AŞK ÇIKMAZI

By kirazhk

733K 33.7K 1.3K

Birbirine çok yakın iki dost.. ve iki ayrı aşk küçük oyunlar büyük aşklar okunmaya değer bir hikaye sizi bekl... More

1.BÖLÜM
2.bölüm
3.BÖLÜM
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20.bölüm
21.BÖLÜM
22.bölüm
24.bölüm +16
25.BÖLÜM
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
29.bölüm
30.bölüm
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm
34.bölüm
35.bölüm
36.bölüm
37.BÖLÜM
38.bölüm
FİNAL
EK BÖLÜM
EK BÖLÜM PART 2
EK BÖLÜM PART 3
EK BÖLÜM PART 4
EK BÖLÜM PART 5
EK BÖLÜM PART 6
YENİ KITAP
EK BÖLÜM PART 7

23.bölüm

13.5K 698 23
By kirazhk

MEDYA:YİĞİT-NAZLI

AŞK ÇIKMAZI

23.BÖLÜM

Eylül şaşkınca kalmıştı orada.Babasının ne işi vardı burada ?Adam iyice dedektife bağlamıştı.

"Savaş,babam burada"Adam yanlarına dahi gelmiyordu, arabasının kapısını açarak gereken mesajı vermişti zaten.
Savaş,usulca Eylül'ün kolunu okşarken Eylül'ü üzecek bir şey olsun istemiyordu.Arif Arıkanın kolay kolay kabullenmeyeceği aşikardı.Şimdi de bilindik bir mekanda sorun çıkmasın diye buraya gelmediğine emindi Savaş.

"Ne yapacağız şimdi?"diyerek endişeyle baktı Eylül.

"Sen şimdi babanın yanına gideceksin.Ben sonra seni arayacağım sevgilim"

Eylül'ün gerçekten üzülmesini ve zarar görmesini hiç istemiyordu.Şu anda onu göndermek istemese de bunu mantıklı bir şekilde çözmeye çalışmalıydı.

"Ben seninle kalmak istiyorum"

Kendini hiçte arada kalmış gibi hissetmiyordu Eylül,babasının yaptığı şeylerden sonra umrunda bile değildi artık.Her zaman Savaşla kalabilirdi.

"Şimdi değil bitanem. Gitmen gerekiyor"

Genç kız sıkıntıya oflayarak gözlerini babasına doğru gitti. Sorun çıkmaması için gitmesi gerekiyordu galiba.

"Tamam gidiyorum. Görüşürüz"

Eylül yanından uzaklaşırken Savaş onun gidişini izliyordu.Yanından ayırmak istemiyordu, her zaman gözünün önünde olsun istiyordu ama şimdilik mümkün görünmüyordu, böyle olmak zorundaydı.Tabi kü bir süreliğine.

1 HAFTA SONRA

Nazlı, masaya gömdüğü başını kaldırdı yavaşça;yorgun,bitkin ve halsiz hissediyordu. Kısacası berbat hissediyordu işte.Sınavlar yüzünden uykusuzdu,o da yetmiyormuş gibi 1 haftadır Yiğit'i görmüyordu.Onu aklından çıkaramadığı için sınavları hiç iyi geçmiyordu.

"Al kuzum kahve iç"

Eylül masaya kahveyi bıraktığında arkadaşı hiç iyi görünmüyordu. Hoş kendisi de pek iyi sayılmazdı.Babası Savaşla kendisini gördüğünden bu yana sıkı yönetim ilan etmişti, evden okula okuldan eve modundaydı. Tabi Savaş bir yolunu mutlaka buluyordu görüşmek için ancak yine de rahat rahat görüşememek çok kötüydü.

"İçim dışım kahve oldu artık"dedi Nazlı.
Günlerdir Eylül de kalıyordu zaten.Kafası karma karışıktı.Nasıl onsuz yaşamayı öğrenecekti? Nasıl bitecekti bu aşk acısı? Kalbinin ortasında kocaman bir taş vardı ve o taşın altında kalmış gibiydi.

"Nazlı, biraz toparlanmaya çalışsan artık canım."

Arkadaşını böyle gördükçe daha kötü hissediyordu Eylül. Resmen iki arkadaş depresif bir haldeydi ama Nazlının durumu çok daha zordu.

"O gün şirkette Yiğit'e çok kötü davrandım,bitti Eylül.O günden sonra bir daha karşıma bile çıkmadı."

Niye üzülüyordu ki?İstediği olmamış mıydı?   Olmamıştı.İstediği bu değildi ki.Eylül'e defalarca aynı şeyi söylüyordu, defalarca gün ki konuşmalarını anlatıyordu.Yiğitin birdaha gelmeyeceğini papağan gibi tekrar ediyordu.O gün Yiğit'e söyledikleri tekrardan beyninde dönmeye başladı.

              1 HAFTA ÖNCE

Nazlı,notlarını çantasına koyup ceketini üstüne geçirdi. "Haklısın o yüzden benim burada işim yok" Nazlı kapıya doğru yürürken Yiğit önüne geçmişti. Aralarında ki yoğunluk öyle üst düzeydeydi ki, göğsü sıkışıyordu Nazlının.

"Benim olan herşey  senin"dedi Yiğit içten bir ses tonuyla. Nazlı ise onun gözlerine bakmak istemiyordu şu anda. Dayanamıyordu çünkü artık!Dayanma gücü istiyordu, bu kadar canı yanmışken kolay kolay affetmeyecekti onu.

"Çekil artık!"diyerek çıkıştı genç kız. Çünkü çok sinirliydi, çünkü çok öfkeliydi.

"Nazlı gitme." Yiğit'in  gözlerinden anlaşılıyordu acı çektiği ama Nazlı bunu göremiyordu.Öfkesinden hiçbir şey göremez olmuştu

"Dokunma bana!Ya hiçbir şey olmamış gibi çevremde pişkin pişkin dolanıyorsun.Uzak dur benden Yiğit.Gerçekten seni  çok sevdiğimi falan mı sanıyorsun?Gerçekten sana deli gibi aşık olduğumu falan mı düşünüyorsun?"

Nazlı yutkunarak başını usulca havaya kaldırdı ve dik bir şekilde ona baktı. Onun da canı yansın istiyordu, o da acı çeksin istiyordu. "Belki de ben Savaştan kurtulmak için sana yaklaştım. Belki de de.."

Yiğit,devamını getirmesine izin vermeden elini kaldırıp susmasını işaret etti. "Nazlı ileri gidiyorsun!"
Yiğitin az önceki gözlerinden eser yoktu şimdi. Yerini kırgınlık ve öfkeye bırakmıştı o gözler. "Öyle olmadığını ikimiz de biliyoruz"diyerek devam etti genç adam.

"Hiçbir şey bildiğin yok senin!Benim duygularımı, benim hislerimi, benim ne yaşadığımı... hiç bişey bilmiyorsun.Sen yoksun artık Yiğit! Benim için sadece bir boşluksun. Bittin benim için. Anla bunu ve bırak beni. Çünkü artık bana sadece acı veriyorsun"

Nazlı daha fazla gözyaşlarını tutamamıştı.Ne geldiyse Yiğit yüzünden gelmemiş miydi başına?Bu halde olmasının sebebi o değil miydi?

"Sana sadece acı mı veriyorum?"

Yiğitin  sesinde ki titreme Nazlıyı bitirecek cinstendi. Hala onun bakışından,gözlerinde ki acıdan bu derece etkilendiğine inanamıyordu genç kız.Boğazı düğüm düğümdü, hiç iyi hissetmiyordu.

"Sadece acı veriyorsun" Nazlı hızlı bir şekilde uzaklaştı oradan,Yiğit 'in gözlerin de öyle bir şey görmüştü ki,o an her şeyin bittiğini hissetmişti.Evet bitmişti, her şey bitmişti.

  GÜNÜMÜZ

Nazlı, o anları hatırlayınca yine gözlerinin dolmasına engel olamadı. Kendisini şu balkondan atmak istiyordu ya da günlerce uyumak ve hiç uyanmamak istiyordu.

"Nazlı, olmuyor işte yapamıyorsun.En azından zamanla affedebileceğini söyle Yiğit'e. O da bunu istiyor zaten ama sen kesip atıyorsun."dedi Eylül.

Nazlı'nın ilk defa böyle şeyler yaşadığını biliyordu Eylül, bu yüzden ağır geliyordu arkadaşına.Aşk acısı nedir bilmezdi ki Nazlı,bu yüzden bu kadar zorlanıyor bu kadar acı çekiyordu.Tecrübesizliğinin sancısını çekiyordu.

"Eylül gitmek istiyorum,ondan uzak bir yerlere onun olmadığı bir şehre gitmek istiyorum. Uzaklaşmak istiyorum ondan"dedi akan yaşlarını silerek.

"Kıyamam ben sana canım benim."

Eylül,akan yaşlarını tek tek sildi.Onun üzülmesine,ağlamasına dayanamıyordu.Nazlı'nın her şeyi unutmasını istiyordu. Bir anda aklına gelen bir fikirle gülümsedi Eylül. Bir süreliğine de olsa her şeyi unuttura bilirdi aslında.

"Kalk gidiyoruz Nazlı hadi"

"Nereye gidiyoruz bu saatte?"

"Kalk kalk kalk değiştir üstünü hadi"

"Eylül yarın sınavımız var.Arif amca zaten izin vermez"

Eylül,onun kolundan tutup kaldırdı hızlıca.Babasının sözüne kaldıysa hiçbir zaman bu evden adam atamazdı. Elbette bildiğini okuyacaktı ve bu evden çıkacaklardı.

"Gizli gizli çıkacağız zaten, hadi hazırlan bir an önce"

Eylül gülerek odadan çıktıktan sonra telefonunu çıkardı ve sevdiğini aradı.Savaş'ın köpüreceğine emindi ama haber vermesi gerekiyordu.

"Eylül?"diyerek açtı telefonu Savaş.Sesi endişeliydi çünkü saat çok geçti.

"Bu saatte neden aradın?Bir sorun mu var?"

"Seni özledim.Doğru düzgün göremiyorum bile  yüzünü"

"Bu duruma bir çare bulacağım güzelim. Seni deli gibi özlüyorum ve artık bana gizli saklı buluşmalar yetmiyor."

Kimse Eylül'ü görmesine engel olamazdı. Arif Arıkan da buna dahildi,bunun çözümü için uğraşıyordu zaten.Aklında bir şeyler vardı ve mutlaka uygulamak için elinden geleni yapacaktı.

"Banada yetmiyor. Ama sana güveniyorum, bir yolunu bulacağını da biliyorum"

Eylül içini çekerek tebessüm ederken, Nazlı'nın kapıyı açarak 'ben hazırım' demesiyle, Savaş'ı neden aradığını hatırladı. "Birisi mi var yanında Eylül?"

"Evet Nazlı benimle. Pek iyi değil, birazdan dışarıya çıkacağız"

Savaş'ın işi normal bir iş değildi, kötü bir durum olmasını istemediği için haber veriyordu.

"Eylül bu saatte mi dışarı çıkacaksınız?"
Sesinde ki öfkeli tını yine ortaya çıkmıştı.
"Evet biraz kafasını dağıtmaya ihtiyacı var Nazlı'nın."

"Yarın sınavınız var ve kafa dağıtacaksınız öyle mi hayatım ?"

Savaş'ın sorusu üzerine, Eylül düşünceli bir şekilde gözlerini tavana dikti. Evet yaptıkları çok mantıklı değildi ancak bu kafayla da ders çalışamıyorlardı zaten.

"Tabi böyle kulağa çok hoş gelmedi ama sonuçta Nazlı evdeyken de sürekle ders çalışmıyor. O yüzden biraz çıksak hava alsak daha iyi olacak"

İki tane dünya güzeli kızın bu saatte dışarıda olması sinir bozucu bir durumdu Savaş için. Bu saatte açık kafe falan da olmayacağına göre muhtemelen bar, kulüp gibi bir yere gidebilirlerdi.

"Beni habersiz bırakma, aklım sende kalmasın"

Nasıl olsa adamları hep onların peşinde olacaktı. Haliyle bir durum olursa müdahale edebilirlerdi.

"Ne yazık ki aklın hep bende olacak sevgilim"

"Neyse ki bu konuda hiçbir şikayetim yok"

Eylül cevabını aldıktan sonra görüşürüz diyerek kapattı telefonu ve hemen içeriye girip hazırlandıktan sonra Nazlıyla beraber çıktı evden. Sahilde güzel bir mekana gelmişlerdi,salaş ama huzur verici bar tarzı bir yerdi.

"Yarın sınavımız var ve şu anda neredeyiz inanamıyorum"

Eylül garsona sipariş verirken Nazlı denizin dalgalarına odaklanmıştı.Kafası o kadar karışıktı ki süreki düşünüyordu ve sürekli dalıyordu.

"Bugün her şeyi unutucaksın"dedi Eylül gülerek. Nazlı derin bir nefes alıp arkasına yaslanırken her şeyi şeyi unutmak keşke bu kadar kolay olsa dite düşündü, ama bu o kadar inkansızdı ki .Önlerine gelen viski üzerine boş boş baktı Nazlı bir süre.

"Eylül yarın sınavımız var bunu içmeyeceğiz heralde!"

"Ben değil sen içeceksin" Kötü arkadaş bu olsa gerekti ama Nazlı'nın biraz kafasının güzelleşmesine ihtiyacı vardı.Hep mantıklı düşünmekten beyni yanmıştı kızın.

"Saçmalama Eylül böyle bir şey yapmayacağım" Eylül, kadehi doldurdu ve arkadaşının önüne bıraktı. "Hadi ama tatlım bak emin ol rahatlayacaksın"

Cidden  kötü arkadaşın tanımı gibiydi şu anda Eylül, insan arkadaşına zorla içki içirir miydi?İçirmezdi. Ama niyeti kötü değildi. Sadece onun biraz rahatlamasını istiyordu, aksi halde kafayı yitecekti. Nazlı, kadehi eline aldı ve bir seferde , niye bir anda böyle bir şey yaptığını o da bilmiyordu.

"Iyy! Bu ne ya? İğrenç" Nazlı yüzünü buruştururken, Eylük kıkırdayarak onu izliyordu. Kendisi fazla içmeyecekti, sonuçta bir kişinin ayık kalması gerekiyordu. Bir süre sohbet edip takıldıktan sonra mekandan ayrıldılar ve Eylül onu Yiğit'in evinin önüne getirmişti.
"Yaa ben bağıra bağıra şarkı söylemek istiyorum" Nazlı tamamen kendisinden geçmiş durumdaydı. Eylül ise sadece bir gecede olsa Nazlı'nın iyi hissetmesini istiyordu.

"Karga seninle bunu yapmazsan sevinirim" Nazlı'nın duvara yaslanmasını sağlayıp zili çaldığında hızlıca arkadaşının yanaklarını öptü. "Umarım beni çiğ çiğ yemezsin" diyerek uzaklaştı oradan. Nazlı'nın sarhoşken nasıl olduğunu çok iyi biliyordu gerçek duygularını Yiğit'e bu şekilde itiraf ederdi bir tek, en azından içindekileri dökecekti.

.Nazlı,başını kapıya yaslayarak beklerken kapı açılınca düşecek gibi oldu ancak bir çift güçlü kollar tuttu kendisini.

"Nazlı?"dedi şaşkınca Yiğit.Dışarıya baktığında Eylülün gittiğini görünce rahatladığını hissetti, en azından yalnız gelmemişti buraya.Genç kız,başını kaldırdığında  boş boş baktı bir süre.

"Sen Yiğitsin"

Konuşurken dili dolanıyordu,gözleri puslu puslu görüyordu ve dudaklarında aptal da bir gülümseme vardı.

"Ne bu halin böyle?Senin ne işin var bu saatte burada?"

Sinirlenmemek elde değildi, bir an  boş bırakmaya gelmiyordu ki bu iki deli kız.Yiğit, genç kızı kucakladı  ve kapıyı kapatarak içeriye girer girmez salonda ki koltuğa bıraktı.Hala anlamıyordu bu kızın bu hali neydi?

"Sen artık beni istemiyor musun?"diye sordu Nazlı buğulu gözlerle.Yiğitin tüm siniri geçmişti o anda, yanına oturdu ve ellerini onun  saçlarında gezdirdi. Nasıl özlediğini bir kendisi bir de Allah biliyordu.

"Bunu da nereden çıkardın ?"

1 haftadır; kokusuna, bakışına, sesine,her şeyine hasretti bu güzel kadının.Nazlı'dan en azından sınav dönemi boyunca uzak durmak istemişti, ara sıra uzaktan gidip görüyordu  ancak yanına yaklaşıp bu döneminde onu daha fazla üzmek istemiyordu.

"Neden gelmiyorsun?Ben sana çok mu kötü şeyler söyledim?"

Nazlı başını koltuğa yasladığında yavaş yavaş konuşmasına,kıkırdamasına,değişik hallerine Yiğit gülümsemeden edemedi.Onu ilk defa sarhoş görmüştü ve bu sarhoşluk çokta yakışmıştı.

"Sınav haftan olduğu için rahatsız etmek istemedim sadece.Sen ne söylersen söyle seni asla bırakmam Nazlı. Bunu hala anlayamadın mı?"

Nazlı gülümseyerek parmaklarını adamın sakallarında gezdirdi usulca. "Bırakma. Ben ne söylersem söyleyeyim bırakma" Bu seferde ağlamak üzereydi genç kız,duygu karmaşası yaşıyordu resmen. Yiğit,Nazlı'nın yanağında ki elini tuttu ve içine çekerek öpücük kondurdu.Bunları duymaya öyle çok ihtiyacı vardı ki.

"Sen hep sarhoş kalsana."dedi Yigit gülerek. Nazlı elini aniden çekti ve ayağa kalkmaya çalıştı.Aklı bir gidip bir geliyordu.

"Ama ben iyi değilim! Be benim gitmem lazım, ben sana kızgındım. Sen bana yalan söyledin! Sen beni kandırdın."

Aniden hali de tavrıda değişti Nazlı'nın çünkü artık bütün bu duygularla baş edemiyordu. Kapıya doğru gidecekken, Yiğit hemen peşinden giderek karnına sarıldı onun ve engel oldu gitmesine.

"Şimdi konuşmasak bunları. En azından bu gece açmasak bu konuyu."

Nazlı, başını adamın omzuna yerleştirirken, Yiğit onun beline sarılarak yatak odasına yönlendirdi.İçeriye girdiklerinde onun yatağa oturmasını sağladı. Nazlıyı öpmemek, koklamamak için zor tutuyordu kendini. O kadar güzeldi ki,kokusu burnuna doldukça nefesi kesiliyordu.

"Neden bu kadar içtin ki sen?" diyerek parmaklarını usulca kızın yanaklarında gezdirdi. Nazlı sırtını yastığa dayadığında omzunu silkerek başını sağa eğdi.

"Beni bu hale getiren sensin gerizekalı! Bu arada gerçekten aptalsın sen. Büyük aptal!"

Nazlı'nın ağzında dolanarak kurduğu bu cümleler Yiğit'in gülümsemesine sebep oluyordu.Biliyordu zaten,Nazlı'nın hala kendisini sevdiğini çok iyi biliyordu.O böyle tatlı tatlı bakarken,böyle konuşurken aksini asla düşünemezdi.

"Sabah bunları hatırlayacak mısın bakalım?Çıkar hadi şu üstünü"

Nazlı kendini yatağa atarak kıkırdamaya başladı. Diğer yandan da saçlarıyla oynayarak mırıldanıyordu. Hayatında hiç bu derece kendisinden geçtiğini hatırlamıyordu ve duygularını kontrol edemiyordu.

"Sen çıkar!"dedi bağırarak,gerçekten kafası güzeldi.Yiğit hayranlıkla bakarken, Nazlının bu hali karşısında ne yapacağını bilemiyordu.Nasıl bir şeydi bu kız böyle ?Her haliyle ve tavrıyla nasıl bu kadar güzel olabilirdi bir kadın?

"Bunu kendi sağlığım için yapmamalıyım aslında"

"Yiğit ben kusacağım" Nazlı bir anda yerinden fırladığında, elini ağzıyla kapattı.Midesi gerçekten çok bulanıyordu.

"Tamam gel lavaboya gidelim."

"Hayır sen gelme!"diyerek ayaklandı ve  banyoya girerek kapıyı kapattı.Midesinde ne var ne yok boşalttı. Daha sonra lavaboda yüzünü yıkadığında yüzünde hissettiği ellerle ürperdi genç kız.

"İyi misin canım?" Yiğit, kızın yüzünü yıkarken, diğer eliyle de saçlarını arkaya doğru alarak rahatlamasını sağladı.

"Uyumak istiyorum" diyerek mırıldandı Nazlı. Yiğit,Nazlıyı sıkıca sararak odaya doğru götürdü.Gözleri kapalı bir şekilde yatağın üzerine oturdu Nazlı.Yiğit,ellerini Nazlının yüzünde gezdirirken kıyamıyordu ona doyamıyordu da. Şimdi koklasa,içine çekse kokusunu öpse o omzunda ki çukurdan.Bunlar için biraz daha sabretmesi gerekiyordu. Nazlı'nın sarhoşluğundan faydalanacak değildi ama en azından yanında uyuyup kokusunu içine çekebilirdi. Çünkü onun da kendisini sevdiğini biliyordu, onun kendisine olan aşkını da biliyordu. Kızgındı, öfkeliydi ve o da zamanla geçecekti. Biliyordu ve inanıyordu.

###

Eylül,arabadan indiğinde keyfi bir hayli yerindeydi.Sabah olunca büyük ihtimal Nazlı çok kızacaktı ama en azından sevdiği adamın yanındaydı. Arka tarafa doğru yürüdüğünde, mutfak kapısını kapalı görünce bir an paniklediğini hissetti. Bu sürgülü camı aralıklı bırakmıştı, buradan çıkmışlardı ve haliyle buradan girmesi gerekiyordu. Şaka mıydı bu?Kim kapatmıştı?Annesi babası uyandıysa ve kapattıysa kesin odalarına da girmişti, o zaman ararlardı.Eylül arkasına döndü ve boş boş havuza odaklandı.Anahtarını da almamıştı ki!Arkasından gelen sürgülü camın açılma sesiyle bir anda ve hemen önüne döndü genç kız.Çığlık atacakken ağzı kapatıldı üstelik.Adrenalini son damlasına kadar hissederken aldığı kokuyla ve sesle rahatladı.

"Şşş benim sevgilim "

Eylül şaşkınca geri çekilip kendine gelmeye çalışırken, adamın yüzünü gördüğü an rahatladı.

"Öldürmek mi istiyorsun beni?Ne işin var burada?"dedi nefes nefese Eylül.!Bu adam neden sürekli başını döndüruyordu hiç geçmeyecekmiydi bu his?

"Kapı açıktı bende girdim ve kapattım. Seni bekliyordum. Ama asıl senin Yiğit Kıranın kapısının önünde ne işin var?"

Nazlıyı oraya bırakıp geldiğini biliyordu Savaş,yine ne işler karıştırıyordu güzel sevgilisi merak etmişti.Üstelik onu çok özlemişti.Bir an bile görmese burnunda tüter miydi? Deli gibi merak ediyordu, deli gibi kokusunu içine çekmek istiyordu. O güzel mavi gözlerine bakarak, sıcacık gülümsemesini de izlemek istiyordu.

"Sen beni takip mi ettin?"

"Takip ettirdim, uzun zamandır yapıyorum bunu"

Eylül tek kelime etmeden adamın yanından geçerek içeriye girdi. Bunu biliyordu.Takip edildiğini anlamayacak kadar salak değildi,sadece bunu Savaş'ın söylemesini bekliyordu.

"Nereye gidiyorsun Eylül?"
Eylül geri döndü ve genç adamın elini tuttu. "Bunu burada mı konuşacağız?Odama çıkalım" Eylül,Savaşı çekiştirerek sessiz bir şekilde odasına çıktı. Savaş ise onun bu tatlı hallerine gülüyordu. Hayatında ki tek masum şeydi Eylül ve hep öyle kalacaktı.Eylül odaya girer girmez Savaşı içeriye çekti ve kapıyı kilitledi.Savaş,bu sıcak loş ,mavi tonlu odada kendini öyle rahat hissetti ki.Eylül'ün sıcaklığı, masumluğu, güzelliği sanki bu odayada yansımıştı.Eylül baş ucunda ki gece lambasını açtı ve ceketini çıkardı.

"Şimdi söyle bakalım beni neden takip ettiriyorsun?"diyerek ellerini beline yerleştirdi. Savaş gülerek  yaklaşıp,ellerini belinden indirdi ve sıkıca kavradı o elleri.

"Benim işim gereği böyle olmak zorunda,seni korumak zorundayım"

Savaş öyle içten ve güzel bakıyordu ki, ne zaman kızacaktı bu adama hiç bilmiyordu Eylül. Haklıydı da bir yandan, sonuçta işi tehlikeliydi.

"Tamam kapatalım bu konuyu şimdilik.Gel''


Savaş'ın elinden tutup yatağa doğru çektiğinde beraber yan yana oturdular.Şu anda bu olağan üstü adamın burada kendi odasında olduğuna inanamıyordu.Böyle yan yana durmak bile huzur veriyordu Eylül'e. Siyah gömleği,karışık saçları,kirli sakalları ve o griye dönük gözleriyle insanın aklını başından alabilirdi.


"Senin ne işin vardı Yiğit'in kapısında?Söyleyecek misin?''


Ellerini birbirlerine sıkıca kenetlediklerinde, birbirlerinin gözlerinin içine baktılar özlemle. Dilleri başka konu hakkında konuşsada,gözleri sadece aşklarını ve özlemlerini konuşuyordu.Aynı zamanda bedenleri arasında ki çekim de üst düzeydeydi.Savaş kızın elini bırakıp parmaklarıyla onun bacağını okşarken,Eylül de onun göğsüne yerleştirdi boşta kalan elini.


"Nazlı hiç iyi değildi.Kaç gündür kendinde değil, bende daha fazla dayanamadım. Sarhoş olunca dayanamadım ve Yiğit'e götürdüm''


Eylül,el ve kol hareketleriyle derdini anlatırken; Savaş sadece onun dudaklarını izliyordu,ne söylediğini duymuyordu bile daha fazla dayanmayıp yapıştı sevdiğinin dudaklarına.Öyle çok istiyordu ki Eylül'ü,diğer yandan kıyamıyordu ona.Eylül,ellerini genç adamın boynuna dolayıp karşılık verdi büyük bir istekle.Bu hissettikleri, yaşadıkları,nasıl bir şeydi böyle? İkisi de bedenlerini kontrol edemiyordu sanki. Eylül dudaklarını adamın dudaklarından ayırmadan yastığa doğru uzanınca, Savaş ta kızın üzerine doğru uzanarak öpücüğü daha da derinleştirdi.Tutkuyla öpüşürlerken,adamın eli kızın göğsüne doğru kaydı ve Eylül'ün dudaklarından küçük bir inilti koptu.Genç adam dudaklarını geri çektiğinde ikisi de nefes nefeseydi. ''Bana ne yapıyorsun sen?"diyerek fısıldadı adam. Daha önce kimseyi böyle istememişti,kimseye böyle aşkla bakmamıştı,kimseyi böyle sevmemişti.

Eylül ise konuşmamıyordu bile.Savaş kendisini yan tarafa attığında  sıkıca sardı Eylül'ü.
"Savaş..."dedi boğuk bir sesle Eylül.Daha ileri gitseler nasıl olurdu acaba?Şimdi böyleyse daha ilerisini düşünemiyordu Eylül. Savaş,dokundukça başka bir kadına dönüşüyordu sanki.Bedeni titriyordu,kadınlığı sızlıyordu,bütün bedeni alev almış durumdaydı.

"İyi misin'' Savaş'ın sorusuyla genç kız başını kaldırarak onun gözlerine baktı sakallarına öpücük kondurarak ''İlk defa böyle hissediyorum.'' Savaş tebessümle kızın saçlarını okşadı ve alnına küçük bir öpücük kondurdu. ''Biliyorum.Ama sana şunu söyleye bilirim ki,bu hiçbir şeydi.''

''Yaa utandırma beni''diyerek adamın yanaklarına vurduğunda,Savaş daha sıkı sardı Eylül'ü.

''Kızarınca çok güzel oluyorsun ne yapayım?'' 

Eylül,mutlulukla adamın göğsüne yaslanırken kalbi deli gibi atıyordu.Sanki her şey çok zor olacak gibiydi,önlerine çok engel çıkacaktı.Peki ya aşamazlarsa?Peki ya olmazsa? Olacaktı.Olacağına inanıyordu Eylül.Çok mutlu olacaklardı ve tüm engelleri aşacaklardı.

ERTESİ GÜN

Baş ağrısı  hem de şiddetli bir baş ağrısıyla uyandı ve gözlerini kırpıştırdı Nazlı.Nerede olduğunu idrak etmesi  bir on saniye almıştı, aniden yataktan doğrulduğunda gözleri iri iri açıldı.Sağ tarafına baktığında çığlık atmamak için ağzını tuttu.Yiğit!Yiğit'in odasında,Yiğit'in yatağında ve Yiğitle yan yana yatıyordu.Nazlı şaşkınca yataktan kalkarken ,üstünde beyaz bir tişört lacivert bir eşofman vardı.Kendisine ait değildi bu belliydi.Yiğitle bu yatakta ne işi vardı?Yiğit'in odasında ne işi vardı?Ne olmuştu dün gece?En son içiyordu evet içiyordu sonra ne olmuştu? Etrafına bakınıp koltukta duran katlanmış kıyafetlerini eline aldı ve hemen banyoya girdi.Kafayı yiyecekti birazdan,bir şey olsa hatırladı öyle değil mi?.Ayrıca hissederdi özel bir şey olsa mutlaka hatırlardı.Hızlı bir şekilde kıyafetlerini giyindi.Aynadan kendi aksine baktı yüzüne su çarptı hızlıca.Banyodan çıktığın da karışısında Yiğiti görmeyi beklemiyordu.Ne ara uyanmıştım ki?

"Bana haber vermeden mi gidiyordun?"diye sordu Yiğit gülümseyerek.


"Sen mi değiştirdin benim üstümü?"diye sordu Nazlı,kıpkırmızı olduğuna emindi ama şu anda umurunda değildi. 


"Sen dün geceyi hatırlamıyor musun?"


Saçlarını karıştırıp birde çapkın çapkın bakmıyor mu?Bir dakika dün gece mi demişti?Dün gece ne olmuştu ki?

 
"Ne dün gecesi?Noldu dün gece?"diyerek çıkıştı Nazlı.Bir anda Yiğit'in ellerini saçlarında hissedince heyecandan eli ayağı titremeye başldı.Heyecanlandığını bu kadar belli etmekten nefret ediyordu.


"Beni ne kadar sevdiğini anlattın"
Nazlı var gücüyle ittirdi  onu.Aksi halde bu yakınlıkta konuşması çok mümkün değildi.


"Ne işim var benim burada?Ya ben nasıl buraya geldim?Sen ne haltlar karıştırdın yine?"


Var gücüyle bağırıyordu çünkü dün gece ne saçmaladığını hiç hatırlamıyordu,aslında biraz sakin olsa birazda olsa hatırlayabilirdi olanları ama sakin de kalamıyordu. 


"Ben bir şey yapmadım kapıyı açtığımda sarhoş bir şekilde karşımdaydın"
Bütün geceyi onu izleyerek geçirmişti, kokusunu içine çeke çeke uyumuştu şimdi yine karşısında tüm siniriyle duruyordu işte güzel Nazlısı.

''Sende fırsattan istifade üzerimi değiştirip yanımda mı uyudun!''

''Üzerini değiştirmemi sen istedin'' Yiğit rahat rahat söylüyordu bunu ancak Nazlı şaşkınlıkla dinliyordu.Böyle bir şeyi nasıl istemişti ki Yiğitten? '' Yalan söyleme!Ben senden böyle bir şey istemem''

''Şu anda evet istemezsin ancak gece çok sarhoştun ve çok ta güzeldin'' Yiğitin can yakıcı bakışları karşısında,Nazlı gözlerini kaçırarak ellerini saçlarında gezdirdi.Şaka gibiydi ancak günler sonra rahat ve deliksiz bir uyku uyumuştu.Genç kız nefesini vererek gözlerini kırpıştırdığında afyonu yavaş yavaş patlıyordu. Aklına gelen şey ile ağzı hafifçe aralandı ve panikle nefes alış verişi hızlandı.


"Sınavım vardı benim. Allah kahretsin saat kaç?"

"Saat 9,sakin ol kaçta sınavın?"

"1.5 saat var sınava!Bittim ben,kesin bittim!Trafik vardır.Yetişemeyeceğim!''


Nazlı hızlı bir şekilde odadan koşarak çıkarken Yiğit de gülümseyerek peşinden gidiyordu.
Genç kız kapıdan çıkıp yürümeye başladı.Nasıl gidecekti onuda bilmiyordu.Kolunda hissettiği ellerle döndü bir anda genç kız.

"Ben seni bırakırım arabaya geç hadi"


Nazlı tereddütlü baksada başka çaresi yoktu mecbur gidecekti ama bunun hesabını soracaktı Eylül'e.Hem de çok fena soracaktı.

##

Yorumlar çok olursa bölüm gelecek görüşmek üzere.

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 46.1K 43
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...
2M 32.5K 53
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...
73.5K 4.1K 29
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...
250K 546 18
+18 içerir