Atıfet

By cokguluyombenya

6.9M 270K 35.6K

Betül yetenekli bir aşçıdır. Çevresinin ısrarıyla evlenmek için evlilik görüşmeleri yapmaya başlar. Bu görüşm... More

Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Final
Özel Bölüm.1
Özel Bölüm.2
Özel Bölüm.3

Bölüm 2

222K 8.3K 1.1K
By cokguluyombenya

Fırat kravatını aynaya bakarak düzeltirken "Haydi abi geç kalacağız!" diyen Fulya ile aceleyle odasından çıktı. "Tamam kızım tamam! Acele ettirme beni. Herkesin dikkatini çekmek kolay değil öyle"

Fulya gülerek abisinin omzuna vurdu. Genç kızın kumral saçları ve Fırat'ın siyah saçları birbiriyle tezatlık içerisindeydi. Fulya annesine çekmişti. Fırat ise tıpa tıp babasıydı. "Anne biz gidiyoruz!" diyen Fulya bilgisayarla uğraşan abisi Ömere ve kardeşi Ardaya öpücük yolladı.

Az sonra Fırat kardeşine nazikçe arabanın kapısını açmış, Fulya da abisinin bu nazik hareketine gülümseyerek arabaya binmişti.

"Hazır mısın güzelim?" diyen Fırat arabayı çalıştırdı. "Gidelim!" diyen Fulya hemen havaya girmişti. Böylece Fırat gaza basmış ve yola koyulmuşlardı.

Betül aceleyle yaptığı kurabiyeleri çıkarıp süslemeye başladı. Haftasonu genelde izinli olurdu ancak bir arkadaşının ona işi düşmüştü. Şimdi yaptığı bu kurabiyeleri yaklaşık on dakika sonra başlayacak olacak davete yetiştirmeliydi.

"Teşekkür ederim Betül. Seni de tatil gününe rahatsız ettim ama sen olmasan bunları hayatta yetiştiremezdim. Hayır yüzlerce kişilik bir davet var ve sadece iki aşçı var. Listede o kadar çok yemek vardı ki yapana kadar canım çıktı"

"Önemli değil Mehtap. Her zaman beni arayabilirsin."

Betül kurabiyeleri tabağa yerleştirip sırayla süslemeye başladı. Süslenen kurabiyeler teker teker masalardaki yerlerini alıyorlardı. Betül derin bir iç çekip alnında biriken teri kolunun tersiyle sildi. En sonunda tepsideki kurabiyelerin hepsi süslenmişti.

"Burası bitti Mehtap. Başka ne yapayım?"

"Asıl önemli iş şimdi başlıyor. Bugün şirketin kuruluş yıldönümü. Bundan dolayı kocaman bir pasta yapacağız. Neyse ki pastanın bir kısmını Tuğçe bitirdi"

Betül pasta yapmaya bayılırdı. Bir bardak su içtikten sonra "Hadi yapalım şu işi!" diyerek kendini gaza getirdi.

Pasta birden fazla katlı olacaktı. İlk iki katı hazırdı. Betül pasta kekini hazırlarken Mehtap süslemeyle meşguldü.

Fırat etrafa bakarak yanındaki kardeşine doğru değildi. "Ben buraya en son ne zaman geldim?"

"Bilmem. En son Ömer abimle gelmiştim"

Fulya eşli partilere her zaman abileri ile katılırdı. En azından şimdilik durum böyleydi. Bir sevgilisi olsaydı onunla katılacağından emindi.

"Burası çok değişmiş. Neden bu kadar çok insan var burada?"

"Bugün şirketin kuruluş yıldönümü."

Fırat tam bir şey söyleyecekken "Fulya!" diyerek genç kızın yanına gelen kızlarla söyleyeceklerini içine attı. Fulya arkadaşlarına teker teker sarılıp onlarla konuşmaya başladı. Sonrasında abisini fark edip "Kızlar büyük abim Fırat" dedi.

Fırat başını hafifçe eğmekle yetindi. Kızlar Fırat'ı baştan aşağıya yüz kez süzdükten sonra Fulya'nın "Hadi ama abim diyorum. Sulanmayın ona!"diyen sesi ortama neşe kattı.

Fırat kardeşine gülümseyerek o sırada yanından geçen garsondan bir kadeh aldı. "Ben biraz etrafı gezeceğim"

Fulya abisine göz kırptı. Sonrasında Fırat kalabalığa karıştı. Buradaki bir kişiyi bile tanımıyordu. Onun gibi bir denizcinin böyle ortamlarda işi olmazdı. Genelde asker arkadaşlarıyla rakı sofrası kurmayı yeğlerdi. Yanından geçen kadınların bakışlarını fark etmemeye çalışan Fırat en sonunda yemeklerin olduğu uzun masaya ulaştı.

Fulya sağolsun yemek bile yiyecek vakit bulamamıştı. Herkesin yaptığı gibi tabağına sosyetik ufak kanepelerden koyup birkaç tatlı aldı. Burada tatlıdan başka bir şey yoktu.

Yine de tatlıların tadı güzeldi. Tatlıları tattıktan sonra içki dolu kadehi kafasına dikti. Ardından tam karşısında ona bakan bir çift göz gördü. Sarışın bir kadın açık açık ona bakıyordu. Fırat bakışlarını başka bir yöne yöneltti. Sarışın sevmezdi.

Işıkların kapanıp tek bir yerin aydınlanması ile konuşan herkes sessizliğe büründü. "Herkese geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Bugün şirketimizin kuruluşunun yirmi beşinci yıl dönümü. Hepimizin..." diyerek devam eden kadını dinlemekten sıkılan Fırat kadehi masaya bırakıp kalabalık arasında ilerlemeye başladı. Hiçbir zaman iyi bir dinleyici olmamıştı. Lavaboya gitse iyi olurdu.

Geniş salondan çıkıp koridora geldiğinde rahatlayarak ceketinin düğmelerini açtı. Bu ortamlar insanı ne kadar da kasıyordu. Geniş lavaboya gidip aynadaki kendine baktı. Bu siyah takım elbise ona yakışıyordu. Çünkü saçlarıyla uyum içerisinde oluyordu.

Saçına birkaç ufak dokunuş daha yapıp lavabodan ayrıldı. Koridorlar bomboştu. Herkes gerçekten bu garip kutlama için mi gelmişti?

Genç adam birden duyduğu seslerle ayaklarının hızını yavaşlattı. "Betül lütfen içeriye sen götür. Bugün için bir teşekkür gibi düşün. Bu senin eserin"

Fırat ileride duran iki kadına bakıyordu. Beyaz önlükleri vardı. "Ben heyecan yaparım Mehtap. Geceyi mahvedebilirim. Biliyorsun çok sakarımdır."

Fırat konuşan kıza dikkatlice bakınca şaşırdı. Az sonra açılan kapıdan gelen ışıkla genç adam olduğu yerde durmaya devam etti. İki kadında öylece duruyordu. Pasta da öyle duruyordu. En sonunda Betül "Tamam gidiyorum. Umarım bir şey olmaz" dedi ver arabanın metal sapını tutup itmeye başladı.

Fırat geldiği kapıdan girip kalabalığa karıştı. Pasta alkışlar eşliğinde büyük salonun en ortasına doğru gelirken aşçı kızın yüzündeki ifade çok donuktu. Bu kaçıncı karşılaşma olmuştu?

Bu kız bilerek onun bulunduğu yerlere geliyor olamazdı değil mi? En sonunda pasta durdu. Betül beyaz örtünün altından uzun bıçağı çıkarıp şirketin iki yaşlı sahibine verdi. Pasta bıçak darbesiyle bölünürken herkes alkışlamaya devam ediyordu.

Fırat aşçı kızın rahatladığını ve artık gülümsediğini fark etti. Ne kadar sıradan görünümlü bir kızdı. Omuz boyunda saçı orta diyebileceği bir boyu vardı. İlgi çekici hiçbir özelliği yok gibiydi.

Betül işi biten bıçağı alıp beyaz örtünün altına geri koydu. Pastayı getirdiği gibi geri götürüp dilimleriyle servis edeceklerdi. Bu bugüne kadar yaptığı en büyük pastalardan biriydi. Gülümseyerek kalabalığın içinden geçip salondan çıktı. Orada bekleyen arkadaşına gülerek "Aman Allah'ım ilk kez böyle bir kalabalık görüyorum." dedi.

"Betül iyi ki bugün geldin. Sen dünyanın en iyi arkadaşısın."

Mehtap ve Betül konuşarak mutfağa girerken Fırat iki kadının arkasından baktı. Adının Betül olduğunu öğrendiği kadın ona kuşkulu görünüyordu. Bir kadınla birden fazla kez karşılaşması tesadüf olamazdı. Fırat tesadüflere inanmazdı.

"Abi neredesin sen?" diyen Fulya ile Fırat düşüncelerinden sıyrıldı. "Buradayım"

"Hani beni kurtlara yem etmeyecektin. Gel haydi patronumuz seni görmek istiyor"

Fırat yüzünü buruşturdu. "Hayır. Hayır. Melisa ile görüşmek istemiyorum. Kadın en son beni gördüğünde bana yüz kere mesaj attı numaramı değiştirmek zorunda kaldım"

Fulya abisine gülerek "Üzgünüm ama özellikle seni sordu. Kadında nasıl bir iz bıraktıysan artık" dedi.

Fırat istemeyerekte olsa kardeşi ile patronunun yanına gitti. Kadın ona olağanüstü bir yakınlık gösterdi ve tekrardan numarasını istedi. Fırat asker olduğu için numarasını sürekli değiştirdiği yalanını uydurdu. Ve numarasını vermekten kurtuldu.

Gecenin sonunda arabaya doğru ilerlerken Fulya gülümseyerek abisinin koluna girdi. "Dünyanın en tatlı abisisin"

Fırat kardeşinin dediğine güldü. Abi olarak harikaydı. "Ah Betül değil mi o?" diyen Fulya abisinin kolundan çıkıp öne doğru atıldı. "Betül!" diyerek bağıran Fulyayı etraftaki herkes duymuştu.

Betül kısa saçıyla oynarken arkasını dönüp kendisine seslenen kişiye baktı. Bu ev sahibinin kızıydı. Kız koşar adımlarla yanına gelmiş "Burada ne işin var?" diye sormuştu. Fulya çok neşeli bir kızdı. Tıpkı Betül gibi. "Aşçı arkadaşımın yardıma ihtiyacı vardı. Bende süper kahraman olarak ona yardıma geldim" dedi Betül ve Fulyayı güldürdü.

"Şu esprilerin beni öldürüyor. Ben bu şirkette çalışıyorum. Abimle birlikte gelmiştim" dedi Fulya ve Betül genç kızın arkasında duran bedeni yeni fark etti.

"Abimi tanıyor olmalısın." dedi Fulya. Fırat soğuk bir sesle "Evet tanışıyoruz" dedi.

Betül bir şey söylemedi. O koyu gözlerle gözleri birleştiğinde kaşlarını çattı. Fulya tekrar araya girdi.

"Ah araban yoksa bizimle gelsene. Seni evine bırakalım. Hem eski evimize bir göz atarım"

Saat daha dokuz bile değildi. "Gerek yok ben kendim giderim" diyerek itiraz etti Betül. "Gelmek istersen kapım daima açık biliyorsun" diyerek ekledi.

"Abi bir şey söylesene" dedi Fulya bu kez. Betülü ikna etmesi zordu. Fırat karşısındaki kadına baktı. Beyaz önlüğü üzerinde değilken daha iyiydi. "Seni evine bırakabiliriz. Zaten yolumuzun üstü" dedi Fırat.

Betül nedense onun bunu zorla söylemiş olduğunu gibi hissetti. "Haydi Betül." dedi Fulya genç kızın kolunu tutup.

"Pekala. Pes ediyorum. Geleyim o zaman"

Fırat önden gidip arabayı çalıştırırken Betül çekingen bir şekilde arka koltuğa geçti. Fulyada Betül'e eşlik edip arka koltuğa oturdu.

Birkaç gün önce Fırat'ı görmüş olsa ondan sinirini çıkarabilirdi. Ancak şimdi Fulya ve Fırat ona büyük bir iyilik yapmışlardı. Betül eve nasıl gideceğini düşünüp duruyordu.

"Yemekler çok güzeldi. Elinin değdiği belli Betül" diyen Fulya yanındaki kıza baktı. Betül ondan büyüktü ancak Fulya onu kendine yakın hissettiği için ona ismiyle hitap ediyor 'abla' demiyordu.

Betül gülerek Fulya'ya yanıt verdi. "Zahide teyzenin yemeklerini yiyen biri olarak bunu söylemen gururumu okşadı doğrusu"

Fırat kaşları çatılı bir şekilde arkadaki iki kadının konuştuklarını dinliyordu. İki kadın onun varlığını unutmuş gibilerdi. Öyle ki konuştukça konuşuyorlardı. Ne ara bu kadar samimi olmuşlardı? Bu kız annesinin yemeklerini nereden biliyordu?

Fulya'nın abisinin bakışlarını fark etmesi uzun sürmedi. Bu korkutucu bakışlar kendisine olmadığına göre Betüleydi. Fulya abisini biraz sinir etmeye karar verdi. Bunu zaten hep yapardı.

"Annemde bu sıralar abime eş arıyor. Ama canım abim evlenmemekte diretiyor"

Fırat konunun kendisine gelmesinden rahatsızlık duyarak "Fulya..." dedi.

"Ne var abi? Yalan mı? Senin yaşındakiler ikinci çocuklarını kucağına alıyor"

Fulya abisinin sinir olduğunu görebiliyordu. Betül'ün içinde birden sohbete katılmak için inanılmaz bir istek oluştu. Yine de kendisini tuttu. Abi kardeş özel konuşuyor gibiydiler.

"Bu konuyu kapat Fulya." dedi sert bir şekilde Fırat. Betül şaşırdı. Bu adam herkese karşı kaba olabiliyordu. Kardeşine bile kaba davranabiliyordu.

"Sen ne zaman evleneceksin?" şeklinde sorulan sorunun kendine yöneltildiğinden habersizdi Betül. Fulya bu sefer ona saldırmıştı. Espri yapsa iyi olurdu. Kesinlikle espri yapmalıydı.

"Öptüğümde prense dönüşecek birini bulur bulmaz"

Fulya buna karşılık kıkırdadı. Betül çok tatlıydı. Komik, eğlenceli ve harika yemekler yapan biriydi.

En sonunda evinin önünde duran arabadan inen Betül, kendisi gibi inen Fulya'ya teşekkür etti. Açık cama doğru başını eğip Fırata da teşekkür etti. Fırat başını sallamakla yetindi.

"Başka bir zaman oturmaya geleceğim" dedi Fulya el sallayarak. Betül gülümsedi.

Az sonra Betül apartmanın kapısından içeriye girmiş, arabanın gidiş sesini duymuştu. O zaman nefesini tuttuğunu fark etmiş ve rahatlamıştı. Eve girip ışıkları açıp, çantasını yere fırlattı. Kendini koltuğa atıp gözünü kapattı. Çok yorulmuştu. Hemen şimdi uyuyabilirdi ve sonra her yeri tutulurdu. Betül yattığı gibi geri kalktı. Kıyafetlerini değiştirip yatağına girdi.

Şu an uyumaktan başka bir şey yapmak istemiyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

1.8M 104K 7
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
474K 37.9K 42
Bir sırrın içine gizlenen bir nefret. Adamın nefretine günah keçisi seçilen bir kız.. Duygu ailesiyle İstanbul'a taşınan genç bir kızdır. Liseye deva...
3.4M 168K 67
Hayatı boyunca kimseyi sevmemiş, tek derdi vatan, bayrak ve ülkesi olan asker ile hiç sevildiğini hissetmemiş, kalabalık içinde yalnızlığı hisseden b...
Kayıp Parça By Rabikce

General Fiction

109K 8.7K 16
Balım. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiydi. Babasının göz bebeği, abilerinin prensesi. Ancak annesinin hataları yüzünden hayatı bir anda değişti...