Atıfet

By cokguluyombenya

6.9M 269K 35.5K

Betül yetenekli bir aşçıdır. Çevresinin ısrarıyla evlenmek için evlilik görüşmeleri yapmaya başlar. Bu görüşm... More

Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Final
Özel Bölüm.1
Özel Bölüm.2
Özel Bölüm.3

Bölüm 21

180K 7.4K 2.2K
By cokguluyombenya


Fırat, tahtada duran okey taşlarına bakıp Gökhan'a doğru döndü. Gereksiz gördüğü taşı atıp beklemeye başladı. Az sonra Gökhan sanki aradığını bulmuş gibi taşı alıp ortaya okey attı.

Batuhan ve Fırat acıklı bir "Ah!" çekerken Alp ve Gökhan hönkürürcesine sesler çıkarıyordu. "Bu iş daha bitmedi lan" dedi Batuhan gaza gelerek.

"Aynen daha bitmedi. Daha dur soyup soğana çevireceğim sizi" dedi Gökhan sırıtarak.

"Oğlum sizde hiç uslanmıyorsunuz. Hep aynı senaryo" dedi Alp bu sefer. Arkadaşları ile dalga geçmek harikaydı.

"Hadi lan oradan. Geçen seferi ne çabuk unuttun!" dedi Fırat taşları düzene sokarken.

"Hadi oğlum Fırat yiyelim şunları" dedi Batuhan ve elindeki zarı attı.

Ayça hemen yan masadaki nişanlısının bakıp iç çekti. Batuhan gerçekten tüm gün çalıştıktan sonra çok yorulmuş görünüyordu(!)

Kader ise tırnaklarını yercesine kemirerek tam karşısındaki Gökhan'ı izliyordu. Gökhan'ın değişeceğine inanmıyordu ancak ona yine de bir şans vermişti. Çünkü vermeseydi Gökhan'ın dediği gibi pişman olacaktı. Şimdilik bu garip ilişkiyi herkesten saklıyorlardı. Kader arkadaşlarının vereceği tepkiden korkuyordu. Onu o kadar uyarmalarına karşın Kader, Gökhan'a boyun eğmişti.

Gökhan sodasını yudumlayıp "Hadi bizim bu el" dediğinde Alp yanlarından geçen kadınlara kısa bir bakış attı. "Gökhan" dedikten sonra başıyla kızları işaret eden Alp, Kader'in dikkatini çekmeyi başarmıştı.

Gökhan bir an arkadaş ortamında olduklarını düşünüp giden kadınların oturduğu masaya baktı. Gülümseyerek göz kırpan Gökhan'ın aklına aniden gelen Kader genç adamın gülen yüzünü soldurdu. Gizli sevgilisinin olduğu yere doğru baktığında ise Kader'in sinirli bir şekilde kendisine baktığını gördü.

"Alp!" diye bağıran Gökhan ses tonuyla herkesi korkuttu. Ardından kısık bir sesle devam etti. "Oğlum bana karı kız gösterme lan. Oyacağım o gözlerini şimdi" diyen Gökhan'a Alp yerine Kader eşlik etti.

"Bende senin gözlerini oyacağım!" diyen Kader sinirli bir tonla söylemişti bunu. Batuhan, Fırat, Ayça, Betül ve Alp ona bakakalmıştı.

Gökhan ayağa kalkıp "Yanlış anladın hayatım" dese de Kaderden okkalı bir tokat yemekten kurtulamadı. Kader sesli bir tokat atıp kendi masasına gitti. Çantasını alıp hızlı bir şekilde kafenin dış kapısından çıktı. Gökhan da ceketini alır almaz Kader'i takip etmeye başladı.

"Ne oluyor lan?" diyen ise Fırat oldu. Kimse bu sorunun yanıtını bilmiyordu. Ancak Ayça bir teori öne sürdü.

"Yoksa bunlar sevgili falan mı oldu?" dedi gülerek. Sonra gülümsemesi yavaşça soldu.

"Yok canım daha neler" dedi Alp ancak herkes birbirinin gözünün içine baktıktan sonra hep birlikte ayağa kalktılar. Fırat hesabı öderken diğerleri aceleci bir şekilde kafeden çıkıp az önce ayrılan çifti takip etmeye başladı.

"Gerçekten olabilir mi?" dedi Betül telaşla Ayçaya.

"Bilmiyorum Betül ya Gökhan Kader'in aklına girmenin bir yolunu bulmuştur" dedi Ayça. En sonunda arabaları park ettikleri sokak arasında sesli bir şekilde kavga eden çifti gördüklerinde hep birlikte gizlendiler.

"Sen hiç değişmeyeceksin. Beni boşuna oyalama!" diyen Kader'in sesi öfkeliydi.

"Sakin olur musun? Sadece alışkanlıktı" dedi Gökhan kötü bir niyetinin olmadığını açıklamaya çalışırken.

"O zaman bende yoldan geçen her erkeğe bakayım. Alışkanlıktı diyeyim nasıl fikir?" dedi bu sefer Kader.

"Kader!" diyen Gökhan'ın sesi bu sefer ciddi ve sinirli çıkmıştı.

Batuhan daha fazla dayanamayıp öne doğru atıldı ve eliyle gördüğü manzarayı alkışlamaya başladı. Diğerleri de ona eşlik ettiğinde Kader ve Gökhan şaşırmış bir şekilde sesin geldiği yere doğru bakmaya başladılar.

"Helal olsun kardeşime!" diyen Alp sırıtıyordu.

Ayça bu manzaraya gülmeden edemedi. İki aşık gibi atışmışlardı ve bu o kadar tatlıydı ki.

Kader, arkadaşlarına doğru bakıp eliyle yüzünü kapadı. Çok fazla utanmıştı. "Bir siz eksiktiniz zaten kardeşim!" diyen Gökhan ile tekrar sinirlendi. Bu adama sinir olurken onu sevmeyi nasıl beceriyordu?

"Hayırlı olsun çapkın kral" diyen Fıratta sırıtmasını engelleyemiyordu. "Bence tebriklerimizi sonra iletelim. Önemli bir işleri vardı ve yarıda kestik" dedi Ayça.

"Aa işte o dediğin olmaz sevgili yengeciğim. Hazır suç üstü yakalamışken keyfini çıkaralım değil mi?" dedi Alp ve kahkaha attı.

En sonunda Betül konuşmaya başladı. "Yani siz şimdi sevgili misiniz?" dedi şaşkın ve masum bir şekilde.

Herkes Betül'e garip garip bakarken Fırat araya girdi. "Ne zaman oldu bu olay?" diyerek en mantıklı ve merak edilen soruyu sordu.

"Tatilden sonra. Başka sorunuz yoksa artık konuşmama dönmek istiyorum" dedi Gökhan ve Kader'e doğru döndü.

"Bence hiç konuşma sen" diyen Kader tekrardan hareket edecekken Gökhan bu sefer kolunu tuttu. "Deli ediyorsun beni Kader!"

Taze çiftin yanından ayrılan arkadaş grubu mutlu görünüyordu. "Vay be Gökhan bile birine değer verebiliyormuş" dedi Alp, hayret içerisinde kalarak.

"Bakma sen böyle olduğuna Gökhan bambaşka biridir" dedi Batuhan.

"Nasıl yani?" diye sordu Betül merakla. Arkadaşının iyiliğini istediği için sormuştu bunu.

"Yani çapkın falan deriz ama çapkınlığı kadınlara gülümsemenin, gidip sohbet etmenin ilerisine gitmez"

Betül başını olumluca salladı. Anlıyordu. Kader'i boşuna engellemişler gibi hissetmeye başlamıştı. Kader'in mutlu günlerinde de mutsuz günlerinde de yanında olacaktı.

"Aşkım biz yavaştan gidelim mi?" dedi Ayça bir anda. Batuhan nişanlısına boş boş baktıktan sonra "Aa evet. Hadi gidelim" dedi ve güldü. Alp ve Fırat işe vedalaşıp "Hadi yarın görüşürüz" dedi ve Ayça'nın sıcacık elini avuçlayıp uzaklaşmaya başladılar.

O sırada Alp "Abi ayıp olmasın ama benimde kısa bir işim var telefoncu da. Bende gideyim yavaştan" dedi. Fırat ve Betül ne olduğunu anlamadan yalnız kaldıklarında birbirlerine bakarak gülümsediler.

"Hava çok güzel değil mi?" dedi Betül kapkara gökyüzüne bakarak. İstanbul da yıldız görmek fazla mümkün değildi.

"Biraz yürüyelim mi?" dedi Fıratta. Betül, Fırat'ın koyu gözlerine bakarak onu onayladı.

"Yakında Arda'nın mezuniyetini kutlayacağız. Arda seni de davet etmemi istedi" dedi Fırat kardeşinin isteğini yerine getirirken.

"Elbette gelirim. Ardayı doktor önlüğü ile çok ama çok merak ediyorum."

"Bende bir kere gördüm. Sankii içindeki kişi Arda değil gibiydi." dedi Fırat. Kardeşi kendine uymayan bir meslek seçmişti.

O sırada Betül tereddütlü bir şekilde "Seni de asker kıyafeti ile görmek isterdim" dedi.

Fırat bakışlarını yavaşça genç kadına doğru çevirdi. "Belki bir öğle arası yemek yapıp getirirsen görebilirsin" diyerek espri yaptı. Ancak Betül bunu ciddiye aldı. Hatta çok ciddiye aldı. Hemen yarın yemek yapıp Fırat'a götürmek istiyordu.

"Düğüne az kaldı" dedi birden Betül. Ayça ve Batuhan'ın düğününden bahsediyordu.

"Evet. Batuhan zaten bunu her gün hatırlatıyor"dedi Fırat bıkkın bir şekilde. Arkadaşı her sabah iş başlarken ve her akşam iş biterken düğün hatırlatmasını yapıp duruyordu. Batuhan resmen gün sayıyordu.

"İkisi de çok heyecanlı. Tatlı bir telaş içindeler" dedi Betül bu sefer. Kendisini bir an gelinlikle düşündü. Bir elinde gelin çiçeği ile diğer elinde Fırat'ın sıcacık eli...

"Evlenince böyle oluyor galiba" dedi en sonunda Betül bir anlık heyecanla. Fırat'ın bir şey demesine fırsat vermemişti.

"Hala görüşmeler yapıyor musun?" diye sordu Fırat birden. Betül'e bu özel soruyu sorup durmak artık adeti olmuş gibiydi. Merak ettiğinden mi sorup duruyordu bilmiyordu. Sadece emin olmak mı istiyordu bilmiyordu. Sadece sormak istiyordu.

"Zahide Teyzenin istediği birkaç kişi ile görüşecektim ama görüşme olmadı" dedi Betül yalan söyleyerek. Zahide Hanım elbette ona bir görüşme ayarlamamıştı. Betül, gönlünde Fırat'a bu kadar değer verirken nasıl başka biriyle görüşürdü?

"Anlıyorum. Aslında benim birkaç arkadaşım var" diyen Fırat ile Betül aniden yürümeyi bıraktı. Yüzündeki gülümseme solup yerini mutsuz ve somurtkan bir yüze bıraktı.

Fırat ne demek istemişti? Düşündüğü şeyi ona diyor olamazdı değil mi?

Fırat zorlanarakta olsa sözüne devam etti. "Arkadaşlarımla belki görüş-" derken Betül sözünü kesti.

"Lütfen söyleme!" dedi ve kırgınlık dolu bakışlarını Fırat'a çevirdi. Fırat'ın siyah saçlarında gezinen bakışlarını yavaşça gözlerine doğru indi.

"Yanlış bir şey mi söyledim?" dedi Fırat telaşlı bir şekilde.

Evet yanlış bir şey söylemişti. Önce öptüğü, sonra acısını paylaşıp yanında güldüğü kadına arkadaşları ile evlilik görüşmesi yapmasını söylüyordu. Fırat yanlışın en büyüğünü yapmıştı. Betül'ün kalbini öyle bir kırmıştı ki bunu hiç unutmayacağına emindi.

"Evet. Çok yanlış bir şey söyledin" dedi Betül ve sinirlerine hakim olmakta zorlanmaya başladı. Betül, Fırat'ı bu kadar severken başka bir erkeğe gözü bile değmezken Fırat bunu nasıl derdi? Betül'ü nasıl başka bir erkek için düşünürdü? Genç kadının ufak ufak inşa ettiği umutları genç adamın tek bir cümlesi ile enkaza dönüştü. Artık umudunu yitiriyordu.

"Senin için gerçekten sadece Esra mı var? Onu bir kere unutmayı deneyemez misin? " diye sordu Betül aniden. Fırat genç kadının sorduğu soru ile betona çarpmış gibi oldu.

"Şimdi neden bu konuyu açıyorsun?! "
"Çünkü mutlu olmanı istiyorum!" dedi Betül dayanamayıp. Artık ona baksın istiyordu. Onu görsün istiyordu.

"Çünkü artık bana bak istiyorum! Kalbindeki özlem olmak istiyorum. Birlikte ağlayalım, birlikte gülelim. Bizde Ayça ve Batuhan gibi olalım istiyorum. Ben sadece... sadece senin sevgini istiyorum. Arkadaşlarınla görüşme ayarlamanı istemiyorum. Beni sevmeni istiyorum!"

Betül söylediklerinden sonra derin nefes alıp verirken, Fırat duyduğu şok itiraf ile birkaç adım geriledi. Betül onu seviyor muydu? Ne zaman? Neden?

"Betül sen..."Fırat sözünün sonunu getirmekte zorlanırken Betül arkasını dönüp genç adamın yanından ayrılmaya başladı. Gözünden akan yaşı koluna silerken itirafını böyle olacağını hiç düşünmediği için hayal kırıklığına uğradı. Fırat'ın sevgisinden emin olduğunda kendi sevgisini dile getirecekti.

Ancak Fırat'ın sevgisizliğinden emin olduğunda elinde olmadan itirafta bulunmuştu bile.

Fırat soru işaretleri ile Betül'ün arkasından bakarken genç kadın hiç arkasına bakmadan ilerledi. Güzel başlayan gün böyle bitmişti.

Betül birkaç dakika önce Fırat'a yemek götürme planları kurarken şimdi hepsinin sadece bir hayal olarak kalmasına üzüldü.

✨✨✨

"Ne dedim dedin sen?!" dedi Ayça sesli bir şekilde. Betül'ün iş yerine ziyarete gelmiş, duyduklarıyla şoka uğramıştı.

"Kızım iki dakika boş bıraktım Fırata itiraf mı ettin?" dedi bu seferde şaşkınlıkla. Betül önlüğünü çıkarıp astı. İş saatini doldurmuştu.

"Evet. Ama o da beni çok sinir etti. Dayanamadım ne yapayım? Bende insanım" dedi Betül arkadaşına. Bu sefer Kader söze girdi.

"Bence iyi olmuş. Duygularını fark eder belki"

"Hiç aradı mı? Mesaj attı mı?" dedi merakla Ayça. Betül telefonunu açıp gelen tek mesajı gösterdi.

Fırat: Görüşmemiz gerek

Ayça hayal kırıklığı yaşamış gibi "Bu kadar mı?" diye sordu. Betül başını bir aşağı bir yukarıya doğru salladı.

"Konuşacak mısın?" diye sordu Kader merakla.

"Tabi ki hayır! Çok utanıyorum." dedi Betül başını hafifçe öne doğru eğdi.

"Sevmek suç mu kızım? Niye utanıyorsun yani." dedi Ayça ve Betül'ü görüşme için gaza getirmeye çalıştı. Fakat bu pekte ile yaramadı. Çünkü Betül, Ayça gibi düşünse de utanıyordu işte. Şimdi Fırat ona ne zaman baksa onu sevdiğini bilmiş olacaktı. Betül'ün her hareketinin altında bir şey arayacaktı.

Betül iç çekerek soyunma odasındaki koltuğa oturdu. "Kızlar ben ne yaptım ya? Ne yapacağım şimdi?" dedi umutsuz bir şekilde. Gözleri dolmaya başlamıştı. Fırat ondan uzaklaşacaktı. Zorlukla kurduğu o samimiyet gidecekti. Betül bu yüzden korkuyordu.

Ayça arkadaşının yanına oturup kolunu omzuna attı. "Hey benim bildiğim Betül asla pes etmez. Merak etme o adam senin olacak güzelim. Koluna takıp her yerde gezdireceksin" dedi Ayça.

Betül arkadaşına umutsuzluk dolu bakışlarını gönderdi. Kader de Ayça gibi arkadaşına destek verdi. Arkadaşlar bugünler için vardı.

Fırat oturduğu masanın üstündeki parmaklarını masaya vurarak bir ritimler tutturmuş, dalgın bir şekilde dışarıya bakıyordu. Bu dalgınlığın nedeni belliydi.

Fırat birçok kadından farklı itiraflar duymuştu. Bir kısmı dış görünüş den etkilenerek iltifatlar eşliğinde itirafta bulunmuştu. Bir kısmı onu sevdiğini sanarak etmişti itiraflarını. Ancak hiçbiri onu Betül'ün itirafı kadar düşündürmemiş, dünden daha farklı hissetmesine neden olamamıştı.

Betül'ün sözleri samimiydi. Hala daha aklında birkaç cümle yankılanıyordu. "Kalbindeki özlem olmak istiyorum"

Fırat büyük bir 'of' çekerek ellerini başına götürdü. Betül'ü üzecekti. Onun iyi biri olduğunu biliyordu. Hatta sır gibi sakladığı tarifleri Esra'ya verecek kadar nazik, arkadaşının iyiliğini düşünecek kadar düşünceli bir kadındı. Ailesine önem veriyordu. Evden anlıyor, çocukları seviyordu. Ve çekiciydi. Fırat bunu çok önceden sarhoş olduğunda evindeyken fark etmişti.

Yumuşacık dudaklarını hala anımsıyordu. Bir erkek olarak onu çok çekici buluyordu. Bunu inkar edemezdi. Fırat uzun süredir kendi içinde devam eden tartışmasına "Komutanım" diyen sesle ara verdi.

Batuhan selam verdikten sonra elindeki dosyaları Fırat'ın masasına bıraktı. "Bunları acil imzalamanız gerekiyor komutanım. Faks çekmem gerek" diyen Batuhan'ın bakan Fırat iç çekerek kalemini alıp dosyaya göz gezdirdi. Sonradan imzasını atıp dosyayı Batuhan'a verdi.

"Üstteğmenim" diyerek eliyle Batuhana rahat olmasını söyleyen bir işaret yaptı.

"Bugün bir plan var mı? Hep birlikte bir yerlere mi gitsek?" dedi Fırat bir şeyler üretmeye çalışarak.

"Abi valla Ayça bugün çok ama çok yoğun olduğunu söyledi. Hatta yarın ve öbür günde yoğunmuş. Betül-" diyen Batuhan'ın sözünü hızlı bir şekilde kesti Fırat.

"Ne olmuş Betüle?"

Batuhan kaşlarını çatarak arkadaşına baktı. "Bir şey olmamış. Bugün onda kalacaklarmış."

Fırat başını olumluca sallayarak anladığını belli etti. Betül kaçıyordu. Ayça da ona yardım ediyordu.

"Tamam çıkışta konuşalım" diyen Fırat tekrardan düşünme pozisyonunu aldı. Batuhan yapılan konuşmadan hiçbir şey anlamadan odadan çıktı. Fırat ise yine tek başınaydı.

Betül arkadaşlarına tek tek bakarak koltukta arkasına yaslandı. Çoktan akşam olmuş, tüm arkadaşları evinde toplanmıştı. Ayça, Kader, Fulya, Nur ve Aysel yan yana ayakta durarak Betül'e ders vermeye hazırlanıyorlardı.

"Bak güzelim erkek milleti kolayı sevmez. Azıcık zor olacaksın bunlara" dedi Aysel kendi engin bilgilerini paylaşarak.

Nur arkasındaki ufak kara tahtaya elindeki tebeşir bir şeyler yazmaya başladı. Önce bir çöp adam çizdi. Sonra da konuşmaya ve yazmaya başladı. "Bu Fırat. Fırat bir asker. Asker demek ciddiyeti seviyor demek. Ama Fırat aynı zamanda esprili, nazik ve sevince çok seven biri." dedi ve edindiği tespitleri teker teker yazdı.

Sonra Fulya elindeki kitaba bakıp araya girdi. "Abim elde edilmesi en kolay erkekler kategorisine giriyor" dedi ve herkes ona baktı.

Betül arkadaşlarının bu haline gülmeden edemedi. Sesli bir kahkaha atıp "Harikasınız arkadaşlarım" dedi.

"Ya Fulya doğru baktığına emin misin?" dedi Kader ve kitabı eline aldı. Nur ve Aysel umutsuz bir şekilde koltuğa oturdu. "Betül sende en olmayacak adamı sevmişsin" dedi Nur isyan ederek.

Fulya odadaki umutsuzlukla dolu arkadaşlarına bakıp "Hadi ama abimin Betül'ü sevmemesi için bir neden yok. Biraz düşünürse kendisi de anlar onu sevdiğini" dedi.

Ayça hemen Fulyaya hak verdi. "Evet. Bu yüzden Betül'ün kaçmayı bırakıp üstüne gitmesi gerekiyor"

Şimdi herkes Betül'e bakıyordu. "Bana öyle bakmayın. Gidip hiçbir şey olmamış gibi onunla konuşamam" dedi Betül somurtarak.

"Bir şey olmamış gibi yap demiyoruz ki zaten tatlım"dedi Kader ve göz kırptı. Şimdi hepsinin birlikte kurduğu o planı dinleme vaktiydi.

"Fulya abisine onu almasını söyleyecek. Fıratta adım adım buraya gelecek." dedi Kader. Ardından lafa Ayça devam etti. "Sende o sırada çöp atmak için evden çıkacaksın ve bam! Fırat ile karşılaşacaksın."

Sonrasında Aysel devam etti. "Fırat büyük ihtimalle seninle konuşmak isteyecek. Ve sende içini dökeceksin"

Betül hızlı bir şekilde araya girdi. "Nasıl yani?"

"Yani güzelim diyeceksin işte seviyorum seni diye" dedi Nur. Betül bunu söyleyebileceğine emin değildi. "Asıl bundan sonrası önemli" dedi Nur ve planının can alıcı noktasını anlatmaya başladı.

Fırat büyük adımlarla kaldırımda ilerliyordu. Çoktan gece olmuş, güzel hava kendini hala hissettirmeye devam ederken o kardeşini almak bahanesiyle Betül ile görüşmeye gidiyordu.

Bir kadınla görüşmek için bahane arıyordu. Fırat nasıl bir durumdaydı? Bugün Betül ile görüşmezse işler daha karışık bir hal alacaktı. Apartmanın önüne geldiğinde iç çekerek ilk katın yanan ışığına baktı. Ardından apartmanın yanan ışığı gözüne çarptı.

Beklediği fırsatın ayağına gelmesi genelde Fırat'ın başına gelmezdi. Ama işte olmuştu. Beklediğini fırsat ayağına gelmiş, Betül elinde çöp poşeti ile apartmandan çıkmış ona doğru geliyordu.

Genç kadın arkadaşlarını onu düşürdükleri utanç verici durum için dövmek istiyordu. Elinde çöp ile Fırat'a karşı yürüyordu. Ne andı ama!

"Betül" diyen Fırat ile genç kadın gülümsemeye çalışarak adama baktı. "Biraz konuşalım mı?" diye sordu Fırat. Sesi hevesli gibi çıkmıştı.

Betül'ün bakışları elindeki çöpe doğru indi. Fırat bunu fark edip aceleci bir tavırla genç kadının elindeki poşeti aldı ve çöp konteynerına attı.

"Pekala. Konuşalım" dedi Betül ve hırkasının önünü ilikledi. Evine geri dönerse arkadaşlarının azarı yiyeceği kesindi. Fırat ve Betül bir süre yürüdükten sonra mahalleye yakın bir parka geldiler. Fırat en sonunda dayanamayıp konuşan ilk kişi oldu.

"Ne zaman başladı?" diye sordu Betül'ün önüne geçip. Böylece Betül olduğu yerde durmuştu.

Parmaklarıyla hırkasının ucunu kavrayarak biraz düşündüm Betül. İlk ne zamandı? İlk ne zaman onda kendini görmüştü? Kalbi ne zaman ona akmaya başlamıştı?

"Belli bir zamanı yok"

"Yani senin şimdi bana karşı bir ilgin var" dedi bu sefer Fırat. Sabah sorması gereken şeylerin neredeyse listesini tutacaktı.

Betül derin bir nefes aldı. Madem bu yola çıkmıştı o zaman gerçekten içindekileri dökecekti. "Sana ilgim yok. Seni seviyorum"

Fırat, genç kadının açık sözlülüğü karşısında şoka uğradı. Betül, Fırat'ın sessizliğini fark edince açıklama yapma gereksinimi duydu.

"Başta masum bir ilgiydi ama sonra sen işleri karıştırdın"

"Ben işleri nasıl karıştırmış olabilirim?" dedi Fırat meraklı bir şekilde. Betül'ün kaşları hafifçe çatıldı.

"Nasıl mı? Beni öptün!" dedi bu sefer Betül sesi öncekinden daha sesli çıkmıştı. Koyu gözlerinden ateş fışkırıyor gibiydi.

Fırat ise bu olayı aklına dahi getirmemişti. Betül'ün ona karşı bir şeyler hissetmesinin nedeni o öpücük müydü?

"Onun bir hata olduğunu söylemiştim" dedi bu sefer Fırat.

"Evet söyledin ama... ama olmadı işte. Ben hata olarak göremedim."

Fırat ne diyeceğini bilemedi. Karşısındaki kadın onu oldukça fazla seviyor görünüyordu. Betül masum bir çocuk gibi etrafa bakarken Fırat aklındaki bir diğer düşünceyi dile getirdi.

"Beni seviyorsan evlilik görüşmelerine neden gittin?"

Betül'ün koyu gözleri tekrardan Fırat ile buluştu. "Başlarda sana ilgim olmadığını söylemiştim. Sonra görüşmeleri bıraktım. Ara verdiğimi sana söyledim. Ben bir adamı severken bir başkasıyla görüşmem. Bir adamın gülüşüne vurulmuşken başka adamlar da o gülüşü aramam. Ben bakmak istediğim gözlerden başka gözlere bakmam. Sende öylesin" dedikten sonra derin bir nefes verdi.

"Esrayı yıllarca sevdin. Bende severim. Yıllarca seni bekleyebilirim. Umut edebilirim. Seni beklerim Fırat. Bana sadece beklemem gerektiğini söyle. Sadece hayal kurmama izin ver. Olmaz mı?"

Fırat kalbinde bir sızı oluştuğunu hissetti. Betül'ün sevgisini hissetmişti. Bu kadın onu gerçekten çok seviyordu. Fırat onun sevgisine karşılık veremezdi. Ona karşı ne hissettiğinden bile emin değildi. Ama söylediklerinden rahatsız olmamıştı. Fırat gözlerini kısa bir süre kapattı.

Betül kalbinin heyecanlı çırpınışını hissediyordu. Fırat'ın ağzından çıkan sözler sevgisini azaltmayacaktı. Ne söylerse söylesin Betül ona karşı atıfet duymaya devam edecekti. Vazgeçemiyordu. Vazgeçmek istemiyordu. Yıllardır ilk kez kurduğu hayallerin gerçek olması için delicesine bir istek duyuyordu.

"Harika bir kadınsın. Güzelsin, yeteneklisin ve naziksin. Daha birçok özelliğini sayabilirim. Tüm iyi şeyler sende toplanmış. Ben bu kadar iyi birini üzmek istemiyorum. Seni kırmak istemiyorum. Sana beni bekle diyemem. Çünkü ben ne zaman gelirim bilmem. Bu yüzden bekleme Betül."

Betül zorlukla yutkunarak gülümsemeye çalıştı. Bekleyecekti.

"Tamam anladım."

Arkasını dönerek Fırattan uzaklaşmaya başlayan Betül gözyaşlarını tutmaya çalışıyordu. Alışmıştı. Alışması gerekirdi. Fırat'ın her sözü kalbini kırıyordu. Yine de benimle kal dese, onu sevdiğini söylese her şeyi unutur daha çok severdi onu.

Ama demiyordu. Kal demiyordu, git diyordu. Unut demiyordu, hatırla diyordu. Sev demiyordu, sevme diyordu.

Bir gün dayanamayacağı bir an gelecek ve gidecekti. Bunu biliyordu. Bir gün Fıratsız olmaya hazır olduğunda nihayet bunu anladığında gidecek ve bir daha gelmeyecekti.

Betül öyle bir gün gelmesin istemiyordu. Ama gelecekti. Betül bir gün dayanamayacak ve gidecekti.

Continue Reading

You'll Also Like

9.4K 292 64
Hayatın savaşçı olmaya zorladığı iki insan, hayat ile girdikleri savaşta biri adaleti, diğeri de adaletsizliği kendine ilke edinmişti. Kurtuluş yolun...
3.9M 241K 81
* Siz: Ay acaba lamalar uçsa nasıl olurdu? Siz: Düşünsene, kafana tıpkı martının sıçması gibi tükürüyorlar. Siz: Çok komik olmaz mıydı? ÜSĞĞDDĞSPDĞPF...
24.6K 1K 43
Armina, annesi ve babasını trafik kazasında kaybetmiş, dayısı ve yengesi ile yaşayan bir kızdı. Yaşadığı olaydan dolayı okulunun devamını İstanbul'da...
984K 54.6K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...