Bölüm-19

3.5K 271 4
                                    

SEVDA SERDEM

"Anne baba sizi çok seviyorum. Sizi çok özledim. Lütfen gitmeyin, bırakmayın beni lütfen gitmeyin."

Ailem gidiyordu ve ben bi şey yapamıyordum. Barışın uyan Sevda kabus demesiyle uyandım. Ağlamaya başladım. Barış ta beni kucaklayıp

" Geçti tamam, kabus sadece. Ben burdayım tamam mı." dedi sonra geri çekildim.

"Onlar sadece birbirlerini çok sevmişler,bu suç mu neden hayatlarıyla ödediler birbirlerine olan aşkın bedelini. "

"Suç olur mu hiç sevmek. Ama dünyada iyi insanlar olduğu kadar kötü insanlar da var. Ailenin hiç bir suçu yok sadece o kötü insanlardan birine rastlamışlar o yüzden."

"Bu da benim imtihanım demek ki. Rabbim kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. Bana yardım edecektir."

"Tabi ki de. Hem ben ne güne duruyorum burada. Değil mi seninle hint filmi bile izlerim ben ne diyosun sen."

"Gerçekten mi."

"Ama şu Salman mı ne o olmasın."

"Aaa Salmansız olur mu hiç" dedim ve güldüm.

"Tamam senin için Salmana da katlanacağız artık." dedi ve o da güldü. "Tamam uyuyalım artık yoksa sabahtan akşama kadar Trabzonu nasıl gezeceğiz. Değil mi."

"Gidecek miyiz gerçekten." dedim. O da

"Ben yapamayacağım ya da yapmayacağım bi şeyi asla söylemem. Hadi uyu bakalım sen de." dedi. Ben de yumdum gözlerimi. Biraz zaman geçtikten sonra açtım ve uyuyan Barışı izleyip düşündüm. Kader onu bana ilk defa burada Trabzonda karşıma çıkartmıştı. Ona çarptığım zaman o Karadeniz Mavisi gözlerine vurulmuştum. Ama hayatıma böyle gireceğini hiç düşünmezdim. Ama iyiki var. Bu düşüncelerle uykuya dalmışım. Sabah odadaki konuşma sesiyle uyandım. Gözümü hafif araladım Barış aynanın karşısına geçmiş elindeki iki tşörtlerle konuşuyordu" seni mi giysem yoksa seni mi " Sonra ben de

"Şu gözlerin gibi Karadeniz mavisi olanı giy." dedim ve bana döndü

"Sen ne zaman uyandın. Karadeniz mavisi mi gözlerime ilk defa böyle söyleyen birini duydum ama güzelmiş." Ah ya sadece gözlerinle aynı renk olan desen yetmiyor sanki Sevda. Off amaan. Neyse. Saate baktım ve daha sabah 6.30.

"Sence çok erken değil mi yaaa biraz daha uyumak istiyorum ben. " hem bu sayede kırdığım potu da unutmuş olurum biraz.

"Ne erkeni Sevda hanım seninle gezeceğimiz yerleri saymakla bile çok vakit harcamış olurum. Çabuk kalk ve hazırlan ben aşağıdayım bekliyorum" dedi ve gitti. Kalktım yataktan ve ne giyeceğimi düşündüm. Çok az eşya almıştım evden zaten,giyecek pek düzgün bi şeyim yok. Gitmeyi aslında biraz da bu yüzden istemiyorum. Neyse bulurum bi şeyler aceba Sedeften mi bi şeyler istesem. Sonuçta hemen hemen aynı sayılırız olur yani onun kıyafetleri bana. Ama yok isteyemem ben. Ama olmazki bu kıyafetlerlede. Barışa da önce bi mağazaya mı gidelim diyeceğim yani. İlki daha mantıklı gidip Sedeften isteyeyim. Çıktım odadan ve Sedefin odasının önüne geldim. Tam kapıyı tıklatıyordumki Sedefin ağlayan sesini duydum. Biriyle konuşuyordu galiba.

"Ben seni hep çok sevdim,her zaman seni sevdim biliyorsun. Sende beni seviyorsun biliyorum. O kızı sevmiyorsun. " Allah Allah aşık olduğu biri mi varki bu kızın telefonla konuşuyor galiba. Neyse bana kapı dinlemek yakışmaz. Tam arkamı döndüm gidiyordum. İçerden gelen tanıdık sesle donup kaldım olduğum yerde.

"Sedef neden anlamak istemiyorsun. Ben sana hiç o gözle bakmadım. Evet seni koruyup kolladım ama kardeş gibi. Seni her zaman kardeşimden ayırt etmedim. Benim için kardeşim Melek nasılsa sen de öylesin."

AŞKIMIZIN SİMGESİ "SEBA"(DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin