Bölüm-52 "ÇOK KORKUYORUM"

1.7K 125 10
                                    

Barış AKSEL

Çoğu zaman her şeyin mutlak bir tarifi vardır peki ya duyguların sizce onların bir tarifi var mıdır? Sanırım şöyle sormak daha doğru olur;duygularımızı tam anlamı ile tarif edebilmek mümkün müdür? Mesela sevdiğiniz insanı düşünün ona olan aşkınızı, özleminizi ya da kırgınlığınızı tarif edebilir misiniz? Onun için yapabilecekleriniz nelerle sınırlıdır ,bu sınırları zorlamaya cesaretiniz var mı?

Ben Sevdamı ve doğacak olan oğlumuzu çok seviyorum. Belki bu sevgimi tam anlamıyla ifade edebilmemin imkanı yok ama onlar için yapabileceğim bir şey var. O da şu ki onlar için gözümü bile kırpmadan canımı hiçe sayabilirim.

Sevdamdan uzaklaşmayı hiç istemiyordum ama bu toplantı biraz da bahaneydi. Yavuz abi ile oturup bir konuşmamız lazımdı. Erdem AKSEL 'in yapabilecekleri korkutuyordu beni.Onun ne zaman nasıl bir hamle yapacağını bilemiyor olmamız çok sinir bozucu aynı zamanda da endişe verici. Hem toplantıyı yaptık hem de toplantıdan sonra  Yavuz Abimle konuştuk. O da bizimle beraber gelmek istedi. 

"Abi sen bir anda gelirsen Sevda belki şüphelenir. Biz Hakanla gidelim şimdi sende yarın ya da öbür gün gel. Sevdamın bu durumdan haberi olsun istemiyorum abi,onu endişe,korku ve huzursuzluk içine atamam. Onun bir damla gözyaşı benim içimi yakıp kavurur."

"Tamam Barış tamam haklısın düşünemedim. Kardeşime Rabbimizin izni ile hiç bir şey olmayacak. Dediğin gibi olsun siz şimdi yola çıkarsınız ben de bir bahane bulur en kısa sürede gelirim. Sizi, o adam dışarıda bir yerlerde başı boş gezerken tek başınıza bırakmam anladın mı?"

"Sağolasın Abim iyiki varsın."

dedim sarılırken. Hakanda vedalaştı abimle. Birlikte otoparka gidip arabımıza bindik. Çalıştırırken bir farklı çalıştı gibi ama bana öyle geldi herhalde ne olacak sanki duran arabaya. Bismillah çekip uzun bir yola hazırlandık.Arabayı kullanırken tek düşündüğüm bir an önce karımın yanına gitmekti. Bu karanlık gece ve bitmek bilmeyen uzun yollar karıma götürüyordu beni. Aradan 6.5 saat geçmişti hava bu kadar kararana kadar. Hakan direksiyona geçmek istedi ama ben kullanırım kardeşim dedim. Aslında dönerken de uçakla dönmediğimize pişman oldum.  2 saatlik yol oldu mu sana 6 katı. Evde arabanın fazla olması iyi her hangi bir acil durum olur,elimizin altında bulunsun.Aldığımız abur cuburlarla arabada karnımızı doyurmuştuk. Şehre pek fazla kalmadı yollar sakin ve boş olunca baya hızlı gelmiştik. Araba frenin varlığını unutmuştur o derece geldik. Eve 1.5 ya da 2 saatlik bir yolumuz kaldı. Arabanın önünde bir karaltı vardı köpekdi galiba evet evet köpekti. Frene bastım ama durmadı ama nasıl durmaz bu araba.

"Neler oluyor Barış bir sorun mu var?"

"Evet Hakan büyük bir sorunumuz var fren tutmuyor."Köpeğe çarpmamıştık ama bizim yine de durmamız gerekiyor. Önce sıkıntı yoktu trafik ışıklarında hep durdu ne oldu birden bire bu arabaya anlamıyorum ki.

"Nasıl olur ne yapacağız Barış."

"Tamam ben halledeceğim şimdi. Ne yapmak lazımdı bu durumda evet evet sakin ol Barış sakin. Tamam şimdi düşün düşün tamam buldum. Şimdi etrafa bakalım çarpıp durabileceğimiz bir şey var mı diye .Ama karanlıkta neyin ne olduğunu pek seçemezsek ve çarpılabilecek bir şey yok. Kaldırıma yavaşça çıkıp tekerin sürtünmesi ile bir de vitesi yavaş yavaş düşürme yöntemi vardı. Evet en mantıklı olan onu denemek gibi gözüküyor. Olmadı en son çare bir yere çarpmak Hakan."

"Tamam kardeşim bende etrafa dikkatli bakıyorum ."

"Tamam "dedim.El frenini çok yavaş bir şekilde çekmeye başladım amacım hızı düşürebilmekti. Başardımda vitesi düşürerek hızıda düşürdüm.Hakanla ikimiz derin bir nefes aldık. Arabadan indik ama bomboş yol kimse geçmiyor biz nasıl gideceğiz arabayı da bırakıp gidemeyiz böyle. Telefonum çaldı açtım Yavuz Abiydi arayan.

AŞKIMIZIN SİMGESİ "SEBA"(DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin