Mathilda: Hiç içinde ne ile karşılaşacağını bilmeden, kocaman bir mağaraya adım attığın oldu mu?
Calum: Takıldığım yerlerde genelde kızlar veya arabalar oluyor Mathilda, mağaralar değil.
Mathilda: Peki sonu görünmeyen bir uçurumdan atladığın oldu mu?
Calum: O uçurumdan atlasaydım, seninle bu konuşmayı yapamazdım.
Mathilda: Ben o mağaraya da girdim, o uçurumdan da atladım
Calum: Yine ne hayallere daldın?
Mathilda: Olaya çok düz bakıyorsun Cal
Mathilda: Bakış açını genişlet
Calum: Hiçbir şey anlamıyorum.
Mathilda: İzin ver, açıklayayım
Mathilda: Bazen bir mağaraya girip girmemek ya da uçurumdan atlayıp atlamamak elinde olmaz
Mathilda: İtilirsin
Mathilda: Sana âşık olmak da işte böyle bir şey
Mathilda: İraden dışında gerçekleşiyor
Mathilda: Karşı koyamıyor, direnemiyorsun
Mathilda: Bir mağarada ilerliyormuşsun gibi
Mathilda: Karşına ne çıkacağını kestiremiyorsun
Mathilda: Sonunu göremediğin bir uçurum gibi
Mathilda: Bir sonu var mı, varsa sonunda seni ne bekliyor; asla bilemiyorsun
Mathilda: Tek bilebildiğin düştüğün, düşmeye devam edeceğin
Mathilda: Ve ilerlediğin, ilerlemeye devam edeceğin
Calum: Mathilda.
Mathilda: Efendim Calum?
Calum: Sus.