onlar sofradan kalkıp çıkarken Derin ve Zeynep de Selda Hanım dan korktukları için onlarda hemen sofradan kalkıp işe koyulmuşlardı. Yorucu geçen temizlik sonrası Selda Hanım yorgunlukla bir şeyler atıştırıp odasına gitmişti.

 Zeynep de fırsattan yararlanarak Serkan ile konuşmak için odasına giderken Derin de yorgunlukla kendini koltuğa atmıştı. O da odasına giderdi ama birazdan gelecek olan Kerem bey ve Yiğiti bekliyordu. On beş dakika sonra onlar da geldiğinde Kerem bey karısının yukarda olduğunu öğrenince o da odasına çıkmıştı. Ve salonda sadece Yiğit ve Derin kalmıştı. Onlarda koltuğa oturmuşlardı.

"Allahım ev resmen çamaşır suyu kokuyor. Ne yaptınız baştan aşağı evi mi yıkadınız?"

Derin onun söylediklerine gülerken Yiğit o gülüş de takılıp kalmıştı. Hele o yanağına ki gamze Yiğitin ölüm sebebi olacaktı.

"Yok aslında yıkamadık ama yıkasak daha az yorulurduk."

"Çok mu yoruldun? Niye çıkıp uyumuyorsun? "

"Henüz uykum yok hem burda böyle oturmak çok güzel. "

"Hımm o zaman sen şimdi mutfağa git bize mısır patlat madem uykun yok film izleyelim ."

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten. Ama filmi ben seçeceğim."

"Olur."

Derin mutfağa giderken Yiğitte odadan laptopu getirmiş filmlere bakıyordu en sonunda bir aşk filminin konusu dikkatini çekince onu açıp Derini bekledi. Derin on dakika sonra elinde mısırla gelmişti. Geçip Yiğitin yanına oturduğunda Yiğit orta sehpayı koltuğun yanına çekmiş ayaklarını uzattı. Derin onun bu haline gülümseyip o da aynısını yaptığında mısırı da ortalarına koydular.

"Hadi başlat. "

"Tamam. "

Yiğit filmi başlattıktan sonra beraber filmi izlemeye başladılar film çok  güzel ilerlerken filmin sonlarına doğru  filmdeki adamın ölmesiyle Derin daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladı. Yiğit filme dalmışken bir anda Derinin hıçkırık sesiyle ona döndü.

"Derin niye ağlıyorsun ?"

"Yiğit niye öldü ya ölmesin. Hem kız daha ona onu sevdiğini söyleyecekti."

"Derin film bu niye bu kadar üzülüyorsun ki ?"

"Ama...ama yazık o adama da kıza da baksana ikisi de daha birbirlerine aşklarını itiraf edemeden adam öldü. Gerçek hayatta da böyle mi ?"

Derin bu soruyu sorduktan sonra daha çok ağlıyordu. Çünkü asıl merak ettiği ya onlar da birbirlerine aşklarını itiraf edemeden başlarına bir şey gelseydi. Sanki bu film onlar için çekilmişti. Derin merakla Yiğite bakarken Yiğit cevap verdi.

"Gerçek hayatta böyle şeyler olur mu ? Olur elbet. Ama Derin bence en önemli şey sevdiğine onu sevdiğini söylemen. Tabi bu bazen hiç o kadar da kolay olmuyor."

"Neden ? Seni seviyorum demek çok mu zor ."

Yiğit onun bu sözlerine hafif tebessüm ederken aslında Derinin ne yapmaya çalıştığını anlamıştı. Yiğitin ona karşı neler hissettiğini anlamaya çalışıyordu. Yiğit her ne kadar şu an onu deli gibi sevdiğini söylemek istese de daha zamanı vardı.

"Hayır zor değil. Ama işte her şey bizim istediğimiz şekilde olmuyor."

"Nasıl yani şimdi sen birini sevdin diyelim gidip söylemez misin ?"

"Söylerim. Ama daha zamanı var. "

Derin Yiğit sözleri ile kalbinin yine hızla attığını hissediyordu. Ne yani Yiğitte onu mu seviyordu? İyi ama neyi bekliyordu?

"Yiğit bence insan sevdiğini söylemeli."

"Neyse Derin. Hadi kalkıp yatalım saat baya geç olmuş."

Derin daha fazla üstelemeyerek Yiğitle beraber odaya çıktı. İşlerini hallettikten sonra ikisi de yatağa girdiğinde Derinin aklından Yiğitin söyledikleri geçiyordu.

Yiğit ise Derini düşünüyordu biliyordu artık Derinin onu sevdiğini ama daha vardı. Bu Serkan meselesini halletmeden olmazdı. Çünkü aşkını itiraf ettiğinde aralarına girecek hiç bir sorun olsun istemiyordu. Yiğit bunları düşünürken  yarın komşuların geleceğini hatırlayınca konuştu.

"Derin yarın biliyorsun ki mahalledeki kadınlar gelecek lütfen  seni üzmelerine izin verme. "

Derin bu gün sabahtan beri düşündüğü konuyu Yiğitin açması ile sıkıntı içinde yataktan kalkıp oturdu.

"Elimde değil ki. Hem kim bilir ne düşünüyorlardır."

"Sen bunların hiç birini kafana takmayacaksın. Hem ben sana ne söz verdim? Ben halledeceğim dedim. Bunu sakın unutma. "

"Yiğit ama ben-"

"Şışh konu burada kapandı Derin. Üstelik bir daha hiç bir şey için ağlama bu bir film bile olsa çünkü sen ağlayınca benim kalbimi bir el sıkıyor Derin nefes alamıyorum lütfen bunu bana yapma."

"Yiğit sen... yani nasıl yani ?"

"Çok az kaldı Derin çok az. Ve sana yemin ediyorum bizim sonumuz o filmdeki gibi olmayacak. Ve lütfen şimdi bir şey sorma çünkü daha zamanı var "

Derin şaşkınca Yiğite bakarken Yiğit arkasını dönüp uzanmıştı. Derin hâlâ öylece dururken ne yapacağını bilmiyordu. Ama içinden bir yerlerde ona kalkıp sevinçten göbek atmasını söyleyen ses hiçte iyiye işaret değildi. Derin daha fazla dayanamayıp o da yatağa uzandı ve dolaylı yoldan da olsa sevildiğini duymuş olmanın mutluluğu ile gözlerini kapattı.

*****

Derin mutfaktan çayı doldurup getirirken Leman hanımın önüne koydu.

"Sağ ol kızım. "

"Afiyet olsun. "

Derin geçip yerine oturduğunda kadınlar kaldıkları yerden sohbetlerine devam ediyordu. Leman hanım bakkkalın eşi Elif hanım ve komşuları olan iki kadın daha gelmişti. Üstelik Zeynep de yoktu evde annesine arkadaşının hastalandığını söyleyip Serkan ın yanına gitmişti. Ve Derin resmen sıkıntıdan patlıyordu.

"Eee Derin nasıl gidiyor evlilik ?"

"Iyi gidiyor Elif teyze."

"Kız bebek  falan yok mu ?"

"Yok henüz erken hem daha benim üniversitem var. "

"Kız deme öyle bundan bir kaç ay  önce sana evlen dediğimizde de erken demiştin ama bak şu an evlisin. Hem Yiğit senin okumana izin veriyor mu ki?"

"Tabi ki veriyor Leman abla. Hem Yiğit çok iyi kalpli biri bunu sorun etmiyor. "

"Doğru doğru pek bi iyi kalpli ne de olsa adın çıkmasına rağmen seninle evlendi. Walla helal olsun başkası olsa yapmazdı."

Leman ın sözleri ortama bomba gibi düşerken Derin ne diyeceğini şaşırmıştı. Çünkü her ne kadar bu meseleyi unutmak istese de olmuyordu işte hep bir yerlerde karşısına çıkıyordu.

"Doğru diyorsun aslında  Lemancım herkes yapamaz bunu. Ama niye yapamaz biliyor musun? Sizin gibiler insanların arkasından konuşup hayatlarını mahvederken benim oğlum sevdiğinin arkasında aslan gibi duruyor. Hem tek suç Derinin mi ? O Serkan ın hiç mi suçu yok ? Ya da şöyle sorayım ya Derin in başına bela olmuşsa ya kızı rahat bırakmıyorsa?  Ama yok işte siz bunları düşünmediğiniz için anca atıp tutun. "

Selda hanımın sözlerinden sonra herkes susup düşünürken Selda Hanım yanında oturan gelinine dönüp destek olmak istercesine elini tuttu.

"Selda ama ben gör-"

"Daha fazla konuşup birbirimizi kırmayalım Leman güzel güzel içelim çayımızı. "

Nihayet Derin konusu kapandığında çaylar içilmiş ve yavaş yavaş herkes evlerine dağılmıştı. Derin de mutfakta bulaşıkları makinaya atıp odasına çıkmıştı. Bu gün olanlar aklına gelince gözlerindeki yaşların akmasına izin vererek bir süre ağladı. Ardından da uykuya dalmıştı.

Yiğit işten gelip odaya çıktığında Derin yatakta uyuyordu. Yavaşça yanına yaklaşıp yatağın köşesine oturdu. Içinde ki isteğe mani olamayarak elleri Derin saçlarını okşamaya başlamıştı. Bir süre sonra Derin uyanınca şaşırarak Yiğite baktı.

"Sen ne zaman geldin ?"

"Çok olmadı. "

"Hımm neyse ben  kalkayım. "

"Derin sen niye ağladın bu gün ?"

"Ben ağlamadım. "

"Derin annem anlattı her  şeyi üstelik gözün de kızarmış. "

"Ama elimde değil ki. "

Yiğit Derinin yine gözlerinin dolduğunu görünce sarıldı.

"Çok az kaldı bütün bunlar bitecek. "

"Nasıl ?"

"Sen boş ver orasını ama çok az kaldığını bil. "

Derin Yiğite sıkıca sarılıp kokusunu içine çektikten sonra ondan ayrıldı.

"Ben aşağı ineyim."

Derin odadan çıkıp aşağı indiğinde mutfakta yemek yapan Selda Hanım ve Zeynebe yardım etti. Selda Hanım Kerem bey çağırıp hep beraber sofraya oturdular. 

Beraber sofrayı kurup yemekler yendikten sonra çay içilmiş meyve yenilmiş ve herkes odasına çekilmişti. Derin odaya geldiğinde Yiğiti yatakta uyurken buldu belli ki bu gün çok yorulmuştu. O da işlerini halledip yatağa girdi ve gözlerini kapattı.

Yiğit aradan geçen yirmi dakikanın sonunda Derinin uyuduğundan emin olunca telefonu alıp balkona çıktı. Ve bu gün bir çok kez görüştüğü numarayı tekrar arayıp telefonu kulağına tuttu.

"Alo. "

"Lan oğlum bu saatte aranır mı?"

"İşin acil olduğu biliyorsun. Ne yaptın hazır mı her şey ?"

"Hazır hazır yarın sen aradığında geleceğim. "

"İyi peki diğer işi ne yaptın?"

"Ne yapacağım dersini zaten vermiştin bende hastanenin önüne bıraktım. "

"İyi yapmışsın. Neyse yarın seni aradığımda gel bir an önce bitsin bu iş. "

"Tamam kardeşim hadi kapatta uyuyayım artık. "

"Hadi iyi geceler ."

"İyi geceler. "

Yiğit telefonu kapattıktan sonra balkondan içeri girip yatağa uzandı. Önce Derinin yanağına bir öpücük kondurdu ardından da son iki gecedir yaptığı gibi Derini kollarının arasına alıp uykuya daldı.

*****

Derin yeni güne gözlerini açtığında beline dolanmış kolları beklerken yanının boş olduğunu görünce Yiğitin erkenden işe gittiğini anlamıştı. O da yataktan kalkıp işlerini hallettikten sonra aşağı indi. Bu gün çok heyecanlıydı çünkü sınav sonuçları açıklanacaktı. Mutfağa girip kahvaltı hazırladı.

 Ailece yapılan kahvaltının ardından herkes bir yere çekilmişti. Derin de yapacak bir işi olmadığı için Yiğiti arayıp annesine gideceğini söylemişti. Selda Hanıma da haber verdikten sonra evden çıkmıştı. On dakika sonra evine geldiğinde kapıyı çalmıştı. Ve kapıyı abisi açmıştı. Şaşkın bir şekilde abisine bakarken abisi kaşlarını çatmıştı.

"Derin ne bakıyorsun kızım öyle girsene içeri. "

Abisinin aksi tavrına daha çok  şaşırırken hızla içeri geçmişti.

"Hoş buldum abi Sağ ol. Yine çok kibarsın. Hem sen niye evdesin ki hani iş bulmuştun?"

"Yaa Derin bi sus zaten sinirlerim tepemde. "

Derin abisine bulaşmamaya karar verip içeri geçti.

"Oy oy hoş geldin kuzum benim. "

"Hoş buldum annecim. "

Derin annesine sarıldıktan sonra mutfaktan gelen Miraya da sarılmış ve en son da küçük Arasa sarıldı.

"Deyin çok özledim seni."

"Bende seni özledim yakışıklı. "

"Madem çok özledin Derin ablanı neden bir kaç gün onlarda kalmıyorsun Aras. "

"Olmaz Yağız abi ablam koykay. "

"Hay ben senin ablanı.. "

Yağız ağzının içinden mırıldanarak koltuğa oturduğunda Miray gülüyordu. Derin aralarındaki tuhaf durumu fark edince hazır annesi mutfağa gitmişken Miraya sordu.

"Miray bir sorun yok değil mi? Abim pimi çekilmiş bomba gibi de. "

"Yok canım yok bir sorun onun her zaman ki hali ."

Mirayın aklına olanlar gelince kendini tutamayıp kahkaha atmıştı. Yağız duyduğu kahkaha sesi ile ona ters ters bakarken Miray saçlarını savurup mutfağa girdi.

Derin her ne kadar ne olduğunu  anlamasa da boş verip Arasın ısrarı ile onunla resim yapmaya başladı. Derin biraz Arasla vakit geçirdikten sonra annesi ve Mirayla da güzel bir geçirmişti. Saat beşe doğru telefonun çalması ile yerinden kalkıp telefonu açtı arayan Yiğitti.

"Efendim Yiğit "

"Nerdesin Derin ?"

"Annemlerdeyim. "

"Çok iyi. O zaman onları da alıp kahvenin önüne gel. "

"Yiğit ne diyorsun neden ?"

"Derin hadi. Siz gelin ben babanı çağırdın zaten ."

"Tamam. "

Derin hiç bir şey anlamasa da evdekilere Yiğitin söyledikleri iletti ve hep beraber evden çıkıp on dakika sonra kahvenin önüne geldiler. Kahvenin önündeki kalabalığı görünce korksalarda hızla ilerlediler. Derinin gözleri Yiğiti ararken onu kahvenin kapısının önündeki laptopa eğilmiş bir şeyler yaparken görünce yanına gitti.

"Yiğit neler oluyor burada ?"

"Şışh sakin ol birazdan öğreneceksin ama sakın yanımdan ayrılma baban da gelsin Her şey ortaya çıkacak. "

Derin merakla olacakları beklerken nihayet babası da gelmişti. Tabi bu sırada kişi sayısı da artmıştı. Özellikle mahallenin meraklı kişileri gelmişti. Yiğit Mehmet beyin geldiğini görünce onu yanına çağırdı. Mehmet bey Yiğitin yanına gelince Yiğit laptopu kalabalığa doğru çevirdi.

"Evet öncelikle hepinizden Özür diliyorum. Sizleri rahatsız ettim ama inan bana buna değecek. Her neyse Mehmet baba sen burada öğrendin değil mi Serkan ın Derinin peşinde koştuğunu? "

"Yiğit oğlum sen ne yapıyorsun? "

"Mehmet baba lütfen bir dinle. Şu an burada bulunan herkes Derini suçladı. Onun Serkanla adını çıkardı. Özellikle sen Remzi abi sen ve eşin Leman abla bu işi duyurdunuz. "

"Yiğit gözlerimle gördüm dip dibe onları. "

"Leman teyze lütfen sadece dinleyin. Şimdi size dün çekilmiş olan bir video izleteceğim lütfen sonuna kadar izleyin."

Yiğit eğilip videoyu başlattı. Ilk başta boş bir depo vardı ardından da önce Yiğit girdi görüntüye sonra da Serkan.

"Ooo Yiğit. Ben seni daha erken bekliyordum. "

"Kusura bakma. Ancak gelebildim. Malum sen delik delik saklandığın için ne yalan söyleyeyim seni bulmak biraz zor oldu."

"Ama tebrik ederim. Yine de tahminim den erken buldun. "

"Serkan seni buraya oturup sohbet etmek için çağırmadım. Sana tek bir soru soracağım ve sende cevap vereceksin. "

"Hadi ya o kadar emin olma. Ama sen yine de sor belki veririm cevap. "

"Derinin peşinde neden dolaştın? Neden seni istememesine rağmen onun peşini bırakmadın?"

Serkan Yiğitin sorusundan sonra önce kahkaha attı ardından da Yiğite daha çok yaklaşıp konuştu.

"Neden mi ? Gerçekten soruyor musun ? Ulan köpek gibi iki sene koştum lan peşinden bir kere bana bakıp gülsün diye ölüyordum. Ama lanet olsun ki olmadı. Her defasında beni red etti.  Ama ben yine de vazgeçmedim. Sen bu dedikoduların nasıl çıktığını zannediyorsun hepsi benim Sayemde o gün Derini okul çıkışı tuttum o duvarın dibinde bir kere yüzüme baksa konuşsa yeterdi ama o yine beni tersleyince sinirlendim. Tam o esnada da oradan geçen Leman teyze ile işim olmuştu zaten. Bundan sonra Derin benimdi. "

Yiğit kendini zor tutarken sakin olması gerektiğini kendine bir kez daha hatırlatıp konuştu.

"Lan sen ne şerefsiz birisin kız seni istemiyordu."

"İster zorla ister güzellikle Derin benim olacaktı ama işte sen ortaya çıkınca seninle evlendi bütün her şey boşa gitti."

Bu konuşmadan sonra video bitmişti. Aslında devamı vardı ama orada Serkanı biraz hırpalanmıştı o yüzden orayı kesmişlerdi zaten bu kadar  yeterdi.

"Şimdi öğrendiniz mi kim haklı kim haksız ? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor genç bir kızın adını çıkarmak bu kadar mı kolaydı sizin yanınızda. Size hiç bir şey  söylemiyorum. Haa Serkan ın şu an nerede olduğunu merak ediyorsanız. Her zaman yaptığını yapıp kaçtı. Fakat biz alnımız ak bir şekilde buradayız. "

Yiğit Derinin elini tutup konuşmasına devam etti.

"Derin şimdi kaldır başını ve burda ki herkesin gözünün içine bak. Bak ki senin ne kadar güçlü olduğunu görsünler."

Derin yavaşça başını kaldırıp karşısındaki kişilere baktığında bu defa onların başını eğdiğini görünce ne yapacağını şaşırdı.

"Size son bir şey söylüyorum. Bundan sonra Derine Serkan hakkında tek bir ima eden olursa inanın bu kadar sakin olmam. "

Yiğit Derini tuttuğu elinden çekip oradan gitti ve hemen ilerde olan arabasına binip gitti. Orada kalan insanlar tek tek evlerine dağılırken hepsi vicdanı ile savaşıyordu.

Yiğit arabayı sahil kenarında durduğunda önce kendisi indi ardından da Derinin kapısını açıp onu indirdi ve ona sıkıca sarıldı. Sanki Derin bunu bekliyormuşçasına o da sıkı sıkı sarıldı ve tuttuğu gözyaşlarını bıraktı. Yiğit ona sıkıca sarılıp ağlamasının dinmesini bekledi. Nihayet Derin biraz daha iyi olunca ondan ayrıldı ve kolunu omzuna koyup ona sarılarak sahile doğru ilerlemeye başladı. Bir banka oturduklarında Yiğit Derine döndü. Önce yanağındaki yaşları sildi ardından da alnına bir öpücük kondurdu.

"Bitti Derin bitti. "

"Bitti mi gerçekten ?"

"Bitti. Ben sana söz verdim seni bundan kurtaracağım diye dediğimi de yaptım. "

"Sen nasıl yaptın ? Yani nasıl Serkanı buldun?"

"Şerefsiz burnumuzun dibindeymiş meğer şans eseri çarşıda gördüm bende peşine düşüp nerde kaldığını buldum sonra zaten olanlar oldu."

"Yiğit başını belaya koyacak bir şey  yapmadın değil mi?"

"Hayır sadece biraz hırpalamış olabilirim. "

"Biraz?"

"Tamam ya baya dövdüm o iti ama hak ediyordu ."

"Şu an sana onu dövdüğün için kızmam gerekiyordu ama doğru diyorsun o hak etmişti. "

Yiğit Derinin sözlerinden sonra gülümserken Derin o gülüşte takılı kalmıştı. Ellerini Yiğitin gülerken iki yanağında oluşan gamzelerin üstünde gezdirdi. Ardından da önce sağ yanağına sonra sol yanağına öpücük kondurdu. Yiğit ise onu izliyordu.

"İyi ki varsın. Hiç gitme olur mu Yiğit. Sana bu kadar bağlanmışken gitme. "

Yiğit artık zamanın geldiğini düşündüğü için bu defa o  ellerini Derinin yanağına koyup alınlarını birleştirdi. Önce derin bir nefes aldı çünkü kolay değildi. On iki yıldır sevdiği kız karşısındaydı ve o ona olan aşkını itiraf edecekti. Ya karşılık alacak Her şey bugün yeniden başlayacaktı ya da Her şey bitecekti.

 Çünkü biliyordu ki eğer Derin onu sevmemiş ise ona söz verdiği gibi aradan biraz zaman geçtikten sonra onu bırakmak zorunda kalacaktı sonuçta her şey ortaya çıkmıştı. Yiğit için her ne kadar bu durum zor olsa da artık bunun olması gerektiğini bildiği için sözlerine başladı.

"Derin biz seninle nasıl evlendik biliyorsun. Aslında bilmiyorsun sen benim seninle sırf seni korumak için seni Yağız gibi korumak için evlendiğimi sanıyorsun. Ama işte o öyle değil. "

Derin duydukları ile şaşkınca Yiğite bakarken Yiğit ne kadar zor olsa da konuşmasına devam etti.

"Ben seni ilk on iki yaşında gördüm Derin. Sen o zamanlar altı yaşındaydın her gün okuldan sonra Yağız ile top oynardık her zaman o gelirdi beni almaya ama o gün ben geldim Derin. Sizin evin önüne geldiğimde sen kapının önünde oturmuş ağlıyordu. Zaten seni bir yada iki kere görmüştüm o zamana kadar ilk gördüğümde bir yaşındaydın ikincisinde ise üç , işte üç yıl aradan sonra seni gördüm ben yaşlı gözlerin ile bana baktığında ne yapacağımı şaşırdım Derin.  Çünkü daha küçüktüm ve kalbim o kadar hızlı atmaya başlamıştı ki ne yapacağımı şaşırmıştım. "

Yiğit susunca Derin o günü düşündü evet hayal meyal görüntüler geliyordu aklına ama işte çok hatırlamıyordu.

"Sonra sen yanıma geldin "ne olur bende sizinle top oynamaya geleyim " dedin
Ben zaten ne yapacağımı bilmiyordum bide sen konuşunca öyle durmuştum neyse ki Yağız hemen gelmişti de gitmiştik. Ama giderken aklım hâlâ sendeydi.  O gün bir türlü aklımı toplayamadım. Sonraki günler hep sizin eve geldim Yağızı çağırmak için ama sen benimle hiç konuşmadın bir gün nedenini sorduğumda seni o gün götürmediğim için bana küstüğünü söyledin. Ama sonra beni çok sevdiğini ve arkadaş olmak istediğini söyledin bende kabul ettim ve o gün gün boyu seninle birlikte bebeklerin ile oynadım. Abinin o kadar dalga geçmesine rağmen."

Yiğit yine susunca Derin Yiğit anlattıkça aklına gelen anıyla gülümsedi. Çünkü o gün çok mutlu olmuştu. Abisinin arkadaşı onunla oynamıştı. Nasıl mutlu olmasın ki?

"Her neyse işte böyle böyle her gün seni düşündüm büyüdükçe senin küçük olduğunu bunun imkansız olduğunu kendime hatırlatıp durdum ama olmadı Derin. Sen şu gönlüme girmiştin bir kere olmadı yapamadım. Tam on iki sene Derin on iki sene sevdim. O gün yine seni görmek için sizin evin önünden geçerken olanları duydum. Belki bencilce ama o an sana yakın olmak için tek şansım oydu. Ve bende yaptım. Sonrasını biliyorsun zaten evlendik biliyorum sana bir söz verdim her şey ortaya çıkınca bu evliliğin de biteceğine dair ama gel gör ki gönül bu Derin yine bencil davranıyor. Benim olmanı istiyorum bu defa bir oyun için değil bütün bunları bildiğin için eğer seninde içinde bana karşı bir şeyler varsa lütfen bize bir şans ver Derin.
Ben seni seviyorum ve inan ki artık bu saatten sonra bu kalp sensiz yapamaz."

Bölüm bitti inşallah beğenirsiniz.

Sizce Derinin tepkisi ne olacak ne söylecek?

Artık bunun zamanı gelmişti. Ki eminim sizde öyle düşünüyorsunuz. Her neyse dediğim gibi inşallah beğenirsiniz. Iyi veya kötü yorumlarınızı lütfen yazın.

Sınır: 150 oy 50 yorum

Sevgiyle kalın 😙 💞


Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

382K 13K 23
(Cinsel içerikli sahneler, yaş farkı ve daddy isuess içermektedir.) Ölü çocukluklar yaşamaya devam eden ölü insanlar doğurur... Kapak @-necirvan a ai...
471K 22.2K 19
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
1.1M 61.2K 58
Yumruklarla çalınan kapının sesiyle araladı genç adam gözlerini. Yıkık olan kapının, erken davranmazsa bu vuruşlara dayanamayıp yerlebir olacağından...
303K 2.5K 5
Yıllardır defterlerime nakış gibi işlediğim isminde takılı kaldı gözleri. Bakışlarını yüzüme çevirerek anlattı bütün hislerini. Ardından hızlıca kapa...