Atıfet

By cokguluyombenya

6.9M 270K 35.5K

Betül yetenekli bir aşçıdır. Çevresinin ısrarıyla evlenmek için evlilik görüşmeleri yapmaya başlar. Bu görüşm... More

Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Final
Özel Bölüm.1
Özel Bölüm.2
Özel Bölüm.3

Bölüm 6

183K 7.6K 1.3K
By cokguluyombenya

Fırat koltuğa boylu boyunca uzanmış, maç izliyordu. Aynı zamanda annesinin konuşmalarına da kulak misafiri oluyordu.

"Hayırlı olsun Emine kaçıncı torun bu?...Eh işte bizimkiler önce bir evlenseydi... Kısmet kısmet..."

Fırat yine kendisinin konuşulduğunu hissetti. Şimdiye çoktan evlenmiş ve annesine bir torun vermiş olmalıydı. Hatta bunu babası hayattayken yapmalıydı.

"Of çok sıkıldım. Maç maç maç. "

Üç erkek kardeş Fulya'ya doğru döndü. "Sussana kızım bu maç önemli. Haydi Fener!Haydi Fener! Haydi!" dedi Ömer tezahürat yaparak.

Evde Fenerbahçe'nin maçı olduğunda bayram havası oluşurdu. Fulya'nın abileri ve kardeşi bazen küfür eder, bazen sevinçten bağırıp, tepinirlerdi. Fulya bunu çok saçma bulurdu. Alt tarafı bir maçtı ancak onlar kendilerinden geçiyordu.

"Hadi be!" diyerek bağırdı Fırat kaçan pozisyona. "Kaçana bakar mısın ya!"

"Anne ben dışarı çıkmak istiyorum." dedi bu sefer Fulya. Arkadaşları ona çok uzak kalırdı. En iyisi yakında olan Betül'e gitmekti.

"Kızım bu saatte nereye gideceksin?" dedi Zahide anne.

"Saat daha yedi anne. Betül'e gideceğim merak etme fazla uzak değil"

Fulya telefonunu ve çantasını aldı. Altında siyah bir eşofman vardı ki pantalon gibi görünüyordu. Üstünde ise pembe kazağı vardı. Siyah ceketini giyip ayakkabılarını giydi. Evde tek kız olmak ne kötüydü!

Kapıdan çıkarken "Gol be!Gol gol gol!" seslerini duydu Fulya. Gülümsemeden edemedi.

Betül bir başka sıkıcı görüşmeden gelmiş, kendine yorgunluk kahvesi yapmaya hazırlanıyordu. Ev bazen ona çok sessiz geliyordu. Özellikle geceleri bunu hissediyordu. Geceleri koridorunun ışığını yakarak uyumaya artık alışmıştı. Evde tek başına bir kadın olarak yaşamak zordu. Dünyada o kadar çok olay gerçekleşiyordu ki...

Kapının tıklama sesiyle kaşlarını çattı Betül. Birini beklemiyordu. Bu kim olabilirdi? Kapının deliğinden bakıp gülümsedi. Hızlıca kapıyı açtı.

"Selam! Ah Betül sana çok ihtiyacım var" dedi Fulya içeriye girerek.

"Hoşgeldin. Gelecekteki kaynanan seni sevecek. Bende tam kendime kahve yapıyordum"

Fulya ceketini çıkarıp vestiyere astı. "Ev erkekler tarafından ele geçirilmiş durumda. Fenerin maçı var"

"Ah çok iyi bilirim"

Mutfağa geçerek konuşmaya devam ettiler. "Ne var ne yok. Görüşmeler nasıl gidiyor?" diye sordu Fulya.

Sarı tonlarındaki saçlarını topuz yapmış, genelde evde taktığı kemik gözlüğünü takmıştı. Çok doğaldı. "Sıradan. Görüşmeler iyi gitmiyor. Kimse ilgimi çekmiyor Fulya. Ben galiba gerçekten evde kalacağım"

Betül, bir yandan türk kahvesini karıştırıyordu. "Bu erkekler çok salak olmalı. Sen çok tatlı, eğlenceli ve güzel bir kadınsın. Şimdiye kadar evlenmemiş olman mucize"

Betül, Fulya'nın bu yorumu ile kahkaha attı. "Sen kadın gözüyle bakıyorsun. Erkeklerin gözünde farklıyım demek ki"

"Sende var mı birileri? Anlatmak ister misin?" diye sordu Betül çapkın bir gülümseme ile. Fulya'nın yanakları kızarmaya başladı.

"Şey aslında sanırım biri var."

Betül iyice köpüren kahvenin altını kapatıp "Ne dedin? Dur bir dakika şunları koyayım içeriye geçelim"

Kahveleri iki fincana doldurup, su bardaklarını koyduğu tepsiye yerleştirdi. Salona geçip koltuğa oturdular. Betül açık televizyonun sesini kıstı.

"Demek biri var. Nasıl biri çok merak ettim"

"Şey aslında biraz sert bir ifadesi var ama iyi anlaşıyoruz ama arkadaş olarak. Açıkçası onu çok fazla göremiyorum ama... beni heyecanlandırıyor"

Betül heyecanlı bir yüzle genç kadına bakıyordu. "Fulya bu çok güzel. Senin için doğru kişiyse eminim daha sık karşılaşır ve hislerinizi itiraf edersiniz"

"Aşık olarak evlenmeyi çok istiyorum. Bizim ailede aşık olmadan kimse evlenmez. Babam annemi bir düğünde görüp ilk görüşte aşık olmuş biliyor musun?" dedi Fulya gülümseyerek.

"Bilmiyordum" Fırat aşık olmadığı için evlenmiyor olabilir miydi?

"Ve dedem ve büyükannem de birbirlerini çok aşık olarak evlenmişler."

Betül görücü usulü görüşmelere çıktığı için aşk önceliği değildi. Saygı ve sevgi daha önemliydi. Ancak aşık olmayı ne çok isterdi. Birini sevmeyi, biri tarafından sevilmeyi...

Birden çalan kapı ile Betül ayağa kalktı. Kimseyi beklemiyordu. "Kim ki?" dedi kendi kendine.

Bu sefer kapının deliğinden bakmadan kapıyı açtı. Karşısında birbirinden gülen yüzlerle ona bakan üç adam duruyordu.

"Hoş geldiniz" diyerek kapıyı sonuna kadar açan Betül herkesin içeriye girmesini bekledi.

"Kusura bakma öyle habersiz geldik. Bizim cimcime buradaymış." dedi Ömer ve içeriye geçti.

"Betül abla maçı aldık o heyecanla buraya geldik"

Arda uzayan hafif sakalını okşadı. "Hoş geldin"

En sonunda Fırat ceketini çıkarıp astı. "Bir kahveni içmeye geldik" dedi ve o da kardeşlerini takip edip içeriye geçti.

"Ya ben bunlardan kaçıyorum, bunlar buraya geliyor. Maçınıza ne oldu sizin?" dedi Fulya iğneleyici bir şekilde. Betül yürüyerek buraya gelirken maç çoktan bitmiş olmalıydı.

"Yendik kızım yendikte geldik." dedi Fırat.

"Kahveyi nasıl alırsınız?" diye sordu Betül.

"Bu ekip komple az şekerli içer Betül" dedi Ömer. Betül başını sallayıp mutfağa geçti.

"Ne güzel konuşuyorduk Betülle. Niye geldiniz siz şimdi?" diyerek isyan etti Fulya. Yakın birkaç arkadaşı dışında ilk kez Betül'e açılmıştı Fulya. Tavsiye isteyecekti ondan. Ancak abileri ve kardeşi planını bozmuştu.

"Ne konuşuyorsanız yine konuşursunuz" dedi Arda bu sefer. Aynı abilerine benziyordu.

"Olmaz. Özel şeyler bunlar"

Fırat kaşlarını çattı. Fulya'nın kendileri ile paylaşmayacağı ne özeli olabilirdi ki?

"Ne özeliymiş bu?" dedi merakla. Kardeşinin yanında erkek sinek bile uçurmuyordu ve Fulya bundan nefret ediyordu.

"Abi karışma kıza" diyerek araya girdi Ömer.

Ömer abisi Fulya'ya fazla karışmazdı. Fıratta önceden çok karışmazdı ama babaları vefat ettikten sonra kendini aile reisi bildiği için artık sık sık özel hayatına karışıyordu.

"Abim haklı. Ben yetişkin bir kadınım." dedi Fulya. Fırat iç çekerek ellerini birbirine kenetledi.

"Fulya özel falan anlamam ben. Anlat bakalım neymiş konuştuğunuz konu" derken Betül içeriye girdi.

"Ben!" dedi ve herkes ona doğru döndü. Dağınık yaptığı topuzu ona biraz fazla yakışmıştı. "Beni konuşuyorduk. Özel şeyleri"

Betül, Fulya'yı kurtardı. Fulya içindeki sevinç çığlıklarına engel olarak gülümsedi. Betül'ü çok seviyordu. Fırat özel şeyler derken Fulya'nın özeli hakkında konuştuklarını düşünmüştü. Betül'ün hayatına burnunu sokacak hali yoktu.

"Evet abi. Betül'ün görücü usulü görüşmelerini konuşuyorduk. Bugünkü iyi geçmişti değil mi Betül?" dedi Fulya ve herkes tekrar Betül'e döndü.

Betül gülmeye çalışarak "Ah... Evet. Baya iyiydi. Şimdiye kadar en iyisiydi" dedi.

Betül sonrasında hızla mutfağa geçip kahveyi karıştırmaya devam etti. Tepsiye bardakları dizip dolapta olduğunu bildiği lokumları çıkardı. Kahveyi yavaş yavaş fincanlara doldurduktan sonra salona geçip gelen misafirlere tek tek ikramda bulundu.

Arda kahvesini şapurdatarak içti. "Betül abla kahvende bir başka" dedi ve güldü. Betül Arda'yı çok seviyordu. Onun hiç kardeşi olmamıştı. Bir tane ablası ve iki güzel yeğeni vardı. Kendisi de abla olmak isterdi.

"Afiyet olsun" dedi Betül.

"Ee Betül...sen hangi takımı tutuyorsun?" diye sordu Ömer.

"Of çok sıkıcısın" dedi Fulya abisine. Betül ona gülerek "Ben takım tutmuyorum. Pek anlamam futboldan" dedi.

"Gel seni Fenerbahçeli yapalım" dedi Arda bu sefer ve herkesi güldürdü. Arda uzun zaman sonra ilk kez bu eve geliyordu. Bir zamanlar sevgi dolu yuvası şimdi ona çok yabancı geliyordu.

O sırada aklına gelen şeyle "Size bir şey göstereceğim" dedi Betül ayağa kalkıp. "Ama gelmeniz gerek"

Arda ve Ömer sırayla kalktı. Fıratta kardeşlerine liderlik eder gibi önden gitmeye başladı.

"Aslında benimkisi ufak bir merak. Hanginize ait çok merak ettim"

Betül kullanmadığı odanın kapısını açtı. Işıkları açarak boş ve bembeyaz odayı aydınlattı. "İşte." diyerek kapının yanındaki ufak çizgileri gösterdi.

"Bunlar hala duruyor mu?" dedi Ömer gülümseyerek.

"Bunlar benimkiler değil" dedi Fulya ve Betül'ün yatak odasına girdi. Aradığı çizgileri bulamadı.

"Üzgünüm. Başka çizgi yok Fulya. Ev boyandığı için hepsi silinmiş olmalı. Burayı unutmuşlar" dedi Betül anlayışlı bir şekilde. Fulya somurtarak başını eğdi.

"Benim" dedi Fırat çizgilerden bütün dokunup. "Burası benim yerimdi. Babam her yaşımda çizerdi. Hatırladınız mı?"

Betül kalbinin birden hızlandığını fark etti. Bu çizgiler Fırat'ın her yaşında babasının kaydettiği çizgilerdi. Boyu ne kadar kısaydı. Ancak şimdi upuzun ve heybetliydi. Yaşadığı evde Fırat'ın çocukluğunda izler vardı.

Fırat, Betül'e doğru dönerek "Bunları unutmuştum" dedi. Unutmuştu. Babasıyla anıları yavaş yavaş yok oluyordu. Beş yıl olmuştu. Daha da olacaktı. Ömrü babasız geçecekti. Başı sıkıştığında ona danışamayacaktı.

"Bende benimkileri görmek isterdim" dedi Arda somurtarak. "Abi tekrar ölçelim mi?" diye sordu bu sefer heyecanla.

"Evet!" dedi Fulya. Fırat kardeşlerini kırmadı. "Tamam. Hadi ölçün"

"Betül kalem ve metre lazım" dedi Fulya ve Betül'ün çoktan bunları getirdiğini fark etti. Ömer metreyi eline aldı.

"Betül sen kalem ile boyun geldiği yeri çiz. Bende ölçeceğim"

"Tamam"

Fırat kapının yanındaki duvara dayandı. Betül ayaklarının üzerinde yükselerek Fırat'ın boyuna ulaştı. Şimdi koyu gözlerini daha net görüyordu. Betül nefesini tuttu. Bunu yaparken fark etmemişti. Kabı sanki daha fazla kan pompalama ya başlamıştı. Kalemi genç adamın saçlarının üzerinden geçirip tam orta yeri iyice çizdi.

"Tamam" diyerek yere dimdik basıp birkaç adım geriledi. Fıratta dayandığı duvardan ayrıldı. Ömer metreyi yerden noktaya kadar uzattı.

"Of be abi ne yaptın? 1.83"

"Selvi boylu abim benim!" dedi Fulya. Fırat elini ensesine koyup kaşır gibi yaptı. "O kadar olmuş mu?" diye söylendi.

Sonrasında geldikleri gibi salona geri geçtiler. Kahveler biraz soğumuştu. Fırat lokumlardan birkaç tane ağzına attı.

Betül ise bunları aklına kaydediyordu. Neden kaydediyordu bilmiyordu. Kahveyi az şekerli ve yanında da lokum ile severdi. Boyunu bile öğrenmişti. Biriyle ilgili ilk kez bu kadar çok şey öğreniyordu. Ve daha kötüsü bu adamın ilgisini çekmeye başladığını hissediyordu. Sanki hakkında daha çok şey öğrenmek için can atıyor gibiydi.

Fırat ise Betül'e o gözle bakmıyordu. İyi bir arkadaş olduğunu düşünüyordu. Betülünde böyle düşünmesi gerekmez miydi? Ayça aklını karıştırmıştı ve sonra duyguları da birbirine girmişti. Şu yaptığı saçma görüşmelerde bunda etkili olabilirdi.

Fırat gülümseyerek yanındaki kardeşinin saçlarını okşadı. Kolundaki saate bakıp Betül'e doğru döndü. Genç kızın dışarıdan geldiği belliydi. Onlarda üstüne misafir olarak habersizce gelmişlerdi. Fırat emri vakileri sevmezdi.

Saçları dağınık duruyordu. Gözleri yorgun bakıyordu. Fırat uzun zamandır ilk kez bir kadını bu kadar ayrıntılı inceliyordu. Bakışları erkeksi bir dürtü ile Betül'ün dudaklarına doğru indi ve anında başını farklı bir yere çevirdi.

Gökhan ile takıla takıla kadınlar onun aklında farklı yer edinmeye başlamıştı. Genç adam iç çekerek "Artık kalksak mı?" diye sordu.

"Abi ya biraz daha dursana" dedi Fulya. Fırat'ın bakışları kendisinde bakan kardeşlerinde gezindi. Ve olduğu yere tekrar gömüldü. Herkes Betül ile sohbet etmekten hoşlanıyordu.

Betül elindeki çerçeveyi Arda ve Ömer'e doğrulttu. "İşte yeğenlerim" dedi gülümseyerek. Fırat düşüncelere daldığı için konuşmadan çok uzak kalmıştı.

"İkiside oğlan mı? Ve buradaki de ablan mı?" dedi Ömer.

"Evet o ablam. Bu geçen yılki fotoğrafları. Şimdi biri dört yaşında diğer iki"

"Çok benziyorsunuz." dedi Arda. Sonra çerçeveyi Fırat'a uzattılar. Fırat çerçevedeki fotoğrafı incelemeye başladı.

İki erkek çocuk birbirine sarılmıştı. Arkalarında da anneleri vardı. Çok tatlılardı. "Bana ilk yeğeni kim verirse onu çok seveceğim söz veriyorum" dedi Arda. Fulya kardeşinin esprisine çok güldü. Hatta fazla güldü.

Çerçeveyi yanındaki Fulya'ya verdi. Fulya zaten bu fotoğrafı daha önceden görmüştü o yüzden direk Betül'e verdi. Bir süre sonra kalkmaya ve Betül'ü daha fazla rahatsız etmemeye karar verdiler.

"Seni de rahatsız ettik." diyerek ayakkabısını giymeye başladı Fırat. Ardından Arda, Ömer ve Fulya'da ona eşlik etti.

"Ne rahatsızlığı her zaman beklerim. Keşke Zahide teyze de gelseydi"

"Bir dahakine artık" dedi Ömer.

"Ben sonra yine gelirim" diyerek göz kırptı Fulya. Betül gidenlere el salladı ve ardından kapıyı kapattı.

Derin bir nefes alıp salona geçti. Boş kahve fincanlarını mutfağa taşıdı.

Fırat'ın eve gelmesi beş dakikasını almamıştı. Araba ile gittikleri için dönüşte kolay olmuştu.

"Geldiniz mi sıpalar sizi" diyen Zahide anne neşeliydi.

Fırat ceketini asıp salona geçti. Düşünmeye başladı. Evlenmeliydi. Artık çocukça inadı bırakıp evlenmeliydi. Dünya üzerinde tek bir kadın yoktu. Fıratın yanlış kişiyi sevmesi de şanssızlıktı. İnat ediyordu. İnat etmeyi bırakmalıydı.

"Anne" diyen Fırat ile herkes sustu. Bunu biraz sert bir şekilde söylemişti.

"Ne oldu oğlum?" dedi Zahide anne ifadesiz yüzüyle. Kardeşleri de aynı şekilde ona bakıyordu.

"Şu dediğin görüşmeleri...ayarlayabilirsin. Evleneceğim"

Zahide anne oğlunun dediği ile gülmeye başladı. "Çocuklar benim duyduğumu sizde duydunuz değil mi?" diyerek onay istedi.

"Evet anne ve şoktayım" dedi Fulya abisine bakarak.

Zahide anne hemen telefonuna sarıldı. "Aferin oğlum. Ah hemen Emine'yi arayayım"

Fırat annesinin heyecanını izledi. İşte bu kadardı. Biriyle evlenecek ve bitecekti.

Continue Reading

You'll Also Like

2.4M 105K 71
Bu imkansızdı işte ... "" Sözlüyüm ben ."" Dedi Havin . Cesur'un ise Havin'in bu tavrı hoşuna gitmişti. Her ne kadar ondan uzakta yaşamış olsa da Hav...
473K 37.9K 42
Bir sırrın içine gizlenen bir nefret. Adamın nefretine günah keçisi seçilen bir kız.. Duygu ailesiyle İstanbul'a taşınan genç bir kızdır. Liseye deva...
8.5K 961 46
Hicab nedir bilir misiniz? Peki doğru tesettür nasıl olur? Tesettür, Örtünme, Mahrem, Namahrem, Akraba ilişkisi, Tesettürde dikkat etmemiz gerekenle...
4M 250K 81
* Siz: Ay acaba lamalar uçsa nasıl olurdu? Siz: Düşünsene, kafana tıpkı martının sıçması gibi tükürüyorlar. Siz: Çok komik olmaz mıydı? ÜSĞĞDDĞSPDĞPF...