Bölüm-27

2.6K 194 24
                                    

BARIŞ AKSEL

Dünyanın en mutlu adamı benim diyebilmek için herşeye sahibim . Aşık oldum ve aşık olduğum kadınla evliyim ve o kadın beni çok seviyor. Bi insan daha ne isteyebilir ki . Yani tabi minik Sevda ve minik Barış ta fena olmaz yani. Neyse inşallah bi gün o da olur.

Artık Sevda benim ortağımdı ömrümde olduğu gibi iş yerimde de. Aslında onunla hiç ayrı kalmak istemiyorum. Bi an bile. Allah tan okulunun bitmesine şurda 3 aydan az bi zaman kaldı da ondan sonra şirkete gelsin her gün ve burda da ayrı kalmayalım. Ahh okulun bitimi derken mezuniyet için düşündüğüm ve Sevdanın çok ama çok hoşuna gideceği bi şey var. Biliyorum merak ettiniz. Ama zamanı gelince öğrenirsiniz size de surpriz olsun. İşten çıktım ve Sevdanın dersi bitmek üzere ben de okuluna onu almaya gittim ve bekliyordum dışarıda. Arabaya yaslandım ve Sevdanın geleceği yöne bakıyordum. Ahhh yine mi bu çocuk. Sevmiyorum bu çocuğu var bunda bi sevimsizlik. Hemen yanlarına gittim. Ama bi dakika Sevda neden böyle görünüyor sanki hasta gibi değişik.

"Sevda ne oldu sana iyi misin sen"

"Şey aslında" dedi oğlan tam bi şeyler söylüyordu ki Sevda

"Yok bi seyim hayatım iyiyim. Tansiyonum düştü biraz galiba ondan oldu. Eve gidelim geçer. Hadi gidelim " dedi . Neden telaşlı Sevda çok garip davranışlarda bulunuyor ne oluyor ya anlayamadım.

"İyi günler " dedi çocuk ben de

"Sana da dedim" Arabaya binen Sevdanin ardından ben de bindim ve eve doğru sürdüm arabayı. Yolda pastanesi görünce aklıma Sevdaya çikolatalı pasta almak geldi. Madem tansiyonu düşmüş. Durdurdum ve

"Ben hemen geliyorum karıcığım "

"Tamam canım" dedi. Bende hızlı bi şekilde pastaneye girdim ve pastayı aldım arabaya doğru hızlı adımlarla geri döndüğümde Sevda telefonla konuşuyordu, suratı bembeyaz . Benim geldiğimi farkedince hemen kapattı. Arabaya bindim

"Sevda ne oldu kimle konuşuyordun "

"Yok önemli değil. Bi arkadaşım biraz rahatsızmista. "

"Anladım"

Eve geldik. Sevda girdi önden ve ardından ben. Yemeği hazırlarken bile hic konuşmuyordu. Ve beni hiç duymuyordu

"Hey Sevda Hanım size diyorum."

"Ne Sevda Hanım mı gönül işleri bakanlığından Sevda Hanıma mi terfi ettirdin bakıyorum da hemen beni "

"Sen de dalma uzaklara ille de dalacaksan bi yerlere benim gözlerim ne güne duruyor"

"Karadeniz derindir boğulurum şimdi almayayım ben."

"Öyle olsun bakalım sen dalmak istediğinde de ben kaçırırım o zaman gözlerimi."

"Hayatım daki en özel ve kıymetli şey senin gözlerinin mavisine dalmak inan. İlk karşılaşmamızda bile bunu yapmıştım sonuçta."

"Seni seviyorum gönül işleri bakanım."

"Ben de seni Karadeniz mavisi gözlüm"
Ardından da hazır olan yemeğimizi yedik. Ayşe Abla artık çok nadiren geliyordu bizim isteğimizle tabi. O yüzden Sevdanın elinden oluyordu yemeklerimiz. Yemeği yedik.

"Sevda sen böyle yemekler yapmaya devam edersen ben yakında göbekli bi adam olacağım haberin olsun."

"Olsun ben seni her halinle severim "

"Unutma bu sözünü. Yaşlı tonton bi babaanne oldugunda da torunlarının önünde hatırlatırım ona göre" ikimizde güldük.

Ardından da odamıza çıktık. Uykuya daha fazla dayanamadım ve gözlerimi kapattım. Ama sonra ağlama sesiyle gözlerimi açtım. Işığı yaktım ve yatağının üzerinde dizlerine başını koymuş ağlayan Sevdaya seslendim.

AŞKIMIZIN SİMGESİ "SEBA"(DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin