LAVİNİA (ölüm çiçeği)

By mihrininbahcesi

1.2M 75K 8.5K

Hayat hiç bir zaman adil olmamıştı. Bazı insanlar vardı, kendi yağında kavrulan elinde ki ile yetinebilen. Ba... More

1/Giriş
2/Özkan Ailesi
3/ÖZKAN VS ŞADOĞLU
4/KADER
5/YOSUN
6/HATIRALAR
7/PANO
8/DÜĞÜN HAZIRLIKLARI
9/WHİTE GARDEN
10/VERASET İLAMI
11/EVLENMEK Mİ?
12/GERÇEKLER
14/Enişte Almaya
15/Kaza
!DUYURU!
16/HAYIRLI İŞ
17/MAHALLE İMAMI
18/Sevgili Karıcım
19/BİLMECE
20/ŞİFRE
21/DENİZ ÖZKAN
22/KIVIRCIK
23/DÜĞÜNÜMÜZ VAR!!
24/DUBAİ
25/KIZARAN YANAKLAR
İFRİT GÜZELI
26/AÇIĞA ÇIKAN SIR
27/GEÇMİŞ
28/İstanbul'u Yakıyoruz
29/İTİRAF
30/Kız İsteme
31/Yusuf'un Kalbi
32/Akif Hancı
33/Oyun Bitti!
34/Her Şey Bitti!
35/MAHKEME
36/YANGIN
Röportaj
37/Yeni Başlangıçlar
38/ŞİDDET!
39/Romantizm %100
40/Elveda!Final
Özel Bölüm/Hamileyim
Yeni Bir Hikaye
YOUTUBE!

13/YUSUF

24.9K 1.6K 103
By mihrininbahcesi

DÜZENLENDİ✔

*Bazı insanlar, bazı insanlara hediyedir*

Yusuf'dan....

Genç adam hiç bir zaman isminin insanı olamamıştı.En basiti ise Yusuf gibi sabırlı ve sakin bir adam değildi. Elinde ki dosyayı hızla masanın üzerine atarak asistanına döndü.

"Sema siz benimle kafa mı buluyorsunuz?"

"Yusuf bey ben bizzat kendim kontr-"

Yusuf yüzüne eğreti duran gülümsemesi ile masanın arkasından çıkıp Sema'ya doğru ilerledi.Sema bu bakışı ve bu gülüşü biliyordu. Patronunun bu ifadesi yerine bağırıp çağırmasını tercih ederdi.Adamın öyle bir mizacı vardı ki en sinirli olduğu zamanlar bile kendini bu şekilde gizler ama zehirli laflarını esirgemezdi.

"Bizzat kendin kontrol ettin öyle mi?Peki o zaman bizzat kendinin kontrol ettiği bu dosyada neden böyle lanet olası bir madde var haa!Bu ne demek biliyormusun.Sen ve o aptal avukatın gözden kaçırdığı bu madde milyar dolarlar demek.Ama hata bende size güvenmem gerekiyordu."

"Haklısı-"

"ÇOK DIŞARI SEMA"!

Eğer o kız biraz daha içeride kalırsa Yusuf kendine daha fazla hakim olamayıp kovacaktı.Dua etsin ki arada Sinan vardı,yoksa bu aptal kıza bir saniye daha tahammül etmezdi. Asistanı Keriman hanım doğum iznini ayrılamasa Sinan'dan yardım istemez ve bu kızı işe almazdı.Yusuf'da anlamıyordu Sinan bu insanları nerden buluyordu.Sorgusuz sualsiz açılan kapının arkasından çıkacak yüzü beklerken masasaki dosyayı yere doğru fırlattı.

"İti an çomağı hazırla!"

"Ben de seni özledim kardeşim."

Yusuf,Sinan'ın odaya girmesi ile sinirle soluyup yerine oturdu.Uzun parmakları sakallarına giderken karşına oturan Sinan'a öldürecek gibi bakıyordu.

"Oğlum bu ne hal beni öldürecek gibisin."

"Gibi değilim Sinan az daha konuşursan öldüreceğim."

Sinan arkadaşının ciddiyetini fark edince yüzündeki gülümsemeyi sidi ve ciddi bir ifadeye büründü.Evet Sinan rahat adamdı kafasına hiç bir şeyi takmaz elinden geldiğince her işi oyuna çevirir ve oturur izlerdi.Ama yeri geldide mi ondan ciddisi olmazdı. Terside pisti yani,zaten Sinan boş adam olsaydı Yusuf onu yakınına bile yaklaştırmazdı.

"Yusuf sorun ne kardeşim?"

"Sorun ne öyle mi,sorun şu kardeşim. Saraçoğlu yine yaptı yapacağını.Yeni otel anlaşmasına öyle bir madde eklemişki,değil Ural abi ben bile göremedim."

"Ne maddesi oğlum,daha açık konuş."

Yusuf bu konuyu ne kadar açarsa canı o kadar sıkılacaktı.Tamam belki Yusuf için bu para pek de bir şey değildi ama boşa israf yapmak istemiyordu.

Elindeki sarı kaplı dosyayı masanın karşından oturan arkadaşının önüne attı.Sinan önüne atılan dosyayı havada yakalayıp sayfaları çevirdi. Altı çizili olan maddeyi gördüğünde gözleri büyüdü.Adamlar bütün para akışını kendileri kontrol edecekti, parayı Yusuf'un ödemesine rağmen.Sinan elinde ki dosyayı masaya bırakırken kahkahasına engel olamadı.Tabi bu Yusuf'u daha da sinirlendirdi.

"Ne gülüyorsan LAN!"

Sinan kahkahalarını dizginlemeye çalışıyordu ama bu hiç mümkün değil gibiydi.Yusuf'un sinirli hali onu birazda olsa korkuttuğundan kendine çeki düzen verdi ama yüzündeki gülümsemeyi bir türlü silemedi.

"Demek koskoca Yusuf Şadoğlu, Saracoğlu'un oyununa geldi öyle mi?Adam senin paranla sana hesap soracak vay be!"

Yusuf az da olsa unutmaya çalışırken Sinan'ın bunu sesli zikir etmesi bir kez daha sinirlerini tepesine çıkardı ve baş ağrısı daha da şiddetlendi.

Hırsla oturduğu koltuğundan kalkıp plazanın camlarına yanaştı. İstanbul'un eşsiz manzarası sinirlerini yatıştırır diye düşünmüştü ama beklediğini alamamış,sinirle tekrar arkadaşına döndü.

"O yaşlı kurt bunun hesabını verecek.Elim kolum bağlı oturmayacağım."

Sinan merakla arkadaşına bakarken aklıma takılan soruyu yönelikti."Ne yapacaksın anlaşmayı mı fes edeceksin."

"Saçmalama Sinan,otelin temeli atıldı bile.Anlaşma fes edilirse yeni bir firma bulmam zor olacak ve bu bana daha pahalıya patlayacak.Sadece doğru zamanı bekleyeceğim kardeşim,doğru zamanı!"

Sinan arkadaşının bu tavrına anlam verememişdi.Gizemli konuşmasının altında yatan imayı merak etmişti. Tekrar bir soru soracakken Yusuf ondan önce davranıp konuyu değiştirmişti bile.

"Yeliz'i buldun mu?

"Buldum Yusuf,buldum."

"İyi akşama hazır olsun."

Sinan sıkıntıyla oflayıp ayağıya kalktı çıkmak için hazırlanırken Yusuf'a yaklaşıp elini omzuma koydu. "Kardeşim bunu bir kere daha düşün, sırf Halit amcaya inat olsun diye bu kızı koluna takıyorsun ama sonuçları kötü olur ben söyleyeyim."

Yusuf sinirle tıslayıp Sinan'ın yaptığı gibi o da elini arkadaşının omzuna yerleştirdi."Ne olur kardeşim yoksa kredi kartlarıma mı el koyar. Karşında 19 yaşındaki dedesinin mirasını yiyen çocuk yok Sinan.Ben babamın oğluyum."Yusuf diyeceklerini söyledikten sonra elini çekerek masanına geri oturdu. Olacaklara hazırdı,bu gece herşey onun kontrolü altında olacaktı.Halit bey ilk defa kontrolü kaybedecekti ama bu ilk olarak kalmayacaktı.

Yusuf zeki adamdı,babasından kalan mirası doğru yerlerde doğru hamleler ile kullanıp kendi şirketini kurmuş Şadoğlu soyadını bir kez de kendi ismiyle duyurmuştu.Halit bey şimdi ne yaparsa yapsın Yusuf'u durdurmaz veya ona dişini geçiremezdi.Çünkü Yusuf kendi imparatorluğunu kuralı çok uzun zaman olmuştu.

******

Şirkette geçen sorunlu günün ardından Yusuf sonunda kendini evine atabilmişti.Ataşehir'de olan dairesine geldiğinde şifreyi girerek içeri girdi.Bu ev şirkete oldukça uzaktı ama ailesi ile kalmak istemediğinden kendine oldukça nezih bir rezidansda bu daireyi almıştı.

Her ne kadar annesini o evde bırakmak istemesede onun aksine annesi orayı çok seviyordu.Babasının vefatından sonra o eve gitmek Yusuf için eziyetten başka bir şey değildi ama annesi bunu seviyordu.Rahmetli eşi ile anıları olan evini seviyordu.

Yusuf'da bu nedenle annesine ısrarda bulunmuyordu.Bütün gün onu sıkan kravatı tek hamlede çözüp koltuğa atan Yusuf daha sonra ceketini çıkarıp kendisini odaya attı.Üzerine daha rahat olabileceği bir gömlek ve pantolondan giydikten sonra tekrar salona dönüp bıraktığı cüzdanı ve anahtarı alıp evi terk etti.

İftar yemeği için önce Yeliz'i almalı sonrada yemeğe geçmeliydi.Her ne kadar Yeliz ile orada görünmek istemesede büyükbabasının kızdan ne derece nefret ettiği biliyordu.Zaten sırf bu yüzden onunla katılıyorduya bu yemeğe.

Yaklaşık yarım saatin sonunda Yeliz'i almış mekana gelmişti.Kadın her zaman ki gibi vücudunu sergilemekten kaçınmamış üzerine giydiği mini elbisesi ile bunu göstermişti.Yusuf her ne kadar uzak durmaya çalışsa da Yeliz buna fırsat vermemiş ve ayağına gelen bu altın değerindeki fırsatı kullanmıştı.Koluna girdiği adamın nasıl bu güce sahip olduğunu en iyi o biliyordu.

Adının geçtiği her yerde kapıların sonuna kadar açılmasına alışkındı Yeliz.Üniversite yıllarında bir kaç ay Yusuf ile takılmış ve bu ayrıcalıklara aşık olmuştu hatta Yusuf'un onu terk etmesi ile kendini bilinmez bir boşluğun içinde gibi hissetmişti.Tek derdi bu ayrıcalıklar değildi tabi ki adamın ona olan davranışları da büyük rol oynuyordu.

Yusuf'un sevgiside kendi gibi büyüktü,o aşka inanmazdı ama tek eşliliğe saygı duyardı.Eğer bir kadını koluna takarsa onu dünyanın en mutlu kadını yapabilirdi.Sanki dünya da ondan başkası yokmuş gibi hayal bulutlarının üzerinde gezmesini sağlar ve elinden gelen her türlü ayrıcalığı sağlardı.

İşte Yeliz'de yine bunu istiyordu,ama bu sefer biraz daha fazlasını Yusuf'u ve soyismini istiyordu hemde bunu bütün benliği ile arzu ediyordu.Genç adam arabasını mekanın önüne park edip araçtan indi,nezaket gereği Yeliz'in kapısını açıp kolunu ona doğru uzattı.

Yeliz büyük bir memnuniyet ile koluna girerken ayaklarının yerden kesildiğini hissetti.Yanında ki bu adam bütün heybeti ile dikilirken kendini uçuyor gibu sanması normaldi.Ama Yusuf için aynı şeyler mümkün değildi,yanında duran kadına zerre ilgi duymuyordu tek isteği az sonra içeride Halit beye kendini kanıtlamaktı.Yüzüne bakarak bu sefer ben kazandım demekti.

Karşısına geçipte Arslan beyin torunu ile evleneceğini söylendiğinde gözleri kararmıştı Yusuf'un ona sormadan fikrini almadan kızla konuşmuş hatta kızın kabul ettiğini bile söylemişti.

Yusuf o an ki sinirle Korel'i bulmuş ve tüm sinirini ona yöneltmişti ama kızın hiç bir seyden haberi olmaması adamın iyice canını sıkmıştı.Dedesi olacak adam yine kendisi yazmış,kendisi oynamıştı.Aslında neden sinirlendiğini bile bilmiyordu Yusuf.O yeşilleri gördüğü ilk anda tanıması gerekirdi aslında.

Deniz Özkan'ın evindeydi,o zaman yeşilleri tanıyamamıştı ama ikici görüşü Hidiv Kasrı'nda,onu yanında gördüğünde anlamıştı onun Yosun'u olduğunu.Onun Yosun'u ne güzel çıkmıştı adamın ağzından ama artık hiç bir şey ifade etmiyordu.Ne Yusuf eski Yusuf'tu ne de Korel eski Korel'di.

Yusuf onu öyle gördüğüne çok şaşırmıştı aslında.Tamam islami açıdan hiç bir çekincesi veya ön yargısı yoktu.Herkes istediği gibi yaşamakta özgürdü ama Korel'in karşısına böyle çıkacağını hiç hayal etmezdi.Küçükken oynadığı hatta gözünden bile sakındığı küçük Yosun'unu böyle görmek ona tuhaf gelmişti.

Bütün karşılaşmaları hep olaylı olmuştu.Önce silahlı saldırı sonra Hidiv Kasrı en son ise ona bağırıp çağırdığı gece görmüştü.Elinde bavulu ile birlikte onu öylece bırakıp gitmişti,kızın bilmediği bir yer olmasına rağmen.Yusuf böyle bir adam değildi tamam asabi birazda ters olabilirdi ama asla bir kadına böyle davranmazdı taki Korel'e kadar.

Yusuf bile o gece ki tavrına şaşırtmıştı.Ama elinden gelen bir şey yoktu büyükbabası kartları sağlam oynamış kendisini inandırmıştı.Yeliz ile birlikte içeriye girdiklerinde onları karşılayan çalışan ile masalarına yönlendirilmişti.İçeriye girdiği an büyükbabası ile kesişen gözleri meydan okuyordu.

İstifini hiç bozmadan yanında ki kadının sandalyesini çekmiş ve oturmasını sağlamıştı.Ardından kendi de hemen yanına oturmuş masadakilerin şaşkın bakışlarını seyrediyordu.Bu davranışa daha fazla müsamaha göstermeyen Halit Şadoğlu torununa öfkeyle bağırdı.

"Yusuf neler oluyor?"

Yusuf dedesinin baskın ses tonunu hiçe sayarak cevap vermeye hazırlanmıştı ki annesi ondan önce araya girip ortamı yumuşatmaya çalıştı.

"Baba lütfen bu günü sorunsuz geçirelim.Herkesin gözü üzerimizde,hem Özkan aileside buradayken böyle bir şeye taviz vermeyelim."

Yusuf duyduğu isimle arkasına döndü ve Deniz Özkan ile göz göze geldi.Adamın umursamaz tavrıyla önüne döndüğünde gözünden resmen alevler çıkıyordu.Tabi bunu fark eden birileri varmıydı orası bilinmez.
Masada ki gözle görülür kötü sinerji ipek gibi bir ses tarafından kesildiğinde herkesin dikkati oraya kaydı.

"Hayırlı akşamlar."

Genç adam karşısındaki kıza bakarken bir anda bütün sinirinin buhar olup uçtuğunu hissetti.Tabi bunun sebebinin Korel olduğunu bilmeden.Annesi ile arasında ufak diyalogtan sonra annesin kıza herkesi tanıtmasını izledi.Sıra kendine geldiğinde ise umursamaz bir şekilde görünmesine rağmen beklenti ile kızı izledi.

"Bu da oğlum Yusuf.Aslında siz tanışıyorsunuz,yani çocukken ama sen onu hatırlamıyor olmalısın."

Yusuf'un kaşları istemsizce
çatıldı.Tamam onu ilk gördüğü zaman kendide tanımamıştı ama şimdi aileler tanışmışken ve onun artık kim olduğunu biliyorken hatırlamasını bekliyordu.Kendisi nasıl Yosun'u unutmadıysa onunda Yusuf'u unutmamasını istiyordu.Kasılan yüz hatlarıyla önüne dönen Yusuf adeta burnundan soluyordu ve neden bu kadar sinirlendiğini anlamadığı için daha da sinirleniyordu.

"Kusura bakmayın hafızam biraz kötüdür.Bu yüzden o yaşlarımı hatırlayamıyorum."

Yusuf bir kez daha Korel'den tarafa dönmek istemesede amcasının sözleri ile merakına yenik düşüp tekrar ona bakmaya başladı.

"Üzdün bizi Yosun,oysa biz seni hatırlıyoruz."

O an Korel'in yüzünde öyle bir ifade belirmişti ki Yusuf öylece onu seyre dalmıştı.Gözünden hızla geçen korku,şaşkınlık ve öfke öyle belirgindi ki sanki bıraksalar amcasını burada öldürecek gibiydi.Ama neden,bunu anlamıyordu işte.Konuşmamak için eksta bir çaba sarf ederken Derin Özkan masaya yaklaşıp onu götürmüştü bile.

Yusuf'un gözü hala kızın üzerindeyken Deniz'e verdiği selamı görmüş ve daha fazla çatabilecekmiş gibi kaşlarını sinirle çatmıştı.Kızın kendi masasına oturması ile Yusuf'da masada dönen muhabette katıldı.

Yemekler yendikten sonra bir ara kızın masadan kalkıp gittiğini görmüş ama pek oralı olmamıştı.Yarım saatin sonunda kız tekrar içeri gelmiş ama masasına oturmak yerine kapıda dikilip etrafı izlemeye başlamıştı.Tabi Yusuf'ta kendinden bağımsız onu seyre dalmış taki kız masasına oturana dek.

Yusuf tekrar masaya dönünce arada ona sorulan soruları cevaplıyor amcası ve dedesi ile şirketden, işlerden bahsediyordu.Halit beyin sırf kalabalık olduğu için yanındaki kıza ses etmediğini biliyordu ama eve geçince büyük bir fırtına kopacaktı genç adam bunun bilincindeydi.

Herkes gitmeye hazırlanırken kırılan cam parçası ile odak noktaları değişmişti buna Yusuf'da dahildi. Kırılan bardağın sahibini bulan genç adam karşısında gözleri dolmuş kız ile karşılaşmıştı.Korel ağlamak üzere iken annesi onu teselli etmeye çalışıyordu.Ama bunun pek faydası olduğunu sanmıyordu çünkü kız yerinden kalkıp koşarak çıkışa ilerlemeye başlamıştı ama Yusuf'un takıldığı tek nokta o yeşilimsi gözlerden akan tek bir damla yaştı.

Bunu bir geçiş bölümü olarak var sayın lütfen. Sadece ilerideki bölümlerde kopacak büyük olaylardan önce Yusuf'un düşüncelerinide okuyun istedim. Artık Yusuf'u da az biraz anladığınıza göre kemerlerinizi sıkı bağlayın çünkü öyle bir bölüm geliyorki ağzınız kulaklarınızda okuyacaksınız inşaAllah😊😊

Kendinize iyi bakın Allah'a emanet olun😘😘

        

            

             👇Yazarı Tanıyalım👇

*Evet burada birazcık kendimden bahsetmek bahsetmek istiyorum. Beni tanıyın diye ufak bir açıklama yapacağım sevgili okuyucularım umarım beni seversiniz😊😊

*Adım Mihriban 21 yaşındayım.

*Istanbulda yaşıyorum. Orta gelirli bir ailenin en büyük çocuğuyum😊

*3 kardeşiz, 19 yasında ergen mi ergen bir erkek kardeşim ve 38 yasında bir çocuk daha dünyaya getirmiş annemin sayesinde 6 yasında canavar bir kız kardeşe sahibim😄😄😄

*Arapça'ya aşık amatör bir yazar adayıyım.

*Şimdilik aklıma gelenler bu kadar sormak istediğiniz sorular varsa buraya bırakabilirsiniz.

*Ayrıca beni sosyal medya üzerinden takip etmek isterseniz instagram kullanıcı adım ; Kiitapelist

Continue Reading

You'll Also Like

1M 49.2K 44
Mimarlık son sınıf öğrencisi olan Feride Erva Önay, okulunun bitmesi için günler sayarken hayatının son derece yolunda olduğunu düşünmektedir. Artık...
394K 25.4K 56
Asel; Aslııı Asel;Aslııı Asel;Aslı kız ne dedikodular öğrendim bilemezsin!. Asel; Ömer abiyle karısı boşanıyorlarmış, zaten karısınıda hiç sevmezdim...
92.1K 13.7K 50
Canım Kardeşim, Bu tuhaf adamla nasıl tanıştığımın hikayesi.
558K 34.2K 37
Başına buyruk insandım, kabul! Fakat son yaptığım tahmin edilemez bir olayın kapısını aralamıştı. Ben bir inşaatta çıkan yangının, sevdiğim adamın b...