LAVİNİA (ölüm çiçeği)

By mihrininbahcesi

1.2M 75K 8.5K

Hayat hiç bir zaman adil olmamıştı. Bazı insanlar vardı, kendi yağında kavrulan elinde ki ile yetinebilen. Ba... More

1/Giriş
2/Özkan Ailesi
3/ÖZKAN VS ŞADOĞLU
4/KADER
5/YOSUN
6/HATIRALAR
7/PANO
8/DÜĞÜN HAZIRLIKLARI
10/VERASET İLAMI
11/EVLENMEK Mİ?
12/GERÇEKLER
13/YUSUF
14/Enişte Almaya
15/Kaza
!DUYURU!
16/HAYIRLI İŞ
17/MAHALLE İMAMI
18/Sevgili Karıcım
19/BİLMECE
20/ŞİFRE
21/DENİZ ÖZKAN
22/KIVIRCIK
23/DÜĞÜNÜMÜZ VAR!!
24/DUBAİ
25/KIZARAN YANAKLAR
İFRİT GÜZELI
26/AÇIĞA ÇIKAN SIR
27/GEÇMİŞ
28/İstanbul'u Yakıyoruz
29/İTİRAF
30/Kız İsteme
31/Yusuf'un Kalbi
32/Akif Hancı
33/Oyun Bitti!
34/Her Şey Bitti!
35/MAHKEME
36/YANGIN
Röportaj
37/Yeni Başlangıçlar
38/ŞİDDET!
39/Romantizm %100
40/Elveda!Final
Özel Bölüm/Hamileyim
Yeni Bir Hikaye
YOUTUBE!

9/WHİTE GARDEN

27.2K 1.6K 158
By mihrininbahcesi

                 DÜZENLENDİ✔                         

*Bilirsin beni.
İçimde fırtınalar kopsa da yüzümde rüzgar esmez benim.

Duyduğum o ulvi ses ile gözlerimi yavaşça araladım.Mahalle imamının sesi her zaman ki gibi semada yayılırken yüzümdeki ufak tebessüm ile güne başladım.Her sabah olduğu gibi önce camımı açtım ardından abdestimi alıp kıbleye taraf dönüp namazımı eda ettim.Annem yine benden erken davranıp kahvaltıyı hazırlamıştı bile bana kalan ise teyzemi uyandırmak olmuştu.

Uzun uğraşlar sonucunda teyzemi kaldırmayı başardıktan sonra tekrar mutfağa dönüp kahvaltı masasına oturdum.Annem çayları doldururken teyzemde teşrif etmiş ve yerine oturmuştu.Hep beraber kahvaltı yaparken annemin haftalardır ilk kez bize katıldığı bir sabah olmuştu.

"Validem son bir haftadır evde yoksun.Ayrıca beni de sık sık aramıyorsun,tamam bu iyi bir şey ama biraz daha böyle devam ederse beni umursamadığını düşüneceğim."

Dudaklarımı büzerek anneme bakarken o da elinde ki bardağı bırakıp ağzıma yavaş şekilde vurmuştu.Teyzem bu halimize tebessüm ederken ona dil çıkarıp tekrar anneme döndüm.Çatalını da tabağının yanına bırakırken surat ifadesi ciddileşmişti.

"Aslında ben de size bundan bahsedecektim.Bir kaç işim vardı o yüzden size pek fazla vakit ayıramadım.Galiba size bir açıklama yapmanın zamanı geldi."

"Evet anne açıklama yapmak zorundasın.Yani evden hiç çıkmayan sen bir anda eve girmez oldun,günde beş defa beni arayan sen bunu ikiye indirdin hatta aramadığın zamanlar bile oldu."

Teyzem sessizliğini koruyarak sadece bizi dinliyordu.Zaten teyzem bu tarz şeyleri sorun eden biri değildi ama ben öyle değildim.Evhamlı ve son derece pinpirikli olan anneme son bir haftadır ne olduğunu merak ediyordum.Annem sandalyesini bana biraz daha yaklaştırıp elini elimin üzerine koyarken ciddi bir konuşma yapacağımızı anladım.

"Yaklaşık iki ay önce bir telefon aldım. Arayan bir avukattı,babanın avukatı. Ölmeden önce üzerinde çalıştığı bir dosya varmış ve bunu bana vermek istediğini söyledi.Ben de avukat ile buluşup dosyayı aldım.Dosyayı incelediğim de babanın belli miktarda üzerine yapılmış olan mülklerin listesi vardı.Tabi bunların hepsi iki ortaklıydı,biri amcan diğeri ise baban. Avukat mirası alabilmemiz için senin veya benim babanın soy ismine sahip olmamamız gerektiğini söyledi."

"Dur bir dakika,ben yanlış duymadım değil mi?O soy ismini alacağımı mı söylüyorsun.Bu asla olmaz ben böyle bir şey yapmayacağım."

Olayın şoku ile sesim her ne kadar yüksek çıksada haklıydım hem de sonuna kadar,asla o soy adını almayacaktım.

"Tatlım beni yanlış anladın.Tabi ki de bunu yapmayacaksın.Bu senin kararın ve ben buna saygı duyarım. Anlatmak istediğim bu mülklerin arasında babana ait olan bir yer varmış,ben de bunu yeni öğreniyorum.Bir mekan,daha doğrusu bir sürü dükkana sahip olan bir yer,modern bir iş hanı gibi düşün. İşte ben de oraya bir restorant açmayı düşündüm ve bunu faliyete geçirdim bile,bir haftadır da bununla uğraşıyorum."

"Nasıl yani sen bir restorant mı açacaksın?"

Biri çıkıpta bana deseydi ki annen bir gün restorant açacak kesinlikle ona inanmaz hatta benimle dalga geçtiği için kızardım.Babam öldüğünden bu yana bir kez olsun dışardan yemek yemeyen ve asla bir restorantın önünden geçmeyen annem simdi babamın mesleğini mi devam ettirecekti.

"Evet,biliyorum çok şaşırdınız ama gerçek.Baban ölmeden önce oraya bir restorant açacakmış.Hatta adını bile koymuş White Garden!"

"Bu çok güzel,anne gerçekten böyle bir şey yapacak mısın?"

Gözlerim dolu dolu anneme bakarken o da aynı şekilde bana bakıyordu. Daha fazla beklemeden anneme sarıldığımda o da bana sarılmıştı. Boğazımdan bir hıçkırdık yukarıya doğru çıktığında annem bana daha sıkı sarıldı.

"Bu mutlu anınızı bölmek istemem ama birazdan işe gideceğim,artık sadete gelsen ablacım,sonuç nedir."

Annem ile birbirimizden ayrılırken göz yaşlarımızı silip teyzeme dönmüştük.

"Tamam esas konumuza geliyorum, mekanın hazırlıkları bitti ve bu akşam açılışımız var.Sizde davetlisiniz!"

Annemin hızlıca sıraladığı kelimelerden sonra teyzem ile birbirimize bakdın.Annem her şeyi halletmiş ve akşama açılışın olduğunu söylüyordu.Teyzem hızla oturduğu yerden kalkarken anneme doğru yaklaşmıştı.

"Ve sen bunu şimdi mi söylüyorsun abla.Allah aşkına daha erken haber veremezmiydin.Ben şimdi ne giyeceğim ayrıca nasıl izin alacağım."

"Onu da halletim sevgili kardeşim. Şahsen patronların da orada olacak."

"Bu da ne demek anne."

"Şu demek kızlar bu işe tek başıma girmedim.Elbette ki bir ortağım var."

Annemin ağzından resmen cımbızla laf çekiyordum.Öyle bir şey söylüyordu ki ortak da nerden çıkmıştı,umuyordum ki bu işin Şadoğlular ile ilgili olmasın.

"Çok yakın bir arkadaşım olan Nazlı ile beraber bu işi yapmak istedim ve o da teklifimi kabul etti."

"Nazlı Şadoğlu mu?"

"Evet tatlım Nazlı Şadoğlu."

*****************************

Sabah kahvaltısından bu yana etrafta boş boş geziniyordum.Neden böyle olmak zorundaydı ki neden tekrardan Şadoğlularla bir birliktelik kurmak zorundaydık.Ailem o kadar mutluydu ki annem,teyzem sanki hayatlarında ki en güzel şey buymuş gibi davranıyorlardı.

Oysa ki benim için hiç de öyle değildi. Bütün bunlar sanki kötü bir kabus gibiydi,hiç birinin yaşanmamış olmasını o kadar çok isterdim ki ama malesef bunların hepsi gerçekti.Yıllar sonra tekrar yollarımız kesişmişti hem de uzun bir süre ayrılmamak üzere.

Sahilin kenarında öylece oturmuş son bir ayı düşünüyordum.Neler yaşamıştım öyle,uzak durmak istediğim her şey hemen dibimde bitiyordu.İkindi ezanının sesi gökyüzünde yayılırken kafamı göğe kaldırıp Rabbim'e yalvardım.

"Yerin göğün yegâne sahibi,yoktan var eden Rabbim.Sen her şeyin en hayırlısını bilirsin.Bilirim ki sen hiç bir kuluna kaldıramayacağı yükü vermezsin,benim sınavım da bu bilirim ama bu yük artık omuzlarıma ağır geliyor.Bana güç kuvvet ver,
ya Rabbim bu yükün altında ezilmeme izin verme!"

Ezan ile biten duamla yerimden kalkıp sahile yakın olan camiye doğru ilerledim.Niyetim ikindi namazını cemaat ile eda ettikten sonra eve gidip hazırlanmaktı.Ne de olsa bir saat sonra restaurantın açılışı vardı.

Sonun da eve vardığım da içeriye sessizlik hakimdi.Anlaşılan herkes çoktan gitmişti.Üzerimde ki hırkayı vestiyere astıktan sonra ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Odama geçecekken çalan telefonum ile tekrardan antreye dönüp çantamı aldım.Arayan annemdi.

"Efendim anne."

"Selamun aleyküm tatlım."

"Ve Aleykum selam."

"........................"

"Eve geldim hazırlanıp çıkacağım anne,bana konum gönder lütfen."

"Tamam tatlım dikkat et."

"Peki ederim,Selamun aleykum."

Kapanan telefon ile hızla odama geçtim.Dolabıma doğru ilerleyecekken yatağın üzerinde benim için hazırlanan kıyafetleri fark ettim.Anlaşılan sevgili teyzem benim için bir şeyler hazırlamıştı tabi her zaman ki gibi şal tercihi yine yanlıştı.

Gülümseyerek kıyafetleri alıp banyoya girdim.Hızlıca kısa bir duş alıp giyindim.Aynadan kendime baktığım da gayet iyi olmuştu. Üzerimde sütlü kahve tonların da ferace tarzı bir elbise vardı.Teyzem Malezya'ya iş seyahatine gidince benim için almıştı bunu,bir kere bile giymeye fırsatım olmayan elbiseyi sonunda giyebilmiştim.Elbisenin kolunda ki detaylara uysun diye taktığım gold ve gri arası şalıda tekrar kontrol ettikten sonra hazırdım.

Son olarak ayakkabılarımı giyip çantamı aldığım da evden çıkabilmiştim.Saat akşam altıya gelirken hızlı hareket edip ana caddeye çıktım.Gelen taksiyi durdurup bindiğim de annemin attığı konumu tarif edip yolculuğun bitmesini beklemeye başladım.

Orada karşılaşacağım isimleri çok net bir şekilde tahmin edebiliyordum. Ama hepsine karşı nasıl davranacağımı kestiremiyordum. Düğün günü Nazlı anneyi görmüştüm hemde tekerlekli sandalyesi ile ama o beni tanımamıştı yanımdan geçip gitmişti tıpkı diğerleri gibi.

Her ne olursa olsun sağlam ve tepkisiz durmam gerekirdi.Şimdi zamanı değildi ama elbet ki bir gün gerçekler su yüzüne çıkacaktı.Hiç bir sır kapalı kapılar ardında kalmayacaktı ama o gün bu gün değildi.

Taksi tarif ettiğim adreste durunca ücretini ödeyip aşağıya indim.Beni karşılayan bu muazzam yapı karşısında adeta küçük dilimi yutacaktım.Öyle güzeldi ki beyaz renkli bir saraydı adeta, adını sonuna kadar hak ediyordu. "White Garden!"

Rüya gibi bahçeden içeriye girdiğim de duvarları camdan olan restorantın içini görebiliyordum.Tahmin ettiğimden daha da kalabalıktı. Besmele çekerek ön kapıdan içeriye girdim.Girişte dikkatimi çeken büyük, renkli çelenk bana aitti onlar için ufak bir hediyeydi.Düşen ufak çiçeği tekrar yerine taktıktan sonra gülümseyerek kalabalığa doğru ilerledim.

Beni ilk fark eden annem olmuştu. Hızla yanıma gelirken oldukça mutlu görünüyordu.Bu da benim üzerimde ki huzursuzluğu alıp götürmüştü.

"Güzelim hoşgeldin."

"Hoşbuldum validem."

Annem gibi bende sımsıkı ona sarılırken gözüm arkada oturan adama takıldı ve yüzümde ki gülümseme yavaş yavaş solmaya başlamış az önce beni terk eden huzursuzluk tekrar eski yerini almıştı. Onun burada ne işi vardı ki,hangi yüz ile buraya gelebilmişti.

Buruşmuş elleri bastonun üzerinde birleşirken yaşının verdiği
yorgunlukla yavaş yavaş ayağıya kalkmış ve bana doğru yaklaşmaya başlamıştı.Bunu kaldıramazdım, Şadoğlular'a hazırdım ama ona değil!Bugün böyle olmamalıydı.

(White Garden Temsili😂)

Love rain (kore dizisi) izleyen varsa burayı çok iyi bilir....

Continue Reading

You'll Also Like

25.5K 3K 34
"Benim değil. Koruduğun inancının muhafızısın." dediğimde aniden gözlerime baktı. Bir kılıç kadar keskindi bakışı. Gülümsedim. Kaşları çatık hayretle...
3.2M 221K 64
On yıl boyunca ölü bir adama âşık olmak... Hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca toprağını öpmek... Ona en çok ihtiyacın olduğu anda mezarına sarılmak...
6.7M 341K 66
Herkesin hayatta en az bir amacı vardır. Benim amacım iyi bir hemşire olabilmek... ve yöntemim gülümsemek... Herkesin aksine gülümsemekten bir an...
29.6K 1.5K 9
Komedi tarzı bir hikayedir. İstanbul'lu götü pullu. İşte tam beni anlatan iki kelime. İstanbul'luydum, parasız, pulsuz, yalancı, üç kağıtçı, romanti...