Genç kadın çıkar çıkmaz Sinâ,konuştukları gibi Derin için bir tepsiye bir kâse yoğurtla bir tabak biber dolması koymuş,Kelebek'de Firuze hanımın onlar için elleriyle hazırladığı dolmaları afiyetle yemişti.
Ardından genç adam mutfağı topladı,küçük kız da parka gitmek için hazırlandı.Aradan 15-20 dakika geçtiğinde,baba-kız parka gelmiş,orada Alin ve babasıyla karşılaşınca iki genç adam banklardan birinde sohbet ederken,kızlar neşeyle oyuncakların tadını çıkarmışlardı.
Eve döndüklerinden bu yana yaklaşık 1 saat oluyordu.Bu süre içerisinde Kelebek duşunu yapıp giyinmiş ve
"Çok teşekkür ederim babacım!Saç örgüm yine harika olduuu!"
diyerek resim çizmek üzere odasına gitmişti.Sinâ
"Şimdi,şarkı söylediğine göre keyfi yerinde."
diye düşündüğü sırada,mutfağı telefonunun mesaj bildirim sesi sardı.Masada duran telefonu eline aldığında,mesajın tahmin ettiği gibi Doğa'dan geldiğini anlamıştı.
"Yol iyi geçti Sinâ,az önce geldim sayılır.Annemlerin çok selamı var,Derin'i öp bizim için."
diyordu genç adam.
"Yolun iyi geçmesine sevindim.Sen de annemlere çok selam söyle.Derin,öpücüklere bayılacak!Yemek hazırlıyorum şimdi.Görüşürüz!"
yazıp gönderdi.
Az önce fırına koyduğu köfteler pişmek üzerelerdi.Bu durumda,geçenlerde Amber'in çok beğendiğini söylediği arpa şehriyeli pilavı hazırlamaya geçebilirdi.Nasılsa Derin,pilavı da en az makarna kadar seviyordu.İşe tuzlu,ılıktan biraz daha sıcak suda yarım saat kadar beklettiği pirinçleri süzgeçten geçirip tuz ve nişastasından arındırmakla başladı.Ardından,pilav tenceresine çok az zeytinyağıyla bir kaç parça tereyağı koyarak erimeye bıraktı.Çok kısa sürede arpa şehriyeleri kavrulmaları için tencereye eklemişti.Şehriyeler yeterince kavruldularında,pirinçleri de tencereye aldı ve bir süre de böyle kavurdu.Bir kaç dakika içinde pilavın suyunu vermiş,tuzunu ekleyip ocağın altını kısarak demlenmeye bırakmıştı.Artık sofrayı hazırlayabilirdi.Saat epey ilerlemişti.
"Amber,birazdan burada olur."
diye aklından geçirip dolaptan aldığı tabakları masaya dizmeye koyuldu.
Amber,saatlerdir test çözmekten yorulmuş olduğu halde moral açısından haberi aldığı ilk ana göre kendini çok daha iyi hissediyordu.
"Sinâ haklı yani,şu an en önemli şey sınavı kazanmak.Sonrası bir şekilde hallolur."
diye düşünerek çalışma sandalyesinde gerinip kaslarını açtı ve saate göz attı.Yemeğe pek bir şey kalmamıştı.Üzerini şöyle bir gözden geçirdi.Kıyafetini değiştirmesine gerek yoktu.Sabahki hayran bakışlarından Sinâ'nın bu kıyafeti çok sevdiğini anlamıştı çünkü.
Masada duran telefonuna uzanıp eline aldı.Aynı anda telefon çalmaya başlamıştı.
"Selâm Lâl,nasılsın?"
diyerek açtı neşeyle.Genç kadın
"İyiyim canım,öylesine aramıştım.Sen nasılsın?"
diye karşılık verdiğinde,gülümsediği ses tonundan belli oluyordu.
"Ben de iyiyim canım.Saatlerdir sınav için test çözüyorum.Bir ara sadece bir fincan çayla,2 fındıklı kurabiye atıştırdım.Şimdi,hazırlanıp Sinâ'lara geçecektim."
Genç kadının son sözleri,Lâl'in yüzüne kocaman,mutlu bir gülümseme yayılmasına neden olmuştu.
"Harika Amber'cim!Kelebek'i bizim için çok öp olur mu?Sinâ'ya da selam söyle.Bu akşam,ben de Çağrı da ailelerimizle vakit geçireceğiz."
diye kıkırdadı.Ardından ekledi.
"Daha sınavına yaklaşık 2 ay yok muydu,bu kadar uzun saatler çalışmanın sebebi ne?"
"Öyleydi de,sınav Eylül başına alınınca zaman çok daraldı.Benim de henüz tekrar etmem gereken epey konu var.Kısacası,artık biraz daha yoğun çalışmam gerekecek."
"Hay aksi!Bu pek iyi olmamış ama sen halledersin ben biliyorum.Neyse,şimdi kapatmalıyım annem çağırıyor.Hem zaten senin de karnın açlıktan zil çalıyordur.Görüşürüz sonra."
deyip Amber'in bir cevap vermesine fırsat tanımadan kapatmıştı Lâl.Amber
"Sinâ'da hemen hemen aynı şeyleri söyledi.Onların bana bu kadar güvenmesi ne güzel!"
diye mırıldandı kendi kendine.Sonra da elinde telefon ve anahtarıyla evden çıktı.Kapıyı kilitlemeye bile gerek duymamıştı.Zira Göcek,İstanbul'a hiç benzemiyordu.Çok sakin,güvenli bir yerdi.Neredeyse zile dokunur dokunmaz kapı arkasından Derin'in
"Ben bakıyorum babacım!Amber abla gelmiştir."
diyen cıvıl cıvıl sesi duyulmuş,az sonra da kapı açılarak küçük kız görünmüştü.Bir yandan da
"Hoşgeldin Amber ablacım!Dersini rahat rahat çalıştın mı?"
diyordu neşeyle.
"Hoşbuldum güzelim,evet çalıştım."
deyip kollarını açarak bekledi genç kadın.Derin,hemen kollarının arasında yerini almış,yanaklarından öpmüştü.Kucağında küçük kız olduğu halde ayakkabılarını çıkarıp mutfağa doğru adımladı.
Az sonra masanın son hazırlıklarıyla ilgilenen Sinâ görüş alanına girmişti.Genç adam,köfte tabağının yanındaki nihaleye pilav tenceresini yerleştiriyordu.
"Hımmmm,menü şahane!Kokuyu hiç söylemiyorum bile.Yine döktürmüşsün belli."
diyerek kıkırdayıp kapıdan girdi ve sandalyelerden birine oturdu.Derin,hâlâ kucağındaydı.
Sinâ,kulağına dolan bu yumuşak sesle masadan başını kaldırıp karşısındaki iki güzelliğe bakmış,sonra da
"Hoşgeldin Amber!Keyfin yerine gelmiş bakıyorum,çok sevindim.İltifatın için de teşekkürler."
deyip gülümsemişti.Amber
"Hoşbuldum Sinâ!Sözlerim iltifat değil,gerçek."
dediğinde,gözlerinde muzip pırıltılar vardı.Bu sırada Derin,
"Yemek hazır di mi babacım?Benim karnım çok acıktı."
demiş ve Amber'in kucağından inerek yerine geçmişti.Genç adam,bu sözleri duyunca
"Evet canım,ver de tabağına köfte ve pilav koyayım."
diyerek servise başladı.Biraz sonra herkes neşeyle yemeklerin tadını çıkarıyordu.Küçük kız bir ara gün içinde babasıyla parkta yaptıklarını,Alin'le karşılaşmalarını genç kadına heyecanlı heyecanlı anlatmaya koyulmuş,Amber kahkahalarını tutamamıştı.Sinâ için bu görüntü gördüğü en güzel manzaralardan biri olabilirdi.Yine de yemeklerin soğumasını istemediği için konuştu.
"Hadi babacım,yemeğini bir an önce bitir ki hem soğumasın,hem de sonra oyuna biraz vaktin kalsın."
Bu sözleri duyan genç kadın hemen sakinleşerek
"Gerçekten yemekler mükemmel,emeğine sağlık!"
diye karşılık vermiş,Derin'se
"Peki babacım."
dedikten sonra yemeğine kaldığı yerden devam etmişti.Böylece 10-15 dakika içinde yemek sona erdi ve Kelebek dahil herkesin ortak çalışmasıyla mutfak bir düzene girdi.Artık demlenen çayı kontrol etme vaktiydi.Genç adam
"Ben birazdan çayları getiririm,siz salona geçin hanımlar!"
diyerek muzipçe göz kırpınca,Derin neşeyle kıkırdayıp şöyle dedi.
"Hadi Amber ablacım,biz salonda "Karlar Ülkesi"ni seyredelim.Olmaz mı?"
Genç kadın bu evdeki televizyonu tanımıyordu ama ne kadar zor olabilirdi ki?
"Tamam canım,hadi gel bakalım."
deyip küçük kızı kucağına aldı ve salona geldi.Bir kaç dakika içinde televizyonda Derin'in de yardımlarıyla gerekli ayarlamaları yapmış,çizgi filmi açmayı başarmıştı.Hemen koltuğa,Kelebek'in yanına geçerek izlemeye başladı.Bir süre sonra Derin ona iyice sokularak,başını göğsüne yaslamıştı.Saçlarını hafifçe okşayıp,başının üstüne küçük bir öpücük kondurdu.
Sinâ,elinde içinde 2 fincan çay, bir tabak kurabiye ve Derin için bir bardak meyve suyu olan tepsiyle içeri girdiğinde,mutluluktan ağlayacak hale gelmişti.Hemen kendini toplayıp sakin olmasına çalıştığı bir ses tonuyla konuştu.
"Biri yine kedi gibi mayışmış bakıyorum.Kurabiye ve meyve suyu ister misin güzelim,yoksa seni yatırayım mı?"
Derin'in cevabı tam beklediği gibiydi.
"Babacım,meyve suyumu içerim ama kurabiye yarına kalsın.Ben,dişlerimi fırçalayıp yatmak istiyorum."
"Tamam olur bebeğim."
deyip gülümsedi.Kelebek devam etmişti.
"Amber ablacım,birazdan odama gelip beni yatırır mısın?Hem Rapunzel'i de okursun."
Aradan 10 dakika bile geçmeden,Derin yatağında mışıl mışıl uyuyordu.Genç kadın 2 sayfa bile okuyamadan,Sinâ'nın yanına dönmüştü.Şimdi,salondaki koltukta oturmuş,çaylarını yudumluyorlardı.Genç adam,kolunu Amber'in omzuna atıp onu kendine çekmiş,genç kadın da başını Sinâ'nın göğsüne yaslamıştı.Etrafta huzurlu bir sessizlik vardı.Amber birden
"Offff Sinâ yaaa!Unuttum işte."
deyince şaşırdı ve
"Ne unuttun canım?"
diye sordu genç adam.
"Evden çıkmadan önce Lâl arayıp size selamlarını yolladı,bir de Derin'i öpmemi söyledi.Unuttum!"
"Yaaaa!Neden unuttun acaba?"
diye sorduğunda,sesi çok muzipti Sinâ'nın.Genç kadın
"Hepsi senin şahane yemeklerin,bir de o mükemmel mavilerin yüzünden!"
deyip kıkırdamıştı.
"Öyle miiii?Bunu duyduğuma sevindim aşkım!"
dedi ve ekledi genç adam.
"Anlat bakalım,dün akşam nelerden bahsettiniz?"
"Ben de sen sevindin diye çok sevindim canım.Dün akşama gelirsek,daha çok Sema ve Doğa hakkında konuştuk.Ama bugünkü hallerine bakılırsa,endişeleri kalmamış."
"Biz de aynı şeylerden konuştuk sayılır ve ben de senin gibi düşünüyorum güzelim.Bu kez Doğa ciddi,Sema'ya çok değer veriyor.Onu mutlu etmek için elinden geleni yapacağından şüphem yok.Kardeşimi daha önce bir kızla ilgili hiç böylesine heyecanlı görmedim çünkü."
dedikten sonra genç kadının dudaklarına uzanıp öpmüş ve yerinden kalkarak DVD player'a ilerleyip bir film koymuştu Sinâ.Bir kaç dakika içinde iki sevgili,yılların eskitemediği "Özel Bir Kadın"filminin tadını çıkarıyorlardı.Sınavlar,atamalar biraz bekleyebilirdi.
Doğa,odasında kitap olurken bir yandan da bugün yaşadıklarını düşünüyordu.Bir kızı yanağından öperek vedalaşmayalı,yıllar olmuştu.
"Sinâ,şu halimi görse,kesin çok eğlenirdi."
diye aklından geçirip gülümsedi.Fakat,ilişkiyi böyle ağırdan almanın hoşuna gittiğini de kendine itiraf etmeliydi.
"Bu kez de böyle olsun,değişiklik iyidir."
diye mırıldanarak okumaya kaldığı yerden devam etti.Biraz sonra yol yorgunluğuyla uykuya dalmıştı.
Aynı anlarda Sema çok benzer şeyler düşünüyor,bir yandan da yatağında uzanmış müzik dinliyordu.Hiç beklemediği halde Doğa ona geldiğini,yolculuğun iyi geçtiğini ve gelecek haftasonu yine görüşmek istediğini haber veren bir mesaj göndermişti.Mesaj,şöyle bitiyordu.
"Birlikte geçirdiğimiz her andan çok keyif aldım Sema.Öpüyorum!"
Demek havaalanındaki vedalaşmaları hoşuna gitmiş,ona bozulmamıştı genç adam.Doğa'nın gece hayatından hoşlanan,dolayısıyla sayısız kadın tanıyan bir adam olduğunu tahmin etmek Sema için hiç zor değildi.Ancak böyle bir adamın onun istekleri doğrultusunda hareket etmeyi kabul etmesi,ilişkilerini ağırdan almaya çalışması şaşırtıcıydı hem de fazlasıyla.
"Öyleyse,bu kez ciddi bir ilişki istiyor.Amacı eğlenmek değil.Eh bu durumda mesafenin de bir yolu bulunur.Yani İstanbul-Göcek arası uçakla ne kadar sürüyor ki?XXI.yy.da yaşıyoruz sonuçta."
diye içinden geçirerek kıkırdadı.Çok geçmeden,kendini huzurlu,mutlu bir uykunun kollarına bırakmıştı...
Herkese 6 haftalık uzun sayılabilecek bir aranın ardından taptaze bir bölümle merhaba ☺️☺️☺️☺️Umarım keyifle okuduğunuz,beklediğinize değen bir bölüm yazabilmişimdir 🙏🙏🙏🙏Bol bol yorum yaparak ⭐️⭐️⭐️⭐️tıklamayı unutmayın olur mu 🙈🙈🙈🙈Sevgiler ❤️❤️❤️❤️öpücükler 😘😘😘😘
Bölüm windmiyyt ,hayalkurusu1 ,selinhantol ,gnyyldz79 ,SelfinazBulut5 ,BelisNAZ ,drbyzts ,mnsNecla10 ,EbruIk830 ,BernaGebedek ,masalatsy ,dystinabell ,vanillaheidi ,kediciteyze2 ,Adosben ,zeynepmcie23 ,lordofthepancakes ,Fatma_Ylcn ,OzgeYildirim8 ,KubraKksal0 ,Love_Typewriter ,mnexmavi ,papatyahikayeleri ,vuslat_tuna ,lillyangelina ,birayfa ,yaghazask97 ,beyzaozbeen ,BurcuAley ,bookwormslibrary ,geceninellitonu_ ,mavi_leyal ,nochelantee ,HilalYucel7 ,Shawn_Hantol ,okyanusgibisi ,basiboshayaller başta olmak üzere tüm takipçilerime hediyemdir 🌸🌸🌸🌸