Atıfet

cokguluyombenya tarafından

6.9M 270K 35.6K

Betül yetenekli bir aşçıdır. Çevresinin ısrarıyla evlenmek için evlilik görüşmeleri yapmaya başlar. Bu görüşm... Daha Fazla

Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Final
Özel Bölüm.1
Özel Bölüm.2
Özel Bölüm.3

Bölüm 20

173K 7.2K 1K
cokguluyombenya tarafından

Fırat dudaklarının arasındaki sigarayı içine çekip dumanını dışarıya verdi. Bu sıralar sadece arada içtiği sigara işe fazla bir araya gelir olmuştu. Stresli değildi ancak neden içtiğini de bilmiyordu.

"Kardeşim sen tiryaki olacaksın böyle giderse" diyen Gökhan ile parmaklarının arasındaki sigarayı söndürdü.

"Haklısın. Neden içiyorum bende bilmiyorum ki" dedi Fırat. Sigara içmeye askeri okulda başlamıştı. O zamanlar iki ayda bir kere içerdi. Asker olmak stresli bir işti.

"Bugün nöbetçi olman kötü oldu." dedi Batuhan elindeki çayı yudumlarken.

Fırat gülümseyerek "Neden lan?" dedi.
"Takılırdık birlikte." dedi Batuhan. Nöbetlerden nefret ediyorlardı. Fırat ise yarın evde uyuyacağı zamanı düşünüp huzur buluyordu.

"Ayçayla takıl sen" dedi Fırat arkadaşına sırıtarak. Batuhan sırıtarak baktı arkadaşına.

"O zaman biz yavaştan gidiyoruz. Sana iyi nöbetler" dedi Alp ceketini giyip. Batuhan çayını kafasına dikip boş bardağı Fırat'ın nöbet masasına koydu.

"Haydi kardeşim. Görüşürüz yarın" dedi Batuhan ve hepsi aynı anda çıkıp gitti. Fırat tek başına kalmıştı.

Yanına gelip "Komutanım" diyerek bir şeyler anlatan asker ile oturmak üzere olduğu masadan ayrıldı.

Betül tabakları masaya yerleştirip Zahide Teyzeye yardım etmeye başladı. Fulya işten çıkınca Betül'e uğramış onu yemeğe davet etmişti. Çıktıkları kısa tatilden sonra herkes bir yoğunluğun içine girmiş, fazla görüşememişlerdi.

"Haydi herkes yemeğe" diyen Zahide Hanım ile Arda ve Ömer oturdukları koltuktan kalkıp masadaki yerlerini aldılar. Fulya da salatayı getirerek masayı tamamladı.

"Eline sağlık anne. Kurt gibi acıktım valla" diyen Arda yemeklere saldırmaya çoktan başlamıştı. Kendini Betül ile oldukça rahat hissediyordu. Sanki o aileden biriymiş gibi davranıyordu.

Betül önce çorbasını içip sonradan ana yemeğe geçti. Masada dönen sohbete eşlik edip gülerken gözü birden boş duran sandalyeye doğru kaydı. Fırat'ı bir haftadır görmemişti. Tayin olabilme ihtimali bile kalbini tekletirken, tayin olsa ne yapardı bilmiyordu.

Sıkıntılı bir iç çekerek yemeğine devam etti. Belki de kaderinde acıklı bir aşk yaşamak vardı. Her şeye dayanırdı da Fırat'ı başkasıyla görmeye dayanamazdı. Ona olan sevgisi her gün büyürken onun başkasının kocası olmasına dayanabileceğini sanmıyordu. Başka bir kadının çocuklarının babası olabileceği fikri bile kalbini sıkıştırıyor, içine kocaman bir sıkıntı bulutu çöküyordu.

Fulya, Betül'ün birden düşen yüzünü fark edip "Betül bugün bizde kalsana" dedi.

Betül hemen yan tarafına doğru dönüp "Ah olur mu öyle hiç" dedi ve Zahide Teyzeye doğru baktı. Zahide başını olumluca salladı.

"Kal tabi. Yarın haftasonu abim de bugün nöbetçi onun odasında kalırsın" dedi Ömer kardeşine hak vererek.

Fulya ve diğer herkes başını olumluca salladı. Betül daha fazla itiraz etmeden teklifi kabul etti. Evi yakın da olsa bir gece aile sıcaklığını yaşamak ve aile kokan bir evde uyumak istiyordu.

Yemek bitince masayı kaldıran Fulya ve Betül güzel bir kahve yapıp koltukta yan yana oturdular. Ayrılmayan ikizler gibi hep yan yanaydılar. Fulya, Betül'ü çok iyi anlıyor ve ona yardımcı olmak istiyordu. Onun yengesi olmasını, yeğenlerinin annesi olmasını çok isterdi. Fakat abisinin kalbini bilemiyordu. Orası bilinmeyen bir bulmaca gibiydi.

"Bu sıralar yeni bir patron geldi. Adamı görsen işinin adamı. Çok iyi bir adam. Babam yaşında ama çok bilgili kendini geliştirmiş." diyen Fulya yeni patronunu övmeye başladı. Son gelişmeleri ona iletmeliydi.

"Bizim patron da bu yaz evlenecek" dedi Betül.

Arda ve Ömer de konuşmaya başlayınca keyifli bir sohbet başladı. O sıralarda Fırat, radyodan çıkan kısık müziği dinleyerek arkasına yaslanmış, nöbet işlerini ne çok sevmediğini düşünüyordu.

Aniden aklına geçen hafta geçirdikleri tatil geldi. Yüzünde oluşan tebessümün nedeni güzel vakit geçirmesiydi. Gözünün önünde beliren Betül'ün elbiseli hali ile oturduğu yerde sıçradı. Gözlerini fal taşı gibi açıp "Ne oluyor lan?" dedi kendi kendine mırıldanarak.

Tekrardan yerine oturup arkasına yaslandı. Bu sefer gözünün önünde Emre denilen adam belirdi. Fırat'ın anladığı kadarıyla bu gece geçmek bilmeyecekti.

Betül, Fulya'nın kendisine verdiği pembe pijamaları giyip yatmak için hazırlanmaya başladı.

"Şimdiden söyleyeyim erkenden kalkanı döverim. Betül sende dahilsin" dedi Arda haftasonu uyuyabildiği kadar uyumak istiyordu. Betül onun bu lafına gülmeden edemedi.

"Emrin olur doktor bey başka isteğin var mı?" diye sordu Fulya kardeşine imalı bir şekilde.

Ömer, Arda'nın saçını karıştırıp "Hadi hadi odaya. İyi geceler herkese" dedi ve Arda istemeyerekte olsa odaya girdi. Betül, Zahide Teyzeyle konuştuktan sonra Fulya, Betül'ü abisinin odasına götürmek için önden yürümeye başladı. Odanın kapısını açıp "İşte abimin odası burası." dedi gülümseyerek.

Betül çekinerek odaya doğru bir adım attı. Hemen ardından Fulya da odaya girdi. Oda da o kadar çok fotoğraf vardı ki Betül hepsini incelemek istiyordu. Kapının hemen yanında duvara asılı duran pano fotoğraf doluydu. Betül hepsini incelemeye başladı.

Fulya da elbette ona yardımcı olacaktı. "Bu abimin askeri okuldan mezun olduğu gün. Bu da babam önceden görmüştün" dedi Fulya açıklama yaparak.

Fırat öyle güzel gülüyordu ki Betül bir an onu böyle güldürebilmeyi istedi. Sevdiği adamın gülme nedeni olmak istedi. Diğer fotoğrafa baktığında ise bu sefer Fırat, bir mangalın başındaydı. Yanında yine babası vardı. Betül birden kaşlarını çattı. Diğer fotoğraflara göz atıp Fulyaya doğru baktı.

"Babasını özlüyor. Onu çok seviyordu değil mi?" dedi Betül. Birden ağlamak istediğini hissetti. Onun kalbinde yaşadığı özlemi kendi kalbinde hissetmesi normal miydi?

Fulya fotoğraflara doğru baktı. "Ben hiç babamın istediğini yapmadım biliyor musun Betül? Bana başka bir bölüm okumamı söylemişti ama ben mutlu olduğum yeri seçtim. Ne derse tam tersini yaptım. Ama abim...o babam ne derse yapardı. Babam asker bir oğlu olsun isterdi. Bu yüzden abim asker oldu. Babam gururlansın istedi."

Fulya göz pınarlarında biriken yaşlar eşliğinde abisinin askeri okuldan mezun olduğu fotoğrafa dokundu."Babamı hiç bu kadar gururlu ve mutlu görmemiştim."

Betül, Fulya'nın omzuna dokunup genç kıza destek olmak istediğini hissettirdi. Fulya göz pınarlarındaki yaşları silip "Babam burada olsa seni gelini olarak isterdi. Buna eminim. O yüzden elimden geleni yapıp babamın gururlanmasını sağlayacağım." dedi ve gülümsedi.

Betül, Fulyaya sıkıca sarıldı. "Sen gördüğüm en iyi arkadaşsın Fulya."

Fulya gülerek "Birde görümce olacağım" dedi ve iki genç kadın birlikte güldü.

Az sonra Fulya kendi odasına geçtiğinde Betül odayı gezmeye devam etti. Yavaşça Fırat'ın dolabını açtı. O kadar çok gömlek vardı ki Fırat'ın hep gömlek giymesine şaşırmadı.

Yavaş adımlarla çift kişilik yatağa doğru ilerledi. Yatağa oturup elini yorganın üstünde gezdirdi. İlk defa böylesine özel bir odada kalacaktı. Fırat'ın anılarıyla birlikte bir gece geçirecekti.

Yorganı açıp başını yastığa koydu. Bunu yapar yapmaz Fırat'ın yastığa işleyen kokusunu içine çekmeye başladı. Betül'ün bugün rahat uyuyacağı belliydi. Yatağın boş tarafına doğru döndü. Orada Fırat'ın olduğunu hayal edip gülümsedi.

Bu atıfet gittikçe saplantılı bir hal alıyordu. Betül, Fırattan başka bir şey düşünemez hale gelecek kadar çok sevecekti belki de.

Belki Fıratta onu severdi. Sevse, elini tutsa, ömrünü ömrüne verse ne mutlu olurdu.

Fırat'ın sadece kokusu ona huzurıhissettirdiyse kendisi olsa neler hissederdi merak ederek uykuya daldı.

Fırat anahtarı kapının göbeğine yerleştirip sessizce kapıyı açtı. Sabahın dokuzuydu ve herkesin uyuyor olduğunu tahmin ediyordu. Evde duyulan Ömer'in horlama sesi onu doğruluyordu. Kapıyı sessizce kapatıp minik adımlarla odasına yöneldi.

Odasına girip kapıyı kapattı. Yorgun bir şekilde çantasını ve ceketini kenara bıraktı. Gömleğinin birkaç düğmesini açıp yatağa doğru ilerledi. O kadar yorgundu ki kıyafetlerini değiştirecek hali bile yoktu. Hemen uyumak ve akşama kadar kalkmamak istiyordu. Hızlıca yatağa girip yorganı üstüne çekti.

O sırada yatağında yatan pembe pijamalı kişi gözüne çarptı. Arkası ona dönük olmasına rağmen pijamalarından Fulya'yı tanıdı.

Gülümseyerek kardeşinin beline kollarını saran Fırat, kendi kendine "Yine burada uyudun değil mi cimcime?" diye mırıldandı ve kendini uykuya bıraktı.

Birkaç saat sonra Betül, belinde hissettiği baskı ile gözlerini kırpıştırarak uyandı. Kaşlarını çatarak beline doğru baktı. Belinde gördüğü eller ile birden kalbini bir heyecan dalgası ele geçirdi. Yavaş bir hareketle arkasını döndü. Döner dönmez Fırat'ın bembeyaz gömleği ile karşılaştı.

Betül o anda yaşamak isterdi. Bunun için her şeyi verirdi. Bu şekilde uyanacağı bir başka sabah için neler yapardı? Fırat'ın ifadesiz yüzü ve kapalı gözleri, yavaş alıp verdiği soluk sesi genç kadın bunların hepsini aklına kazımak istiyordu.

Fırat'ın belindeki eline doğru uzattı ellerini. Her zaman o eli tutmak istemişti. Genç adamın iri elinin avucunun içine elini yerleştiren Betül gülümsüyordu. Elleri uyumluydu. Sanki birbiri için yaratılmış iki ayrı el gibiydiler. Betül'ün ufak eli Fırat'ın elinde kayboluyordu.

O sırada aniden çalan telefon ile Betül aceleyle Fırat'a arkasını döndü. Fırat gözünü açarak yatağın yanındaki masada duran telefonuna uzandı. Arayan isme bakıp derin bir nefes verdi. Betül ise konuşulanları dinlemekten başka bir şey yapamayacağı için hareketsiz bir şekilde duruyordu. Heyecandan nefes almadığını bile fark edemedi.

"Buyrun komutanım...Nöbette ben vardım birde Ahmet vardı komutanım...İyi günler komutanım"

Telefonu kapatan Fırat "Bari evde rahat bırakın" diye mırıldandı ve yan taraftaki kabarıklığa doğru baktı.

"Fulya kalk hadi." dedi ve kardeşinin hareketlenmesini bekledi. Ancak hareket etmeyince gülümseyerek "Oyun mu istiyorsun Fulya Hanım?" diyerek Betül'ün üstüne uzandı ve yorganın içinden onu gıdıklamaya başladı.

Betül gülmemek için kendini zorlamaya başladı. En sonunda dayanamayarak "Fırat!" dediğinde Fırat bir an duraksadı. Betül çok utansa da Fırat'a bakacaktı. Yavaşça genç adamın olduğu yöne doğru döndü.

Fırat'ın gülen yüzü aniden şaşkınlık dolu bir ifadeye büründü. "B-Betül?!" diyerek yataktan kalkan Fırat tüm vücudunun karıncalandığını hissetti. Betül'ün yatağında Fulya gibi giyinmiş halde ne işi vardı?

Betül doğrularak "Çok özür dilerim. Ben... Yani herkes ısrar edince... bende" diyerek sustu. İki kelimeyi bir araya getirememişti. Fırat biraz sakinleşerek Betül'e bakmaya başladı. Omzuma dökülen saçları ve giydiği pijama ile çok doğal duruyordu. O kadar doğaldı ki Fırat onun kocasının şanslı olacağını düşünmeden edemedi.

"Asıl ben özür dilerim. Fulya'nın pijamalarını giyince bende...." dedikten sonra duraksadı. Betül'ü gıdıklamaya çalışmıştı. Hatta daha ileri gidip ona sarılıp uyumuştu. Fırat ne yapmıştı?

"En iyisi ben gideyim" dedi ve kapıya doğru yöneldi. Fırat içindeki garip heyecana yenik düşerek "Betül!" dedi ve genç kadının kapıyı açmadan olduğu yerde durmasını sağladı.

"Gerçekten özür dilerim" dedi Fırat ve Betül'ün duyabileceği kadar sesli bir şekilde nefes verdi. Betül gülümseyerek odadan çıktı. Aceleyle Fulya'nın odasına geçti.

Kapıyı kapatıp kapının hemen arkasına çömeldi. Az önce neler yaşamıştı? Fırat'a o kadar yakındı ki yaşadığının bir rüya olup olmadığından emin olamıyordu.

"Betül..." diyen Fulya ile genç kadın gülümseyerek Fulya'nın yatağının kenarına oturdu.

"Neler oldu inanamayacaksın" diyen Betül sırıtarak hayal mi gerçek mi olduğunu ayırt edemediği olay zincirini anlattı.

En sonunda Fulya'nın tepkisi "Oha!" olurken, Betül bunu hemen Ayça ve Kader'e anlatmak için can atmaya başlamıştı. Bugün güzel bir gündü.

Betül için, Fırat ile başlayan her gün güzeldi.

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

100K 8K 15
Balım. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiydi. Babasının göz bebeği, abilerinin prensesi. Ancak annesinin hataları yüzünden hayatı bir anda değişti...
337K 27K 40
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...
940K 56K 72
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
PERESTİŞ 💫 tarafından

Genç Kız Edebiyatı

1M 61.6K 61
"Ben hayatta seninle aynı evde kalmam!" burnumu havaya dikip sinirle söylendim. Saçımı başımı yolacaktım şimdi sinirden. "Bende sana çok meraklı deği...