1.BÖLÜM

1.2K 161 798
                                    






Sinâ,eşi Nil'i 3 yıl önce bir trafik kazasında kaybetmiş eski bir polisti.Nil'in ölümünden yaklaşık 1 yıl sonra görev sırasında ağır yaralanıp ölümden dönünce,hiç istemediği halde görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.Çünkü o dönemde sadece 3 yaşında olan kızı Derin'e bakabilecek kimsesi yoktu.Anne ve babası 3 yaşında bir çocuğa bakmak için yaşlanmışlardı.Erkek kardeşiyse deli dolu biriydi.Yeğeninin sorumluluğunu alamazdı.

Çok sevdiği görevinden ayrılmak zorunda kalınca onu İstanbul'da tutan bir şey kalmamıştı.Bu nedenle 2 yıl kadar önce kızıyla Göcek'e taşındı.Baba-kız bu küçük,sevimli yerde kendilerine sakin ve tehlikeden uzak bir hayat kurdular.

Evine çok yakın bir mesafede kurduğu atölyede marangozluk yaparak geçimlerini sağlıyordu.Kızı Derin onun her şeyiydi.Karısı öldüğünden beri hayatına bir kadın girmesine izin vermemişti.Bu durumdan da hoşnuttu.

Tabi kaderin kendisi ve kızı hakkında başka planları olduğundan ve bu durumun çok yakında değişeceğinden habersizdi genç adam.


Amber,5 yıl önce Tıp Fakültesi'nden çok iyi bir dereceyle mezun olmuş,genç ve güzel bir doktordu.Bir yıl öncesine kadar çok mutlu bir hayatı vardı.Ailesini o çok küçükken geçirdikleri bir trafik kazasında kaybetmiş olsa da,halası Nevin'in sevgisi sayesinde hayata tutunmayı başarmıştı.

Onun gibi doktor olan nişanlısı Ufuk'un aşkı ve desteği Amber'in en büyük şansıydı.Birbirlerini çok seviyor,en kısa zamanda evlenmenin hayalini kuruyorlardı.Tabi öfkeli bir hasta yakınının bıçak darbeleriyle genç adam hayattan koparılınca,tüm dünyası başına yıkılmıştı genç kadının.

Ufuk'un ölümünden bu yana tam bir robot gibi yaşadığı söylenebilirdi.Zira ev ve hastane arasında mekik dokumak dışında başka bir şey yapmıyordu.Çok sevdiği İstanbul,ona artık sadece acılarını hatırlatır olmuştu.Kaçmak,gitmek istiyordu bu şehirden.Ama gidebileceği bir yer yoktu.Ayrıca buradan uzaklaşmak istemesine rağmen,çok sevdiği halasını ve Ufuk'un mezarını geride bırakmaya yüreği el vermiyordu.

3 gün önce çok sevdiği hocasının,

"Bak Amber,benim Göcek'te bir özel hastanede çalışan bir arkadaşım var.Geçenlerde beni aradığında hastanelerinde doktor eksiği olduğunu söylemişti.İstersen orada çalışman için gerekli ayarlamaları yapabilirim.Senin gibi harika bir doktoru kaçırmak istemeyeceklerdir.Ne dersin?"

diye sormasıyla ne zamandır aklında olanı gerçekleştirme şansı doğmuştu.Biraz tereddüt etse de denemekten zarar gelmeyeceğini düşünerek,

"Tamam hocam,ben teklifinizi kabul ediyorum.Siz gerekli ayarlamaları bir an önce yaparsınız."

deyip hafifçe gülümsedi.Onayı alan hocası hiç vakit geçirmeden hastaneyle konuşup,dediği gibi 2 gün içinde Amber'in o hastanede çalışması için gerekli tüm ayarlamaları yapmıştı.Bu değişikliğin öğrencisine çok iyi geleceğine inanıyordu.

Yarın sabah,Göcek'e gitmek üzere küçük arabasıyla yola çıkacaktı.Bu yolculuğun hayatını değiştireceğini bilmiyordu...


Sinâ,odasına vuran güneş ışığıyla uyandı uykusundan.Yine pek iyi uyuyamamıştı.Ama buna rağmen,kendini huzurlu hissediyordu.Çünkü dün gece rüyasına yine Nil gelmişti.Eskiden olduğu gibi uzun uzun sohbet etmiş,dertleşmişlerdi.Ona biricik kızlarını,Derin'lerini anlatmıştı.Genç kadın anlatılanları büyük bir dikkatle dinlerken gülümsüyordu.Demek artık onların yanında olamasa da gittiği yerde mutluydu.

Öldüğü günden beri yani tam 3 yıldır,cenaze günü hariç hiç gitmemişti karısının mezarına genç adam.Çok sevdiği,güzeller güzeli Nil'inin o soğuk toprağın altında olması fikrine bir türlü alışamamıştı.

AMBERWhere stories live. Discover now