41.BÖLÜM

360 74 537
                                    





Çok güzel,upuzun bir kumsaldaydı genç kadın.Üzerinde,tıpkı gözünün önünde uzanan deniz gibi uçuş uçuş,şifon V yaka kalın askılı uzun açık mavi bir elbise vardı.

Burayı hiç tanımıyor,nerede olduğunu bilmiyordu.Buna rağmen,burada olmaktan rahatsız değildi.Aksine huzurlu hissediyordu kendini.

İlerleyip,önünde uçsuz bucaksız uzanan denizi daha yıkından seyretti bir süre.Su öylesine temiz,öylesine berraktı ki içinde neşeyle yüzen balıkları çok net görebiliyordu.

Bir süre sonra denizi izlemekten sıkılmıştı.Bakışlarını yere,ayaklarının altında uzanan sarı kumlara çevirdi.Çıplak ayakları,hava güneşli ve sıcak olduğu halde bastıkları kumda hiç yanmıyordu.Bunun nasıl olabildiğini çözemedi.Ama ağır ağır kumlarda salınmanın hoşuna gittiğini kendine itiraf etmeliydi.

Yürümeye devam etti.Bir yandan da

"Şu an benim uyuyor olmam gerek,neden buradayım ki?"

diye mırıldanıyordu.

Ne kadar olduğunu bilmediği bir süre yürüdükten sonra kumlara oturmuş,denize bakan bir adam görür gibi oldu.Yine de çok emin değildi.Çünkü adam,ona göre oldukça uzak sayılırdı.Buna rağmen,adamın olduğu yere doğru yürümeye devam etti.

Yaklaştıkça gördüğü silüet ona Ufuk'u hatırlatmıştı.

"Böyle bir şey olabilir mi?"

diye sordu kendi kendine çok hafif bir ses tonuyla ve adımlarını hızlandırdı.1-2 dakikanın ardından silüet netleşmiş,Ufuk olduğu belli olmuştu.Durdu ve yavaşça genç adamın yanına,kumların üzerine oturdu.Ufuk,tıpkı 1 yıl önceki gibi görünüyordu.İçi sevinçten kıpır kıpır olmuştu.

Hiç sesini çıkarmadan,uzunca bir süre gözlerinin önündeki bu doyumsuz manzaranın tadını çıkardı.Genç adam kısa kesilmiş turuncu saçları,yüzünü kaplayan hafif kirli sakal ve bıyığı,güneşten yine hafifçe bronzlaşmış teniyle çok ama çok yakışıklıydı.

Üzerinde krem rengi salaş keten bir pantolon ve koyu mavi bir gömlek vardı.Pantolonun paçalarıyla gömleğinin kollarını dışa doğru kıvırmıştı.Ayakları tıpkı Amber'inkiler gibi,çıplaktı.

Bir an,genç adamın saçlarına elini daldırıp yüzünü okşamak için derin bir istek duydu içinde.Ama yapamadı.Çünkü,rüyalarda insan sevdiğine dokunabilir miydi,bilmiyordu.Onun yerine konuştu.

"Merhaba Ufuk!Nasılsın?"

Genç adam sesini duyar duymaz başını ona çevirmiş,elâ gözleriyle Amber'i tepeden tırnağa süzmüştü.Genç kadın yine konuştu.

"Lütfen susma Ufuk,seninle konuşmam lazım."

"Biliyorum güzelim,senin o güzel yüzünü bir süre doya doya izlemek istedim sadece."

Duyduğu sözler Amber'in hem şaşırmasına,hem de mutlu olmasına neden olmuştu.Demek bu kez konuşup dertleşeceklerdi.Bu ilk kez oluyordu.Ufuk'un yumuşak sesini duymayı çok özlemişti.

"Buna sevindim canım,bir an hiç konuşmayacaksın sandım."

diyerek gülümsedi ve ekledi.

"Gerçekten iyi misin?"

"İyiyim bitanem,burada bana çok iyi bakıyorlar.Sen merak etme."

"Bunu duymak çok güzel aşkım.Çok iyi görünüyorsun,daha da önemlisi geçen bir yılda hiç değişmemişsin.Bana oradaki hayattan biraz söz eder misin?Merak ediyorum."

AMBERWhere stories live. Discover now