AŞKIMIZIN SİMGESİ "SEBA"(DÜZE...

By hissizmrkkp

215K 12.7K 911

Arkadaşlar bu benim ilk deneyimim olduğundan çok fazla yolun başındaydım. Okurken anlayış göstereceğinizi umu... More

Bölüm-2
Bölüm-3
Bölüm-4
Bölüm-5
Bölüm-6
Bölüm-7
Bölüm- 8
Bölüm-9
Bölüm- 10
Bölüm-11
Bölüm-12
Bölüm-13
Bölüm-14
Bölüm-15
Bölüm-16
Bölüm-17
Bölüm-18
Bölüm-19
Bölüm-20
Bölüm-21
Bölüm-22
Bölüm -23
Bölüm-24
Yeni hikaye
Bölüm -25
Bölüm-26
Bölüm-27
Bölüm-28
Bölüm-29
Bölüm-30
Bölüm-31
Bölüm -32
Bölüm-33
Bölüm-34
Bölüm-35
Bölüm-36
Bölüm-37
Bölüm-38 "Evladımın annesi"
Bölüm-39 "Kıskançlık"
Bölüm-40 "Çikolatalı Pasta"
Bölüm-41
Bölüm-42 "Mezuniyet ve Mezuniyet Hediyesi"
Bölüm-43 "Kalbimin Merkezinde Sen Varsın"
Bölüm-44 "Ezgi ve Hakan'ın Düğünü"
Bölüm-45 "Bulamıyacaksın Beni Barış Efendi"
Bölüm-46 "Seni Velet Seni"
Bölüm-47 "SENİ KAÇIRIYORUM"
Bölüm-48" SÖZÜMÜ TUTUYORUM"
Bölüm-49"SÜRPRİZ DÜĞÜN"
Bölüm-50 "İLK TEKME"
Bölüm-51 "YAKIŞIKLI MANTI"
Bölüm-52 "ÇOK KORKUYORUM"
Bölüm-53 "Küçük Ömerimiz"
🎀🎆FİNAL 🎆 🎀

🎀"SEVDA SERDEM"(Düzenlendi)📌

25.1K 659 73
By hissizmrkkp

Bu benim ilk deneyimim inşallah beğenilir ve okunur diye umuyorum. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

SEVDA SERDEM

Adım Sevda. Ne aşırı güzel ne aşırı zengin ne de çok fazla üstün yetenekleri olan biriyim. Sıradan bir hayatı olan sıradan bir insanım. En büyük gayem ise olduğum gibi görünüp, göründüğüm gibi olmaya çalışmak. Şaşmamak için uğraştığım doğrularım, yapmamaya gayret gösterdiğim hatalarım ve de büyük hayalerim vardır. Hangimiz hayal kurmayız ki. Bu dünyadaki acımasız ve acımasızlıklardan bir nebze uzaklaştıran en önemli unsurdur hayal kurmak.

Ömür dediğin nedir ki. Dün doğar, bugün yaşar yarın ise ölürsün. Üç günlük dünya. Başımıza ne geleceğini bilemeyiz hiç bir zaman.

Ben matematik bölümü son sınıf öğrencisiyim. Kimseyle kavgası küslüğü olmayan biriyim. En yakın arkadaşım Ezgi. Benim can dostum olur kendileri . Şu ana kadar da hayatımda hiç özel biri olmadı. Zaten benim olursa sevgilim değil kocam olur. Elimden geldiğince Rabbimin emirlerine uymaya çalışıyorum.

Ben Karadeniz aşığıyım. Oranın mavisi ve yeşili beni kendine hep çekmiştir. Oraya gittiğimde kendimi kaybolduğum evime geri dönmüş gibi hissediyorum. Trabzon'da Ezginin halasının olması benim için çok iyi oluyor. İstediğimiz zaman hafta sonları kaçamak yapıyor oraların tadını çıkarıyoruz. Bu sefer de Trabzondayız. Ama gelişimizin amacı biraz daha farklı.

Ezginin aşık olduğu kişi Hakan Ezgiyi istemeye gelecekti. Biz de, halasının kızı Hale ve ben ona almak istediği elbise konusunda yardımcı olacaktık. Alışveriş merkezinde Ezgi elbise denemekteyken biz de Haleyle bitap düşmüştük artık.

Kabinden çıkan Ezgi çok güzel olmuştu tamam değerleri de güzeldi ama bu elbise muhteşem denecek kadardı.

"Ahhh Ezgicim canım çok güzel oldu. Bence bunu almalısın canım." dedim. Hale de

"Valla kuzencim bunuda almazsan eğer beni eve kadar kucağında taşırsın öldüm yorgunluktan."

"Ask olsun yani. Ne yapıyım kararsız olmak doğuştan geliyor, sonradan olmadım ya. "

"Şaka yapıyor kuzenin sana Ezgicim çok güzel oldu demek istiyor."

"Bana pek öyle gelmedi ama neyse."dedi Ezgi sahte bir kırgınlıkla. Hale de Ezginin yanağına kocaman bir öpücük kondurdu ve

"Kuzenlerin en güzeli, en şahanesi, en sevilesi. Çok güzelsin aşkım çok yakıştı. Hakan seni görünce bir kez daha aşık olacak inan bana."

"Tamam tamam çok abarttın sen de. Bence de bu güzel oldu. Alalım ve karar değiştirmeden bir an önce mağazadan çıkalım. Ve de ben size teşekkür olarak kahve ısmarlayayım."

"Tamam canım benim"

"Kuzen bir kahveyle kurtulamazsın benden ayaklarım şişti mağaza mağaza yürümekten."

"Ne istersen yaparım artık ne yapıyım yapacak bir şey yok."dedi Ezgi. Ezgi elbisesini aldı ve alışveriş merkezindeki bir kafeye oturduk. Sipariş için gelen garsona kahve söyledik. Elimdeki telefonda şalımın halini görünce .

"Kızlar ben lavaboya gidip geliyorum. Şalım bozulmuş yapıp gelirim hemen. "dedim.

"Tamam ama çabuk gel Sevda daha Ezgiye ceza vereceğiz. Neler aldıracağız neler"dedi Hale.

Haleyle ikimiz gülerken Ezgi kızıyordu. Birbirlerini kızdırmak hoşlarına gidiyordu.Lavaboya doğru gidiyordum bir an nerede olduğunu göremedim. Gözlerime etrafı tarıyordum ve buldum. Ha işte orda. Hızla yürüyecektim ki kafamı duvara çarptım galiba.

"Ya önümde duvar mı vardı benim ya. Çok sakarım duvar da duvar değil taş resmen kafam gitti. Önüme duvarı kim koydu benim. "

Karşıda duyduğum gülme sesi ile kapalı olan gözlerimi açtım ve karşımdaki adama baktım. Allahım bu nasıl güzel mavidir. Aynı Karadeniz gibi. Gözleri o kadar güzelki ünlü bir ressamın en beğenilesi çizimi,bir müzenin en nadide parçası gibi. Ne diyorsun Sevda sen kendine gel.

"Önüne baksana kafandaki gözünü de mi örtüyor yoksa."dedi. Bu güzel mavilerin sahibi bu hoş olmayan soruyu yöneltti bana. İçimde çok farklı bir his oldu. İnsan hiç tanımadığı birine kırılabilir mi. Kalbim acıyordu sanki. Az önce ise o mavilerin etkisiyle pır pır ediyordu halbuki kalbimdeki kuş. Ama mavilerin sahibi o kuşun iki kadını da kopardı ve yere çakıldı kuş. Hiç bir şey söylemeden gitmek istedim.

"Hey sana bir soru sordum cevap versene. Dilini mi yuttun yoksa. "

"Siz nasıl bir insansınız ya. Sadece ben mı suçluyum siz neden dikkat etmediniz. Çünkü elinizde telefon vardı öyle değil mi. Bir suçu hemen başkasının üzerine atamazsınız. Tabi siz başta benim örtümle dalga geçiyorsunuz. O Rabbimizin ayetidir ve değerlidir sizin aksinize. Ağzınıza almaya hakkınız olmayacak kadar değerli."dedim. Sesim biraz yüksek çıktı. Ben şu an bir erkekle resmen konuşuyorum ve gözlerine bakıyorum. Yaptığım çok yanlış. Gözlerimi gözlerinden çektim ve gitmek için harekete geçtiğimde kolumu sıkıca tutan el ile gidemedim.

"Sen benimle böyle konuşmaya nasıl cüret edebilirsin. Sen ne zannediyorsun kendini. Ha söyle ne zannediyorsun kendini dedim sana. Konuş cevap ver bu cesareti nereden buldun."dedi karşımda gitgide iğrençleşen şahsiyet. Ben ise kolumdaki acı ve daha çok ta kalbimdeki hayalkırıklığı ve de kimsenin bana bağırmasına alışkın olmadığım için gözlerimden durmadan yaşlar süzülüyordu. Sonra ise kolumu zorla kurtardım elinden ve koşarak lavaboya gittim. Musluğu çokça açıp ağlamaya başladım. Neden bu kadar kırılıyorum ki neden . Sıradan bir insan daha öncede bakışları ve sözleriyle bu şekilde davranan insanlar oldu. Avcuçlarıma aldığım soğuk suyu yüzüme sertçe vurdum. Ve bir kaç kez daha yaptım. Kendime yavaş yavaş geliyordum artık. Şalımı da düzelttim ardından koluma baktım resmen kızarmış . Nasıl sıktıysa kolumu artık. Neyse Sevda düşünme şu gereksiz adamı boşver. Üzülmene değmeyecek bir adam için dökülen gözyaşlarına yazık. Kızları daha fazla bekletmemek adına lavabodan çıktım ve masaya doğru yürümeye başladım .

"Sevda kızım napıyorsun" diyen kişiyle çok şaşırdım. Hemen yanına gidip sarıldım .

"İyiyim Sevgi abla sen nasılsın"

"Ben de iyiyim canım. Seni gördüğüme çok sevindim. Her gördüğümde ayrı bir güzelleşiyorsun sanki maşallah sana."dedi. Öyle söyleyince eminim benim yanaklarım kırmızılık boyutunun sınırlarını zorluyordur.

"Estağfurullah o senin bakışının güzelliği Sevgi ablacığım. Beni biliyorsun buraları çok severim her fırsatta geliyoruz arkadaşımla. Arkadaşımın halası var burada yoksa abimi bilirsin asla izin vermez."

"Ayy bilmez miyim senin o abini. Gel kızım karşıma otur da konuşalım özlemişim."dedi. Birazcık otursam bir şey olmaz hemen giderim diye düşündüm. Ama karşıda sandalyede oturan kişiyi görünce.

"Sensin. İnanmıyorum buna ya."dedim. O ise sadece gülüyordu. Deli mi ne . Gülünce daha çok hayır hayır az önce ne dediğini hatırla o adam seni etkileyemez. Etkilememeli Sevda. Sevgi abla

"Aa sen tanıyor musun canım Barışı. Barış benim yeğenim gibidir. Hani benim bir arkadaşım vardı Fatma buradalar seni ailenle misafir etmişti evinde. Hatırladın mı."

"Evet hatırlamaz mıyım hiç. Karı koca ikisi de çok iyi insanlardı. "

"İşte Barış onların oğlu."

"Hiç belli olmuyor evlatlık mı acaba onlara huy olarak tamamen zıt."tabi bunu içimden söyledim.

"Anladım yok ben tanımıyorum. Sevgi abla kızlar beni beklerler ben gidiyim. İnşallah tekrar görüşürüz" dedim.

"Tamam canım . Annenlere çok selam söyle. "

"Söylerim."dedim ve yanında oturan kıza da güle güle dedikten sonra o mavilerin sahibine hiç bakmadan hızlıca masaya döndüm.

"Kahve soğudu Sevda ya. Nerede kaldın. "

"Sevgi ablaya rastladım da . Olsun ben soğukta içerim" dedim. Kahveleri içip kalktık. Hale yi de alarak İstanbula döndük. Ezgi ve Hale evlerine girdi ve bende eve gittim.Abim kapıda dikilmiş kollarını göğsünde birleştirmiş bekliyordu. Almaya gelmesi için haber vermedim diye çok kızmaz inşallah. Tedirgin bir şekilde karşında durdum.

"Neden bana haber verilmedi hanımefendi."

"Abicim sen yorul istemedim. "

"Ben yorulmam bir daha haber etmezsen gidemezsin hiç bir yere."

"Tamam abi tamam bir daha haber ederim. "dedim ve o da çok kızmadı. Akşam yemeğinden sonra da odama gittim ve yatağıma uzandım. Gözlerimi kapadım ve gözlerimim önüne o maviler geldi. Sinirlendim ve geri açtım. Kendi kendime kızıyordum. Sevda eğer o adamı düşünmeye devam edersen çok kötü şeyler olacak. O adamın annesi Melek gibi babası da çok iyi bir insan. Nasıl böyle bir çocukları var. O gözleri düşünmeye çalıştım ve uyumayı başardım.

1 hafta sonra

Sabah erkenden kalktım. Ailecek kahvaltı yaptık. Sonra da bugün okul var ama Ezgi akşam Hakan istemeye geleceği için gelmiyecekti. Tek başıma koca bir gün nasıl geçecekti. Bir şekilde geçirdim günümü. Eve gelmeden önce de geldiğimde de telefonum hiç susmadı. Açtım

"Efendim Ezgi"

"Sevda ya hadi çabuk gel lütfen."

"Tamam üzerimi giyinip geleceğim hemen. "

"Ama çabuk ol."

"Tamam deli kız tamam çabuk olacağım."dedim ve kapattım telefonu. Odama gittim pudra elbisemi giyip üzerine de lacivert şal yaptım ve sıfır makyaj . Makyaj yapmayı hiç sevmem. Günah olması en büyük etken tabi ama bence makyaj da bir nevi maske gibi geliyor bana. İnsanların gerçek yüzünü gizleyen bir maske. Doğal halimiz daha güzel. Saf,duru ve temiz. Özel günlerde olabilir belki ama o da çok az olmalı. Bu benim düşüncem tabi.

Telefonum tekrar ısrarla çalmaya başladı. Açtım

"Ya Sevda hadi ama bu hale benim saçımı yapmayı bir türlü beceremedi. Kurtar beni bunun elinden. "

Arkadan Halenin sesini duyuyorum.

"Asıl beni kurtar Sevda bu kuzeninden . Hiç bir modeli beğenmiyor. Ne yapacağımı şaşırdım."

"Hiç ya bile . Gel beni kurtar Sevda sen yaparsın hadi lütfen."dedi Ezgi.
"Ezgicim bak canım telefonu kapatıyorum ve 10 dk sonra oradayım tamam mı."

"Tamam bekliyorum."dedi ve kapattı. Annem ,babam ve abim salonda çay içiyorlardı.

"Ben gidiyorum."dedim. Annem de babam da güle güle kızım dediler. Annemin yine her zamanki gibi gözleri yaşardı. Gidip sarıldım.

"Anne niye böyle yapıyorSun."

"Ne bileyim evladım . Büyüdün kocaman oldun. Seni de bir gün biri alıp gidecek diye korkuyorum."

"Merak etme anne daha ben düşünmüyorum öyle şeyler."dedim. Abim de

"Hem anne benim kardeşimi almak kolay iş mi sandın sen. Damat efendi çok testler geçmeli."dedi . Annem ve babam gülerken ben ise abime

"Ne damatı abi ya. Ben evlenmek falan istemiyorum diyorum sana."

"Allah Allah. Nedenmiş o iyi bir kısmet çıkarsa veririz seni. Hem sulu gözlülüğünü başka biri çekmiş olur biz de biraz rahata ederiz öyle değil mi anne"dedi abim.

"Uğraşma benim birtanecik kızımla. Ben kimselere vermem onu."

"Aslan babam benim"dedim.

"Tamam tamam . Sanki benim de biricik kız kardeşim değil. Neyse biz gidiyoruz."dedi. Abim yine beni iki sokak aşağıda oturan Ezgigile bırakacaktı. Abim bir de ikiz kardeşim var. Erkan konservatuar öğrencisi,annem ise öğretmen, babam cerrah,abim avukat. Yani çok çeşitli bir ailem var.

Üzerime giydiğim ferace ile çıktım dışarıya. Abimle birlikte Ezginin s üne geldik. Abim tembihledi çıkışta da alacağım diye. Alıştım artık böyle davranışlarına.

Ezgigilin kapısının zilini çalmam ve kolumdan tutulup içeri sürüklenmem bir oldu. Ezgi çok güzel olmuştu ama heyecanlanlı olduğu için kararsızdı. Aynanın karşısına geçirdim omuzlarından tuttum.

"Ezgicim bu elbise sana çok yakışmış, gözlerin sürme ve eyeliner ile çok güzel gözüküyor. Saçların da çok güzel olmuş. Kısaca çok güzelsin."

Arkadaşlarınızı iyi tanırsınız. Bazen görse de bilse de birinin söylemesi daha çok etkiliyor Ezgiyi.
Bana sarıldı ve

"Çok teşekkür canım benim. Yanımda olduğun için"

"Ne demek dostlar bugünler içindir."

Kapının zili çalınca Ezginin heyecanı daha da fazla oldu.

"Ezgi sakin ol canım. Herşey çok güzel olacak tamam mı."

"Tamam iyiyim heyecanlı değilim. "dedi derin bir nefes aldı ve kapıyı açtı.
Hakan ,babası içeriye girdi herkes hoşgeldiniz dedi. Aile üyeleri salona geçti. Hakan Ezgiye çiçek ve çikolatasını rahat versin diye bizde Haleyle içeri girdik. Bir kaç dakika sonra Ezgi ve Hakan da geldiler. Birbirlerine çok yakışıyorlar maşallah.

Ezgi de yanımıza geldi oturdu. Muhabbet devam ederken Ezginin annesi göz kırptı. Mutfağa gittik ve Ezgi kahveleri yapmaya başladı. Hale ve ben de Ezgi ile uğraşıyorduk.

"Ezgi bence her baharattan biraz atmalısın. Tuz çok az olur."dedim. Hale ise

"Bence nar ekşisi ve limon suyu da koymalısın. Enfes bir şey olur "dedi ikimiz gülerken Ezgi de.

"Hiç te bile ben kıyamam ona . Com azıcık tuz o da adet yerini bulsun diye."dedi. Ezgi kahveleri biz de Ezgiyle uğraşma işini bitirdik. Ezgi kahveleri tuttu. Hakan kahvesini üç yudumda içti. Hakan'ın babası Selim Amca klasik konuşmayı başlattı.

"Gençler birbirlerini sevmis anlaşmış. Biz yine adet gereği soralım . Allah'ın emri Peygamberimizin kavliyle kızınız Ezgi'yi oğlumuz Hakana istiyoruz."

Ezginin babası Mehmet Amca önce boğazını temizlemek adına hafif öksürdü. Sonra da

"Dediğin gibi gençler sevmiş anlaşmış. Bize de verdik gitti demek düşer . Hayırlı uğurlu olsun."dedi .Ezgi ve Hakan büyüklerin ellerini öptü. Sonra da hakan cebinden kurdeleye sarılmış iki yüzük çıkardı. Selim Amca da yüzükleri taktı ve dua eşliğinde kurdeleyi makasla kesti. Ezgi çikolatayı dağıttı . Sonra da kalktılar. Ben de Ezgi ile vedalaştım . Abime mesaj atmıştım dışarıda bekliyordu. Abimle beraber eve döndük. Odama gittim üzerime pijamamı giydim ve yatağa girdim . Annemgile öyle söyledim ama ben de aslında korkuyordum onlardan ayrılmaktan. Şimdiye kadar hiç gönül işim olmadı. Aklıma o adam geldi yine. Kalbim ilk defa çok farklıydı o an . Ama bir de şu gerçek var ki ben dinine düşkün, abdestinde namazında birini istiyorum. O mavilerin sahibi hiç te öyle biri değil. Sevda unut o adamı artık gerçekten de unut. Bir hafta geçti hala her gün aklına gelip duruyor . Yeter artık düşünme o adamı. Gözlerimi kapadım ve kendimi uykunun huzurlu kollarıyla buluşturdum.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum.Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Continue Reading

You'll Also Like

2.2M 120K 30
Bir mahalle hikâyesidir.
477K 21.9K 51
Burak: Ne istiyorsun? 055*: Bu kadar kaba olma ya. 055*: Alt tarafı bir soru soracaktım. Burak: O zaman sor, ders çalışmam lazım. 055*: Alıkoyduysam...
909K 37.9K 39
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...
495K 20.3K 42
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...