Atıfet

By cokguluyombenya

7M 274K 35.9K

Betül yetenekli bir aşçıdır. Çevresinin ısrarıyla evlenmek için evlilik görüşmeleri yapmaya başlar. Bu görüşm... More

Tanıtım
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Final
Özel Bölüm.1
Özel Bölüm.2
Özel Bölüm.3

Bölüm 1

290K 9.2K 2.8K
By cokguluyombenya

Betül geceleri fazla çalışmasa da bugün yoğun olduğu için arkadaşlarına yardım etmeye karar verdi. İyi bir restaurantta aşçı olmak kolay bir iş değildi.

"O evde hala nasıl kalırsın anlamıyorum" diyen arkadaşı Kader'e baktı. O evden aylar önce taşınması gerekirdi. Hırsızlık olayının üstünden üç ay geçmesine rağmen Betül hala o evdeydi. Çünkü o fiyata daha uygun, işine yakın ve temiz bir ev bulamamıştı.

"O kadar kötü değil. Korkumu yendim merak etme."

Betül yemeği yaparken yardımcısı da özenle tabakları hazırlıyordu. "Sen bir şeye kafanı taktığın zaman ondan vazgeçemezsin"

Kader doğru söylüyordu. Geceleri her duyduğu sese kalktığını inkâr edemezdi. Yine de eskisi kadar korkmuyordu. Evin camlarına demir parmaklıklar yaptırmışlardı. Siparişleri hazırlayıp yeni gelenleri yapmaya başladı.

Fırat kahkaha atarak karşısındaki arkadaşına baktı. "Oğlum sen daha yeni evlenmedin mi? Evlenmenle boşanman bir oldu. Oyun mu oynuyorsun?"

Gökhan arkadaşlarının ona takılmasını aldırmıyordu. "Ne var abicim? Her evlenen yıllarca evli kalacak diye biri kanun mu var? Alt tarafı üç ay evli kaldık hapis gibiydi yemin ediyorum. Bekarlığı özlemişim vallahi " diyen Gökhan hemen yan masada oturan bazı kadınlara bakış attı.

"Yavaş ol deli oğlan. Azıcık üzül bari. Sevmiyor muydun sen Arzuyu?" diyen diğer arkadaşları Alp olmuştu.

"Seviyor muydum bilmem ama şuan ki halimi çok seviyorum"

Fırat gelen yemeği arkadaşları arasında ilk tadan kişi oldu. Oldukça güzeldi. Her zaman yaptığı gibi iş arkadaşlarıyla yemeğe çıkmıştı. Gerçi bugünün buluşma konsepti başkaydı. Gökhan'ın boşanmasını kutlayacaklardı. Bu yüzden her zaman gittikleri restauranta gitmektense değişiklik yapıp farklı bir yere gelmişlerdi. "Sen birini sevmeyi bilmiyorsun" dedi Batuhan Gökhana.

Fırat bunu çok iyi biliyordu. Sevmenin ne demek olduğunu en iyi o bilirdi.

"Yemek harika olmamış mı?" diyen Gökhan Batuhanı resmen takmamıştı. Ardından arkadaşını taktığını belirterek konuştu.

"Birini sevmeyi bilmem ama arkandaki kadını çok sevdiğime eminim. Bana bakış atıp duruyor dostum"

Alp arkadaşına gülerken Fırat sessizliğini koruyordu. "O zaman bekarlığa tekrar hoşgeldin dostum! Boşanmanın şerefine!" diyerek kadehini havaya kaldıran Alp arkadaşlarını da gaza getirdi. Fırat,Batuhan ve Gökhan gülerek kadehlerini tokuşturdular.

Gökhan içeceğinden bir yudum alıp "Yalnız bu gece yemekler sizden. Biliyorsunuz bu boşanmaydı, avukattı hep masraf" dedi.

"Oğlum senin boşanmanı kutluyoruz lan yemekler senden!" dedi Fırat çıkışarak. Batuhan ve Alp ona onay verdi. Gökhan somurtarak kadehini yudumlamaya devam etti.

Betül kafasındaki boneyi çıkarıp kısa saçlarını özgürlüğe kavuşturdu. Son siparişleri de yapmıştı. Şimdi her işi bittiğinde yaptığı gibi masaları teker teker gezip yemekten memnun kalıp kalmadıklarını sormaya başlayacaktı.

Sonrasında evine gidip dinlenmek istiyordu. Fakat Kader bugün onda kalacağı için sabaha kadar arkadaşı ile sohbet edeceğini biliyordu. Bugün fazla çalışmıştı neyse ki işini seviyordu.

Arkadaşlarına selam vererek masalara yönelen Betül yüzüne en harika gülümsemesini takındı. Masa masa gezerek önerileri, beğenileri, şikayetleri almak artık onun için alışkanlık olmuştu.

Son birkaç masa kaldığında dış kapının dışında Kaderin beklediğini gördü. Ardından önündeki masaya doğru "Efendim yemekleri nasıl buldunuz?" diye sorduğunda kendisine doğru dönen dört kafa ile olduğu yerde kaldı Betül.

Bu adamları tanıyor gibiydi. En azından anımsıyordu.

"Çok güzel. Buraya ilk gelişimiz ve son olmayacak gibi" diyen beyefendiye gülümsedi. Bu kişi Fırat'ın arkadaşı Batuhandı. Betül elbette bunu bilmiyordu ancak yine de bu adam ona çok tanıdık geliyordu.

"Aşçı mısın?" diye sert bir tonla kendisine soru soran kişi anımsadığı adamdı. Bu adamı bir yerden tanıyordu. Fırat ise her zamanki sert tavrını takınmıştı. Bu kısa kahveye çalan altın saçları her zaman tanıyabilirdi. Bu dikkatli olmasından kaynaklanıyordu. Denizciler dikkatli olmak zorundaydılar.

Fırat kızın afallayan yüzüne bakarken Betül kendini toparlayıp "Evet efendim" dedi.

"Benim etim biraz sertti. Bunu bilerek mi yaptın?"

Fırat'ın gözleri genç kızın gözlerindeydi. Betül en sonunda adamı nereden tanıdığını buldu. O ev sahibinin oğlu değil miydi? Betül bir şey demeye kalmadan adamın yanındaki arkadaşı konuşmaya başladı.

"Fırat etin sert olsa ya yemezdin ya da burayı yıkardın. Sanırım hanımefendiye şaka yaptın" diyen Alp arkadaşına şaşkın bakışlarını atıyordu. Betül kaşlarını çatarak Fırata baktı. Şimdi onun adını öğrenmişti.

Fırat. Adam ile ismi bir bütün gibiydi.

"Fıratı takmayın lütfen yemekler gayet güzeldi" dedi Batuhan. Betül masadakilere gülümsemeye devam etti.

"Afiyet olsun efendim." diyen Betül Fırata son bir bakış attığında genç adamın bıyık altından güldüğünü fark etti.

Dişlerini sinirle birbirine kenetleyip, arkasını döndü. Kıyafetlerini değiştirip eve gitmek için ilerledi.

Gökhan ise giden aşçının arkasından bakış atarken "Fırat nereden tanıyorsun bu afeti? Anlat bakalım" diyerek arkadaşına doğru döndü.

Şimdi tüm arkadaşları ona bakıyordu. "Şuradan tanıyorum. Kendisi kiracımız"

Masadan aniden yükselen uğultu sesi diğer masaların dikkatini çekti. "Vay vay vay." diyen Batuhan oldu.

"Oğlum yok öyle bir şey." diyerek itiraz eden Fıratı arkadaşları hiç takmadan espriler yapmaya devam ettiler.

"Kıza sen yazmıyorsan ben yazacağım" diyen artık bekar olan Gökhanı Batuhan takip etti.

"Yalnız kızın eli ne lezzetliymiş be abi" dedi Alp ve en sonunda Fırata konuşma fırsatı doğdu.

"Tamam bu kadar yeter. Kızı tanımıyorum sadece öylesine takıldım"

Sonrasında sessizliğe bürünen arkadaşlarından sessizliği ilk bozan Gökhan oldu. "Ben arka masadaki hatuna gidiyorum beyler. Size iyi geceler"

Gökhan arkadaşlarının kahkahaları eşliğinde masadan kalkıp gözüme takılıp duran kadının yanına gitti. Fırat ise bir süre sonra arkadaşları ile kalkıp hesabı ödedi. Gökhan arkadaşlarına ne kadar teşekkür etse azdı.

Betül yüzüne günlük kremini sürüp salonda oturan arkadaşının yanına geldi. Kader yarın ise erken gideceği için onun evinde kalıyordu. Arada böyle yaparlardı.

"Demek ev sahibinin oğlu seni zor bir duruma düşürdü." dedi Kader şaşkınca.

"Evet. Başta tanıyamadım ama o olduğuna eminim. İyi ki o ana şahit olmadın Kader."

"Tam olarak ne dedi şu sert erkeğimiz?"

"Tam olarak 'etim sert olmuş, bilerek mi yaptın?' dedi. Onu . Gerçekten sinirlerimi çok bozdu Kader."

"Çok çekici değil mi ya? Sert ve çekici"

"Kader senin şu Christian tarzı adamlara ilgin falan mı var acaba? Hayır yani bana göre davranışı çok kaba ve küstahça ve hiç çekici değil"

Kader burun kıvırdı. "Kızım böyle görünen adamlar güzel sever."

Betül arkadaşına katılmıyordu. İnsanların gerçekten farklı düşünce tarzları vardı. "Kahve yapıyorum"

Betül şimdi kendini yine en sevdiği yerde mutfakta bulmuştu.

Fırat gülümseyerek Arda'nın saçlarını eliyle karıştırdı. "Vay kardeşim benim. Az kaldı dayan valla burada bizimde canımız çıkıyor sen oku diye"
"Abi şirketin haftasonu kokteyli olacak. Benimle gelmeye ne dersin?" diye sordu Fulya. Fırat iç çekerek kardeşine baktı. "Eşli olmak mı gerekiyormuş?"

"Her zamanki gibi"

"Pekala. Kardeşimi kurtlara yem edecek değilim."

Fulya sevecen bir şekilde gülümsedi. "Herkesin gözü sende olacak. Yani bende de olacak!"

Fırat ailenin en büyüğü olmanın verdiği o duyguyu son birkaç yıldır iyi biliyordu. Babası vefat edince ailesine bakma sırası ona gelmişti. Neyse ki iyi bir mesleği vardı ve diğer kardeşleri de okumuş adam olmuşlardı. Geriye sadece Arda kalmıştı. Arda tıp okuyordu ve nihayet son yılındaydı.

Ömer ceketini çıkarıp annesinin yanına doğru gittiğinde "Neredesin lan sen?" dedi Fırat kardeşine takılarak. Ömer ondan sonra ikinci büyüktü. "Ya bizim Selin ve Ayhan evlenecekmiş, kutlama işleri falan işte abi"

Ömer annesine sarılıp "Annem" diyerek yaşlı kadını öptü. "Aç mısın oğlum? Hazırlayayım mı bir şeyler?" diye sordu Zahide anne.

"Gerek yok annem. Kutlamadan geldim diyorum yedim bir şeyler"

Şimdi dört kardeş biri koltukta oturuyorlardı. Zahide anne çocuklarına bakıp iç çekti. En büyük oğluna doğru baktı.

"Hazır herkes buradayken Fırat bir konuda görüşmemiz lazım" dedi Zahide anne.

"Söyle annem" dedi Fırat kız kardeşinin saçlarıyla oynayıp Fulya'yı deli etmekle meşguldü

"Biliyorsun bu konularda çok ısrar etmem ama evlilik yaşın geçiyor be oğlum. Bak askersin, ne güzel mesleğin var yarın bir gün tayinin çıkar yalnızlık çekersin. Hiç görüştüğün bir kız yok mu?"

Fırat gergin bir şekilde arkasına yaslandı. Koyu saçlarına elini götürüp karıştırdı. "Yok anne. Bu konulara pek girmesek?"

"Oğlum sen evlen ki Ömer ve Fulya da evlensin" dedi Zahide anne.

"İlk önce neden en büyük evlenmek zorunda? Bu kuralı kim koydu Allah aşkına?" diyerek itiraz etti Fırat. Annesinin karşısında süt dökmüş kedi gibiydi.

"Konu bana kadar gelecek gibi hissediyorum" diye mırıldandı Ömer.

"Elbette ilk önce en büyük evlenecek oğlum. Sonra elalem ne der? Büyük olanı istememişler küçüğünü vermişler der. Aman aman."

Zahide anne elini kulağına götürüp ağzıyla çıkardığı sesten sonra elini masaya çarptı. İnsanların batıl inançlarından biriydi bu.

"Hemen evlen demiyorum oğlum. Bak Emine teyzen ve Semahat teyzenle sana beğeneceğin kızlar bulduk. Görüşmeye ne dersin? Hem belki gönlünü kaptırıverirsin."

Fırat içinden kendi kendine o gönül zaten birine ait be anne. Hiç olmaması gereken birine diyordu.

"Anne bu konuyu kapatalım. İstersem sana söylerim."

Zahide anne sonrasında sustu. Fırat gecenin geç saatinde herkes uyuduğunda tek başına balkonda karanlıkta oturuyordu. Elinde çok nadir içtiği sigarasını tüttürüyordu. Sigara onda alışkanlık değildi sadece yalnız hissettiğinde başvurduğu bir arkadaştı.

Bugün de diğer günler gibi bitmişti işte.

Continue Reading

You'll Also Like

14.4M 504K 63
İzmirli 19 yaşında bir genç kız... Babasının yüzünden daha doğru düzgün bir kez dışarı çıkamazken yine babası yüzünden bilmediği bir şehirde , bilmed...
3.2M 136K 35
Didem Akgül, bir şirkette müdür yardımcısıydı. Paris'e iş için giden Didem hayatının aşkıyla, Şahin Giray Eroğluyla tam da orada tanışmıştı. Ünlü Eyf...
4.7M 281K 83
Her şey; aslında bütün aile fertlerinin yapmak isteyip de yapamadığı, ailenin küçük oğlu Murat ve eşi Nalan'ın isyanıyla aile apartmanını terkedip, o...
2.1M 84.9K 18
"Karanlıkta kalınca gözlerini sımsıkı yumardı çünkü kendi yarattığı karanlık, maruz kaldığı karanlıktan daha vicdanlı gelirdi." 21 Ağustos 2005. Saat...