Bakıcım BxB

By ssakinolun

72.8K 5.7K 547

Ageplay kitabı DEĞİLDİR. Doğu isimli kitabımdan gördüğümüz Burak'ın babaları Emin ve Aslan'ın kitabıdır. More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
Final
Özel bölüm
Özel Bölüm 2

19

1.5K 128 10
By ssakinolun

Odanın içinde dönüp duran Aslan'ı izlemekten sıkılınca ayağa kalkıp karşısına geçtim.

"Aslan. Lütfen otur artık şuraya."
"Emin ben çıldıracağım. Kafayı yiyeceğim! Nasıl gelir buraya, nasıl öyle konuşur? Ben, ben anlamıyorum ben..."
"Tamam. Tamam sakin ol anlıyorum seni. Ve haklısın söylediklerinde arkandayım. Ama sadece daha sakin ol."
"Buraya geldi. Burak'a oğlum dedi o. Annesiyim onun dedi."

Koltuğa çekip oturttum ve yanına oturdum. Bacağını titretirken sinirli sinirli konuşmaya devam edince elini tuttum.

"Aslan. Şu an seni bu kadar geren şey ne?"

Gözlerime bakınca gözlerinde gördüğüm endişe ile içimi sıkıntı kapladı.

"Emin..."

Sesindeki titremeyi duyunca elini daha sıkı tuttum.

"Burak benim oğlum."
"Senin oğlun."
"Ben, ben Burak olmadan yaşayamam. Burak olmadan..."
"Aslan, nereden çıkarıyorsun bunu? Burak senin oğlun ve senden onu kimse alamaz."

Kafasını iki yana salladı hızlıca.

"Basit değil Emin. Buraya boşuna gelmiş olamaz. Burak için dava açarsa kazanır."
"Ne demek kazanır?"
"Anne... Yani çocukların velayetini genel olarak anneye veriyorlar. Onun işi var, evi var, çalışıyor. Düzenli bir hayatı var."
"Bunların hepsi sende de var Aslan."
"Evet sorun bu zaten. Durumlar eşit ve o biyolojik olarak anne. Yani benden önde."
"Aslan anlamıyorum."
"Anne olduğu için mahkeme çocuğu ona verecek diyorum!"

Gözleri dolduğunda kafamı iki yana salladım hızlıca.

"Aslan yapma. Daha ortada hiçbir şey yok. Bununla ilgili hiçbir şey söylemedi. Hem o bırakıp gitti sonuçta Burak'a bu zamana kadar sen baktın, büyüttün. Onu senden alamazlar."
"Ya alırlarsa?"

Gözünden damlayan tek damla yaşı sildim hızlıca ve sarıldım.

"Alamazlar. Yapma lütfen. Böyle kendini hemen bırakamazsın. Ben o kadının Burak'ı yanında isteyeceğini sanmıyorum. İstemeyecektir."
"Almasınlar Emin lütfen."

Söyledikleriyle gözlerim dolunca kafamı omzuna yasladım.

"Aslan yapma ne olur yapma."

Kendimi toparlayıp ayrıldım ve yüzümü sildim hızlıca.

"Hadi tolarlan. Ne oluyor sana daha ortada fol yok yumurta yok. Belki de bu düşündüğümüz hiçbir şey olmayacak? Ben inanıyorum o sadece göründü ve gitti. Bir şey yapmayacak. Olsa bile Burak'ı senden alamaz kimse. Ben sana kefil olurum hem. Semih de olur, Göktuğ da Melike de. Hepimiz senin yanında oluruz tamam mı?"

Kafasını salladı sadece.

"Kendine gel."

Ayağa kalkıp mutfağa gittim ve su içip kendime gelmeye çalıştım kısa bir süre. Aslan'a karşı ne kadar pozitif konuşmaya çalışsam da içim sıkılıyordu. Olası ihtimali düşününce gözlerim dolmaya başladı. Hemen kendimi toparlayıp bir bardak su aldım ve Aslan'ın yanına gittim.

"Hadi iç, kendine gel."

O bardağı alırken ben da karşısına oturdum.

"Şimdi bana doğru düzgün anlat. Nasıl bu kadar eminsin böyle bir karar vereceğinde?"
"Kapıyı açtığında ilk söylediği şey konuşmak istiyorum oldu Emin. Burak'ı görmek istemedi konuşmak istedi. Amacı Burak'a annelik yapmak falan değil başka şeylerin peşinde."

Sıkıntıyla geriye yaslanıp derin bir nefes aldım.

"Peki. O zaman geri gelecektir. Bekleriz. Ne istediğini anlayınca karar veririz yapacaklarımıza, olur mu?"

Sadece kafasını sallayıp ayağa kalktı.

"Nereye?"
"Burak'ın yanına gideceğim."
"Uyuyor."
"Bir şey olmaz."
"Aslan çocuğu zaten zor uyuttun uyandırma."
"Uyanmaz."
"Aslan, lütfen oturur musun şuraya?"
"Ben oğlumu istiyorum!"

Çocuk gibi bağırınca güldüm.

"Tamam uyanınca bol bol öpüp seversin. Ama uyandırma şimdi, gün boyu huysuz olur."

Oflaya oflaya gelip yerine oturdu ve yine bacağını sallamaya başladı.

"Ne zaman uyanacak?"
"Daha yarım saat olmadı uyuyalı."

Göz devirerek cevap verince o da bana göz devirdi.

"Ben salona gideceğim."

Yine ayaklanınca bir kez daha göz devirdim.

"Bir tarafında kurt mu var senin? Bir oturduğun yerde dursana."
"Emin... Sakin kalamıyorum. Bir şekilde bu stresimi atmam lazım."

Uzun uzun bakıp kabullenerek kafamı eğdim.

"İyi tamam."

.....

Aslan'dan

Salonda işlerimi bitirince bara geçip Semih'in yanına oturdum. Aslı eve geleli iki gün oldu. Daha sonra sesi çıkmadı ama hala tedirgindim. Eve gelirse Emin'in içeri almayacağından hatta kapıyı bile açmayacağından eminim. Ama yine de gerilmemek elimde değildi.

"İşte sonra düştü. Hemen koştuk tabii yardım ettik falan öyle ciddi bir şeyi yoktu yani."
"İyi bari."
"Ondan sonra da başka biri düştü aynı şekilde. Bir sıkıntı... Abi."

Lafını bir anda bölüp arkama bakınca ben de baktım. Benimle dalga geçiyor olmalıydı.

"Abi bir şey yapalım mı?"
"Yok bekle."

Yanıma gelen kadına sinirle baktım. Konuşmasını bekledim sadece.

"Seni yalnız bulduğuma göre bence konuşabiliriz. Odana gidelim mi?"
"Sana konuşacak bir şeyim yok dedim."
"Söyleyeceklerimi dinlemek isteyeceğinden eminim. Pek sevgili oğlumuzu da il..."
"Benim oğlum."

Göz devirince ters ters baktım yüzüne.

"Ofisine gidelim."

Benden cevap beklemeden yürümeye başlayınca sinirle arkasından baktım.

"Semih."
"Efendim abi?"

Anında yanımda bitince ona dönmedim bile. Zaten bir lafıma baktığını biliyorum.

"Odaya yakın dur. Kendimi kaybetmem ama yine de belli olmaz."
"Abi sen öyle biri değilsin."

Yavaşça ona döndüm.

"Beni Burak ile ilgili bir konuda tehdit edecek Semih."

Dişlerim arasından sinirle konuşunca şaşırarak bana döndü.

"Abi... O annesi-"
"Anne falan değil o Semih!"
"Haklısın abi. Ben yanındayım kapıda bekliyorum."
"Yürü."

Hızlıca kalkıp odaya girdim ve kapıyı arkamdan kapattım.

"Çabuk konuş."
"Oturmayacak mısın?"
"Boş boş konuşma."

Rahatça oturduğu koltuktan kalkıp karşıma geçti.

"Peki. Konuya gireyim o zaman. Burak'ı almak istiyorum."
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Oğlumu istiyorum."
"Burak senin oğlun değil. Burak sadece benim oğlum."

Alayla güldü. Karşımda o kadar rahat duruyordu ki. Sanki oğlunu doğduğu gün terk eden bendim.

"Saçma saçma konuşmayı kes. Ne istediğini söyle."
"Ya Burak'ı alırım ya da onun karşılığında para."

Şu an karşımda doğurduğu bebeğin karşılığında para isteyen güya anne vardı. Hem de benim oğlumun üzerinden bunu yapıyordu!

"Ne diyorsun lan sen!"

Üzerine gittiğimde korkuyla geri kaçarken anında kapı açıldı ve içeri Semih ile beraber Melike girdi. İkisi de anında önüme geçerken sinirle öne atılmaya çalıştım.

"Ne biçim annesin sen ha? Bir de anneyim diyorsun, oğlum diyorsun ona! Ağzından o kelimeler çıkarken de mi utanmıyorsun sen?"
"Abi seni duyuyorlar dışardan."

Sinirle Semih'i omzundan itip geri çekildim.

"Melike çıkar şu kadını gözüm görmesin elimden bir kaza çıkacak."
"Tamam."

Sinirle arkamı dönüp saçlarımı dağıttım. Kafayı yiyecektim. Gerçekten delirmek üzereydim.

"Abi..."
"Semih çık."
"Ama seni yalnız bırakmak..."
"Semih. Dediğimi yap. Kimse de gelmesin odaya."
"Tamam."

Kapıyı kapatıp gidince masanın önündeki sandalyeye tekme attım sinirle.
Geçip yerime oturduğumda düşündüklerimle gözlerim doldu.
Burak'ın böyle bir annesi olması çok büyük bir haksızlıktı. O hak etmiyordu ki böyle bir kadını.

"Sikeyim..."

Önüme eğilip saçlarımı dağıtmaya devam ederken düşünmekten kafayı yiyecekmiş gibi hissediyordum. Bir insan nasıl daha 6 aylık bir bebek karşılığında para isterdi? Ya ben kabul etmesem ne olacaktı peki? Ben gerçekten kötü biri olsam ve Burak'ı ona versem ne olacaktı? Daha minicik bir bebeği para karşılığı satmayı düşünen birine o çocuğu emanet etseydim ne olacaktı?













Continue Reading

You'll Also Like

1M 34.5K 57
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
363K 22.3K 44
17 yıl önce annesi tarafından ölü olarak bildirilen Neva... Yıllardır onun hasretiyle yanıp tutuşan Akay ailesi... Ama... Ortada bir sorun vardı.Neva...
1.8M 65.4K 58
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
1.7M 57K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...